Irak Başbakanı Sudani: "Erdoğan'ın ziyareti 'gelir geçer türden bir ziyaret' olmayacak"

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak'a yapacağı ziyaretin "gelir geçer türden bir ziyaret" olmayacağını belirterek, iki ülke arasında meselelere karşı çözüm iradesinin bulunduğunu söyledi.

Irak Başbakanı Sudani: "Erdoğan'ın ziyareti 'gelir geçer türden bir ziyaret' olmayacak"
TT

Irak Başbakanı Sudani: "Erdoğan'ın ziyareti 'gelir geçer türden bir ziyaret' olmayacak"

Irak Başbakanı Sudani: "Erdoğan'ın ziyareti 'gelir geçer türden bir ziyaret' olmayacak"

Irak haber ajansı INA'ya göre, ABD'de temaslarını sürdüren Sudani, yaptığı açıklamalarda Erdoğan'ın Irak'a gerçekleştireceği ziyarete değindi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak'ı 22 Nisan'da ziyaret edeceğini kaydeden Sudani, "Türkiye Başkanı'nın Irak ziyareti gelir geçer türden bir ziyaret olmayacak. İki ülke arasında ilk defa meseleleri ertelemek yerine bunlara ilişkin çözüm iradesi mevcut." dedi.

Irak topraklarının Türkiye'ye karşı saldırı sahası olmasına izin vermeyeceklerini ifade eden Sudani, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile su meselesine karşı da çözümü değerlendireceklerini vurguladı.

Irak Başbakanı Sudani'nin, 13 Nisan tarihinde temaslarda bulunmak üzere gittiği ABD'deki temasları sürüyor.



NATO Orta Doğu'daki ortaklığı artıracak ve geliştirecek

NATO Genel Sekreteri Jens Stollenberg, 3 Nisan 2024'te Brüksel'de üye ülkelerin dışişleri bakanları ile birlikte
NATO Genel Sekreteri Jens Stollenberg, 3 Nisan 2024'te Brüksel'de üye ülkelerin dışişleri bakanları ile birlikte
TT

NATO Orta Doğu'daki ortaklığı artıracak ve geliştirecek

NATO Genel Sekreteri Jens Stollenberg, 3 Nisan 2024'te Brüksel'de üye ülkelerin dışişleri bakanları ile birlikte
NATO Genel Sekreteri Jens Stollenberg, 3 Nisan 2024'te Brüksel'de üye ülkelerin dışişleri bakanları ile birlikte

Bu yıl, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) tarafından Ürdün, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Tunus, Cezayir, Katar, Kuveyt, Mısır, Fas ve Moritanya ile ortaklık ve iş birliği için bir platform olarak hayata geçirilen Akdeniz Diyaloğu ve İstanbul İş birliği Girişimi'nin doğuşunu kutluyoruz.

Avrupa-Atlantik bölgesini, Akdeniz Havzasını, Arap Körfezi bölgesini ve diğer bölgeleri kapsayan daha geniş bir alanı etkileyen ortak güvenlik çıkarlarını geliştirmek için onlarca yıldır birlikte çalıştık.

Yıllardır süren bu iş birliğimiz, küçük ve hafif silahlar, el yapımı patlayıcılarla mücadele, kriz yönetimi, terör ile mücadele, sivil hazırlık, dayanıklılık ve kadınlar, barış ve güvenlik gündemi dahil olmak üzere çeşitli alanlarda herkes için birçok kazanım ve fayda sağladı.

NATO, askeri eğitim ve öğretim alanındaki deneyim, askeri kuvvetlerin birlikte çalışabilirliğinin arttırılması dahil olmak üzere, savunma ve güvenlik sektörüne değerli uzmanlıklarla katkıda bulundu. Buna karşılık ortak ülkeler, bölgesel güvenlik sorunlarına ilişkin anlayışımızı geliştirmemize yardımcı oldu.

Bugün artan risklerin ve yoğun rekabetin olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Güvenlik sorunları doğası gereği giderek küresel hale geliyor ve artık tek bir bölgeye izole edilemiyor. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı düşmanca savaşı bize bunun açık örneğini veriyor; Ukrayna'ya tarif edilemez zararlar verdi ve Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan beri yaşanan en büyük mülteci krizine yol açtı.Aynı zamanda gıda ve temel ihtiyaç mallarının fiyatlarında artış krizine neden oldu ve tüm dünyayı daha tehlikeli bir yere dönüştürdü.

Ayrıca Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Sahel bölgesinde devam eden çatışmalar ve istikrarsızlık da ciddi endişe kaynağı haline geldi. NATO Gazze'deki çatışmanın tarafı olmasa da bazı NATO müttefikleri ateşkes sağlamak ve insani yardım sağlamak için yorulmadan çalışıyorlar.

“Küresel zorluklar küresel çözümler gerektirir. Bu nedenle NATO dünyanın çeşitli bölgelerindeki ortaklarıyla daha yakın çalışmasının nedeni budur.”

Bugün hepimiz Gazze'deki savaşın büyüyüp daha geniş bir bölgesel çatışmaya dönüşme ihtimali ile karşı karşıya bulunuyoruz. İran, vekilleriyle birlikte sürekli bir bölgesel istikrarsızlık kaynağı teşkil ediyor ve Irak'ta NATO müttefiklerine, Kızıldeniz'de deniz taşımacılığının güvenliğine ciddi bir tehlike oluşturuyor.

Tüm bunlara ek olarak bölgede artan Rus ve Çin varlığı, bölgenin güvenliği açısından iyiye işaret değil. Zira kendi açısından Moskova Batı karşıtı ve NATO karşıtı görüşleri destekliyor ve huzursuzluğu körüklemek için paralı askerler kullanıyor. İran ile ilişkilerini güçlendirirken, Tahran da Putin'in Ukrayna'daki konumunu güçlendirmesine yardımcı olmak için ona silah temin ediyor. Pekin ise askeri varlığını genişleterek ve bölge üzerindeki kontrolünü güçlendirmek için hayati öneme sahip altyapıyı ele geçirerek, Afrika'daki ekonomik nüfuzunu güçlendirmeye çalışıyor.

Bu küresel meydan okumalar küresel çözümler gerektiriyor. Bu nedenle NATO küresel bir yaklaşım benimsiyor ve Ortadoğu ile Kuzey Afrika da dahil olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerindeki ortaklarıyla daha yakın çalışıyor.

Üzerine inşa etmek için ihtiyacımız olan birçok temel zaten mevcut; NATO, Irak güvenlik güçlerini ve kurumlarını güçlendirmede, Iraklıları destekleme görevlerini yerine getirmek üzere 2018'den bu yana Irak'ta bulunuyor. Biz aynı zamanda Kuveyt’te de bulunuyoruz ve burada bulunan bölgesel merkezimiz, NATO müttefikleri ile Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine katkıda sağlıyor. Ürdün'de de NATO iletişim ofisi kurma çalışmaları sürüyor.

"Terörizm ile mücadele, deniz güvenliği, iklim değişikliği ile mücadele, siber güvenlik ve mayın temizleme faaliyetleri için daha fazla ortak çaba göstermeliyiz."

Akdeniz Diyaloğu'nun kuruluşunun 30. yıldönümü ile İstanbul İşbirliği Girişimi'nin hayata geçirilmesinin 20. yıldönümü kutlamalarımız çerçevesinde biz NATO olarak birlikte daha iyi, daha güçlü ve daha güvenli bir dünya inşa etme çabalarımızı kat kat artırmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.

NATO Genel Sekreteri Jens Stollenberg, Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb ile 10 Nisan 2024'te Brüksel'deki NATO karargahında (AFP).

Gelecekteki rotalara gelince, NATO'nun bölgeyle olan angajmanını artırmak istiyoruz. Ülkeler, uluslararası kuruluşlar ve diğer ilgili aktörlerle diyaloğu ve daha yakın iş birliğini geliştirme fırsatlarından yararlanmayı sabırsızlıkla bekliyoruz. Önümüzde daha fazla ortak çaba gösterebileceğimiz, dahası göstermemiz gereken ve işimizin verimliliğini artırabileceğimiz birkaç pratik alan var. Bunlar arasında terörle mücadele, deniz güvenliği, iklim değişikliği ile mücadele, siber güvenlik ve mayın temizleme faaliyetleri de yer alıyor.

Önümüzdeki Temmuz ayında yapılması planlanan Washington zirvesinde NATO liderleri, güvenlik alanında NATO’nun ortaklarına sunduklarımızı geliştirmeyi amaçlayan pratik tavsiyeler üzerinde anlaşacaklar. Bu, şimdi ve gelecekte ortak güvenliğimizi gerçekleştirme yolunda önemli bir adımı temsil edecektir.

* Bu yazı Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.


Mısır Dışişleri Bakanı Şukri, Dışişleri Bakanı Fidan ile ortak basın toplantısında konuştu:

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri (Reuters)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri (Reuters)
TT

Mısır Dışişleri Bakanı Şukri, Dışişleri Bakanı Fidan ile ortak basın toplantısında konuştu:

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri (Reuters)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri (Reuters)

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, İran ile İsrail arasındaki karşılıklı saldırılardan oluşan gerilimin uluslararası toplumun dikkatini Gazze'deki trajik koşullardan uzaklaştırdığını söyledi.

Şukri, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Uluslararası toplumun gündemini şu anda meşgul eden şeyin İran ve İsrail arasındaki gerilim olduğuna işaret eden Şukri, "(İran-İsrail gerilimi) Son olaylar uluslararası toplumun dikkatini Gazze'deki trajik koşullardan uzaklaştırdı." dedi.

Şukri, "(İran-İsrail gerilimi) Bu savaşın bu çatışmaların bu gerginliğin yayılma ihtimali var." değerlendirmesinde bulundu.

- "Türkiye ile ticaret hacmini 15 milyar dolar üzerine çıkarmayı hedefliyoruz"

Bakan Şukri, "Bölgede istikrarın sağlanması için Türkiye ile iş birliğini güçlendirmek için çalışıyoruz. Türkiye ile siyasi, ekonomik, kültürel ve güvenlik ilişkilerini her iki ülkenin ortak çıkarına uygun şekilde ilerletmeyi amaçlıyoruz." ifadelerini kullandı.

Türkiye ile ticaret hacmini 15 milyar dolar ve üzerine çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Şukri, bu potansiyelin her iki ülke için de mevcut olduğunu belirtti.

Şukri, iki bakan olarak Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısına hazırlık amacıyla anlaşmaların geniş bir yasal çerçevesini incelediklerini kaydetti.

- "Bağımsız bir Filistin devleti kurmaya çalışmalıyız"

Bölgesel sorunları, Gazze'de devam eden savaşı ve bunun Filistinliler üzerindeki yıkıcı etkilerini ele aldıklarını aktaran Şukri, çatışmanın genişleyeceği konusunda başından beri uyarılarda bulunduklarını vurguladı.

Filistin devletinin kurulmasına yol açacak siyasi bir yol bulunması gerektiğini ifade eden Şukri, "1967 sınırlarına bağlı kalarak başkenti Kudüs olan Filistin devleti tanınmalıdır." diye konuştu.

Gazze Şeridi'ne yeterli yardımın ulaştırılması için uluslararası toplumun birleşmesi gerektiğini söyleyen Şukri, "Filistinlilerin yerinden edilmesini önlemek için konuyu ciddiye almalı ve bağımsız bir Filistin devleti kurmaya çalışmalıyız." dedi.

Sorunların diyalog yoluyla ve uluslararası meşruiyet çerçevesinde çözülmesini her zaman talep ettiklerini kaydeden Şukri, "Gazze'ye yardım ulaştırmak için yoğun bir çaba harcıyoruz ancak Refah kapısının bombalanması da dahil olmak üzere İsrail'in birçok engeline maruz kaldık. İsrail tarafıyla görüşmeler yaptık, daha basitleştirilmesi için görüştük. Ancak orada alınan tedbirler neticesinde istediğimiz düzeyde yardımları gönderemiyoruz. İsrail’in uygulamaları zorlaştırdığını ilettik. İsrail'in Gazze'deki 6 kapısının insani yardıma açılmasını talep ediyoruz, bunun yapılmaması uluslararası hukuka aykırıdır." diye konuştu.


İran'ın İsrail'e saldırısının ardından gerçek kazanan kim?

 Netanyahu, Almanya Başbakanı Olaf Schulz ile Kudüs'te düzenlediği ortak basın toplantısında (AFP)
Netanyahu, Almanya Başbakanı Olaf Schulz ile Kudüs'te düzenlediği ortak basın toplantısında (AFP)
TT

İran'ın İsrail'e saldırısının ardından gerçek kazanan kim?

 Netanyahu, Almanya Başbakanı Olaf Schulz ile Kudüs'te düzenlediği ortak basın toplantısında (AFP)
Netanyahu, Almanya Başbakanı Olaf Schulz ile Kudüs'te düzenlediği ortak basın toplantısında (AFP)

Hüda Rauf

İran'ın İsrail'e saldırısının üzerinden günler geçtikten sonra, sonuçları hakkında kapsamlı bir değerlendirme yapmak için henüz çok erken, ancak bazı ön fikirlere ulaşmak mümkün. Saldırıdan İran mı, İsrail mi yararlandı? Saldırı, bazılarının söylediği gibi bir oyunun parçası mıydı?

Saldırı, İran ile İsrail arasında yıllardır süren ve denizde, Suriye'de, siber dünyada ve hatta İran topraklarında birçok farklı biçim alan gölge savaşının doruk noktasıydı.

İran, çalkantılı bölgesel sahnenin arka planında mevcut ve etkili olurken, Gazze savaşından ve onun yansımalarından kendisini uzak tutmaya gayret etti. Halihazırda Washington ya da İsrail ile bir çatışmaya girmeme çabasıyla pek çok Devrim Muhafızı komutanının hayatına mal olan çok sayıda İsrail saldırısına tahammül etmesine rağmen, sonunda İsrail'e yüzlerce İHA ve füze gönderdi.

Her ne kadar İran askeri doktrini her türlü askeri çatışmayı kendi toprakları dışına taşımayı temel alsa ve bu nedenle İsrail dahil düşmanlarını tehdit etmek için bölgedeki silahlı milisler ile ilişkiler kursa da egemenliğine yönelik bir saldırı olarak değerlendirilen Şam'daki İran konsolosluğunun hedef alınmasının ardından İsrail’e bu saldırı ile yanıt vermek zorunda kaldı. Dahası itibarını korumak, İran içinde ve milis vekilleri karşısında zor durumda kalmaktan kaçınmak için bu adımı atmalıydı.

İran, bu saldırısı ile geçmişte tehdit ettiği gibi İsrail'e zarar verme veya İsrail'i bölgeden silme amacı taşımadı, aksine saldırılarda herhangi bir maddi veya insani kayıp yaşanmadı.

İsrail'e yönelik saldırıların püskürtülmesinde Amerikan, Fransız ve İngiliz kuvvetlerinin de rol oynadığı doğru fakat İran da bu mesajı yani saldıracağını Washington'a iletmek istemişti. Böylece iki hafta boyunca İran'ın karşılık vereceğine dair haberler yayıldı ve misillemede ne tür silahların kullanılacağı konuşuldu. Ama İran’ın saldırıda İsrail yakınlarına ulaşması birkaç saat sürecek insansız hava araçlarını ve füzelerini kullanacağını tüm dünya biliyordu. Böylece İsrail bu süre içinde savunmasını hazırlama ve güçlendirme fırsatını değerlendirebildi.

Dolayısıyla İran'ın İsrail'e cevap vermek zorunda kaldığı söylenebilir ama bu bilinen, hesaplanmış ve sınırlı bir cevaptı.

İran, kayıplar ve kazançlar dengesinde gerçek bir kazanım elde edemedi ancak kendi açısından, saldırıyı direniş ekseni içinde İsrail'e saldırma gücüne sahip olduğu propagandası yapmak için kullanacak.

Tahran gerçek kazanımlar elde edemeyip, aksine Tel Aviv veya Washington ile herhangi bir şekilde karşı karşıya gelmekten korktuğunu teyit ederken, İsrail'in gerçek kazanımlar elde etmesine katkıda bulundu. Gazze Şeridi'ndeki acımasız savaş ve insani yardım çalışanlarının hedef alınması nedeniyle uluslararası kamuoyu, insan hakları ve uluslararası kuruluşlar nezdindeki olumlu imajının zayıflamasının ardından İsrail’in yeniden uluslararası destek kazanmasını sağladı. Gerçi bu uluslararası destek hâlâ resmi çevrelerden geliyor, uluslararası kamuoyundan değil.

Öte yandan Netanyahu'ya, İsrail'in İran tehdidi ile mücadelede uluslararası müttefiklerinin kendisini desteklemesine ihtiyaç duyduğunun altını çizmekte kullanacağı bir kart verdi. İsrail içindeki gösteriler sona erdi ve bu da Netanyahu'nun ömrünün uzaması, Gazze Şeridi'ndeki savaşın uzaması ve uluslararası dikkatin Gazze’deki trajik durumdan başka yöne çevrilmesi anlamına geliyor.

İran, Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmak için değil, konsolosluğunun bombalanması ve Devrim Muhafızları komutanının öldürülmesi üzerine İsrail'e bir saldırı düzenledi ama diğer yandan Gazze Şeridi'nin zarar görmesine ve Netanyahu'nun bedava kazanımlar elde etmesine de katkı sağladı.


Abdullahiyan: İsrail'in çıkarlarına aykırı davranması halinde İran "maksimum düzeyde" karşılık verecektir

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (Reuters)
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (Reuters)
TT

Abdullahiyan: İsrail'in çıkarlarına aykırı davranması halinde İran "maksimum düzeyde" karşılık verecektir

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (Reuters)
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (Reuters)

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan dün (Cuma) yaptığı açıklamada, İsrail'in kendi çıkarlarına aykırı davranması durumunda İran'ın derhal ve "maksimum düzeyde" karşılık vereceğini söyledi.

Abdullahiyan, NBC News'e verdiği röportajda: "İsrail başka bir maceraya atılmak isterse ve İran'ın çıkarlarına aykırı hareket ederse bir sonraki tepkimiz anında ve maksimum düzeyde olacaktır" ifadelerini kullandı.


Irak'ta Haşdi Şabi karargahına hava saldırısı

Irak Halk Seferberlik Güçlerine bağlı militanlar bugün Bağdat'taki karargahlarını hedef alan saldırı sonrasında alarma geçti (Arşiv - Reuters)
Irak Halk Seferberlik Güçlerine bağlı militanlar bugün Bağdat'taki karargahlarını hedef alan saldırı sonrasında alarma geçti (Arşiv - Reuters)
TT

Irak'ta Haşdi Şabi karargahına hava saldırısı

Irak Halk Seferberlik Güçlerine bağlı militanlar bugün Bağdat'taki karargahlarını hedef alan saldırı sonrasında alarma geçti (Arşiv - Reuters)
Irak Halk Seferberlik Güçlerine bağlı militanlar bugün Bağdat'taki karargahlarını hedef alan saldırı sonrasında alarma geçti (Arşiv - Reuters)

Haşdi Şabi Babil Basın Ofisi "Facebook" hesabından yapılan açıklamada, "Babil'de askeri Kalso Üssü'ndeki Kalkan, Seraya el-Cihad ve Nuhba Müdürlüğü'ne ABD tarafından düşmanca hava saldırısı düzenlendi." ifadesi yer aldı.

Açıklamada, söz konusu saldırıda ölü ya da yaralı olmadığı belirtildi.

Haşdi Şabi, karargahına saldırının perde arkasının incelendiğini açıkladı

Haşdi Şabi tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Babil'in kuzeyinde Kalso Üssü'ndeki Haşdi Şabi karargahında bir patlama meydana geldi. İnceleme ekibi olay yerine intikal etti. Patlamada maddi hasar meydana gelirken, yaralılar da söz konusu." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, söz konusu saldırıyla ilgili incelemeler tamamlandığında yeniden bilgi paylaşılacağı kaydedildi.

Olayda 7 askerin yaralandığı ileri sürüldü.

Haşdi Şabi'ye bağlı Ketaib Seyyid'ül Şuheda isimli milis gücün lideri Abu Ala el-Velai, bu olayın arkasında duran faillere karşı saldırı tehdidinde bulundu.

Irak hükümetinden konuya ilişkin ise henüz herhangi bir açıklama yapılmadı.

ABD Merkez Kuvvetleri Komutanlığı saldırı düzenledikleri yönündeki haberleri yalanladı

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM),  sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "ABD'nin bugün Irak'ta hava saldırıları düzenlediğini iddia eden bazı haberler bulunmaktadır. Bu haberler doğru değildir. ABD bugün Irak'ta herhangi bir hava saldırısı gerçekleştirmemiştir." ifadeleri yer aldı.


İsrail'in Gazze'deki iki saldırısında aynı aileden 60 kişi öldürüldü

İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binaların enkazında yiyecek arayan Filistinli bir çocuk (AFP)
İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binaların enkazında yiyecek arayan Filistinli bir çocuk (AFP)
TT

İsrail'in Gazze'deki iki saldırısında aynı aileden 60 kişi öldürüldü

İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binaların enkazında yiyecek arayan Filistinli bir çocuk (AFP)
İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binaların enkazında yiyecek arayan Filistinli bir çocuk (AFP)

Gazze'deki et-Tabatibi ailesi, İsrail'in sığındıkları binalara düzenlediği saldırılarda 60'tan fazla ferdinin ölmesinin ardından bir aydan kısa bir süre içinde ikinci kez yas tutuyor.

AFP'ye konuşan bir akrabaları, Cuma sabahı (dün) erken saatlerde Gazze'nin yoğun nüfuslu ed-Derac mahallesine düzenlenen son saldırıda et-Tabatibi ailesinin en az 25 üyesinin öldüğünü söyledi.

Dar bir sokakta, et-Tabatibi ailesinin sığındığı altı katlı bina cuma sabahı ayaktaydı. Ancak şimdi geriye sarkan balkonlar ve moloz yığınlarıyla dolu kömürleşmiş bir zemin kat kaldı.

Hayatta kalan aile üyelerinden Halid et-Tabatibi AFP'ye şunları söyledi: “Uyuyorduk. Füze ya da herhangi bir şey duymadık. Aşağı indik, kız kardeşlerimi, oğullarını ve kızlarını bulduk. Hepsi şehit olmuştu, hepsi paramparçaydı. Evi neden hedef aldıklarını bilmiyoruz. Bu bir katliam.”

 İsrail bombardımanına maruz kalan et-Tabatibi ailesinin Gazze'deki ed-Derac mahallesinde bulunan evini inceleyen İki Filistinli. (AFP)

Saldırıda kardeşi yaralanan ailenin komşusu Ziyad Derdas AFP'ye, “Tek gördüğümüz patlayan bir füzeydi ve komşularımızın evi alev aldı. Bu delilik, bizim liderlerimiz ve İsrail'in liderleri için suçun zirvesi. Filistin Yönetimi ve Hamas liderlerine sesleniyorum: Bu yeterli değil mi?” dedi.

Ölü ve yaralılar, İsrail'in son askeri operasyonu sırasında büyük bölümü yıkılan Gazze şehrindeki Şifa Tıp Kompleksi’ne götürüldü.

Kan gölü

İsrail bombardımanı nedeniyle birkaç kez yerinden edilen et-Tabatibi ailesi zaten yas tutuyordu.15 Mart'ta aile iftar için Gazze'nin merkezinde bir araya gelmiş ve bu birliktelik kısa sürede kan gölüne dönmüştü.

Görgü tanıkları AFP'ye, kadınların sahur yemeği hazırladıkları sırada bulundukları binaya bir hava saldırısı düzenlendiğini ve 36 aile üyesinin öldüğünü söyledi.

Hayatta kalanlar ve aynı ölü sayısını veren Hamas hareketine bağlı Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı da saldırıdan İsrail'i sorumlu tuttu.

İsrail ordusu saldırıyla ilgili bir soruya verdiği yanıtta, en-Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki ‘teröristlere’ yönelik gece boyunca süren bir saldırı düzenlediğini söyledi, ancak ayrıntı vermedi.

İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binaların enkazında yiyecek arayan Filistinli bir çocuk (AFP)

Muhammed et-Tabatibi, yakınlardaki Deyr el-Balah'ta bulunan Aksa Şehitleri Hastanesi'nde, akrabalarının cenazeleri defnedilmek üzere götürülmeden önce, “Bu benim annem, bu benim babam, bu benim teyzem ve bunlar da benim kardeşlerim. Biz içindeyken evi bombaladılar. Annem ve teyzem sahur yemeği hazırlıyorlardı. Hepsi şehit oldu. Neden evi bombalayıp katliam yaptıklarını bilmiyorum” dedi.

Gazze Şeridi’nde devam eden savaş, 7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'in güneyine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlatmasıyla patlak verdi. AFP'nin İsrail resmi rakamlarından elde ettiği verilere göre söz konusu saldırıda bin 170 kişi öldü.

Hamas’ı ‘ortadan kaldırma’ sözü veren İsrail'in başlattığı bombardıman ve ardından gelen kara harekâtı sonucunda, Şarku'l Avsat'ın Gazze’deki Sağlık Bakanlığı'nın cuma günü açıkladığı verilerden elde ettiği bilgiye göre Gazze Şeridi'nde çoğu sivil 33 bin 634 kişi hayatını kaybetti.


İsrail ordusu Lübnan’ın güneyine hava saldırısı düzenledi

İsrail ordusu Lübnan’ın güneyine hava saldırısı düzenledi
TT

İsrail ordusu Lübnan’ın güneyine hava saldırısı düzenledi

İsrail ordusu Lübnan’ın güneyine hava saldırısı düzenledi

Lübnan resmi ajansı NNA’da yayımlanan habere göre İsrail'e ait savaş uçakları, Rihan Dağlarındaki 2 bölgeye saldırdı.

Hedef alınan bölgeye 4 havadan karaya füze fırlatıldığı kaydedildi.

İsrail’den saldırı açıklaması

İsrail ordusu yaptığı açıklamada Rihan’da gerçekleştirilen saldırıda Hizbullah’a ait hedeflerin vurulduğunu öne sürdü.

Hizbullah’tan ise can kaybı veya oluşan hasara dair henüz açıklama yapılmadı.


ABD, İran saldırısı korkusuyla Ortadoğu'ya takviye birlik gönderiyor

ABD askeri nakliye uçağı (CENTCOM’un X hesabı)
ABD askeri nakliye uçağı (CENTCOM’un X hesabı)
TT

ABD, İran saldırısı korkusuyla Ortadoğu'ya takviye birlik gönderiyor

ABD askeri nakliye uçağı (CENTCOM’un X hesabı)
ABD askeri nakliye uçağı (CENTCOM’un X hesabı)

İran'ın yakında İsrail'e bir saldırı düzenleyebileceği korkusu artarken ABD dün (Cuma), Ortadoğu'ya takviye birlikler göndereceğini duyurdu. Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Washington'daki bir ABD savunma yetkilisi yaptığı açıklamada “Bölgesel caydırıcılık çabalarını güçlendirmek ve ABD kuvvetlerinin korunmasını arttırmak için bölgeye takviye kuvvetler gönderiyoruz” dedi.

İran, 1 Nisan'da Şam'daki büyükelçilik yerleşkesine düzenlenen hava saldırısında Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) subaylarının ölmesi ve konsolosluk binasının tahrip edilmesinin ardından misilleme sözü vererek bölgede gerilimi artırdı.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant dün Tel Aviv'i ziyaret eden ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Eric Corella ile görüştükten sonra yaptığı açıklamada, İsrail ve ABD'nin İran'a karşı ‘yan yana’ durduğunu söyledi.

ABD Perşembe günü yaptığı açıklamada, İran'ın İsrail'e misillemede bulunma tehditleri nedeniyle İsrail'deki çalışanlarına ve aile üyelerine Tel Aviv, Kudüs ve Beerşeba bölgeleri dışına seyahat yasağı getirdiğini duyurdu.

Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne ise ‘Fransızlara İran, İsrail, Lübnan ve Filistin topraklarına seyahat etmekten kaçınmalarını’ tavsiye etti.


ABD-Avrupa yaptırımları Hamas üzerindeki baskıyı artırıyor

İsrail güçleri ile Hamas arasındaki çatışmalar devam ederken Filistinliler eşyalarıyla birlikte Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki en-Nuseyrat'tan ayrıldı. (AFP)
İsrail güçleri ile Hamas arasındaki çatışmalar devam ederken Filistinliler eşyalarıyla birlikte Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki en-Nuseyrat'tan ayrıldı. (AFP)
TT

ABD-Avrupa yaptırımları Hamas üzerindeki baskıyı artırıyor

İsrail güçleri ile Hamas arasındaki çatışmalar devam ederken Filistinliler eşyalarıyla birlikte Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki en-Nuseyrat'tan ayrıldı. (AFP)
İsrail güçleri ile Hamas arasındaki çatışmalar devam ederken Filistinliler eşyalarıyla birlikte Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki en-Nuseyrat'tan ayrıldı. (AFP)

İsrail, Hamas’ın Gazze Şeridi'ndeki hakimiyetini ortadan kaldırmak için saldırılarını yoğunlaştırırken hareket, Batı'nın yeni yaptırımlarıyla karşı karşıya kaldı.

ABD Hazine Bakanlığı dün (Cuma), aralarında İzzeddin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde olarak bilinen Huzeyfe el-Kahlut'un da bulunduğu Gazze ve Lübnan'daki dört Hamas yetkilisine yaptırım uygulandığını duyurdu. Bakanlık, kararın Hamas'ın siber saldırılar ve insansız hava araçlarının (İHA) kullanımı da dahil olmak üzere daha fazla saldırı düzenleme kabiliyetini engellemeyi amaçladığını duyurdu.

ABD'nin bu adımı, Avrupa Birliği'nin (AB) 7 Ekim'de İsrail'e yapılan saldırı sırasında işlenen cinsel şiddet eylemleri nedeniyle Hamas ve İslami Cihad'ın askeri kanatlarına uyguladığı yaptırımlarla birlikte geldi.

AB, iki Filistinli grubun savaşçılarının ‘yaygın ve sistematik bir şekilde cinsiyete dayalı şiddet uyguladıklarını ve bunu bir savaş silahı olarak kullandıklarını’ bildirdi.

Hamas üzerindeki ABD-Avrupa yaptırımlarının yoğunlaşmasıyla eş zamanlı olarak İsrail savaş uçakları Gazze'nin merkezindeki en-Nuseyrat, el-Muğraka ve el-Meğazi bölgelerine hava saldırıları düzenledi. Saldırılar sonucu onlarca Filistinlinin öldürüldüğü bildirildi.

İsrail Ordu Sözcüsü ise İsrail'den Gazze Şeridi'ne gıda yüklü ilk insani yardım tırlarının yeni kuzey geçidinden giriş yaptığını duyurdu.


İran saldırısı... Dünya alarmda

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dini Lider Ali Hamaney'in yetkilileri kabulü sırasında bir konuşma yapıyor. (Dini Lider’in internet sitesi)  Londra: Şarku’l Avsat
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dini Lider Ali Hamaney'in yetkilileri kabulü sırasında bir konuşma yapıyor. (Dini Lider’in internet sitesi) Londra: Şarku’l Avsat
TT

İran saldırısı... Dünya alarmda

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dini Lider Ali Hamaney'in yetkilileri kabulü sırasında bir konuşma yapıyor. (Dini Lider’in internet sitesi)  Londra: Şarku’l Avsat
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dini Lider Ali Hamaney'in yetkilileri kabulü sırasında bir konuşma yapıyor. (Dini Lider’in internet sitesi) Londra: Şarku’l Avsat

Beyaz Saray'ın  dün (Cuma) Tahran'ın tehditlerinin ‘gerçek’ olduğunu doğrulamasının ardından dünya İran'a yönelik bir saldırıya hazırlanırken, diğer taraftan da İsrail'in vereceği yanıt bekleniyor.

Şarku’l Avsat’ın CBS'den aktardığı habere göre iki ABD'li yetkili 100'den fazla insansız hava aracı (İHA) ve onlarca füzeyle İsrail'deki askeri hedeflere yönelik ‘büyük’ bir saldırı öngördü. Yetkililer, İsraillilerin bu büyüklükte bir saldırıya karşılık vermesinin zor olacağını söylerken, İran'ın gerilimi önlemek için daha küçük çaplı bir saldırı düzenleyebileceğini öne sürdü. AFP'ye göre Beyaz Saray dün (Cuma) İran'ın tehditlerinin ‘gerçek’ olduğunu doğruladı.

İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik Komitesi üyesi Cevad Kerimi Kuddusi, dün ülkesinin saatler içinde İsrail'e balistik füzeler fırlatacağını söyledi. Diğer taraftan Kendisini ‘Irak İslami Direnişi’ olarak adlandıran grup, ABD ve İsrail'i Irak'a ya da ‘direniş ekseni’ ülkelerine karşı ‘aptallık’ olarak nitelendirdiği eylemlerde bulunmamaları konusunda uyardı.

İsrail ordusu, ülkenin İran topraklarından saldırıya uğraması halinde İran'a karşı saldırı başlatmaya hazırlanıyor. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail ve ABD'nin İran'a karşı ‘yan yana’ durduğunu söyledi.

Besic'e  bağlı Danishjo Haber Ajansı, ABD ve bölge medyası tarafından operasyonun zamanlaması, boyutu ve kullanılan silahların türü hakkında yayılan bilgileri önemsiz gösterdi. Ajansın Telegram hesabı üzerinden  “İlk olarak ABD’liler meselenin farkında olduklarını göstermeye çalışıyor, ikinci olarak her türlü olasılığa karşı hazırlıklılar ve üçüncü olarak da dikkatleri kendi istedikleri yöne çekmek istiyorlar” değerlendirmesinde bulundu.