Beşiktaş'ta ikinci Rıza Çalımbay dönemi: Tekrar buraya gelmek büyük bir mutluluk

"Başakşehir maçında sırf taraftar için oynamamız gerekiyor. Gerçekten çok üzüldüler. Taraftara galibiyet lazım"

Rıza Çalımbay (AA)
Rıza Çalımbay (AA)
TT

Beşiktaş'ta ikinci Rıza Çalımbay dönemi: Tekrar buraya gelmek büyük bir mutluluk

Rıza Çalımbay (AA)
Rıza Çalımbay (AA)

BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Rıza Çalımbay, göreve getirilme süreciyle ilgili bilgi verdi.

Beşiktaş'a dönmekle yaşadığı mutluluğu anlatan Çalımbay, "Çağırdılar geldim. 'Durumumuz iyi değil.' dediler, 'Tamam' dedim. 'Yapabilir miyiz hocam?' dediler, 'Yaparım' dedim. Benim açımdan tekrar buraya gelmek büyük bir mutluluk. Her zaman söylediğim gibi Beşiktaşlıyım. Futbol hayatım buradan başladı, burada bitti. Şu anda geldiğim dönem ilk başladığım zamana benziyor. Yıldırım Demirören o zaman 'Beşiktaş'la çalışır mısın?' diye çağırdı. Çaykur Rizespor'da bıraktı ve böyle sıkıntılı, kaos olan bir durumda buraya geldim. İyi bir şekilde bitirdik. İlk başladığımızda ligin ikinci yarısını lider bitirdik. Takımın durumu pek iç açıcı değil. Amacımız bunu çok iyi şekilde analiz edip, nerede, ne kriz var onları bulmamız gerekiyor." diye konuştu.

Siyah-beyazlı kulübe minnet borcu olduğunu ifade eden Çalımbay, "Biz de sezon başı takımı alalım, tanıyalım, transferleri yapalım isteriz ama yapacak bir şey yok. Şu anda çağırıp ihtiyaçları olduğunu söylediler. Çağırdıkları zaman 'yok' demem. Beşiktaş Kulübüne minnet borçluyum. Benim futbol hayatım burada geçti. Ne kazandıysak Beşiktaş sayesinde oldu. O bize verdi, şimdi bizim ona vermemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Beşiktaş'ta bir kriz olduğunu söyleyen tecrübeli teknik adam, "Bugün hafif bir antrenmana sonra da maça çıkacağız. Bu büyük bir dezavantaj benim için. Oyuncularımızla, 'Ne olursa olsun bunu halledecek olan bizleriz.' diye konuştuk. Sahaya bambaşka bir şekilde çıkacaklar. Bu krizi en iyi şekilde atlatacağımıza inanıyorum." dedi.

"Öncelikle taraftarı kazanmamız gerekiyor"

Zor bir başlangıç yapacaklarını söyleyen Çalımbay, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bizim için zor bir başlangıç. Sıkıntılı bir durum. Taşın altına elimizi koyacağız. Başkana da söyledim, beni buraya çağırıp görev verildikten sonra benim yok demem mümkün değil. Süre 2 maç olur, başka bir şey olur... Ne olursa olsun çağrıldığım an seve seve yaparım. Buraya geldiğim için mutluyum, işimin zor olduğunu biliyorum. Benden önce gelen arkadaşlardan daha zor durumdayım. Keşke daha önce gelebilseydim, daha farklı şeyler olacağına inanıyordum. Zamanı çok iyi şekilde değerlendireceğiz ve bu işi atlatacağımıza inanıyorum. Bizim için en önemli şey taraftar. Taraftar üzgün, kırgın, sinirli. İstediği sonuçlar elde edilemiyor, istediği oyun olmuyor. Çok üzgünler. Öncelikle taraftarı kazanmamız gerekiyor. Taraftara '12. adam' derler bana göre 1. adam. Onların desteği olmazsa bu kaostan çıkmamız mümkün değil. Destek verirlerse onlarla beraber bu işi çok iyi şekilde başarabiliriz. Ters bir şey olursa o zaman sıkıntı yaşarız. Taraftara inanıyorum. Taraftarı kazanmamız gerekiyor. Başakşehir maçında sırf taraftar için oynamamız gerekiyor. Gerçekten çok üzüldüler. Taraftara galibiyet lazım. Bunun için hep beraber herkes her şeyini ortaya koyması gerekiyor. Sakatımız var, sıkıntılarımız var ama hepsi Beşiktaş'ın oyuncusu.

" Ne gerekiyorsa yapacağız, sıkıntıları neyse onu çözeceğiz"

Beşiktaşlı futbolcuların çok iyi isimler olduğunu ancak kapasitelerinin altında kaldıklarını kaydeden Çalımbay şunları ifade etti:

Bu oyuncuların, bu takımın oynadığı oyun bu değil. Oyuncuların da kapasiteleri bu değil. Mutlaka bir sıkıntı var. Onu aşmak için zaman gerekiyor ama maalesef zaman yok. Benim için en önemlisi Başakşehir maçını geçmek. Bu maçı geçtikten sonra milli ara var, sonra Antalya'ya kampa gideceğiz. Ondan sonra da bambaşka şekilde döneceğiz. Ne gerekiyorsa yapacağız, sıkıntıları neyse onu çözeceğiz. Futbolda başarıyı, başarısızlığı gördüm. Çok krizli takımlara gittim. Sonuncu olan takımı aldım. Hepsinde önce krizi çözüyorduk. Burada zaman az. 1,5 gün bile yok. Onu iyi bir şekilde değerlendirmemiz gerekiyor.

Takımla ilgili çalışmalara başladığını belirten Çalımbay, "Sabahtan beri önümde dosya, takımı yazıp çiziyorum. Sakat oyuncumuz çok. Gerekirse altyapıdan arkadaşlarımızı da çıkarabiliriz. Oyuncuları yüzeysel olarak seyrediyoruz ama net olarak tanımıyoruz, içlerine girmek gerekiyor. Bu 1 haftamızı alır. Bu sürede takımı tamamen tanırız. Semih, Arda gibi arkadaşları tanıyacağız. Alınan oyuncuların hepsi iyi, kariyerleri mükemmel. Bana göre hazır değillerdi. İstediklerini tam yapamadılar ve kendilerini gösteremediler" diye konuştu. 

Siyah-beyazlı kulübün 3 Aralık'taki olağanüstü kongresinde başkanlığa aday olan isimlerin kendisini aradığını söyleyen Rıza Çalımbay, "Beşiktaş'ta kongre de olsa antrenör de gitse kalanlarla bu takım şampiyonluğa oynamak zorunda. Beni aradılar adaylar. Hepsi de çok değerli, Beşiktaş'a büyük faydası olan insanlar. Görev zamanını düşünmüyorum. Tek düşündüğüm şey Başakşehir maçı. Bana biraz zaman verildiğinde iyi şeyler yapacağıma inanıyorum. Bu takımın oyunu bu değil. Bu takım geçen sene 15 maç namağlup gitmiş bir takım. Aynısını yapabilirler. Hırslı, arzulu girerlerse buradan alnımızın akıyla çıkarız." değerlendirmesinde bulundu.

 

"Ne kadar zaman verilirse elimden geleni yaparım"

Beşiktaş'taki ilk görev süreci ile bugün arasında tecrübe farkı olduğunu kaydeden tecrübeli çalıştırıcı, "İnsanlar ne kadar çalışırsa, ne kadar takım çalıştırırsa o kadar tecrübeli olur. O zaman da taşın altına elimi koydum. Türkiye'den, Avrupa'dan elenmiş ligde alt sıralarda bir Beşiktaş'ı aldım. O sene bir tek Galatasaray'a yenildik. Takımı Avrupa kupalarına götürdük. O Rıza'yla bu Rıza arasında tecrübe farkı var. O zaman transfer şansımız da olmadı. O zaman da çok güzel şeyler yaptım. Bu sene bir anda geldim. Bir çalışma zamanı olsaydı her şey başka olurdu. Ne kadar zaman verilirse elimden geleni yaparım. Ben Beşiktaşlıyım. Altyapısından yetişmiş birisiyim." diye konuştu.

Beşiktaş'a daha önce gelse işlerinin daha kolay olabileceğini söyleyen Çalımbay, "Benimle keşke daha önce görüşselerdi. O zaman daha farklı olabilirdi. Zaman kaybı olmazdı. Sivasspor'da Konferans Ligi'nde gruptan çıktık, güzel işler yaptık. Bu gruptan da çıkabilirdik. Hep 'keşke' diyoruz ama giden gitti. Önümüze bakmamız gerekiyor. Başka çaremiz yok. Transfer yapma şansımız yok şu anda. Arkadaşlarımızla çok iyi bir şekilde kaynaşıp iyi şekilde başlamamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Kaos ortamlarını iyi bildiğini söyleyen Çalımbay, "Karşımdaki oyuncunun ne duymak istediğini çok iyi biliyorum. Biz de öyle şeyler yaşadık. Bir anda modunuz düşüyor. Daha zayıf takımlara puan kaybedebiliyorsunuz. Lider oyuncuların ortaya çıkıp takımı koruması gerekiyor. Teknik direktör, liderlik vasfı olmazsa krizi çözme imkanı sıfırdır. Dün futbolcuları karşımda gördüğümde hepsinde bir kırgınlık, mental yorgunluk, karamsarlık vardı. Ben de kendilerine birkaç şey söyledim. 'Bundan sonra başka türlü yapacağız.' dedim. Bunları düzelteceğiz, düzeltmek için de zaman lazım. Bu kadroyla çok şey yapılır. Arkadaşlar kendilerinde olanı versinler yeter. Ekstra bir şey istemiyoruz. Çok iyi şeyler yapacaklarına inanıyorum. Birbirleriyle iç içe olamamışlar, onu düzeltiriz. Oyuncuların da istemesi gerekiyor bunu. Kafayı sahaya vermeleri lazım. İlk işimiz Başakşehir maçını çok iyi şekilde bitirmemiz lazım." şeklinde konuştu.

"Beşiktaş'ın en büyük ihtiyacı galibiyet serisi"

Beşiktaş'ın galibiyet serisine ihtiyacı olduğunu söyleyen Çalımbay, "Beşiktaş'ın en büyük ihtiyacı galibiyet serisi. Bu şimdi de olabilir, sonra da olabilir. Seri yaparsak yukarıdakileri yakalayabiliriz. Beşiktaş'ın hedefi bitmez, Türkiye Kupası var, lig var. 3-4 galibiyetle çok iyi yerlere gelebilirsiniz. Karamsar olursanız daha da aşağı düşebilirsiniz. Futbolcularıma ve ekibime güveniyorum. Ligde neyin ne olacağı belli olmaz. En az 15 maç namağlup gitti geçen sezon Beşiktaş. Bunu yapmamak için bir neden yok. Devre arası çok kısa olacak. O zaman da eksik yerlerine 1-2 oyuncu alırsan yukarıdakileri yakalayabilirsiniz, Avrupa'ya gidebilirsiniz. Kim giderse gitsin, Beşiktaş her zaman yukarı oynamalı." dedi.

Milli takım arasındaki Antalya kampına altyapıdan başka oyuncular da götüreceğini söyleyen Çalımbay, oyuncularla henüz bireysel toplantı yapmadıkların söyledi.

Tecrübeli teknik adam, Burak Yılmaz'ın göreve erken başladığını söyleyerek, şunları kaydetti:

Burak Yılmaz benim sevdiğim bir insan. Beraber Eskişehir'de çalıştık. Trabzon'da da beraberdik. Futbolculuğu mükemmeldi. Trabzon'a da çok sıkıntılı dönemde gitmişti. O zaman da olağanüstü oynadı, çok büyük faydası oldu. Yüz yüze ve telefonla görüşmedik. Burak erken başladı antrenörlüğe. Çok hırslı birisi. Antrenörlükte belli bir yere gelmeniz gerekiyor. 'İyi futbolcuyum.' diye hemen antrenör olamayız. Ekibimiz olması gerekiyor. Bizlerin kesinlikle tecrübe kazanmamız gerekiyor. Eğer futbolu bitirdiniz, eğer bir yerde staj gibi bir şey görürseniz büyük avantaj sağlar. Ben 2 yıl Ümit Milli Takım'da çalıştım. Sonra Mustafa Denizli ile A takımda çalıştık. Sonra İngiltere'ye gittim. 3-4 takımla antrenmana çıktım. Oradan geldim ve Serdar Bilgili beni aradı, 'Daum'u alıyoruz, seni yardımcı istiyor.' dedi. 6 ay çalıştım ve Göztepe'de tek başıma başladım. Burak da iyi antrenör olabilir. Belli evreleri geçmesi gerekiyor.

Çalımbay, yurt içi ve dışında sürekli oyuncu izlediklerini ve transfer döneminde listelerindeki oyunculardan takviye yapabileceklerini söyledi.



Kum fırtınası, dayanıklılık ve zafer: Dakar Rallisi

2026 Dakar Rallisi, Dünya Ralli-Raid Şampiyonası'nın (W2RC) ilk ayağı olacak (Reuters)
2026 Dakar Rallisi, Dünya Ralli-Raid Şampiyonası'nın (W2RC) ilk ayağı olacak (Reuters)
TT

Kum fırtınası, dayanıklılık ve zafer: Dakar Rallisi

2026 Dakar Rallisi, Dünya Ralli-Raid Şampiyonası'nın (W2RC) ilk ayağı olacak (Reuters)
2026 Dakar Rallisi, Dünya Ralli-Raid Şampiyonası'nın (W2RC) ilk ayağı olacak (Reuters)

Adrenalin'den herkese merhaba, bu hafta gündeme ara verip motor sporlarının en zorlu mücadelelerinden biri olan Dakar Rallisi'ni inceliyoruz.

Dakar Rallisi, motor sporlarının en sert sınavlarından biri. Dakar denince akla ilk gelenler kum tepeleri, hiçliğin ortasındaki uzun etaplar, araçların çölün acımasız koşulları karşısındaki sınavı ve sürücülerin kayalarla, fırtınalarla ve navigasyon hatalarıyla boğuşmasıdır. 

Bu yarışın kökeni 1970'lerin sonuna dayanıyor. Fikrin kaynağıysa, Fransız motosikletçi ve organizatör Thierry Sabine'in kaybolması. Sabine, 1977'de Ténéré Çölü'nde geçirdiği zorlu deneyimi yarış fikrine dönüştürdü ve 1978'de Paris'ten Dakar'a uzanan ilk ralli hayata geçirildi.

İlk organizasyon, klasik pist rallilerinden farklı olarak "ralli-raid" türünün miladı sayılacak bir yapıya sahipti: Uzun mesafeli, çoğunlukla arazide, navigasyonun ve dayanıklılığın belirleyici olduğu etaplar. Yarış ilk düzenlendiğinde motosiklet, otomobil ve kamyon kategorileri birlikte sahnedeydi. Bu birliktelik etkinliğe macera odaklı, amaca yönelik bir ruh kazandırdı ve kısa sürede küresel bir ilgi gördü.

1980'ler ve 1990'lar boyunca Dakar, Afrika kıtasının geniş çöllerinde ve zorlu arazilerinde düzenlendi. Prestiji yükseldikçe riskler de arttı. Yarışın artan popülerliği, markalar ve sponsorlar için cazip bir platform oluşturdu. Mitsubishi, Peugeot, Citroën gibi üreticiler büyük yatırımlar yaparak dayanıklı ralli araçları geliştirdi ve Dakar rallisini ileri düzey mühendislik rekabetine dönüştürdü.

Bu yıllarda yarış, sadece bireysel cesaretin değil, ekip mühendisliğinin, lojistiğin ve stratejinin de sınandığı bir platforma dönüştü. Bununla birlikte Dakar'ın Afrika'da geçirdiği uzun dönemde trajediler de var.

Pek çok yıl boyunca navigasyon hatalarından, kötü hava şartlarından ve mekanik arızalardan kaynaklanan ağır kazalar yaşandı. Organizasyon güvenlik önlemlerini artırsa da doğanın sertliği çoğu zaman önlenemez riskler doğurdu. Thierry Sabine'in kendisi de ralli tarihinin trajik sonlarından birini yaşadı. Dakar'ı bir efsaneye dönüştüren isim, 1986'da bir helikopter kazasında yaşamını yitirdi. 

2000'li yılların başlarına gelindiğinde, Afrika'daki siyasi belirsizlikler ve güvenlik kaygıları organizasyonun geleceğini tartışmaya açtı. 2008'deki iptal ve ardından gelen değerlendirmeler, Dakar yönetimini lokasyon konusunda yeniden düşünmeye zorladı.

2009'dan itibaren ralli rotasını Güney Amerika'ya taşıdı; Arjantin ve Şili'nin çölleri, Bolivya'nın yüksek platoları, Peru'nun kum tepeleri ralliye farklı bir karakter kazandırdı. Güney Amerika dönemi, organizasyona hem görsel zenginlik kattı hem de farklı zorluklar sundu: Yüksek irtifa etapları, değişken iklim koşulları ve yeni jeolojik engeller, yarışçıların hazırlığını ve taktiklerini yeniden şekillendirdi.

Aynı zamanda Güney Amerika seyircisinin coşkusu, ralliyi yerel festivallere benzer bir kitle etkinliğine dönüştürdü; sokaklardan izleyicilerle dolan etaplar yeni hikayeler oluşturdu.

2020 bir diğer kırılma noktası oldu: Dakar, Güney Amerika'daki dönemini tamamlayıp Suudi Arabistan'da yeni bir sayfa açtı.

zxcdf
Dakar Rallisi'ne katılanlar çölün ortasında yaşanan mekanik arızalara da hazırlıklı olmalı (Reuters)

Suudi Arabistan'ın geniş çölleri, kum denizleri ve kayalık vadileri, hem Afrika'nın hem Güney Amerika'nın özelliklerini barındıran bir ortam sunuyor. Organizasyon için lojistik avantajlar, sponsorluk ve altyapı yatırımları bu taşınmanın arkasındaki başlıca gerekçeler.

Suudi Arabistan rotaları, teknisyenlik gerektiren bölümler, uzun kum maratonları ve mümkün olan en zorlayıcı navigasyon etablarıyla şekilleniyor; modern Dakar artık daha fazla teknoloji, daha sıkı güvenlik protokolleri ve aynı zamanda daha sofistike bir etap planlaması anlamına geliyor. Ancak yarışın ruhu değişmedi, zorlu doğa koşullarında insanın ve makinenin dayanıklılığı hâlâ belirleyici.

Dakar Rallisi tarihine bakarken öne çıkan isimler ve markalar da bu yarışın hikayesini oluşturuyor. "Mösyö Dakar" diye anılan Stéphane Peterhansel, motosiklet ve otomobil kategorilerinde uzun yıllara yayılan bir başarı grafiği çizdi ve Dakar'ın en çok zafer kazanan ismi.

Nasser Al-Attiyah, Carlos Sainz, Ari Vatanen, Cyril Despres, Marc Coma gibi sürücüler Dakar'ın farklı dönemlerine damga vurup kendi kategorilerinde efsaneleşti.
 

fvgt
Geçen yıl Dakar Rallisi'ne 136 motosiklet kayıt yaptırmış, yarışı ancak 89'u bitirebilmişti (Reuters)

Marka tarafındaysa Mitsubishi, Peugeot, Volkswagen, Mini ve Toyota gibi üreticiler Dakar'ı bir test alanı, bir imaj sahası ve teknoloji laboratuvarı olarak kullandı; dört çeker sistemlerinin, turbo ­motorların, dayanıklı şasi tasarımlarının ve araziye özgü süspansiyonların gelişimi Dakar sahnesinde hızlandı.

Dakar amatör yarışçılara da kucak açıyor. Profesyonel takımların yanı sıra sivil katılımcılar, macera arayan kişiler ve küçük takımlar her sene start çizgisinde yer alıyor; bu yönüyle Dakar hem elit performansı hem de keşif ruhunu barındırıyor.

Dakar'da yarışçılar kilometrelerce süren etaplarda zamanla yarışıyor. Özel etaplardaki zaman performansı sonuçlara doğrudan etki ederken, transfer etapları pilotları bir sonraki start noktasına taşıyor.

Etaplar navigasyon ve hız arasında bir denge kurmayı zorunlu kılıyor. Yanlış rota seçimi, küçük bir navigasyon hatası günlerce süren yarışta dakikaları değil, saatleri kaybettirebiliyor. Bu nedenle başarılı bir Dakar performansı, sadece hızın değil aynı zamanda stratejinin, mükemmel navigasyonun ve ekip desteğinin ürünü.

Güvenlik ve sağlık önlemleriyse Dakar'ın tartışmasız olarak gelişen yanlarından biri. İlk yıllarda sağlık hizmetleri sınırlıydı; günümüzde organizasyonun medikal ekipleri, hızlı müdahale helikopterleri, sahada yer alan tıbbi istasyonlar ve ileri düzey kurtarma protokolleriyle donatıldı.

Yine de riskler tamamen ortadan kalkmadı. Çöl koşullarında araç arızaları, aşırı sıcak, navigasyon hataları veya kazalar hâlâ ciddi tehlikeler oluşturuyor.

Organizasyon, medikal altyapı ve izleme sistemlerine sürekli yatırım yapıyor; özellikle yarış sırasında uydu iletişimi ve pozisyon izleme gibi teknolojiler, olası acil durumlarda müdahalenin hızını artırıyor.

Dakar'ın kültürel etkisi ve eleştirileri de yarışın hikayesinin önemli bölümlerini oluşturuyor. Yarışın Afrika'dan taşınması, hem ekonomik hem de politik tartışmalara neden olmuştu. Bazı eleştirmenler organizasyonun yerel topluluklarla olan ilişkilerini ve çevresel etkilerini sorguladı.

Suudi Arabistan'a taşınmasıysa bir taraftan organizasyonun küresel ölçekte sürdürülebilir kaynaklara erişimini garanti altına alırken, diğer taraftan yarışın "kimlik" meselesini gündeme taşıdı: Dakar tarihsel olarak Afrika'yla anılan bir markayken artık coğrafi olarak yeni kimliklerle eşleşiyor.

Buna rağmen organizasyon, küresel izleyiciye hitap etmeyi sürdürerek, tarihin farklı dönemlerini birleştiren bir yapıyı korumaya çalışıyor.

zsxcdf
Dakar Rallisi'nin 2026 rotası. 3 Ocak'ta başlayacak mücadele 17 Ocak'ta son bulacak (dakar.com)

Teknolojik evrim de Dakar'ın öyküsünde belirleyici oldu. İlk dönemlerde pilotların navigasyonu harita, pusula ve yol kitabındaki işaretlere dayanıyordu. Zamanla GPS destekli izleme ve telemetri gibi araçlar devreye girdi. Artık belirli GPS kısıtlamalarıyla dengelenmiş sistemler kullanılıyor.

Araç teknolojisindeyse dayanıklılık, yakıt yönetimi, süspansiyon tasarımı ve hafif malzeme kullanımı ön plana çıktı. Üreticiler Dakar'da test edilen çözümleri günlük araç teknolojilerine uyguluyor.

Dakar Rallisi'nin yıllara yayılmış istatistikleri ve rakamları da yarışın büyüklüğünü gösteriyor. Toplam mesafeler genellikle binlerce kilometreyi buluyor ve yarış birden fazla ülke sınırını aşabiliyor. Bu açıdan lojistik, ekip yönetimi ve parça ikmali, ralli başarısının ayrılmaz parçaları.

Yararlanılan kaynaklar: Dakar, Red Bull, X-Raid


Islam Makhachev, Jack Della Maddalena'yı ezip geçerek çifte kemer sahibi oldu

Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)
Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)
TT

Islam Makhachev, Jack Della Maddalena'yı ezip geçerek çifte kemer sahibi oldu

Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)
Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)

Islam Makhachev, UFC 322'de Jack Della Maddalena'yı kolayca alt ederek yarı ortasıklet kemerini kaptı ve birden fazla sıklette şampiyon oldu. Bu, efsanevi antrenörü ve çocukluk arkadaşı Khabib Nurmagomedov'un asla başaramadığı bir şeydi.

Makhachev, Avustralyalıyı 5 raunt boyunca neredeyse izlenmesi zor bir mücadelede ezip geçti. 34 yaşındaki Makhachev'in Della Maddalena'nın sağ baldırını sistematik olarak hedef alması, unvanını savunan rakibini şampiyonluk rauntlarında gözle görülür bir acı içinde bıraktı.

Della Maddalena, 5 raunt boyunca yerden kalkamadı ve skor kartlarının toplamı  50-45 Makhachev'in lehineydi.

Makhachev, hafif sıklet kategorisini fethettikten sonra 77 kiloya yükselmişti ve bu yıl Belal Muhammed'i tahtından indirdikten sonra ilk kez unvanını savunan 29 yaşındaki Della Maddalena'nın, bu sıklette ilk kez maça çıkan dişli Dağıstanlıyı zorlaması bekleniyordu.

Elit mücadele yeteneği, nakavt gücü ve siyah kuşak BJJ becerisiyle birleşince, en azından kağıt üzerinde Makhachev'i alt etmek için gereken tüm araçlara sahip olduğu anlamına geliyordu. Ancak pratikte, Makhachev'in adeta yenilmez görünen üstünlüğüne karşı çok az tehdit oluşturduğu görüldü. Makhachev, 25 dakikalık dövüşte 18 dakikalık kontrol süresiyle şampiyonun canını çıkardı.

Makhachev, birden fazla sıklette UFC şampiyonluğu kazanan 11. dövüşçü oldu ve üst üste 16 galibiyetle Anderson Silva'nın rekorunu egale etti.

Madison Square Garden'daki yan ana maçta Zhang Weili, bir sıklet yükselerek Makhachev’in izinden giderek bir sıklet yükseldi ama tam tersine, unvanını koruyan şampiyon tarafından domine edildi. Sineksıklet kraliçesi Valentina Shevchenko, eski saman sıklet şampiyonuna karşı oybirliğiyle kazandı.

Zhang, tüm dövüş boyunca ikinci en iyi performansı gösterdi; ayakta hasar vermek için mesafeyi kapatmakta zorlandı ve Shevcheno'nun gücünün üstesinden gelemeyerek her rauntta dövüşün sonucunu belirleyen yere almalara karşı koyamadı.

Gecenin başka bir dövüşünde Britanyalı eski yarı ortasıklet şampiyonu Leon Edwards, Carlos Prates'e karşı ağır bir nakavt yenilgisi aldı; bu, üst üste üçüncü yenilgisiydi ve UFC'de ilk kez nakavt edildi.

Martta UFC Londra'da Edwards'ı yenen, yarı ortasıkletin kemer peşinde koşan bir diğer ismi Sean Brady için de işler daha iyi değildi. Kariyerinin en büyük galibiyetinin üzerine koyamayan Amerikalı dövüşçü, 25 yaşındaki yenilgisiz Michael Morales tarafından nakavt edildi.

Hem Morales hem de Prates, Ian Garry, Shavkat Rakhmonov ve Belal Muhammad gibi isimlerin de Makhachev'in ilk rakibi olmak için yarıştığı, yarı ortasıkletin kalabalık şampiyonluk mücadelesi tablosuna girdi.

Benoit Saint Denis, deneyimli Beneil Dariush'u 16 saniyede durdurarak UFC tarihindeki en hızlı 6. nakavtı kaydederken, Bo Nickal, Rodolfo Vieira'yı kafasına sert bir tekmeyle nakavt ederek yeniden kazandı.

Independent Türkçe

 


ATP’nin iki devi finalde buluşuyor: Alcaraz -Sinner

Alcaraz zaferini kutluyor (EPA)
Alcaraz zaferini kutluyor (EPA)
TT

ATP’nin iki devi finalde buluşuyor: Alcaraz -Sinner

Alcaraz zaferini kutluyor (EPA)
Alcaraz zaferini kutluyor (EPA)

Dünya 1 numarası Carlos Alcaraz, Kanadalı Felix Auger-Aliassime’i 6-2, 6-4’lük setlerle mağlup ederek ATP Finalleri’nde adını finale yazdırdı. İspanyol raket, finalde ev sahibi İtalya’nın dünya 2 numarası ve son şampiyonu Jannik Sinner ile karşılaşacak. Sinner, yarı finalde Avustralyalı Alex de Minaur’u 7-5, 6-2 ile geçerek finale yükseldi.

Bu sezon rakibine karşı belirgin üstünlük kuran Alcaraz, Sinner’la oynadığı 5 maçın 4’ünü kazandı.

Roland Garros ve Flushing Meadows’ta oynanan Grand Slam finalleri de dahil olmak üzere bu karşılaşmaların tamamı final mücadelesiydi. Sinner’ın bu yıl Alcaraz’a karşı elde ettiği tek galibiyet ise Wimbledon finalinde aldı.

22 yaşındaki İspanyol tenisçi, Torino’da yarı finale ulaşarak yıl sonu dünya 1 numarasını garantilediği için final maçına daha az baskıyla çıkacak. Alcaraz, kariyerinde ilk kez ATP Finalleri şampiyonluğu kazanmayı hedeflerken, bu unvanla birlikte sezonun 9'uncu, kariyerinin ise 25'inci turnuva zaferine ulaşma fırsatına sahip olacak. Alcaraz, geçtiğimiz yıl turnuvaya grup aşamasında veda etmişti.