Kahire’nin yeni dış politikası çoklu denge stratejisiyle güç topluyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki Kremlin Sarayı’nda Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi ile görüştü, 9 Mayıs 2025 (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki Kremlin Sarayı’nda Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi ile görüştü, 9 Mayıs 2025 (AFP)
TT

Kahire’nin yeni dış politikası çoklu denge stratejisiyle güç topluyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki Kremlin Sarayı’nda Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi ile görüştü, 9 Mayıs 2025 (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki Kremlin Sarayı’nda Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi ile görüştü, 9 Mayıs 2025 (AFP)

Amr İmam

19 Kasım'da, Rusya'nın en kuzeybatısındaki St. Petersburg'un derinliklerinde üretilen 330 tonluk bir basınç kabı, Mısır'ın kuzeybatısındaki aynı adlı kasabada bulunan ilk nükleer santrali olan el-Dabaa Nükleer Santrali'nin dört ünitesinden birine indirilirken sıcak bir rüzgar esiyordu.

Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi ile Rus mevkidaşı Vladimir Putin, kameraların üzerlerinde olduğunun tamamen farkında olan kişilerin gülümsemeleriyle, yüzlerinde sakin ve ölçülü bir ifadeyle bu sahneyi video konferans aracılığıyla izliyorlardı. Arka planda, mavi şapkalı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı müfettişleri notlar alırken, Çinli mühendisler telefonlarıyla fotoğraf çekiyor ve Mısır ordusundan subaylar çadırların gölgesinde bu sahneyi izliyorlardı.

Kahire, 1979'da Mısır-İsrail barış anlaşmasının imzalanmasından bu yana kendisine tahsis edilen yıllık 1,3 milyar dolarlık ABD askeri yardım paketini kuruşu kuruşuna korudu

Bunlar tamamen törensel anlardı, ancak yıllar süren diplomasi ve titiz hesapların doruk noktasını temsil ediyorlardı. Santral ve kalbine indirilen kap Rus yapımı ve 30 milyar dolarlık projenin maliyetinin yüzde 85'ini karşılayan kredi de Rusya'dan geldi. Projenin silah amaçlı kullanılmamasını garanti eden müfettişler Batılı. Kahire de dahil olmak üzere Mısır şehirlerine elektrik iletecek şebeke ise Çinli ellerle kuruluyor. Tahran, bu sahnede herhangi bir yetkilisi bulunmamasına rağmen, uranyum zenginleştirme faaliyetleriyle ilgili çıkmazında arabuluculuk yapmaya çalışan ve son aylarda Gazze'deki çatışmaları durdurma çabalarını defalarca övdüğü Kahire'ye minnettarlık duyuyor olmalı.

O televizyonda yayınlanan tek anda, Mısır, herhangi bir konuşma yapmadan, artık taraf seçmediğini, aksine her tarafın kendisini seçmesini sağladığını deklare ediyordu.

sdfr
Mısır'ın ilk nükleer santrali olan Dabaa Nükleer Santrali'nin inşaat alanı (Mısır Nükleer Santraller İdaresi)

Devrimci lider Cemal Abdunnasır, ulusal bağımsızlık ve Arap milliyetçiliği hakkındaki büyük konuşmalarına inanan kalabalıkların tezahüratları arasında, balkonlardan emperyalizme karşı haykırırdı. Süveyş Kanalı'nı millileştirdi, Sovyet füzelerini kabul etti ve Kahire'yi üçüncü dünyanın başkenti haline getirdi. Bağlantısızlık politikası romantik ve ideolojikti, ancak trajik bir şekilde sona erdi. 1967'ye gelindiğinde, politikaları ve ideolojisi, İsrail ile Altı Gün Savaşı'nın yıkıntıları arasında çökmüştü.

Sonraki altmış yıl boyunca Mısır, Amerikan yardımına ve diğer ülkelerden ve uluslararası kredi kuruluşlarından gelen mali desteğe bağlı kaldı.

Sisi'nin tarafsızlık anlayışı ise daha soğukkanlı, daha akıllı ve ölçülemeyecek kadar daha kârlı. Nasır, Washington ve Moskova arasında seçim yapmak zorunda kalırken, Sisi basitçe seçim yapmayı reddediyor. Mısır, Ocak 2024'te Rusya, Çin, İran ve BAE ile birlikte BRICS grubuna katıldı. Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında milyarlarca dolar değerinde yeni anlaşmalar imzaladı. Mısır, 2014 ortalarında Sisi iktidara geldiğinden beri Körfez ülkeleri ve Çin'den on milyarlarca dolarlık taahhüt aldı.

Buna rağmen Kahire, 1979’da Mısır-İsrail barış anlaşmasının imzalanmasından bu yana kendisine tahsis edilen yıllık 1,3 milyar dolarlık ABD askeri yardım paketini kuruşu kuruşuna korumaya devam etti. Ayrıca son on yılda ABD silah anlaşmalarından milyarlarca dolar daha elde etti.

Sisi'nin tarafsızlık anlayışı ise daha soğukkanlı, daha akıllı ve ölçülemeyecek kadar daha kârlı. Nasır, Washington ve Moskova arasında seçim yapmak zorunda kalırken, Sisi basitçe seçim yapmayı reddediyor

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Nasır'ın eski tarafsızlığı gurura dayalıyken, Sisi'nin tasarlayıp yönettiği çoklu denge hayatta kalmaya ve siyasi nüfuz elde etmeye dayanıyor. Mısır'ın mevcut Cumhurbaşkanı’nın bu yaklaşımı izlerken pek fazla seçeneği kalmamış gibi görünüyor. Zira Kızıldeniz'de gemilere yönelik saldırılar Süveyş Kanalı gelirlerini yaklaşık yüzde 60 oranında azalttı ve enflasyon ancak yakın zamanda yüzde 12'nin altına düştü. Mısır'ın kapısında, Gazze, Sudan ve Libya'da savaşlar sürüyor. Etiyopya ile Nil Nehri sularıyla ilgili anlaşmazlık ise alttan alta kaynamaya devam ediyor.

defrt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'dan video konferans aracılığıyla, Mısır'ın Dabaa'daki ilk nükleer santralinin dördüncü güç ünitesinin ilk beton döküm törenine katıldı, 23 Ocak 2024 (AFP)

Donald Trump bugün Beyaz Saray'a, İran'a karşı “azami baskı” politikasıyla ve Gazze'yi Kızıldeniz sahilindeki bir tatil beldesine dönüştürmeye yönelik doğaçlama fikirlerle geri döndü. Ardından, daha geniş kapsamlı bir bölgesel barış projesinin parçası olarak, savaşı sona erdirmek ve Filistinliler ile İsrailliler arasında barışı sağlamak için yirmi maddelik bir plan hazırladı.

Başka herhangi bir on yılda, bu krizler varoluşsal tehditler olarak görülebilirdi. Ancak 2025'te pazarlık konusu haline geldiler ve Kahire bunları tüm potansiyeliyle kullanıyor.

Beş ortaklık

Washington, bu bölgedeki en önemli güvenlik garantörü olmaya devam ediyor. Gazze savaşı, Gazze Şeridi'ne komşu olan Refah şehrini Mısır'ın en büyük jeopolitik kredisi haline getirerek Kahire'ye Filistin topraklarına geçişi kontrol etme, açlık çeken halkına yardım akışını organize etme, silah kaçakçılığını önleme, militanları İsrail ve Gazze sınırında bulunan ve Süveyş Kanalı'na nazır bir Mısır toprağı olan Sina'dan uzak tutma fırsatı verdi.

rthy
Mısır'ın Gazze Şeridi sakinlerine yaptığı yardım kapsamında Refah Sınır Kapısı’nın dışında bekleyen bir tır konvoyu, 26 Ekim 2025 (AFP)

Washington bunun gayet farkında ve bu yüzden Kongre askeri yardıma bağlı şartlardan feragat etmeye devam ederken, Pentagon özellikle F-16 savaş uçakları için hayati önem taşıyan yedek parçaların teslimatını hızlandırıyor. Trump, Filistinlilerin Sina'ya nakledilmesi hakkında tweet atmış olabilir, ancak bu yılın nisan ayında Mısır tankları sınırda belirir belirmez, bu öneri Beyaz Saray'ın gündeminden sessizce silindi.

Bu arada Moskova, Mısır'ın enerji geleceğini inşa ediyor. Dabaa nükleer santrali artık uzak bir hayal değil. 19 Kasım'da basınç kabının indirildiği ilk reaktörün 2028'de yakıt ikmali yapılması ve 2030 yılına kadar tam faaliyete geçmesi planlanıyor.

Tesiste 25 binden fazla işçi çalışıyor ve bunların yüzde 80'i Mısırlı. Rus devlet nükleer enerji şirketi Rosatom, 1.700 Mısırlı nükleer uzmanını eğitiyor. Projede sözleşmelerin yüzde 55'i Mısırlı şirketler ile imzalandı. Yaptırımlar Rosatom'u her gün tehdit ediyor, ancak nükleer santralin inşası Kahire'nin projeyi Moskova'nın vazgeçemeyeceği kadar stratejik hale getirmesi, Washington'un projeyi durdurmasını engelleyen Uluslararası Atom Enerjisi  Ajansı’nın güvenlik önlemleriyle çevrili olması nedeniyle ilerlemeye devam ediyor.

Bu arada Pekin, Süveyş Kanalı Ekonomik Bölgesi'ni Kuşak ve Yol Girişimi'nin batı ayağı haline getirmek için sessizce çalışıyor. Milyarlarca dolarlık Çin yatırımı, Mısır limanlarına, sanayi bölgelerine ve ülkenin geniş alanlarını kapsayan yüksek hızlı tren hatlarına akıyor.

Yuan ile ödeme artık ikili ticaretin önemli bir bölümünü oluşturuyor ve Mısır'ı dolar sıkıntısından koruyor. Bu yılın nisan ayındaki ortak hava tatbikatları, Kahire ve Pekin arasındaki ortaklığın kredilerin ötesine, askeri alana da yayıldığının en açık göstergesiydi.

Mısır ayrıca, BAE ile 35 milyar dolarlık Ras el-Hikme kıyı projesi de dahil olmak üzere Körfez ülkeleriyle önemli anlaşmalar imzaladı. Bu anlaşma, Mısır para biriminin çöküşünü önemli ölçüde önlemeye yardımcı oldu.

Buna karşılık Kahire, Yemen konusunda Körfez ülkeleriyle aynı çizgide yer aldı, Sudan konusunda koordinasyon sağladı ve en önemlisi, 53 milyar dolarlık Gazze’nin yeniden inşası projesinin yönetim sorumluluğunu tüm Arap ülkeleri adına üstlendi. Mart 2025'te Kahire'de düzenlenen Arap Zirvesi, Arap planını onayladı ve Gazze ateşkes planının ikinci aşaması başladığında, sözleşmeler büyük olasılıkla Mısır şirketleri aracılığıyla imzalanırken, Gazze-Sina geçişi Mısır kontrolünde kalacak.

Tahran bile bu yörüngeye katıldı. Kahire ve Tahran henüz büyükelçi atamamış olsa da, iki başkent arasındaki ilişkilerin iyileşmesi Kahire ile hem Hamas'ın hem de Yemen'deki Husi milislerinin hamisi olan ülke arasında doğrudan bir bağlantı sağladı.

Nasır'ın tarafsızlığı,1967'nin yıkıntıları ve on yıllarca süren Amerikan buğday sevkiyatlarına aşağılayıcı bağımlılıkla sona ererken, Sisi'nin çok yönlü yaklaşımı şimdiye kadar yüzde 4'ü aşan bir büyüme sağladı. Enerji güvenliği giderek önem kazanıyor ve Mısır, tek bir savaşa girişmeden veya ideolojik kampanyalar yürütmeden her önemli masada kendine yer buluyor.

 Mısır, bugün Ortadoğu'nun yarım asırdır gördüğü en karmaşık diplomatik oyunda kazanan taraflardan biri olmaya çalışıyor. Çok kutuplu fırtınanın ortasında ayakta kalmakla yetinmiyor, rüzgarlarından nasıl faydalanacağını da öğreniyor.



Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
TT

Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Fransa şubesi Ulusal Gazeteciler Birliği (SNJ) ile iş birliği yaparak, 26 Kasım'da Paris'teki Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı'na, Filistin topraklarında medya özgürlüğünü engelleme ve savaş suçları işleme suçlamalarıyla şikayette bulundu.

Kimliği belirsiz kişiye karşı açılan dava, Fransız gazetecilerin güvenliklerini ve çalışmalarına devam edebilmelerini sağlamak amacıyla gizlice toplanan çok sayıda tanık ifadesine dayanıyor.

İki kuruluştan yapılan açıklamada, "Temel ilkeler olan basın özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkı Gazze ve Batı Şeria'da yeniden tesis edilmelidir"denildi.

"İşgal altındaki Filistin topraklarında gazetecilerin çalışmalarının yaygın olarak engellendiği göz önüne alındığında, sembolik açıklamalar önemini koruyor, ancak yeterli değil. Harekete geçilmeli ve Fransız yargısının bu konuda bir rolü olmalı. Geçen hafta Paris'te yaptığımız şikayetin anlamı da bu."

Şikayette, özellikle 7 Ekim 2023'ten bu yana hiçbir yabancı gazetecinin serbestçe girmesine izin verilmeyen Gazze'ye uygulanan medya karartması ve Hamas saldırıları hedef alınıyor.

İki kuruluş, bu durumu "silahlı çatışmada eşi benzeri görülmemiş bir karartma" olarak nitelendirirken, Filistinli gazetecilere ve medya çalışanlarına yönelik "sert baskı"nın da eşlik ettiğini belirterek, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu'nun 225 cinayeti belgelediğini kaydetti.

Kuruluşlar, İsrail ve Batı Şeria'da gazetecilerin çalışmalarına getirilen kısıtlamaları da kınadı.

Sahada çalışan Fransız muhabirler, günlük hayatta olayları takip etmelerinin engellendiğini, tehdit edildiğini, ekipmana el konulduğunu, fiziksel saldırılara maruz kaldıklarını, silahların savrulduğunu, tutuklamalar, aramalar ve sorgulamalar, gözaltılar ve keyfi sınır dışı edilmeler yaşandığını ve hatta bazen "vurulduklarını" anlattılar.

Şikayette, belirli bir kişiyi hedef almadıklarını belirtilerek, belgelenen ihlallerin işgal altındaki topraklarda, siviller ve yerleşimcilerin yanı sıra askeri, polis, gümrük ve idari birimlere atfedildiği, "olayların doğru ve dengeli bir şekilde aktarılmasını engellemek ve tek taraflı bir anlatım dayatmak" amacı güdüldüğü belirtildi.

Bu bağlamda SNJ Genel Sekreterleri Vanessa Ribush ve Julien Fleury, "Gazeteciler gözlemci olarak görülmekte zorlanıyorlar, çünkü çoğu zaman aktivist, hatta terörist gibi muamele görüyorlar" dedi.

"Onlarca silahlı yerleşimci tarafından takip edildiklerinde, hayatlarına yönelik tehlike mevcut ve bazen somut hale geliyor. Gazetecilerin temel haklarının bu şekilde ihlal edilmesi cezasız kalamaz" diye eklediler.

İki örgüt, işgal altındaki topraklarda yaşanan ihlallerin, İsrail'in "devlet dokunulmazlığı"nı ileri sürmesini engellediğini ve özellikle ihlallerin Fransız vatandaşlarını etkilemesi ve temel özgürlüklerini ihlal etmesi nedeniyle, Fransız yargısının harekete geçmesinin önünü açtığını savundu.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu Genel Sekreteri Anthony Bellanger ise "Fransız gazetecilerin uluslararası insancıl hukukun tamamen geçerli olduğu alanlarda çalışmalarını engellemelerine, tehdit ve sindirilmelerine veya hedef alınmalarına artık izin vermeyeceğiz" dedi. Bellanger, "Basın özgürlüğü çiğnendiğinde ve savaş suçları işlendiğinde, Fransa vatandaşlarını korumak için harekete geçmelidir. Şikayetimiz, uluslararası hukukun üstünde kimsenin olmadığını ve gerçeğin susturulamayacağını herkese hatırlatmak için gerekli bir adımdır" ifadesini kullandı.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu ve Ulusal Gazeteciler Birliği'ni temsil eden avukatlar Inès Dafoe ve Louise L. Yafe, bu şikayetin Fransa'da "eşi benzeri görülmemiş" olduğunu doğrulayarak, "Gazetecilerin çalışmalarının sistematik olarak engellenmesi ve onları hedef alan savaş suçları temelinde, çatışma bölgesindeki Fransız muhabirlerini korumak için ulusal bir mahkemeye ilk kez böyle bir dava açıldı" dediler.

"Basın özgürlüğünün korunması, hukukun üstünlüğüyle yönetilen her devlette temel bir ilkedir ve Fransız gazetecilerin görevlerini yerine getirme yetenekleri ihlal edildiğinde, mahkemelere başvurmalarını tamamen haklı çıkarır" vurgusu yapıldı.


Kahire’nin yeni dış politikası çoklu denge stratejisiyle güç topluyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki Kremlin Sarayı’nda Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi ile görüştü, 9 Mayıs 2025 (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki Kremlin Sarayı’nda Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi ile görüştü, 9 Mayıs 2025 (AFP)
TT

Kahire’nin yeni dış politikası çoklu denge stratejisiyle güç topluyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki Kremlin Sarayı’nda Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi ile görüştü, 9 Mayıs 2025 (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki Kremlin Sarayı’nda Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi ile görüştü, 9 Mayıs 2025 (AFP)

Amr İmam

19 Kasım'da, Rusya'nın en kuzeybatısındaki St. Petersburg'un derinliklerinde üretilen 330 tonluk bir basınç kabı, Mısır'ın kuzeybatısındaki aynı adlı kasabada bulunan ilk nükleer santrali olan el-Dabaa Nükleer Santrali'nin dört ünitesinden birine indirilirken sıcak bir rüzgar esiyordu.

Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi ile Rus mevkidaşı Vladimir Putin, kameraların üzerlerinde olduğunun tamamen farkında olan kişilerin gülümsemeleriyle, yüzlerinde sakin ve ölçülü bir ifadeyle bu sahneyi video konferans aracılığıyla izliyorlardı. Arka planda, mavi şapkalı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı müfettişleri notlar alırken, Çinli mühendisler telefonlarıyla fotoğraf çekiyor ve Mısır ordusundan subaylar çadırların gölgesinde bu sahneyi izliyorlardı.

Kahire, 1979'da Mısır-İsrail barış anlaşmasının imzalanmasından bu yana kendisine tahsis edilen yıllık 1,3 milyar dolarlık ABD askeri yardım paketini kuruşu kuruşuna korudu

Bunlar tamamen törensel anlardı, ancak yıllar süren diplomasi ve titiz hesapların doruk noktasını temsil ediyorlardı. Santral ve kalbine indirilen kap Rus yapımı ve 30 milyar dolarlık projenin maliyetinin yüzde 85'ini karşılayan kredi de Rusya'dan geldi. Projenin silah amaçlı kullanılmamasını garanti eden müfettişler Batılı. Kahire de dahil olmak üzere Mısır şehirlerine elektrik iletecek şebeke ise Çinli ellerle kuruluyor. Tahran, bu sahnede herhangi bir yetkilisi bulunmamasına rağmen, uranyum zenginleştirme faaliyetleriyle ilgili çıkmazında arabuluculuk yapmaya çalışan ve son aylarda Gazze'deki çatışmaları durdurma çabalarını defalarca övdüğü Kahire'ye minnettarlık duyuyor olmalı.

O televizyonda yayınlanan tek anda, Mısır, herhangi bir konuşma yapmadan, artık taraf seçmediğini, aksine her tarafın kendisini seçmesini sağladığını deklare ediyordu.

sdfr
Mısır'ın ilk nükleer santrali olan Dabaa Nükleer Santrali'nin inşaat alanı (Mısır Nükleer Santraller İdaresi)

Devrimci lider Cemal Abdunnasır, ulusal bağımsızlık ve Arap milliyetçiliği hakkındaki büyük konuşmalarına inanan kalabalıkların tezahüratları arasında, balkonlardan emperyalizme karşı haykırırdı. Süveyş Kanalı'nı millileştirdi, Sovyet füzelerini kabul etti ve Kahire'yi üçüncü dünyanın başkenti haline getirdi. Bağlantısızlık politikası romantik ve ideolojikti, ancak trajik bir şekilde sona erdi. 1967'ye gelindiğinde, politikaları ve ideolojisi, İsrail ile Altı Gün Savaşı'nın yıkıntıları arasında çökmüştü.

Sonraki altmış yıl boyunca Mısır, Amerikan yardımına ve diğer ülkelerden ve uluslararası kredi kuruluşlarından gelen mali desteğe bağlı kaldı.

Sisi'nin tarafsızlık anlayışı ise daha soğukkanlı, daha akıllı ve ölçülemeyecek kadar daha kârlı. Nasır, Washington ve Moskova arasında seçim yapmak zorunda kalırken, Sisi basitçe seçim yapmayı reddediyor. Mısır, Ocak 2024'te Rusya, Çin, İran ve BAE ile birlikte BRICS grubuna katıldı. Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında milyarlarca dolar değerinde yeni anlaşmalar imzaladı. Mısır, 2014 ortalarında Sisi iktidara geldiğinden beri Körfez ülkeleri ve Çin'den on milyarlarca dolarlık taahhüt aldı.

Buna rağmen Kahire, 1979’da Mısır-İsrail barış anlaşmasının imzalanmasından bu yana kendisine tahsis edilen yıllık 1,3 milyar dolarlık ABD askeri yardım paketini kuruşu kuruşuna korumaya devam etti. Ayrıca son on yılda ABD silah anlaşmalarından milyarlarca dolar daha elde etti.

Sisi'nin tarafsızlık anlayışı ise daha soğukkanlı, daha akıllı ve ölçülemeyecek kadar daha kârlı. Nasır, Washington ve Moskova arasında seçim yapmak zorunda kalırken, Sisi basitçe seçim yapmayı reddediyor

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Nasır'ın eski tarafsızlığı gurura dayalıyken, Sisi'nin tasarlayıp yönettiği çoklu denge hayatta kalmaya ve siyasi nüfuz elde etmeye dayanıyor. Mısır'ın mevcut Cumhurbaşkanı’nın bu yaklaşımı izlerken pek fazla seçeneği kalmamış gibi görünüyor. Zira Kızıldeniz'de gemilere yönelik saldırılar Süveyş Kanalı gelirlerini yaklaşık yüzde 60 oranında azalttı ve enflasyon ancak yakın zamanda yüzde 12'nin altına düştü. Mısır'ın kapısında, Gazze, Sudan ve Libya'da savaşlar sürüyor. Etiyopya ile Nil Nehri sularıyla ilgili anlaşmazlık ise alttan alta kaynamaya devam ediyor.

defrt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'dan video konferans aracılığıyla, Mısır'ın Dabaa'daki ilk nükleer santralinin dördüncü güç ünitesinin ilk beton döküm törenine katıldı, 23 Ocak 2024 (AFP)

Donald Trump bugün Beyaz Saray'a, İran'a karşı “azami baskı” politikasıyla ve Gazze'yi Kızıldeniz sahilindeki bir tatil beldesine dönüştürmeye yönelik doğaçlama fikirlerle geri döndü. Ardından, daha geniş kapsamlı bir bölgesel barış projesinin parçası olarak, savaşı sona erdirmek ve Filistinliler ile İsrailliler arasında barışı sağlamak için yirmi maddelik bir plan hazırladı.

Başka herhangi bir on yılda, bu krizler varoluşsal tehditler olarak görülebilirdi. Ancak 2025'te pazarlık konusu haline geldiler ve Kahire bunları tüm potansiyeliyle kullanıyor.

Beş ortaklık

Washington, bu bölgedeki en önemli güvenlik garantörü olmaya devam ediyor. Gazze savaşı, Gazze Şeridi'ne komşu olan Refah şehrini Mısır'ın en büyük jeopolitik kredisi haline getirerek Kahire'ye Filistin topraklarına geçişi kontrol etme, açlık çeken halkına yardım akışını organize etme, silah kaçakçılığını önleme, militanları İsrail ve Gazze sınırında bulunan ve Süveyş Kanalı'na nazır bir Mısır toprağı olan Sina'dan uzak tutma fırsatı verdi.

rthy
Mısır'ın Gazze Şeridi sakinlerine yaptığı yardım kapsamında Refah Sınır Kapısı’nın dışında bekleyen bir tır konvoyu, 26 Ekim 2025 (AFP)

Washington bunun gayet farkında ve bu yüzden Kongre askeri yardıma bağlı şartlardan feragat etmeye devam ederken, Pentagon özellikle F-16 savaş uçakları için hayati önem taşıyan yedek parçaların teslimatını hızlandırıyor. Trump, Filistinlilerin Sina'ya nakledilmesi hakkında tweet atmış olabilir, ancak bu yılın nisan ayında Mısır tankları sınırda belirir belirmez, bu öneri Beyaz Saray'ın gündeminden sessizce silindi.

Bu arada Moskova, Mısır'ın enerji geleceğini inşa ediyor. Dabaa nükleer santrali artık uzak bir hayal değil. 19 Kasım'da basınç kabının indirildiği ilk reaktörün 2028'de yakıt ikmali yapılması ve 2030 yılına kadar tam faaliyete geçmesi planlanıyor.

Tesiste 25 binden fazla işçi çalışıyor ve bunların yüzde 80'i Mısırlı. Rus devlet nükleer enerji şirketi Rosatom, 1.700 Mısırlı nükleer uzmanını eğitiyor. Projede sözleşmelerin yüzde 55'i Mısırlı şirketler ile imzalandı. Yaptırımlar Rosatom'u her gün tehdit ediyor, ancak nükleer santralin inşası Kahire'nin projeyi Moskova'nın vazgeçemeyeceği kadar stratejik hale getirmesi, Washington'un projeyi durdurmasını engelleyen Uluslararası Atom Enerjisi  Ajansı’nın güvenlik önlemleriyle çevrili olması nedeniyle ilerlemeye devam ediyor.

Bu arada Pekin, Süveyş Kanalı Ekonomik Bölgesi'ni Kuşak ve Yol Girişimi'nin batı ayağı haline getirmek için sessizce çalışıyor. Milyarlarca dolarlık Çin yatırımı, Mısır limanlarına, sanayi bölgelerine ve ülkenin geniş alanlarını kapsayan yüksek hızlı tren hatlarına akıyor.

Yuan ile ödeme artık ikili ticaretin önemli bir bölümünü oluşturuyor ve Mısır'ı dolar sıkıntısından koruyor. Bu yılın nisan ayındaki ortak hava tatbikatları, Kahire ve Pekin arasındaki ortaklığın kredilerin ötesine, askeri alana da yayıldığının en açık göstergesiydi.

Mısır ayrıca, BAE ile 35 milyar dolarlık Ras el-Hikme kıyı projesi de dahil olmak üzere Körfez ülkeleriyle önemli anlaşmalar imzaladı. Bu anlaşma, Mısır para biriminin çöküşünü önemli ölçüde önlemeye yardımcı oldu.

Buna karşılık Kahire, Yemen konusunda Körfez ülkeleriyle aynı çizgide yer aldı, Sudan konusunda koordinasyon sağladı ve en önemlisi, 53 milyar dolarlık Gazze’nin yeniden inşası projesinin yönetim sorumluluğunu tüm Arap ülkeleri adına üstlendi. Mart 2025'te Kahire'de düzenlenen Arap Zirvesi, Arap planını onayladı ve Gazze ateşkes planının ikinci aşaması başladığında, sözleşmeler büyük olasılıkla Mısır şirketleri aracılığıyla imzalanırken, Gazze-Sina geçişi Mısır kontrolünde kalacak.

Tahran bile bu yörüngeye katıldı. Kahire ve Tahran henüz büyükelçi atamamış olsa da, iki başkent arasındaki ilişkilerin iyileşmesi Kahire ile hem Hamas'ın hem de Yemen'deki Husi milislerinin hamisi olan ülke arasında doğrudan bir bağlantı sağladı.

Nasır'ın tarafsızlığı,1967'nin yıkıntıları ve on yıllarca süren Amerikan buğday sevkiyatlarına aşağılayıcı bağımlılıkla sona ererken, Sisi'nin çok yönlü yaklaşımı şimdiye kadar yüzde 4'ü aşan bir büyüme sağladı. Enerji güvenliği giderek önem kazanıyor ve Mısır, tek bir savaşa girişmeden veya ideolojik kampanyalar yürütmeden her önemli masada kendine yer buluyor.

 Mısır, bugün Ortadoğu'nun yarım asırdır gördüğü en karmaşık diplomatik oyunda kazanan taraflardan biri olmaya çalışıyor. Çok kutuplu fırtınanın ortasında ayakta kalmakla yetinmiyor, rüzgarlarından nasıl faydalanacağını da öğreniyor.


Bitcoin, kripto para birimlerinin düşüşüyle 85 bin doların altına geriledi

Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)
Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)
TT

Bitcoin, kripto para birimlerinin düşüşüyle 85 bin doların altına geriledi

Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)
Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)

Bitcoin, kripto para piyasasında yaklaşık iki aydır süren düşüş eğiliminin derinleşmesiyle, kısa süreliğine 85 bin doların altına indi. Teknoloji şirketlerinin aşırı değerli olduğu yönündeki görüşlerin yayılmasıyla dün kripto varlıklarda geniş kapsamlı bir satış dalgası yaşandı.

Bitcoin, gün içinde yüzde 12’ye varan kayıp yaşadıktan sonra yüzde 5,6 düşüşle 86 bin doların biraz üzerinde dengelendi. Bu sabah erken saatlerde ise fiyatın 86 bin 650 dolar civarında seyrettiği bildirildi.

Coinbase platformuna göre bu kayıplar, 6 Ekim’de kaydedilen 126 bin 210 dolar seviyesinden bu yana yaklaşık yüzde 33’lük bir değer kaybına işaret ediyor. Nisan ayından itibaren hisse senedi piyasalarıyla paralel bir şekilde yükseliş gösteren Bitcoin, kısmen Washington’daki daha destekleyici söylemlerden güç almıştı. Ancak dünkü sert satış dalgası, kripto para alım satım hizmeti veren şirketleri ve iş modelini Bitcoin yatırımına dayandıran firmaları ciddi biçimde etkiledi.

Coinbase Global hisseleri yüzde 4,8 gerilerken, Robinhood Markets yüzde 4,1 değer kaybetti. Bitcoin madencisi Riot Platforms’un hisseleri yüzde 4 düştü. Yalnızca Bitcoin satın almak için fon toplayan en büyük ‘kripto hazine’ şirketi olarak bilinen Strategy’nin hisselerinde de yüzde 3,3’lük bir gerileme yaşandı. Şirketin elinde 649 bin 870 adet Bitcoin bulunduğu ve bu varlıkların pazartesi günü ABD doğu saatiyle saat 16.00 itibarıyla yaklaşık 55,7 milyar dolar değerinde olduğu belirtildi.

Strategy’nin önceki tahminleri, Bitcoin’in yılı 85 bin ile 110 bin dolar arasında kapatacağı yönündeydi. Bu beklenti, 30 Ekim’de açıklanan 150 bin dolarlık öngörünün altında kaldı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın oğulları Eric ve Donald Trump Jr.’ın da pay sahibi olduğu Amerikan Bitcoin’inin değeri yüzde 15,6 gerileyerek, 30 Eylül’den bu yana yaklaşık yüzde 47’lik bir düşüş kaydetti. Trump ile bağlantılı diğer kripto projelerinde de benzer kayıplar yaşandı. World Liberty Financial adlı tokenin piyasa değeri, eylül ortasında 6 milyar doları aşmasının ardından yaklaşık 4,14 milyar dolara indi. Trump’ın adıyla çıkarılan TRUMP tokeninin fiyatı ise 5,70 dolar seviyesine gerileyerek, göreve başlama öncesi 45 dolarlık talep fiyatının oldukça altında kaldı.

Bitcoin’e yatırım yapmanın yaygın yollarından biri olan spot Bitcoin borsa yatırım fonları (ETF), yatırımcılara kripto paraya doğrudan sahip olmadan pay edinme imkânı sunuyor. Morningstar Direct verilerine göre yatırımcılar, kasım ayında Bitcoin ETF’lerinden 3,6 milyar dolar çekti. Bu rakam, ocak 2024’te işlem görmeye başlamalarından bu yana görülen en büyük aylık çıkış oldu.

Bitcoin vadeli işlemleri de son bir ayda yaklaşık yüzde 24 değer kaybederken, altın vadeli işlemleri yüzde 7 artış gösterdi. Analistler, yoğun satış dalgasını sonbaharda artan riskten kaçınma eğilimine bağlıyor. Bu durum, yatırımcıları tahvil ve altın gibi güvenli limanlara yönlendirirken, kurumsal satışlar, uzun vadeli yatırımcıların kâr realizasyonu, ABD Merkez Bankası’nın (FED) daha sıkı duruşu ve kripto para düzenlemelerindeki yavaşlamanın yarattığı belirsizliğin etkili olduğu ifade ediliyor.

Deutsche Bank analistleri, mevcut koşulların Bitcoin portföylerinin dayanıklılığını test ettiğini ve yaşananların geçici bir düzeltme mi yoksa uzun vadeli bir uyarlama mı olduğu konusunda soru işaretleri yarattığını belirtiyor.

Düzenleyici açıdan bakıldığında, temmuz ayında Trump’ın imzaladığı yasa, kripto sektörüne destek sağlamıştı. Yasa, stabil kripto paraları (dolar gibi varlıklara bağlı olanları) koruma altına alarak fiyat dalgalanmalarını diğer kripto paralara göre sınırlamayı amaçlıyordu. Ancak, kripto piyasası için yeni bir piyasa yapısı oluşturmayı hedefleyen yasa tasarısı Senato’da hâlâ ilerleyemedi. Bu tasarı, sektörde Trump’ın seçim sürecini destekleyen ve Washington’daki müttefiklerinin göreve gelmesini sağlayan yatırımcılar için öncelikli bir konu olarak görülüyor.