Beşiktaş, deplasmanda Adana Demirspor'u 4-1 yendi

Fotoğraf: Eren Bozkurt/AA
Fotoğraf: Eren Bozkurt/AA
TT

Beşiktaş, deplasmanda Adana Demirspor'u 4-1 yendi

Fotoğraf: Eren Bozkurt/AA
Fotoğraf: Eren Bozkurt/AA

Spor Toto Süper Lig'in 35. haftasında Beşiktaş, deplasmanda Adana Demirspor'u 4-1 yendi.
7. dakikada sol taraftan ceza sahasına giren Akintola'nın vuruşunda top, savunmadan döndü.

8. dakikada Redmond ile paslaşarak ceza sahasına giren Gedson Fernandes'in sol çaprazdan yaptığı vuruşta kaleci Ertaç Özbir, topu kornere çeldi.

9. dakikada Cenk Tosun'un ceza sahası sol çaprazından yaptığı vuruşta kaleci Ertaç Özbir, ayaklarıyla topu çıkardı.

17. dakikada çalımlarla ceza sahasına giren Cherif Ndiaye'den önce kalesinden çıkan Mert Günok, son anda yatarak topu kontrol etti.

19. dakikada Adana Demirspor öne geçti. Ev sahibi ekip, sağ taraftan kazandığı taç atışını hızlı kullandı. Colley'den seken top, ceza alanındaki Belhanda'nın önünde kaldı. Bu futbolcunun vuruşunda, meşin yuvarlak ağlarla buluştu: 1-0.

31. dakikada Gedson Fernandes'in ceza alanı dışından yerden sert şutunda, kaleci Ertaç Özbir yatarak topa hakim oldu.

43. dakikada sağ kanattan Rosier'in ortasında kale sahası civarından Aboubakar'ın kafa vuruşunda, top dışarı çıktı.

45+1. dakikada çalımlarla ceza sahasına giren Redmond'un kale sahası çizgisine doğru yaptığı ortada oluşan karambol sonrası savunma, topu kornere attı.

45+4. dakikada Beşiktaş beraberliği yakaladı. Hadziahmetovic'in sağ kanatta uzak mesafeden ortasında topla buluşan Aboubakar'ın sol ayağıyla gelişine yaptığı vuruşta meşin yuvarlak yakın köşeden ağlara gitti: 1-1.

Maçın ilk yarısı, 1-1 sona erdi.

46. dakikada Beşiktaş öne geçti. Gedson Fernandes, sol tarafta rakibini geçerek ceza sahasına girdi ve sağ ayağıyla uzak köşeye yaptığı vuruşla meşin yuvarlağı filelere gönderdi: 1-2.

61. dakikada ceza sahası dışından sağ çaprazdan Yusuf Sarı'nın şutunda, kaleci Mert Günok topa hakim oldu.

64. dakikada sol kanattan Rodrigues'in ortasında uzak direkteki Yusuf Sarı'nın vuruşunda, Masuaku'ya çarpan top kornere çıktı.

70. dakikada Beşiktaş penaltı kazandı. Sağ taraftan kullanılan köşe atışı sonrasında ceza sahası içinde Saiss, Cherif Ndiaye ile mücadelesinde yerde kaldı. Maçın hakemi Mustafa Kürşad Filiz, penaltı noktasını gösterdi. 72. dakikada penaltıyı kullanan Cenk Tosun, farkı 2'ye çıkardı: 1-3.

90+2. dakikada Beşiktaş bir penaltı daha kazandı. Geri pasta kaleci Ertaç Özbir ile mücadele eden Gedson Fernandes, yerde kaldı. Pozisyonun devamında maçı durduran hakem Filiz, VAR'dan gelen uyarı sonrası saha kenarında pozisyonu izledi ve penaltı noktasını gösterdi. 90+5. dakikada penaltıyı kullanan Aboubakar, kendisinin ikinci, takımının dördüncü golünü kaydetti: 1-4.

Beşiktaş, sahadan 4-1 galip ayrıldı.

Adana Demirspor Yardımcı Antrenörü Russo: Dördüncülüğü garantilediğimiz bir hafta oldu
Spor Toto Süper Lig'in 35. haftasında Beşiktaş'a 4-1 yenilen Adana Demirspor'da yardımcı antrenör Daniele Russo, "Dördüncülüğü garantilediğimiz bir hafta oldu. Kulübümüz ve oyuncularımız için tarihi bir sonuç." dedi.

Teknik direktör Vincenzo Montella'nın karşılaşmada kırmızı kart görmesi nedeniyle basın toplantısına katılan yardımcı antrenör Russo, maçın ardından soyunma odasında futbolcuların hepsini tebrik ettiklerini belirtti.

Futbolcuların maça çok iyi bir performansla başladığını vurgulayan Russo, "Dördüncülüğü garantilediğimiz bir hafta oldu. Kulübümüz ve oyuncularımız için tarihi bir sonuç." ifadelerini kullandı.

İtalyan teknik adam, ilk yarı çok iyi oynadıklarını, devre arasına girdikleri 1-1'lik skoru hak etmediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"İlk yarıyı daha fazla gol atarak da bitirebilirdik. İkinci yarıda da iyi bir şekilde başladık. Sonrasında gol yedik ama böyle büyük bir takıma karşı açıkçası kendi performansımızı değerlendirmeye baktığımızda çok iyi bir maç oynadığımızı söyleyebiliriz. İlk yarı özellikle bütün sahayı kapattık, daralttık ve birkaç gol fazlasıyla bitirebilirdik. Maalesef sonuç bu şekilde. Üzüldüğümüz tek nokta, sahamızdaki yenilmezliğimizi bitirmemiz. Futbolcularımızın hepsini tebrik ettik. Çünkü onların sayesinde çok tarihi bir sonuca vardık ve baktığınızda hak ettiğimiz bir sonuçtu. Dördüncülüğü garantilememiz çok önemliydi."

Beşiktaş Teknik Direktörü Güneş: Hak ettiğimiz bir galibiyeti aldığımızı düşünüyorum
Beşiktaş'ın teknik direktörü Şenol Güneş, Yeni Adana Stadı'ndaki maçın ardından düzenlenen basın toplantısında, Adana Demirspor'un bu senenin yıldızı olarak lige renk kattığını, hak ettiği dördüncülüğü garantilediğini, bugün de üçüncü olabilmek için kendilerini zorlamak istediğini belirtti.

Rakiplerinin motivasyonlarının güzel olduğunu ifade eden Güneş, şunları söyledi:

"Biz de oyuna düşündüğümüzün altında başladık, yavaş başladık. Uyurgezer gibiydik. Yediğimiz gol zaten ilk yarının hepsini anlatıyor. Taçta bile oyuna dönmeyen bir takım olarak söylenecek bir şey bulamıyorum. Ayağımızda olan topu kaybettik. Rakibi karşılamada eksik kaldık. Bir iki pozisyon bulduk ama daha iyi olmalıydık. Ama tamamına bakarsak maçta hak ettiğimiz bir galibiyeti aldığımızı düşünüyorum. Oyuncuları tebrik ediyorum. Başarılarının devamını diliyorum."

Güneş, "Geriye düştüğünüz son 5 maçı kazandınız. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, gülerek, "Soracağım oyunculara 'Niye böyle yapıyorsunuz?' diye. Bir daha yapmasınlar." cevabını verdi.

Deneyimli teknik adam, şöyle devam etti:

"Bir Trabzon maçı 0-0 bitti. 'Keşke gol yeseydik.' diyoruz o zaman. Bazen böyle oluyor ama dediğiniz doğru. Biz başında da kazanmak için sahaya çıkıyoruz. Gol yedikten sonra da... Önemli olan bu. Hırslı, kazanma ruhu olan ama aynı zamanda aklını iyi kullanan takım olmak gerekirken oyun başlarında konsantrasyon, motivasyon etkisi olabilir. Yavaş oyunlarımız, adaptasyonlarımız, hızlı tempolu oynamamak gibi dertlerimiz var herhalde. Hep söylüyorum yeni yeni takım olmaya başladık. Bir takım olduğumuzu gösteriyoruz. Ama bu takımın oynadığı oyundan sonra oyuncuları da yeterli görüp eğer rehavete giderseler bugünleri ararlar. Beklenti büyüdükten sonra o beklentiye cevap vermek, çok çalışmak ve daha güzel oyunlar, sonuçlar almak gerekiyor. Onun farkında olmak gerekiyor. Bugün zaten onu hissettik."

Devre arasında değiştirmeyi düşündüğü futbolcuların ikinci yarıda maça asılmalarının güzel bir şey olduğunu aktaran Güneş, "Bu güzel ama oyunun başından sonuna kadar hep öyle güzel olmalı. Beşiktaş'ın, yeni bir anlayışla, bir oyun felsefesiyle lige renk katarken bugünkü oyunu bile yeterli görmemesi gerekiyor. Sonuçlar ne olursa olsun. Her oyuncu kendini geliştirmeli. İyinin üzerine yeni iyiler koyup takımı büyütmeli. Bir rekabet olacak, hem bu sene için hem gelecek sene için." ifadelerini kullandı.

Güneş, "Ligin kaderini etkileyen masabaşı kararı var. Ligden düşecek takım sayısı azaltıldığı için ligin kaderi de etkileniyor. Beşiktaş'ın iki maçı kaldı. İkinci devredeki performansınızı ve bu kararları nasıl değerlendirirsiniz?" sorusunu, "Masabaşı kararlara girmek istemiyorum." şeklinde yanıtladı.

Futbol oynamayı düşünen takım ve oyuncuların önünü açmak gerektiğini ifade eden Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim aldığımız puanların iyi olması, takımın iyi olmasıyla orantılı. Oyuncuların iyi olmasıyla orantılı. Ama dediğinize de yüzde 100 katılıyorum. Yani bu ligin sonuçları ne olursa olsun mantık dışı, hukuk dışı bir lig. Yani bunu suçlamak için söylemiyorum."

Ligde takımların bazı haftalarda maçları olmamasına değinen Güneş, "Lig planlanırken ligi iyi planlamak lazım." dedi.

Güneş, "Maçın hakemine her iki teknik adamın yoğun itirazları vardı. Adana Demirspor Teknik Direktörü Vincenzo Montella, kırmızı kart gördü. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şöyle cevap verdi:

"Hakemle ilgili çok şey yapmak istemedim ama maç içerisinde ben bu kadar sinirlendiğimi hatırlamıyorum. Biraz sağlığım bozuktu herhalde. Midem rahatsızdı. Belki ondan olabilir. Ama verdiği faullerin birçoğunda yani seyirci baskısı altına verildiğini hissettiğim için söyledim. Penaltıdır, goldür, onları söylemiyorum. O aynı şekilde Montella için de geçerli. Ben niye dışarı atıldığını göremedim. 'Sahaya girdi' falan diyorlar ama biz de girdik sahaya. Hakeme dokunmuşsa onu bilmiyorum. Üzüldüm yani. Çünkü başarılı, iyi giden, iyi bir ekibin hocası."



İskoçya'nın Dünya Kupası sevinci deprem yarattı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

İskoçya'nın Dünya Kupası sevinci deprem yarattı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

İskoç taraftarlar, Danimarka'ya karşı uzatma dakikalarında atılan iki çarpıcı golün ardından çılgın sevinçleri sırasında mini depreme benzer bir sarsıntıya yol açtı. Bu goller, Steve Clarke'ın takımının Dünya Kupası'na 1998'den bu yana ilk kez katılmasını sağladı.

Britanya Jeoloji Araştırmaları Kurumu (BGS), Kenny McLean'in 98. dakikada orta saha çizgisinden Kasper Schmeichel'ın üzerinden aşırarak attığı ve Hampden Park'ta coşkuya boğan şutun hemen ardından "son derece küçük bir depreme" eşdeğer sismik aktivite kaydetti.

BGS, McLean'in golünün Hampden'a yaklaşık 2 km uzaklıkta yer alan Dalmarnock'taki Glasgow Jeotermal Gözlemevi'ndeki monitörler tarafından kaydedildiğini söyledi.

Yerel saatle 21.48'le 21.50 arasında (McLean'ın cesur şutunun ağlara çarptığı zaman) alınan ölçüm, Richter ölçeğinde -1'le 0 arasında bir değer olarak kaydedildi ve 200 kW'a eşdeğer bir güç üretti. Bu, 25 ila 40 araç aküsünü çalıştırmaya yetecek miktarda bir enerji.

Sözkonusu sevinç, uzatma dakikalarında yaşanan ikinci büyük gürültü patlamasıydı. Kieran Tierney'in 93. dakikadaki muhteşem kıvrımlı vuruşu, İskoçya'ya Dünya Kupası'na otomatik olarak katılma hakkını Danimarkalılardan geri kazandırarak kritik bir 3-2 üstünlük sağladı.

Tierney'in golü ve salı günü çalan maçın bitiş düdüğü de Richter ölçeğinde yer aldı. Maçın bitiş düdüğü, İskoçya'nın 4-2'lik galibiyetle gelecek yaz yapılacak turnuva finallerine katılma hakkını tescilledi.

Stadyum etkinliklerinin sismik aktiviteye yol açması İskoçya'da alışılmadık bir durum değil. Geçen yıl Edinburgh'daki Taylor Swift konserleri de Richter ölçeğinde yer almıştı.

Reuters'tan da yararlanılmıştır

Independent Türkçe


Kum fırtınası, dayanıklılık ve zafer: Dakar Rallisi

2026 Dakar Rallisi, Dünya Ralli-Raid Şampiyonası'nın (W2RC) ilk ayağı olacak (Reuters)
2026 Dakar Rallisi, Dünya Ralli-Raid Şampiyonası'nın (W2RC) ilk ayağı olacak (Reuters)
TT

Kum fırtınası, dayanıklılık ve zafer: Dakar Rallisi

2026 Dakar Rallisi, Dünya Ralli-Raid Şampiyonası'nın (W2RC) ilk ayağı olacak (Reuters)
2026 Dakar Rallisi, Dünya Ralli-Raid Şampiyonası'nın (W2RC) ilk ayağı olacak (Reuters)

Adrenalin'den herkese merhaba, bu hafta gündeme ara verip motor sporlarının en zorlu mücadelelerinden biri olan Dakar Rallisi'ni inceliyoruz.

Dakar Rallisi, motor sporlarının en sert sınavlarından biri. Dakar denince akla ilk gelenler kum tepeleri, hiçliğin ortasındaki uzun etaplar, araçların çölün acımasız koşulları karşısındaki sınavı ve sürücülerin kayalarla, fırtınalarla ve navigasyon hatalarıyla boğuşmasıdır. 

Bu yarışın kökeni 1970'lerin sonuna dayanıyor. Fikrin kaynağıysa, Fransız motosikletçi ve organizatör Thierry Sabine'in kaybolması. Sabine, 1977'de Ténéré Çölü'nde geçirdiği zorlu deneyimi yarış fikrine dönüştürdü ve 1978'de Paris'ten Dakar'a uzanan ilk ralli hayata geçirildi.

İlk organizasyon, klasik pist rallilerinden farklı olarak "ralli-raid" türünün miladı sayılacak bir yapıya sahipti: Uzun mesafeli, çoğunlukla arazide, navigasyonun ve dayanıklılığın belirleyici olduğu etaplar. Yarış ilk düzenlendiğinde motosiklet, otomobil ve kamyon kategorileri birlikte sahnedeydi. Bu birliktelik etkinliğe macera odaklı, amaca yönelik bir ruh kazandırdı ve kısa sürede küresel bir ilgi gördü.

1980'ler ve 1990'lar boyunca Dakar, Afrika kıtasının geniş çöllerinde ve zorlu arazilerinde düzenlendi. Prestiji yükseldikçe riskler de arttı. Yarışın artan popülerliği, markalar ve sponsorlar için cazip bir platform oluşturdu. Mitsubishi, Peugeot, Citroën gibi üreticiler büyük yatırımlar yaparak dayanıklı ralli araçları geliştirdi ve Dakar rallisini ileri düzey mühendislik rekabetine dönüştürdü.

Bu yıllarda yarış, sadece bireysel cesaretin değil, ekip mühendisliğinin, lojistiğin ve stratejinin de sınandığı bir platforma dönüştü. Bununla birlikte Dakar'ın Afrika'da geçirdiği uzun dönemde trajediler de var.

Pek çok yıl boyunca navigasyon hatalarından, kötü hava şartlarından ve mekanik arızalardan kaynaklanan ağır kazalar yaşandı. Organizasyon güvenlik önlemlerini artırsa da doğanın sertliği çoğu zaman önlenemez riskler doğurdu. Thierry Sabine'in kendisi de ralli tarihinin trajik sonlarından birini yaşadı. Dakar'ı bir efsaneye dönüştüren isim, 1986'da bir helikopter kazasında yaşamını yitirdi. 

2000'li yılların başlarına gelindiğinde, Afrika'daki siyasi belirsizlikler ve güvenlik kaygıları organizasyonun geleceğini tartışmaya açtı. 2008'deki iptal ve ardından gelen değerlendirmeler, Dakar yönetimini lokasyon konusunda yeniden düşünmeye zorladı.

2009'dan itibaren ralli rotasını Güney Amerika'ya taşıdı; Arjantin ve Şili'nin çölleri, Bolivya'nın yüksek platoları, Peru'nun kum tepeleri ralliye farklı bir karakter kazandırdı. Güney Amerika dönemi, organizasyona hem görsel zenginlik kattı hem de farklı zorluklar sundu: Yüksek irtifa etapları, değişken iklim koşulları ve yeni jeolojik engeller, yarışçıların hazırlığını ve taktiklerini yeniden şekillendirdi.

Aynı zamanda Güney Amerika seyircisinin coşkusu, ralliyi yerel festivallere benzer bir kitle etkinliğine dönüştürdü; sokaklardan izleyicilerle dolan etaplar yeni hikayeler oluşturdu.

2020 bir diğer kırılma noktası oldu: Dakar, Güney Amerika'daki dönemini tamamlayıp Suudi Arabistan'da yeni bir sayfa açtı.

zxcdf
Dakar Rallisi'ne katılanlar çölün ortasında yaşanan mekanik arızalara da hazırlıklı olmalı (Reuters)

Suudi Arabistan'ın geniş çölleri, kum denizleri ve kayalık vadileri, hem Afrika'nın hem Güney Amerika'nın özelliklerini barındıran bir ortam sunuyor. Organizasyon için lojistik avantajlar, sponsorluk ve altyapı yatırımları bu taşınmanın arkasındaki başlıca gerekçeler.

Suudi Arabistan rotaları, teknisyenlik gerektiren bölümler, uzun kum maratonları ve mümkün olan en zorlayıcı navigasyon etablarıyla şekilleniyor; modern Dakar artık daha fazla teknoloji, daha sıkı güvenlik protokolleri ve aynı zamanda daha sofistike bir etap planlaması anlamına geliyor. Ancak yarışın ruhu değişmedi, zorlu doğa koşullarında insanın ve makinenin dayanıklılığı hâlâ belirleyici.

Dakar Rallisi tarihine bakarken öne çıkan isimler ve markalar da bu yarışın hikayesini oluşturuyor. "Mösyö Dakar" diye anılan Stéphane Peterhansel, motosiklet ve otomobil kategorilerinde uzun yıllara yayılan bir başarı grafiği çizdi ve Dakar'ın en çok zafer kazanan ismi.

Nasser Al-Attiyah, Carlos Sainz, Ari Vatanen, Cyril Despres, Marc Coma gibi sürücüler Dakar'ın farklı dönemlerine damga vurup kendi kategorilerinde efsaneleşti.
 

fvgt
Geçen yıl Dakar Rallisi'ne 136 motosiklet kayıt yaptırmış, yarışı ancak 89'u bitirebilmişti (Reuters)

Marka tarafındaysa Mitsubishi, Peugeot, Volkswagen, Mini ve Toyota gibi üreticiler Dakar'ı bir test alanı, bir imaj sahası ve teknoloji laboratuvarı olarak kullandı; dört çeker sistemlerinin, turbo ­motorların, dayanıklı şasi tasarımlarının ve araziye özgü süspansiyonların gelişimi Dakar sahnesinde hızlandı.

Dakar amatör yarışçılara da kucak açıyor. Profesyonel takımların yanı sıra sivil katılımcılar, macera arayan kişiler ve küçük takımlar her sene start çizgisinde yer alıyor; bu yönüyle Dakar hem elit performansı hem de keşif ruhunu barındırıyor.

Dakar'da yarışçılar kilometrelerce süren etaplarda zamanla yarışıyor. Özel etaplardaki zaman performansı sonuçlara doğrudan etki ederken, transfer etapları pilotları bir sonraki start noktasına taşıyor.

Etaplar navigasyon ve hız arasında bir denge kurmayı zorunlu kılıyor. Yanlış rota seçimi, küçük bir navigasyon hatası günlerce süren yarışta dakikaları değil, saatleri kaybettirebiliyor. Bu nedenle başarılı bir Dakar performansı, sadece hızın değil aynı zamanda stratejinin, mükemmel navigasyonun ve ekip desteğinin ürünü.

Güvenlik ve sağlık önlemleriyse Dakar'ın tartışmasız olarak gelişen yanlarından biri. İlk yıllarda sağlık hizmetleri sınırlıydı; günümüzde organizasyonun medikal ekipleri, hızlı müdahale helikopterleri, sahada yer alan tıbbi istasyonlar ve ileri düzey kurtarma protokolleriyle donatıldı.

Yine de riskler tamamen ortadan kalkmadı. Çöl koşullarında araç arızaları, aşırı sıcak, navigasyon hataları veya kazalar hâlâ ciddi tehlikeler oluşturuyor.

Organizasyon, medikal altyapı ve izleme sistemlerine sürekli yatırım yapıyor; özellikle yarış sırasında uydu iletişimi ve pozisyon izleme gibi teknolojiler, olası acil durumlarda müdahalenin hızını artırıyor.

Dakar'ın kültürel etkisi ve eleştirileri de yarışın hikayesinin önemli bölümlerini oluşturuyor. Yarışın Afrika'dan taşınması, hem ekonomik hem de politik tartışmalara neden olmuştu. Bazı eleştirmenler organizasyonun yerel topluluklarla olan ilişkilerini ve çevresel etkilerini sorguladı.

Suudi Arabistan'a taşınmasıysa bir taraftan organizasyonun küresel ölçekte sürdürülebilir kaynaklara erişimini garanti altına alırken, diğer taraftan yarışın "kimlik" meselesini gündeme taşıdı: Dakar tarihsel olarak Afrika'yla anılan bir markayken artık coğrafi olarak yeni kimliklerle eşleşiyor.

Buna rağmen organizasyon, küresel izleyiciye hitap etmeyi sürdürerek, tarihin farklı dönemlerini birleştiren bir yapıyı korumaya çalışıyor.

zsxcdf
Dakar Rallisi'nin 2026 rotası. 3 Ocak'ta başlayacak mücadele 17 Ocak'ta son bulacak (dakar.com)

Teknolojik evrim de Dakar'ın öyküsünde belirleyici oldu. İlk dönemlerde pilotların navigasyonu harita, pusula ve yol kitabındaki işaretlere dayanıyordu. Zamanla GPS destekli izleme ve telemetri gibi araçlar devreye girdi. Artık belirli GPS kısıtlamalarıyla dengelenmiş sistemler kullanılıyor.

Araç teknolojisindeyse dayanıklılık, yakıt yönetimi, süspansiyon tasarımı ve hafif malzeme kullanımı ön plana çıktı. Üreticiler Dakar'da test edilen çözümleri günlük araç teknolojilerine uyguluyor.

Dakar Rallisi'nin yıllara yayılmış istatistikleri ve rakamları da yarışın büyüklüğünü gösteriyor. Toplam mesafeler genellikle binlerce kilometreyi buluyor ve yarış birden fazla ülke sınırını aşabiliyor. Bu açıdan lojistik, ekip yönetimi ve parça ikmali, ralli başarısının ayrılmaz parçaları.

Yararlanılan kaynaklar: Dakar, Red Bull, X-Raid


Islam Makhachev, Jack Della Maddalena'yı ezip geçerek çifte kemer sahibi oldu

Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)
Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)
TT

Islam Makhachev, Jack Della Maddalena'yı ezip geçerek çifte kemer sahibi oldu

Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)
Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)

Islam Makhachev, UFC 322'de Jack Della Maddalena'yı kolayca alt ederek yarı ortasıklet kemerini kaptı ve birden fazla sıklette şampiyon oldu. Bu, efsanevi antrenörü ve çocukluk arkadaşı Khabib Nurmagomedov'un asla başaramadığı bir şeydi.

Makhachev, Avustralyalıyı 5 raunt boyunca neredeyse izlenmesi zor bir mücadelede ezip geçti. 34 yaşındaki Makhachev'in Della Maddalena'nın sağ baldırını sistematik olarak hedef alması, unvanını savunan rakibini şampiyonluk rauntlarında gözle görülür bir acı içinde bıraktı.

Della Maddalena, 5 raunt boyunca yerden kalkamadı ve skor kartlarının toplamı  50-45 Makhachev'in lehineydi.

Makhachev, hafif sıklet kategorisini fethettikten sonra 77 kiloya yükselmişti ve bu yıl Belal Muhammed'i tahtından indirdikten sonra ilk kez unvanını savunan 29 yaşındaki Della Maddalena'nın, bu sıklette ilk kez maça çıkan dişli Dağıstanlıyı zorlaması bekleniyordu.

Elit mücadele yeteneği, nakavt gücü ve siyah kuşak BJJ becerisiyle birleşince, en azından kağıt üzerinde Makhachev'i alt etmek için gereken tüm araçlara sahip olduğu anlamına geliyordu. Ancak pratikte, Makhachev'in adeta yenilmez görünen üstünlüğüne karşı çok az tehdit oluşturduğu görüldü. Makhachev, 25 dakikalık dövüşte 18 dakikalık kontrol süresiyle şampiyonun canını çıkardı.

Makhachev, birden fazla sıklette UFC şampiyonluğu kazanan 11. dövüşçü oldu ve üst üste 16 galibiyetle Anderson Silva'nın rekorunu egale etti.

Madison Square Garden'daki yan ana maçta Zhang Weili, bir sıklet yükselerek Makhachev’in izinden giderek bir sıklet yükseldi ama tam tersine, unvanını koruyan şampiyon tarafından domine edildi. Sineksıklet kraliçesi Valentina Shevchenko, eski saman sıklet şampiyonuna karşı oybirliğiyle kazandı.

Zhang, tüm dövüş boyunca ikinci en iyi performansı gösterdi; ayakta hasar vermek için mesafeyi kapatmakta zorlandı ve Shevcheno'nun gücünün üstesinden gelemeyerek her rauntta dövüşün sonucunu belirleyen yere almalara karşı koyamadı.

Gecenin başka bir dövüşünde Britanyalı eski yarı ortasıklet şampiyonu Leon Edwards, Carlos Prates'e karşı ağır bir nakavt yenilgisi aldı; bu, üst üste üçüncü yenilgisiydi ve UFC'de ilk kez nakavt edildi.

Martta UFC Londra'da Edwards'ı yenen, yarı ortasıkletin kemer peşinde koşan bir diğer ismi Sean Brady için de işler daha iyi değildi. Kariyerinin en büyük galibiyetinin üzerine koyamayan Amerikalı dövüşçü, 25 yaşındaki yenilgisiz Michael Morales tarafından nakavt edildi.

Hem Morales hem de Prates, Ian Garry, Shavkat Rakhmonov ve Belal Muhammad gibi isimlerin de Makhachev'in ilk rakibi olmak için yarıştığı, yarı ortasıkletin kalabalık şampiyonluk mücadelesi tablosuna girdi.

Benoit Saint Denis, deneyimli Beneil Dariush'u 16 saniyede durdurarak UFC tarihindeki en hızlı 6. nakavtı kaydederken, Bo Nickal, Rodolfo Vieira'yı kafasına sert bir tekmeyle nakavt ederek yeniden kazandı.

Independent Türkçe