Tarihin en büyük spor anlaşmasının eşiğindeki Manchester United'ın satışıyla ilgili neler biliniyor?

Katarlı Şeyh Cassim'in kulüp için 6 milyar doları aşan bir teklif sunduğu biliniyor

Manchester United'ın şu ana kadar 20 lig şampiyonluğu, 3 de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu bulunuyor (Reuters)
Manchester United'ın şu ana kadar 20 lig şampiyonluğu, 3 de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu bulunuyor (Reuters)
TT

Tarihin en büyük spor anlaşmasının eşiğindeki Manchester United'ın satışıyla ilgili neler biliniyor?

Manchester United'ın şu ana kadar 20 lig şampiyonluğu, 3 de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu bulunuyor (Reuters)
Manchester United'ın şu ana kadar 20 lig şampiyonluğu, 3 de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu bulunuyor (Reuters)

Britanyalı iş insanı Michael Knighton, 1989'da futbol devi Manchester United'ı satın almak için 20 milyon sterlin teklif ettiğinde bu rakam İngiliz futbolunun gördüğü en büyük teklifti.

United'ın o dönemki sahibi teklifi hızlı bir şekilde kabul etti. Ancak dolu bir stadyum önünde, kulüp formasını giyerek futbol topuyla şov yapma konusunda ısrarcı olan Knighton'ın psikolojisiyle ilgili sorular gündeme gelince anlaşma iptal oldu. 

Knighton'ın teklifinden 34 yıl sonra Manchester United bu kez tarihin en büyük spor anlaşmasının eşiğinde.

Eski Katar veliaht prensi Şeyh Cassim bin Hamad bin Khalifa Al Thani'nin liderlik ettiği bir konsorsiyum, kulübün sahibi olan Glazer ailesine 6 milyar doları aşan bir teklif sundu.

Satış için Britanyalı iş insanı Jim Ratcliffe'le yarışan Katar merkezli konsorsiyumun son teklifinin bu olduğu biliniyor.

Reuters'ın aktardığına göre taraflar arasında bir münhasırlık anlaşması sağlanması için müzakereler yürütülüyor. Bu anlaşma sağlanırsa Manchester United, münhasırlık sürecinde Şeyh Cassim dışında hiçbir alıcıyla pazarlık yapamayacak.

Glazer ailesi Manchester United'ın azınlık hisselerine sahip olsa da, kulübün ikili sınıf hisse senedi yapısı nedeniyle kontrolü elinde bulunduruyor. Bu yapı, şirketin bir grup hissedarına diğer hissedarlarla orantısız oy hakkı vermesi anlamına geliyor.

Konuya yakın kaynaklar Şeyh Cassim'in teklifinin, Glazer ailesinin tüm haklarını paraya çevirmesine olanak sağladığını ve ABD'li ailenin bu seçeneğe sıcak baktığını belirtiyor.

Jim Ratcliffe'inse teklifinde Glazer ailesine kulüpten kâr elde etmeye devam etme opsiyonu sunduğu ifade ediliyor.

Müzakereleri takip eden kaynaklar durumun halen belirsiz olduğunu ve Ratcliffe'ten gelecek yeni bir teklifin münhasırlık anlaşmasını engelleyebileceğini vurguluyor.

Tarihin en büyük spor anlaşması olacak

Futbol tarihinin en ikonik ekiplerinden biri olan Manchester United'ın satışının mali açıdan spor dünyasındaki anlaşma olması bekleniyor.

Geçen ay Amerikan futbol takımı Washington Commanders benzer bir rakam karşılığında satılmış ve bu satış Kuzey Amerika'da profesyonel bir spor kulübü için ödenen en yüksek rakam olarak kayıtlara geçmişti.

Geçen yıl Premier Lig ekibi Chelsea, 3,1 milyar dolar karşılığında Todd Boehly ve Clearlake Capital'in öncülük ettiği bir yatırım grubuna satılmıştı. Londra ekibinin satış fiyatı, bir önceki mali yılda elde ettiği gelirin 5,7 katı olmuştu.

Refinitiv'in verilerine göre Manchester United'ın 6 milyar doları aşan bir fiyatla satılması, İngiliz devinin geçen yılki gelirinin 10 katına denk bir miktarla el değiştirmesi anlamına gelecek.

NFL ekibi Tampa Bay Buccaneers'in de sahibi olan Glazer ailesi Manchester United'ı 2005'te yaklaşık 1 milyar dolar karşılığında satın almıştı. 

Emlak, parakende ve sağlık gibi sektörlerde de yatırımları bulunan Glazer ailesinin 18 yıllık Manchester United dönemi kulübün dünya çapındaki 650 milyon taraftarını memnun etmekten uzaktı.

Bunun en önemli sebebi 20 kez İngiltere şampiyonu olarak bu alanda rekoru elinde bulunduran kulübün, son şampiyonluğunu 2012-2013 sezonunda kazanmasıydı.

Bu süreçte Birleşik Arap Emirlikleri sermayeli Manchester City'nin üst üste başarılar elde etmesi de, Manchester United taraftarları arasında yeni Katarlı sahibin ezeli rakiple arayı kapatmanın en kısa yolu olarak görülmesine neden oldu.

Körfez sermayesine "imaj aklama" eleştirileri

Manchester United'ın Katar sermayesine satışının gerçekleşmesi durumunda anlaşma, son yıllarda Körfez ülkelerinin yaptıkları dev spor yatırımlarından bir yenisi olarak kayıtlara geçecek.

2022 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapan Katar, aynı zamanda Fransa Ligi Ligue 1 ekiplerinden Paris Saint Germain'in sahibi konumunda ve Avrupa futbolunun en ciddi yatırımcılarından biri olarak görünüyor.

Benzer şekilde Suudi Arabistan Varlık Fonu da geçen yıl bir diğer Premier Lig ekibi Newcastle United'ı satın almıştı.

Körfez ülkelerinin bu yatırımları, dünyaca ünlü futbol kulüplerinin "imaj aklama" faaliyetleri için satın alındığı eleştirilerini de beraberinde getiriyor.

Manchester United'ın yeni sahipleri ne istiyor?

Konuyla ilgili Financial Times'taki köşesinde bir yazı kaleme alan ünlü futbol yazarı Simon Kuper, "Zengin adamlar, bazen kendileri tarafından bile yanlış anlaşılan motivasyonlarla futbolun içine çekiliyor. Bu insanlar hayal etmeyi sevdiklerinden daha az akılcı" ifadelerini kullanıyor.

Kuper birçok spor kulübünün milyarderler tarafından statü ve eğlence amaçlı satın alındığına dikkat çekiyor.

Amerikalı iş insanlarının hem kâr etmek hem de kupalar kazanmak için futbol sektörüne girdiğini ancak burada bir çelişki bulunduğunu belirten Kuper şu ifadeleri kullanıyor:

Düzenli olarak kâr elde eden İngiliz kulüpleri yalnızca Manchester United, Arsenal ve Tottenham. Kâr elde etmeye meyilli oluşlarının iki nedeni var. İlki büyük ve tarihi taraftar grupları olması. İkincisiyse bu taraftar gruplarını şampiyonluk kovalamayarak hayal kırıklığına uğratmaları. Kupalar kazanmak için, iyi futbolcular alarak kasayı boşaltmalısınız. Roman Abramoviç'in Chelsea'si gibi bunu yapan kulüpler para kaybetmeye yatkın olacaklar. Birçok kulüp sahibi de kısa süre içinde yüzleştikleri tercihin farkına varıyor. Ya paranın ya da kupaların peşinde gitmeleri gerekiyor, ikisinin birden değil.

Futbol kulübü sahibi olan milyarderlerin kulüplerini satarken kâr elde ettiklerini belirten Kuper, "Milyarderler futboldan sıkılıp kulüplerini sattığında, genellikle tuhaf şekilde para kazanıyorlar. Kulüpler duvarınızdaki bir Picasso tablosuna dönüşmüş durumda. Üçer aylık dönemlerde kâr sağlamıyor ama zaman içinde değer kazanıyor. En güzel yanı da, onu arkadaşlarınıza gösterdiğinizde çok kıskanıyorlar ve bazıları gidip kendine de bir tane alıyor" diyor.

Independent Türkçe, Reuters, FT, Athletic



PSG galibiyetine rağmen Enrique’den uyarı

Paris Saint-Germain'in teknik direktörü Luis Enrique (Reuters)
Paris Saint-Germain'in teknik direktörü Luis Enrique (Reuters)
TT

PSG galibiyetine rağmen Enrique’den uyarı

Paris Saint-Germain'in teknik direktörü Luis Enrique (Reuters)
Paris Saint-Germain'in teknik direktörü Luis Enrique (Reuters)

Paris Saint-Germain Teknik Direktörü Luis Enrique, Ligue 1’de Metz’i 3-2 mağlup ettikleri karşılaşmada takımının büyük sıkıntı yaşadığını ve ilk 11’de zorunlu değişiklikler yapmak durumunda kaldığını söyledi.

Enrique, maçın ardından Ligue 1 Plus platformuna yaptığı açıklamada, “Son derece zor bir maçtı ve bunu karşılaşma öncesinde de biliyorduk. Metz özellikle ikinci yarıda etkili bir performans sergiledi ve işimizi oldukça zorlaştırdı” dedi.

Maçın kırılma anlarında orta saha kontrolünü kaybettiklerini belirten İspanyol çalıştırıcı, zorunlu rotasyonların ardından oyunun dengesinin PSG aleyhine bozulduğunu kaydetti.

Altyapıdan genç oyunculara forma şansı vermesiyle ilgili de konuşan Enrique, “Yetenekli genç oyunculara güvenmek kulübümüzün temel özelliklerinden biri” diye konuştu.

Genç oyuncuların sahadaki performansından memnun kaldığını dile getiren Enrique, ikinci yarıda maçın temposunu ve kontrolünü ele almakta zorlandıklarını vurguladı.


Salih Yoluç ve Ayhancan Güven'in yarışacağı WEC nedir?

Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)
Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)
TT

Salih Yoluç ve Ayhancan Güven'in yarışacağı WEC nedir?

Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)
Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)

Adrenalin'den herkese merhaba. Bu hafta Racing Team Turkey'nin Asian Le Mans Series'te yarışacağını açıklaması, motor sporları hayranlarının gözünü Dünya Dayanıklılık Şampiyonası'na (WEC) çevirdi. Biz de bu hafta WEC'i inceleyeceğiz.

FIA WEC, 2012'de FIA (Uluslararası Otomobil Federasyonu) ve Automobile Club de l'Ouest (ACO) tarafından kuruldu. Şampiyona, 6 saatten 24 saate kadar sürebilen uzun mesafeli yarışları içeriyor. Serinin temel özelliği, aracın performansıyla birlikte dayanıklılığı, yakıt stratejisini, lastik yönetimini ve pilot değişim temposunu aynı anda test eden bir format sunması.

WEC, yıllar içinde üretici katılımı açısından da motor sporlarının en yoğun rekabetçi alanlarından biri haline geldi. 2026 sezonunda 14 üretici mücadele edecek:
Alpine, Aston Martin, BMW, Cadillac, Corvette, Ferrari, Ford, Genesis (yeni katılım), Lexus, McLaren, Mercedes-AMG, Peugeot, Porsche ve Toyota.

Bu geniş üretici listesi, serinin teknoloji geliştirme açısından önemini de yansıtıyor. Yarışlarda kullanılan aerodinamik paketler, hibrit sistemler, dayanıklılık parçaları ve güvenlik çözümleri daha sonra üreticilerin yol araçlarına adapte ediliyor. Bu nedenle WEC, hem pist hem de ticari otomotiv sektörü için bir inovasyon laboratuvarı niteliğinde.

WEC'te yarışan arabalar temelde iki sınıfa ayrılıyor: Hypercar ve LMGT3. Bu ayrım ilk bakışta karmaşık görünebilir ama aslında basit bir mantığa dayanıyor. Hypercar sınıfı, şampiyonanın zirvesi kabul ediliyor.

Bu sınıftaki araçlar tamamen yarış için tasarlanmış, ileri mühendislik ürünleri. Onları yollarda görebileceğimiz bir otomobille karşılaştırmak mümkün değil. Üreticiler, Ferrari'den Porsche'ye, Toyota'dan Peugeot'ya kadar, kendi özel tasarımlarını geliştirip dayanıklılık yarışlarının sınırlarını zorlayan araçlar ortaya koyuyor.

Bu sınıfın amacı hız, teknoloji ve mühendislik üstünlüğü. Le Mans 24 Saat gibi dev bir yarışı genel klasmanda kazanan ekip de her zaman Hypercar kategorisinden çıkıyor. Yani bu sınıf, hem marka prestiji hem de teknik rekabet açısından şampiyonanın kalbi.

LMGT3 ise çok daha tanıdık bir görüntü sunuyor. Bu araçlar, herkesin günlük hayatta gördüğü veya bildiği spor otomobillerin yarışa uyarlanmış versiyonları.

Porsche 911, Ferrari 296, BMW M4 veya Aston Martin Vantage gibi modeller, LMGT3 sınıfında ciddi bir dönüşüm geçirmiş halleriyle piste çıkıyor. Bu dönüşüm; daha hafif gövde, artırılmış aerodinamik parçalar, yarış frenleri ve güvenlik ekipmanları gibi birçok değişikliği içeriyor.

Ancak araçların temel silueti ve karakteri hâlâ yol versiyonunu hatırlatıyor. Bu nedenle LMGT3 yarışları genellikle çok yakın mücadelelere sahne oluyor çünkü araçların performansları birbirine epey yakın.

Bu iki sınıfın en ilginç yanıysa aynı anda, aynı pistte yarışmaları. Hypercar'lar daha hızlı olduğundan yarış boyunca LMGT3 araçlarına tur bindiriyorlar.

Bu durum, izleyenler için sürekli hareket, trafik yönetimi ve strateji gerektiren çok katmanlı bir yarış deneyimi oluşturuyor. Sürücüler sadece kendi içinde rekabet etmiyor, aynı zamanda farklı sınıflardan gelen tempolara uyum sağlamak zorunda kalıyor. İşte dayanıklılık yarışlarının hem karmaşık hem de büyüleyici olmasının nedeni bu.

WEC'teki sınıf ayrımı aslında şampiyonanın ruhunu oluşturan çeşitliliğin ta kendisi. Hypercar sınıfı üreticilerin teknoloji gösterisi, LMGT3 ise tanıdık spor otomobillerin yarış ruhunu temsil ediyor. Bu iki dünyanın tek bir yarışta buluşması, WEC'i diğer tüm motor sporlarından farklı ve benzersiz kılıyor.

WEC’de her yarış hafta sonu, belirli bir akışa sahip programla ilerliyor. Hafta sonu antrenman seanslarıyla başlıyor. Bu seanslarda takımlar araç ayarlarını denerken, yakıt tüketimini, lastik davranışlarını ve pist koşullarını analiz ediyor.

Ardından sıralama turları başlıyor. 2025’te yenilenen ve 2026’da da devam edecek bu formatta, her sınıf için önce 12 dakikalık bir sıralama bölümü yapılıyor. Bu bölümde en hızlı turları atan ilk 10 araç, Hyperpole adı verilen final seansına kalıyor. Hyperpole kısa, stresli ve tamamen hız odaklı bir mücadele; burada atılan en hızlı tur, yarışa kimin pole pozisyonundan başlayacağını belirliyor.

Tüm bu yapı hem rekabeti sıkı tutmak hem de seyirciye heyecan dolu bir hafta sonu sunmak için tasarlanmış durumda.

csdfgth
Takvim, WEC'in küresel görünürlüğünü artırmak amacıyla farklı pazarlara hitap edecek şekilde planlanmış durumda (WEC)

Türk motor sporları tarihinde uluslararası başarılarıyla bilinen Salih Yoluç, 2026'da WEC'e resmi dönüş yapacağını açıkladı. Daha önce Le Mans dahil birçok dayanıklılık yarışında zafer kazandı ve GT kategorilerinde önemli dereceler elde etti. 2026 sezonu için hedefi, LMGT3 sınıfında istikrarlı bir performans ortaya koymak.

Geçen yılın DTM şampiyonu Ayhancan Güven ise 2026'da Manthey Racing'le WEC'te yarışacak. Porsche destekli kariyerinin ardından dayanıklılık arenalarına geçişi, onun için yeni bir profesyonel sayfa anlamına geliyor. Sprint yarışlarındaki agresif ve kontrollü sürüş stilini uzun mesafe formatına nasıl adapte edeceği merakla bekleniyor.

Her iki pilotun da aynı sezon WEC'te yer alması, Türk motor sporları camiası adına tarihi bir gelişme. 

Racing Team Turkey'nin mücadele edeceği Asian Le Mans Series (ALMS), dayanıklılık yarışlarının Asya ayağını temsil eden FIA onaylı bir şampiyona.

Genellikle 4 saatlik yarışlardan oluşan bu seri LMP2, LMP3 ve GT sınıflarını içeriyor.

Takımların WEC öncesi araçlarını test etmeleri için önemli bir hazırlık kategorisi Asian Le Mans Series'te gösterilen başarılar, ekiplerin Le Mans 24 Saat için davet alma şansını doğrudan etkiliyor. Racing Team Turkey'nin katılımı, hem sportif hem de uluslararası görünürlük açısından ciddi önem taşıyor.

WEC, modern motor sporlarının en teknik, en stratejik ve en çok dayanıklılık gerektiren platformlarından biri. 2026 sezonuna girerken hem üretici sayısının artması hem de sınıflardaki rekabet dengesi, şampiyonayı daha çekişmeli bir hale getiriyor. Yoluç ve Güven'in aynı sezonda yer alması ve Racing Team Turkey'nin ALMS programı ise Türkiye adına tarihi bir dönem başlatıyor.

2026 sezonu, Türk motor sporları tutkunları için kaçırılmaması gereken bir dönem olacak.

Kaynaklar: WEC, ALMS


Mike Tyson, Floyd Mayweather maçının yer ve zamanını açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Mike Tyson, Floyd Mayweather maçının yer ve zamanını açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Mike Tyson, Floyd Mayweather'la planladığı gösteri maçının martta Afrika'da gerçekleşeceğini öne sürdü.

Tyson ve Mayweather'ın 2026 baharında dövüşeceği eylülde duyurulmuş ancak herhangi bir yer veya tarih açıklanmamıştı.

Bu detaylar henüz resmi olmasa da Tyson, geçen hafta "Mike Tyson'la Bir Deneyim" adlı etkinlikte konuşurken konuya değindi.

59 yaşındaki eski dünya ağırsıklet şampiyonu, "Floyd Mayweather, buna inanabiliyor musun?" dedi.

Martta Afrika'da olacak. İnanılmaz olacak, tüm rekorları kıracak. Sporun gelmiş geçmiş en büyük etkinliklerinden biri olacak.

Tyson en son Kasım 2024'te, 8 rauntluk profesyonel bir maçta eski YouTuber Jake Paul'la karşılaşmış ve puanla kaybetmişti. Bu, Tyson'ın 2020'de kendisi gibi boks ikonu Roy Jones Jr.'a karşı çıktığı gösteri maçından bu yana ilk karşılaşması ve 2005'ten beri ilk profesyonel müsabakasıydı.

Öte yandan Mayweather, eski UFC şampiyonu Conor McGregor'ı boks kariyerindeki ilk maçında nakavt ettikten sonra 2017'de 50-0'lık mükemmel bir karneyle emekliye ayrılmıştı. Ancak 48 yaşındaki sporcu daha sonra çok sayıda gösteri maçında mücadele etti.

Mayweather-Tyson karşılaşması gösteri maçı olarak duyurulsa da tarih, yer veya kurallar açıklanmadı ve hatta Mayweather'la Manny Pacquiao arasında bir rövanş karşılaşmasının, iki Amerikalının dövüşeceği bu müsabakayı engelleyebileceği bile düşünülüyordu.

Pacquiao ekimde, Mayweather'la rövanş maçından bahsederken "Şu anda görüşmeler sürüyor" demişti. 2015'te Mayweather, tarihin en yüksek hasılatlı boks maçında Filipinli boksörü puanla yenmişti.

46 yaşındaki Pacquiao, "Birbirimizi anlayıp anlayamayacağımıza bağlı" diye devam etmişti.

Ekiplerimiz doğrudan koordinasyon içinde. Rövanş yakında gerçekleşirse boks dünyasının heyecanlanacağından eminim. Kendi kararı, bu yüzden Mike Tyson'la dövüşmesini engelleyemem. [Birbirimizle] neredeyse aynı fikirdeyiz ancak hâlâ müzakere ettiğimiz birkaç detay var. Muhtemelen Las Vegas'ta gerçekleşecek. [Eski dünya şampiyonu Vasyl] Lomachenko'yla bir gösteri maçı için de bir görüşmemiz var. Ancak şu anda müzakere ettiğimiz Mayweather maçı gerçek bir dövüş.

Bu yaz profesyonel boksa geri dönen Pacquiao, WBC yarı ortasıklet kemeri için Mario Barrios'a meydan okumuştu. Pacquiao, 30 yaşındaki boksörle berabere kalmıştı.

Independent Türkçe