Kısalan program ve bariz yorgunluk... Trump'ta yaşlanma belirtileri mi görülmeye başlandı?

Trump'ta yaşlanma belirtileri belirgin şekilde görülmeye başlandı. (AFP)
Trump'ta yaşlanma belirtileri belirgin şekilde görülmeye başlandı. (AFP)
TT

Kısalan program ve bariz yorgunluk... Trump'ta yaşlanma belirtileri mi görülmeye başlandı?

Trump'ta yaşlanma belirtileri belirgin şekilde görülmeye başlandı. (AFP)
Trump'ta yaşlanma belirtileri belirgin şekilde görülmeye başlandı. (AFP)

New York Times’ta yayımlanan bir haber, ABD Başkanı Donald Trump’ın bu yılın başında başlayan ikinci döneminden bu yana sağlık durumunda ve kamuya görünürlüğünde yaşanan değişimleri mercek altına aldı. Haberde, yaşlanmanın belirtilerinin Trump’ta gözle görülür şekilde ortaya çıktığı ifade edildi.

Şarku’l Avsat’ın New York Times’tan aktardığına göre 79 yaşındaki Trump kendisini güç, enerji ve bitmeyen bir dinamizm sembolü olarak sunmaya devam etse de, gerçek durumunun çok daha karmaşık olduğu vurgulandı.

ABD’de Cadılar Bayramı kutlamalarının yapıldığı gün, Trump Japonya ve Güney Kore’yi kapsayan yaklaşık bir haftalık turunun ardından Andrews Hava Üssü’ne indi. Ardından Beyaz Saray’a geçerek kostümlü çocuklara şeker dağıttı. Destekçileri, yoğun programına rağmen ayakta kalabilmesini övgüyle karşıladı; bir sosyal medya kullanıcısı “Adam günlerdir durmadan çalışıyor!” diye yazdı.

Ancak bir hafta sonra, Beyaz Saray’daki bir etkinlikte Trump’ın yorgunluk belirtileri dikkat çekti. Başkanın uykusu gelmiş gibi göründüğü ve gözlerini açık tutmakta zorlandığı ifade edildi.

Yaşıyla ilgili eleştirilerden kaçınmak için Trump, kendisini sık sık selefi Joe Biden ile karşılaştırıyor. Başkanlık görevini 82 yaşında sürdüren Biden’ın ekibinin, onun artan zayıflığını kamuoyundan saklamak için çeşitli önlemler aldığı belirtiliyor.

Trump’ın programı

Trump, Amerikan kamu hayatında hâlâ çok görünür bir figür olmayı sürdürüyor. Medya karşısına sıkça çıkıyor ve Biden’ın yaptığına kıyasla çok daha fazla soru yanıtlıyor. Yabancı liderler, şirket yöneticileri, bağışçılar ve diğer etkili isimlerin kendisine düzenli ve doğrudan erişimi bulunuyor.

Buna rağmen, ikinci döneminin neredeyse bir yılının geride kalmasıyla birlikte Amerikalıların Trump’ı eskisi kadar sık görmediği dikkat çekiyor. New York Times’ın Trump'ın programıyla ilgili analizine göre, başkanın kamuya açık etkinliklerinin sayısı azaldı. Ayrıca ülke içi seyahatleri, ilk döneminin başlangıcı olan 2017 yılına kıyasla belirgin şekilde düşmüş durumda. Buna karşın Trump’ın dış gezileri arttı.

cdfvgt
Amerikalılar Trump'ı eskisi kadar sık görmüyor. (Reuters)

Ayrıca, eskisine göre daha kısa bir kamu programı sürdürüyor. Kamuya açık etkinliklerinin çoğu öğle saatleri ile 17:00 arasında gerçekleşiyor.

İlk döneminde Trump'ın programındaki etkinlikler ortalama olarak sabah 10:30'da başlıyordu.

Trump'ın bu yıl resmi olarak ortaya çıktığı toplam sayı, 2017'ye kıyasla yüzde 39 azaldı.

20 Ocak ile 25 Kasım 2017 arasında Trump bin 688 resmi etkinlik düzenledi. Bu yılın aynı döneminde Trump bin 29 resmi etkinlikte boy gösterdi.

Yorgunluk belirtileri

Halka açık yerlerde bazen yorgun görünüyor. 6 Kasım günü öğle saatlerinde Beyaz Saray'da popüler zayıflama ilaçlarının fiyatlarının düşürülmesi konusunda düzenlenen basın toplantısında Trump, etrafında duran CEO'lar ilaçlar hakkında konuşurken yaklaşık 20 dakika boyunca masasında oturarak uykusuyla mücadele etti.

sadfrgt
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da kilo verme ilaçlarının fiyatlarını düşürmek için düzenlenen bir etkinlik sırasında uyuyor gibi görünüyor. (Reuters)

Trump, yanında duran bir konuk bayılıp yere düşene kadar koltuğundan kalkmadı.

Manyetik rezonans görüntüleme

Trump, ayrıntıları vermeden geçirdiği tıbbi işlemlerle ilgili haberleri paylaşarak sağlığı hakkında daha fazla soru işareti yarattı.

Asya'dayken Trump, nedenini açıklamadan ekim ayı başında Walter Reed Ulusal Askeri Tıp Merkezi'nde MRG (manyetik rezonans görüntüleme) taraması geçirdiğini açıkladı.

MRG taraması hakkında tekrar sorulduğunda Trump, Air Force One uçağında gazetecilere şunları söyledi: “Ne analiz ettiklerini bilmiyorum. Ama ne analiz ettilerse, iyi analiz etmişler ve şimdiye kadar gördükleri en iyi sonucu aldığımı söylediler.”

Sağ elindeki morluk

Trump ayrıca sağ elindeki morluğa kozmetik ürünler sürüyor, bu da sağlığı hakkında daha fazla soru işareti yaratıyor.

Doktoru ve yardımcıları, morluğun aspirin kullanımı ve sık sık el sıkışmasından kaynaklandığını söylüyor.

cdfgt
Trump morluklarını makyajla kapatıyor. (Reuters)

Eylül ayında, elindeki morluk ve ayak bileklerindeki şişlik, gözlemciler arasında sağlığı hakkında yaygın spekülasyonlara yol açtı.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Trump'ın sağlığıyla ilgili bir dizi soruya yanıt verirken, başkanın enerjisini övdü.

Leavitt yaptığı açıklamada, “Eski başkanın bilişsel gerilemesini örtbas eden ve basından gizleyen Biden yönetimindeki Beyaz Saray yetkililerinin aksine, Başkan Trump’ın tüm ekibi, başkanın sağlığı konusunda açık ve şeffaf davrandı” dedi.

Kilo kaybı

Trump’ın ilk döneminde sağlık durumuna ilişkin eleştirileri tetikleyen birçok unsur bugün de geçerliliğini koruyor. Düzenli spor yapmıyor; bunun nedenlerinden biri, insanların doğuştan sınırlı bir enerji rezervine sahip olduğuna ve yoğun fiziksel aktivitenin bu ‘bataryayı’ tüketebileceğine dair inancı.

Ayrıca fazlaca kırmızı et tükettiği biliniyor.

Buna karşın, doktoruna göre Trump bir miktar kilo verdi.

2020’de 190 cm boyundaki Trump’ın kilosu 111 kg olarak açıklanmıştı; bu değer resmi olarak obezite kategorisine giriyordu. Bu yıl ise doktoru Sean Barbabella, başkanın sağlık özetinde kilosunun 109 kg olduğunu bildirdi.

Trump’ın, Ozempic gibi popüler zayıflama iğnelerinin etkisi hakkında sık sık konuştuğu, bunları ‘yağ ilaçları’ olarak adlandırdığı ve çevresindeki bazı kişilerin bu tedavileri kullandığını söylediği aktarılıyor. Ancak doktoru, Trump’ın kendisinin bu ilaçları kullanıp kullanmadığına dair bir açıklama yapmadı.

Barbabella, nisan ayında yaptığı değerlendirmede, “Başkan Trump bilişsel ve fiziksel açıdan mükemmel bir sağlık durumuna sahip; başkomutan ve devlet başkanı olarak görevlerini eksiksiz yerine getirebilecek durumda” ifadelerini kullandı.

Tutarlı yaklaşım

George Washington Üniversitesi’nden siyasal tarihçi Matthew Dallek, başkanların genel olarak sağlıklarına dair mümkün olan en iyi görüntüyü sunmaya çalıştığını, Trump’ın da Biden dahil seleflerinin izlediği yolu izlediğini söyledi.

Dallek, “Çevresindekiler Biden’ın yardımcılarına benziyor; sanki hayali bir dünyada yaşıyormuşuz gibi konuşuyorlar. Bu şekilde Trump, yardımcıları ve doktorlarının desteğiyle sağlığına dair gerçek dışı bir imaj yarattı. Oysa gerçek şu ki, 79 yaşında ve bu görevi üstlenen en yaşlı kişilerden biri” dedi.

Eski Beyaz Saray doktoru ve başkanların sağlık bakımı üzerine bir kitabın yazarı olan Jeffrey Kuhlman ise Trump’ın çalışma temposunun, göreve geldiklerinde 54 yaşında olan George W. Bush ile 47 yaşındaki Barack Obama’nınkinden oldukça farklı olduğunu söyledi.

Kuhlman, “Hem Bush hem de Obama günlük programlarına sporu dahil etmişlerdi. Bush her gün sabah 6.45’te Oval Ofis’e ulaşırdı; Obama ise genellikle sabah 10 gibi gelir ve akşam 7’ye kadar çalışırdı” dedi.

Trump’ın yardımcılarına ilişkin değerlendirmesinde ise, “Onu son derece enerjik ve güçlü biri olarak göstermeye çalışıyorlar. Ancak Oval Ofis’te bulunduğu zamanlarda pek hareketli olmadığı görünüyor” ifadelerini kullandı.

Kuhlman, Trump’ın yaşına rağmen uçak merdivenlerini çıkarak Air Force One’a binebilmesinin takdire şayan olduğunu belirtti, ancak “Uçağın içine girdikten sonra ne yaptığı konusunda kimsenin bir fikri yok” dedi.



Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
TT

Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Katz ile Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ofisinde düzenlenen uzlaşı toplantısında bir araya gelmiş olsalar da aralarındaki gerilim dinmedi. Tartışma, İsrail kamuoyunda büyük tepki yaratırken yorumcular bunu “öğretmenin çocukların kavgasından keyif aldığı bir anaokulu”na benzetiyor.

Anlaşmazlık, Zamir’in 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısı sırasında yaşanan “büyük başarısızlıktan” sorumlu tuttukları üst düzey subaylara ceza vermesiyle başladı. Savunma Bakanı Katz ise bu kararların kendisine danışılmadan alındığını söyleyerek uygulamayı reddetti. Uzmanlara göre konu artık yalnızca iki isim arasındaki bir çekişme değil; hükümet ile güvenlik kurumları arasındaki güç mücadelesine dönüşmüş durumda.

Netanyahu’nun bu krizi kendi lehine kullanmaya çalıştığı belirtiliyor. Başbakanın, yaklaşan Likud iç seçimleri öncesinde Katz’ın parti içindeki konumunu zayıflatmak, aynı zamanda Zamir’in ordudaki konumunu da tartışmalı hâle getirmek istediği ifade ediliyor.

Gerilim son olarak dün gece doruğa ulaştı. Netanyahu, iki tarafı barıştırmak için Katz ve Zamir’i birlikte toplantıya çağırdı. Ancak Katz toplantıya zamanında gelmedi ve iki ayrı görüşme yapılmasını tercih ettiğini bildirdi. Netanyahu’nun da bu talebi kabul ettiği aktarıldı.

Netanyahu’dan iki tarafa da mesajlar

Başbakanlık çevreleri, basına yapılan sızıntılarla iki tarafa da mesajlar iletti. Medyaya yansıyan haberlere göre Netanyahu, Katz’ın “Genelkurmay Başkanıyla gereksiz çatışma çıkardığını ve aşırı şekilde saygısız davrandığını” düşünüyor. Öte yandan başka sızıntılarda Netanyahu’nun, “Zamir’in atanmasının hata olduğunu düşündüğü, bağımsız hareket ettiği ve görev öncesi verdiği sözlerden döndüğü” iddia edildi.

fgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bir ordu karargahındabir araya geliyor. (İsrail hükümeti)

Bu sızıntılar kamuoyunda tartışma yaratınca, bu kez “askerî çevrelerin kasıtlı olarak gerilimi artırmak için bilgi sızdırdığı” iddia edildi. Netanyahu’ya yakın isimler, başbakanın Katz’ı da Zamir’i de görevden almayı planlamadığını savundu.

Çatışmanın kökeni

Gerilim, Zamir’in Hamas saldırısı sırasında güney cephesinden sorumlu komutanlara disiplin cezaları vermesi ve terfi listesini bakanlığa danışmadan hazırlamasıyla büyüdü. Katz, buna karşılık terfileri askıya aldı ve ordu içi incelemelerin yeniden araştırılmasını içeren başka bir komisyon kurdu.

Zamir, yapılan tüm atama ve cezaların “profesyonel askerî kararlar” olduğunu savunurken, Katz bunu “otoriteye başkaldırı” olarak niteliyor. Netanyahu ise hem Zamir’i “bakanı yok saymakla”, hem de Katz’ı “gerilimi tırmandırmakla” eleştirdi.

Orduyu suçlama stratejisi

Haaretz gazetesi, yaşananları “7 Ekim hükümetinin tüm sorumluluğu orduya yükleme çabasının” bir parçası olarak değerlendirdi. Gazete, hükümetin “kamuoyunun orduya güvenini sarsmayı, atamaları siyasallaştırmayı ve Genelkurmay Başkanı’nı küçük düşürmeyi” amaçladığını iddia etti.

Strateji uzmanı Efrahim Ganor da Maariv’e yaptığı açıklamada, yaşananların “devlet güvenliğini tehlikeye atan bir skandal” olduğunu belirterek, “Gerçek bir devlet adamı önceliğini güvenliğe ve ülkenin geleceğine verirdi” dedi.

Lapid’den Netanyahu’yu sıkıştıracak hamle

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, gelecek hafta ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze krizinin çözümü ve rehinelerin serbest bırakılması için sunduğu 20 maddelik planı Knesset’e oylatacağını açıkladı. Lapid’in amacı, bu plana karşı çıkan koalisyon partilerini zor durumda bırakarak Netanyahu’yu ABD yönetimi karşısında sıkıştırmak.

Lapid, muhalefetteki ortağı Avigdor Liberman’ı da plana destek vermeye ikna etmeye çalışıyor. “İsrail halkı, Başkan Trump’ın rehinelerin serbest bırakılması için yürüttüğü cesur girişime minnettardır” diyen Lapid, tüm partilere plana destek çağrısı yaptı.


Mamdani, Oval Ofis'te gördüğü en tuhaf şeyi açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Mamdani, Oval Ofis'te gördüğü en tuhaf şeyi açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, geçen hafta ABD Başkanı Donald Trump'la yaptığı görüşme sırasında Oval Ofis'te karşılaştığı en tuhaf şeyin "Beyaz Saray'da UFC" başlıklı bir dosya olduğunu açıkladı.

Çarşamba günü Adam Friedland Show'a katılan Mamdani, odaya girdiğinde mobilyaların üzerine serpiştirilmiş "bir sürü farklı sehpa üstü kitabı" gördüğünü söyledi.

"Bunlardan biri 'Beyaz Saray'da UFC' isimliydi" diye devam eden Mamdani, başkanın gelecek yıl haziranda Amerika'nın 250. yıldönümünü kutlamak için Güney Çimleri'nde düzenlemeyi planladığı karma dövüş sanatları etkinliği hakkında daha önce "hiçbir fikri olmadığını" da ekledi.

dfrgty
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, 25 Kasım 2025 Çarşamba günü Adam Friedland'e röportaj verdi (The Adam Friedland Show/YouTube)

"Sadece göz gezdiriyordum" diyen Mamdani, daha fazla ayrıntı istendiğinde, bunun aslında gelecek yaz Beyaz Saray'da kurulacak sekizgen şeklindeki kafes arenanın nasıl görüneceğine dair konsept çizimlerinden oluşan bir dosya olduğunu açıkladı.

Friedland dövüşe katılmayı düşünüp düşünmediğini sorunca seçilmiş belediye başkanı kıkırdayarak "Hayır!" cevabını verdi.

Trump bu spor etkinliğinden ilk olarak temmuzda, Iowa Eyaleti Fuar Alanı'nda yaptığı bir konuşmada söz etmişti. Etkinliğin, ABD Başkanı'nın da 80. doğum günü olan 14 Haziran 2026'da düzenlenmesi ve dövüşçülerin Lincoln Anıtı önünde tartılması bekleniyor.

Trump ilk önce, 25 bin kişinin müsabakayı canlı izleyebileceğini söylemiş ancak UFC Başkanı ve CEO'su Dana White, eylülde Fox News'un sorusuna cevap verirken kapasitenin sadece 5 bin kişi olduğunu açıklamıştı.

White, müsabakayı 85 bin kişilik bir kalabalığa aktarmak için yakındaki bir parka büyük ekranlar kurulacağının sözünü vermişti.

Ayrıca ekimde Sports Business Journal'a yaptığı açıklamada, şirketinin etkinlikten sonra Güney Çimleri'nin onarımı için 700 bin dolar ödeyeceğini söylemişti.

Hangi dövüşçülerin mücadelede yer alacağına dair henüz bir açıklama yok.

Dövüş sporlarıyla epeydir ilgilenen Trump, geçen yılki başkanlık seçimlerini kazandıktan sonra Mar-a-Lago'daki zafer partisinde konuşma yapan White'la da uzun süredir arkadaş.

Seçim kampanyası sırasında eski dövüşçü ve podcast sunucusu Joe Rogan'a verdiği röportajın, Trump'ın daha geniş bir kitleye ulaşmasına yardımcı olduğu söyleniyordu.

Başkan, son bir yılda Elon Musk'ın yanı sıra Robert F. Kennedy Jr. gibi kabine bakanlarıyla UFC müsabakalarına katıldı. İrlandalı eski UFC şampiyonu Conor McGregor ise Aziz Patrick Günü'nde Beyaz Saray'da ağırlanmıştı.

Mamdani'nin cuma günü Trump'la yaptığı görüşme, başkanın, demokratik sosyalisti seçim kampanyası sırasında "yüzde 100 komünist deli" diye nitelendirmesine ve kazanması halinde New York'tan federal fonları çekmekle tehdit etmesine rağmen, beklenmedik bir şekilde samimi geçti. Bu sonuç, MAGA müttefiklerini şoke etti.

Independent Türkçe


Venezuela’nın ABD’ye karşı pazarlık kozu: Çin’e satışlar azaltılabilir

Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)
Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)
TT

Venezuela’nın ABD’ye karşı pazarlık kozu: Çin’e satışlar azaltılabilir

Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)
Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)

Amerikan ordusunun Karayipler'deki askeri yığınağı nedeniyle ABD'yle Venezuela arasında başlayan gerginlik sürüyor. 

Donald Trump yönetimi, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu da dahil ettiği Cartel de los Soles'i Yabancı Terörist Örgütler (FTO) listesine dün eklemişti. 

Öte yandan Trump, "terör örgütü lideri" olmakla suçladığı Maduro'yla görüşmeye açık kapı bıraktığını da söylemişti.

Reuters'ın analizinde, Venezuela'nın ABD'yle müzakereye başlaması durumunda çoğunlukla Çin'e sattığı ham petrolü "pazarlık kozu" olarak kullanabileceği belirtiliyor. 

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi Venezuela'nın petrol üretimi bu yıl günde 1,1 milyon varil civarında sabitlendi. Nakliye verilerine göre, ihracatın yüzde 80'inden fazlası haziran ve ekim arasında Çin'e gönderildi.

Analistler, pazarlık kozu olarak bu sevkıyatların bir kısmının ABD'ye yönlendirilebileceğini ve Amerikan şirketlerine esnek işletme lisansları verilebileceğini söylüyor. 

Trump ilk döneminde Venezuela Devlet Petrol Şirketi'ni (PDVSA) yaptırım listesine almıştı. 2019'daki bu hamlenin ardından PDVSA'nın tedarik sözleşmelerinin çoğu askıya alınmış, şirket neredeyse tüm petrolünü spot piyasada büyük indirimlerle satmak zorunda kalmıştı.

Enerji analisti Thomas O'Donnell, "ABD'ye daha fazla petrol göndermek ve onların Venezuela'daki yatırımlarını korumak Maduro'nun sunabileceği bir teklif" diyor. 

Washington, Maduro yönetiminin kartellerle işbirliği yaptığını savunuyor. İddiaları reddeden Karakas ise Trump yönetiminin ülkede darbe planladığını öne sürüyor. 

Venezuela Devlet Başkanı Yardımcısı ve Petrol Bakanı Delcy Rodriguez, pazartesi günkü açıklamasına ABD'nin petrol nedeniyle ülkesini hedef aldığını savunmuştu. 

Kolombiya lideri Petro: Trump'ın derdi petrol

Kolombiya lideri Gustavo Petro da CNN'e verdiği röportajda, Trump yönetiminin Venezuela üzerindeki baskılarının uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadeleden çok ülkenin petrolüne erişmekle ilgili olduğunu ileri sürdü. 

Petro, Venezuela'nın küresel uyuşturucu ticaretinin küçük bir kısmında rol oynadığını savunarak, ABD'nin ülkedeki geniş petrol rezervlerini ele geçirmeye çalıştığını iddia etti.

Batı Yarımküre'de uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele için Güney Mızrağı Operasyonu başlattığını bu ay duyuran ABD, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etti.

Bölgede en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Reuters, CNN