Yağ ve lif bakımından zengin Akdeniz diyetinin sağlığa yararları iyi bilinse de yeni bir araştırma, mutfak ilhamı için daha kuzeye bakmanın da aynı derecede fayda sağlayabileceğini öne sürüyor.
Uzmanlara göre balık, sebze, orman meyveleri ve tam tahıllarla dolu bir İskandinav diyeti sadece kalp sağlığını iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda tip 2 diyabetin zararlı etkilerini de azaltabilir.
Bulguları hakemli dergi Nature Communications'ta yayımlanan çalışmada İsveçli bilim insanları, İskandinav diyetinin 100'den fazla kişinin sağlığı üzerindeki etkisini izledi. Bu menünün, katılımcıların karaciğerindeki yağ miktarını azaltmaya katkı sunduğunu buldular.
Uzmanlara göre bulgular, bu beslenme biçiminin talkolle değil, kolesterol seviyeleri ve obeziteyle bağlantılı bir karaciğer hastalığı olan metabolik disfonksiyon ilişkili steatotik karaciğer hastalığını (MASLD) ve tip 2 diyabeti yönetmenin etkili bir yolu olabileceğini gösteriyor.
Ekip ayrıca dikkat çekici bir şekilde, bu diyetin MASLD hastası katılımcıların yarısından fazlasının hastalığının gerilemeye başlamasını sağladığını tespit ederken, bazı hastalar prediyabetin düzelmeye başladığını bildirdi.
Akdeniz diyetinden farklı olarak İskandinav diyeti, doymuş yağ oranı düşük proteinlere, kompleks karbonhidratlara ve sağlıklı yağlara odaklanıyor.
Akdeniz diyeti zeytinyağı açısından zenginken, İskandinav diyeti kalp sağlığını destekleyen tekli doymamış yağlar bakımından zengin kanola ve kolza yağı kullanımını teşvik ediyor.
The Independent'a konuşan kayıtlı beslenme terapisti Helen Perks, İskandinav diyetinin sürdürülebilir proteinlere ve yerelde yetiştirilen ürünlere ağırlık vermesiyle diğerlerinden ayrıldığını söylüyor.
Perks "İskandinav diyeti sadece yağlı balık, orman meyveleri, kök sebzeler, fermente süt ürünleri ve tam tahıllar gibi mevsimlik, antiinflamatuvar gıdalar açısından zengin olmakla kalmıyor, aynı zamanda tedavi amacıyla kişiselleştirilmiş beslenmede gördüğümüz birçok ilkeyi de yansıtıyor" diyor.
Yüksek lif, omega-3 yağ asitleri, polifenoller ve kalp damar sağlığını, metabolik dengeyi, bağırsak fonksiyonunu ve bilişsel iyiliği destekleyen temel mikro besinleri doğal olarak içeriyor. Öne çıkan özelliğiyse yerelde yetiştirilen ürünlere, düşük glisemik yüke sahip yemeklere ve sürdürülebilir proteinlere odaklanması. Tüm bunlar kan şekerinin daha iyi düzenlenmesine, iltihaplanmanın azalmasına ve mikrobiyota çeşitliliğinin artmasına katkı sağlar.
Önceki bir araştırma, işlenmiş gıdaları daha çok içeren bir beslenme biçimine kıyasla geleneksel İskandinav diyetinin hızlı kilo vermeye daha çok yardım ettiğini göstermişti.
Kopenhag Üniversitesi'nden bilim insanlarının yürüttüğü çalışmada orman meyveleri, kuruyemişler, tahıllar ve balık gibi geleneksel Danimarka yemekleri tüketen katılımcılar, standart bir Batılılaşmış Danimarka diyetine bağlı kalanlara göre üç kat daha fazla kilo vermişti.
Independent Türkçe
