Motor sporlarında yoğun hafta sonu

Ferrari pilotu Lewis Hamilton, yeni takımının araca getirdiği güncellemelerle çıkış yakalamayı hedefliyor (AP)
Ferrari pilotu Lewis Hamilton, yeni takımının araca getirdiği güncellemelerle çıkış yakalamayı hedefliyor (AP)
TT

Motor sporlarında yoğun hafta sonu

Ferrari pilotu Lewis Hamilton, yeni takımının araca getirdiği güncellemelerle çıkış yakalamayı hedefliyor (AP)
Ferrari pilotu Lewis Hamilton, yeni takımının araca getirdiği güncellemelerle çıkış yakalamayı hedefliyor (AP)

Bu hafta UFC'de kemer maçı olsa da motor sporları ağırlıklı bir hafta sonu bizi bekliyor. 

Formula 1'de geçen hafta Japonya'daydık. Max Verstappen pist rekoru kırarak kazandığı pole pozisyonunu tek pit stop yapılan yarışta korumayı başarıp zafere ulaştı.

Hollandalı pilot, üstün sürüş kabiliyetleriyle McLaren'ın daha hızlı araçlardaki iki pilotunu yarış boyunca arkasında tuttu. Böylece Verstappen, Japonya'da üst üste 4'üncü kez kazanarak Michael Schumacher'in rekorunu kırdı.

Red Bull, Honda üretimi güç ünitesiyle çıktığı son Japonya yarışını kazanarak Japon üreticiye güzel bir veda hediyesi verdi.

Mercedes'in çaylak pilotu Kimi Antonelli de performansıyla öne çıktı. İtalyan pilot yarıştaki en hızlı turu elde eden isimdi. Red Bull'un Japon pilotu Yuki Tsunoda, ev sahibi olduğu yarışta 12. sırada kalarak puan alamadı. Formula 1 Japonya Grand Prix'si sonrası pilotlar şöyle sıralandı:

RGHY
Alex Albon, Williams'la sezonun ilk üç yarışında puan kazanarak etkileyici bir performans sergiledi (X/@F1)

Takımlarda puan sıralamasıysa şöyle: 
 

XCDFVGTHY
Bu sezon Red Bull'un tüm puanlarını Max Verstappen topladı (X/@F1)

Formula 1 bu hafta sonu Bahreyn'de. Sezonun 4. yarışı 13 Nisan'da Sahir Pisti'nde gerçekleştirilecek. 

Bahreyn'de en fazla galibiyet alan pilot Lewis Hamilton. 5 zafere sahip Britanyalı pilotu 4 birincilikle Sebastian Vettel takip ediyor. Takımların sezon öncesi testlerini gerçekleştirdiği Bahreyn'e gelirken markalar sıralamasında McLaren, pilotlar şampiyonasındaysa Lando Norris lider. 

AFERGT
Bahreyn'de hava sıcaklığı sebebiyle yarış gece düzenleniyor (X/@F1)

BeIN Sports'tan izlenebilen Bahreyn Grand Prix'de takvim şöyle: 

Birinci Antrenman: 11 Nisan 14.30

İkinci Antrenman: 11 Nisan 18.00

Üçüncü Antrenman: 12 Nisan 15.30

Sıralama Turları: 12 Nisan 19.00

Yarış: 13 Nisan 18.00

MotoGP, Katar'da

2025 sezonunu 28 Şubat'ta Tayland'da açarak yıla erken bir başlangıç yapan MotoGP de bu hafta Ortadoğu'da. 

Lusail Uluslararası Yarış Pisti'nde düzenlenecek yarışmaya ilişkin en önemli gelişme, geçen yılın şampiyonu Jorge Martin'in geri dönüşü. Sezon öncesi yaşadığı sakatlıktan dolayı ilk üç yarışa çıkamayan Aprilia sürücüsü, pistlere geri dönüyor. Martin geçen yıl bu pistte pole pozisyonunu almış ve sprint yarışını kazanmıştı. 

DACFVGBRTYH
Jorge Martin geçen yıl Ducati'nin uydu takımı Prima Pramac Racing'le şampiyonluğa uzanmıştı. MotoGP'de Ducati'nin açık ara liderliği bu yıl da sürüyor. Şimdiye kadarki üç yarışta İtalyan firma 111, ikinci Honda 36 puan topladı. KTM 34, Martin'in sürpriz bir hamleyle katıldığı Aprilia'nın 33 ve son sıradaki Yamaha'nın 28 puanı var (Reuters)

MotoGP'de pilotlar şampiyonasının ilk iki sırasında iki kardeş yer alıyor. Gresini Racing'den Alex Marquez 87 puanla liderken abisi Marc Marquez onun bir puan gerisinde. 

DFGBHYJ
Marc Marquez (solda) 8. şampiyonluğunu kovalarken, kardeşi Alex Marquez, MotoGP'deki ilk galibiyetini almak istiyor. 28 yaşındaki Alex, daha önce sprint yarışı kazanmış ve podyuma çıkmış olsa da hiç tam yarış galibiyeti alamadı (AFP) 

S Sport+'tan takip edilebilen MotoGP Katar yarışında program şöyle: 

Birinci Antrenman: 11 Nisan 14.30

İkinci Antrenman: 11 Nisan 18.00

Üçüncü Antrenman: 12 Nisan 11.00

Sıralama Turları: 12 Nisan 14.40 - 15.05 

Sprint Yarışı: 12 Nisan 18.00

Yarış: 13 Nisan 18.00

Toprak ve Bahattin, Hollanda'da yarışacak 

Dünya Superbike Şampiyonası'nın üçüncü yarışında Assen'deyiz. Geçen hafta Portekiz'de üç yarışı da kazanan Toprak Razgatlıoğlu, şampiyona lideri Nicolo Bulega'yla arasındaki farkı biraz daha kapattı. 

Geçen yıl şampiyonluk mücadelesi Toprak ve Bulega arasında geçmişti kazanan pilot Toprak olmuştu. Bu yıl da iki pilot pistin geri kalanıyla farkı yavaş yavaş açıyor.

Superbike'taki ilk sezonunu geçiren ve Yamaha Motoxracing için mücadele eden Bahattin Sofuoğlu ise geride kalan iki yarış hafta sonunda toplam 7 puan topladı.

Hız Katedrali de denen Assen pistinde gerçekleştirilecek ve Red Bull TV'den izlenebilen WorldSBK Hollanda yarışında program şöyle:

Birinci Antrenman: 11 Nisan 11.30

İkinci Antrenman: 11 Nisan 16.00

Üçüncü Antrenman: 12 Nisan 10.00

Sıralama Turları: 12 Nisan 12.10

1. Yarış: 12 Nisan 15.00

Superpole Yarışı: 13 Nisan 12.00

2. Yarış: 13 Nisan 15.00

UFC 314 hafta sonu nihayet geldi

Ilia Topuria'nın hafifsıklette dövüşmeye karar vermesiyle boşalttığı UFC tüysıklet kemeri, eski şampiyon Aleksander Volkanovski ve Diego Lopez arasında 5'er dakikalık 5 raund üzerinden gerçekleşecek maçta yeni sahibini bulacak. 

UFC'deki ilk maçında yenilse de sonraki 5 mücadelesini kazanan Lopes, dünyanın en prestijli MMA organizasyonunda iki sene içinde kemer maçına çıkma hakkı elde ederek etkileyici bir iş başardı. 

Gecenin yan ana maçındaysa hafifsıklette Michael Chandler, Paddy Pimblett'le oktagona çıkacak. UFC'de son iki maçını kaybeden 38 yaşındaki Chandler, bu organizasyonda mağlubiyeti bulunmayan yükselen yıldız Pimblett'le 5 raunt üzerinden dövüşecek. 

Etkinlikte alt kart, 12 Nisanı 13 Nisan'a bağlayan gece 03.00'te başlayacak. S Sport+'tan izlenebilecek ana kartın başlangıç saatiyse 05.00. 

UFC 314'teki ana kart mücadeleleri şöyle: 

Alexander Volkanovski - Diego Lopes (Tüysıklet) 

Michael Chandler - Paddy Pimblett (Hafifsıklet)

 Bryce Mitchell - Jean Silva (Tüysıklet)

Yair Rodríguez - Patrício Pitbull (Tüysıklet)

Nikita Krylov - Dominick Reyes (Hafif ağırsıklet)

Yararlanılan kaynaklar: UFC, ESPN, MotoGP, WorldSBK, F1



Kanatsız uçuş: Kayakla atlama hakkında her şey

Kayakla atlamada sporcular saatte 100 kilometre hızı aşabiliyor (Reuters)
Kayakla atlamada sporcular saatte 100 kilometre hızı aşabiliyor (Reuters)
TT

Kanatsız uçuş: Kayakla atlama hakkında her şey

Kayakla atlamada sporcular saatte 100 kilometre hızı aşabiliyor (Reuters)
Kayakla atlamada sporcular saatte 100 kilometre hızı aşabiliyor (Reuters)

Adrenalin'den herkese merhaba. Bu hafta motor sporları ve dövüş etkinliklerinden değil, adrenalinin doruk noktasına ulaştığı bir başka spor dalı olan kayakla atlamadan bahsedeceğiz. 

Kayakla atlama, kış sporları içinde hem tarihi hem de görsel etkisiyle en çarpıcı dallardan biri. Bir sporcunun onlarca metre yükseklikten kendini boşluğa bırakıp rüzgarla mücadele ederek süzülmesi, bu branşı yalnızca bir yarış değil, aynı zamanda bir cesaret gösterisine dönüştürüyor.

  
Kayakla Atlama Dünya Kupası da bu sporun geldiği noktayı görmek için en doğru adreslerden biri. Ancak bu noktaya gelene kadar kayakla atlama uzun bir yolculuktan geçti.

Kayakla atlamanın kökleri 19. yüzyıl Norveç'ine uzanıyor. İlk dönemlerde bu spor, bugünkü anlamda bir yarıştan çok, kimin daha uzağa atlayabildiğini görmek için yapılan yerel denemelerden ibaretti.

Ahşap kayaklar, basit rampalar ve neredeyse hiçbir güvenlik önlemi olmadan yapılan atlayışlar, sporun ne kadar riskli başladığını açıkça gösteriyor. Zamanla bu denemeler organize yarışlara dönüştü ve kayakla atlama, İskandinav ülkelerinin sınırlarını aşarak Avrupa'nın geri kalanına yayıldı.

Bu gelişimin en önemli dönüm noktalarından biri, 1925'te düzenlenen ilk Kayakla Atlama Dünya Kupası oldu. O dönemde yalnızca erkek sporcuların katıldığı bu organizasyon, kayakla atlamayı uluslararası bir spor haline getirdi.

İlk şampiyonalarda atlayış mesafeleri bugüne kıyasla oldukça kısa olsa da sporcuların cesareti ve rekabet duygusu bugünküyle yarışır düzeydeydi. Dünya Kupası, yıllar içinde hem sporcular hem de organizatörler için bir referans noktası haline geldi.

Erkekler Kayakla Atlama Dünya Kupası tarihine bakıldığında, bazı ülkelerin bu spora damga vurduğu hemen fark ediliyor. Norveç, Finlandiya, Avusturya ve Almanya, uzun yıllar boyunca hem teknik hem de sportif açıdan öne çıktı.

Özellikle Finlandiyalı Matti Nykanen, kayakla atlama dendiğinde akla gelen ilk isimlerden biri oldu. Nykanen'in Dünya Kupaları ve Olimpiyatlar boyunca sergilediği performans, bu sporun küresel popülaritesini ciddi şekilde artırdı. Onun ardından gelen nesiller, kayakla atlamanın sınırlarını biraz daha ileri taşımaya başladı.

Zaman içinde pistler büyüdü, tepe boyutları arttı ve sporcular daha uzun mesafelere ulaşmaya başladı. Bununla birlikte ekipman teknolojisi de ciddi bir değişim geçirdi.

Eski dönemlerde ağır ve kontrolü zor kayaklar kullanılırken, günümüzde daha hafif ve aerodinamik malzemeler öne çıkıyor.

Sporcuların giydiği tulumlar bile rüzgarla etkileşim göz önünde bulundurularak tasarlanıyor. Bu gelişmeler, performansı artırırken aynı zamanda kuralların da sıkılaşmasına neden oldu.

Kayakla atlamada kadınların Dünya Kupası sahnesine çıkması ise çok daha geç bir tarihte gerçekleşti.

Kadınlar, ilk kez 2009'da Kayakla Atlama Dünya Kupası'nda resmi olarak yarışma fırsatı buldu. Bu geç başlangıç, sporda uzun süre tartışma konusu oldu.

Ancak kadın kayakla atlamanın kısa sürede gösterdiği gelişim, bu tartışmaları büyük ölçüde geride bıraktı. Japonya, Almanya, Avusturya ve Norveçli sporcular, kadınlar kategorisinde üst düzey rekabetin oluşmasında başrol oynadı.

Kadın kayakla atlamanın simge isimlerinden biri olan Sara Takanashi, bu alandaki dönüşümün en net örneklerinden biri.

Dünya Kupası yarışlarında kırdığı rekorlar ve performansları, kadın sporcuların teknik ve fiziksel olarak bu branşta ne kadar ileri gidebileceğini gösterdi. Kadınlar yarışlarının şampiyona programına eklenmesi, yalnızca bir sportif gelişme değil, aynı zamanda kayakla atlamanın geleceği açısından da önemli bir adım oldu.

Kayakla Atlama Dünya Kupası, hem erkekler hem de kadınlar için benzer bir yarış yapısıyla ilerliyor. Normal tepe ve büyük tepe yarışları, sporcuların farklı koşullara ne kadar hızlı uyum sağlayabildiğini ortaya koyuyor.

Takım yarışlarıysa bireysel yeteneklerin yanı sıra ülkelerin sistemli çalışmasının da ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Rüzgarın yönü, hızındaki küçük değişimler ve pistin durumu, yarışın kaderini saniyeler içinde değiştirebiliyor.

Bu yüzden kayakla atlama, yalnızca fiziksel güçle açıklanabilecek bir spor değil. Sporcular, atlayış sırasında vücut pozisyonlarını milimetrik hesaplarla ayarlamak zorunda kalıyor.

En ufak bir hata, metrelerce mesafe kaybı anlamına gelebiliyor. Dünya Kupası da tam olarak bu noktada devreye giriyor ve en istikrarlı, en soğukkanlı sporcuları öne çıkarıyor.

Kayakla atlamanın bugünkü haline ulaşmasında organizasyonların ve uluslararası federasyonların da payı büyük.

Güvenlik önlemleri yıllar içinde ciddi şekilde artırıldı. Pist tasarımları, sporcuların iniş sırasında daha kontrollü bir şekilde yere basmasını sağlayacak biçimde geliştirildi.

Aynı zamanda ekipman kontrolleri sıkılaştırıldı ve herkes için eşit koşullar yaratılmaya çalışıldı. Bu sayede spor, geçmişe kıyasla çok daha güvenli bir yapıya kavuştu.

Kayakla atlama dışarıdan bakıldığında kısa bir koşu, bir sıçrayış ve ardından süzülmeden ibaret gibi görünebilir. Oysa işin teknik tarafı, atlayışın her saniyesine yayılan karmaşık bir denge ve kontrol sürecine dayanıyor. Bir sporcunun havadayken ne kadar ileri gideceğini belirleyen şey yalnızca gücü değil; hız, vücut pozisyonu, kayak açısı ve rüzgarla kurduğu ilişki oluyor.

Her şey pistin başında, iniş rampasına girmeden önce başlıyor. Sporcu, mümkün olan en dengeli ve ritmik kaymayla maksimum hıza ulaşmaya çalışıyor. Bu noktada amaç, hızlanırken vücudu gereksiz yere hareket ettirmemek. En ufak bir dengesizlik, rampa sonunda yapılacak sıçramayı doğrudan etkiliyor.

Sporcular, rampaya yaklaşırken dizlerini hafif kırık tutuyor ve gövdeyi öne doğru sabit bir açıyla konumlandırıyor. Bu duruş, sıçrama anında gücün doğrudan kayaklara aktarılmasını sağlıyor.

Sıçrama, yani "take-off" anı, uçuşun kaderini belirleyen en kritik nokta. Sporcu, rampanın ucunda kayakları pistten ayırırken ne çok erken ne de geç davranabiliyor.

Erken sıçrama, hız kaybına yol açarken; geç sıçrama, açıyı bozarak havalanmayı zorlaştırıyor. Bu nedenle sporcular, rampanın ucundaki milimetrik noktayı defalarca antrenman yaparak ezberliyor. Bacaklardan gelen itiş, gövde ve kalça pozisyonuyla birleştiğinde sporcu havaya düzgün bir şekilde yükseliyor.

Havalanma sonrası başlayan uçuş evresi, kayakla atlamanın görsel açıdan en tatmin edici ama aynı zamanda en teknik bölümü. Günümüzde neredeyse tüm sporcular "V stili" adı verilen tekniği kullanıyor.

Bu teknikte kayaklar önde açılarak V harfi şeklini alıyor. Kayakların bu şekilde açılması, havayla temas yüzeyini artırıyor ve sporcuya daha fazla kaldırma kuvveti sağlıyor.

Ancak V stilinin etkili olabilmesi için kayakların açısı, sporcunun vücut pozisyonuyla uyum içinde olmalı. Aksi halde bu avantaj hızla dezavantaja dönüşebiliyor.

Uçuş sırasında gövde neredeyse kayaklarla paralel hale geliyor. Sporcu, göğsünü kayaklara yaklaştırarak havayı "yakalamaya" çalışıyor. Kollar genellikle vücuda yakın tutuluyor, çünkü açılan kollar hava direncini artırarak dengeyi bozabiliyor.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Viessmann FIS Ski Jumping World Cup (@fisskijumping)'in paylaştığı bir gönderi

Başın pozisyonu da büyük önem taşıyor. Sporcu genellikle bakışlarını ileriye sabitliyor ve boynu mümkün olduğunca sabit tutuyor. Bu duruş, hem aerodinamik yapıyı koruyor hem de havadayken ani hareketlerin önüne geçiyor.

Rüzgar, uçuş kontrolünde en büyük dış etkenlerden biri. Karşıdan gelen hafif bir rüzgar, sporcunun daha uzun süre havada kalmasına yardımcı oluyor. Yandan esen rüzgarlarsa dengeyi ciddi şekilde zorlayabiliyor.

Bu nedenle sporcular, havadayken küçük vücut hareketleriyle dengeyi sürekli ayarlıyor. Dizlerin ve ayak bileklerinin çok küçük hareketleri, kayakların açısını ve yönünü kontrol etmeye yardımcı oluyor. Bu ayarlamalar dışarıdan fark edilmese de uçuşun birkaç metre daha uzamasını sağlayabiliyor.

İnişe yaklaşırken uçuş tekniği yeniden değişiyor. Sporcu, yavaş yavaş V stilini daraltıyor ve kayakları birbirine yaklaştırıyor. Amaç, yere en stabil şekilde temas etmek. İniş sırasında ağırlık genellikle öne veriliyor ve dizler darbe emici bir görev üstleniyor. Denge kaybı yaşanmaması için gövde hafif öne eğik tutuluyor. Hakemler, inişin temizliğine ve sporcunun dengesini koruyup korumadığına özellikle dikkat ediyor.

Kayakla atlamada kullanılan ekipman da uçuş kontrolünün önemli bir parçası. Kayakların uzunluğu, sporcunun boyu ve kilosuna göre belirleniyor. Çok uzun kayaklar daha fazla kaldırma sağlarken, kontrolü zorlaştırabiliyor. Tulumlarsa rüzgarı belirli bir şekilde yönlendirecek biçimde tasarlanıyor ancak kurallar bu konuda son derece katı. Tulumun vücuda tam oturması gerekiyor; fazla bol kıyafetler avantaj sağladığı için kabul edilmiyor.

Tüm bu teknik detaylar, kayakla atlamayı reflekslerden çok bilgi ve tekrar üzerine kurulu bir spor haline getiriyor. Uçuş sırasında yapılan her küçük ayar, yıllar süren antrenmanların ve sayısız denemenin sonucu. Dünya Kupası gibi üst düzey organizasyonlarda fark yaratan da tam olarak bu oluyor: Havadayken sakin kalabilen, vücudunu rüzgarla uyum içinde yönlendirebilen ve inişi temiz yapabilen sporcular, birkaç metrelik farklarla zirveye çıkıyor.

Kayakla atlamada uçuş, boşluğa bırakılan bir an değil, başından sonuna kadar kontrol edilen, hesaplanan ve hissedilen bir süreç. Sporcu pistten ayrıldığı anda işi bitmiyor, asıl mücadele tam da o anda başlıyor.

Kış sporları Eurosport kanallarından takip edilebiliyor.

Kaynaklar: Red Bull, TKF, FIS


Basketbolu bırakan NBA yıldızı, balıkçı oldu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Basketbolu bırakan NBA yıldızı, balıkçı oldu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

NBA yıldızı Ben Simmons, üst düzey basketbola olası dönüşünü erteleyip profesyonel balıkçılık kariyerine yönelmeyi tercih etti.

Sport Fishing Championship'te (SFC) takım satın alan 29 yaşındaki oyuncu, South Florida Sails'ı yönetecek.

2021'de kurulan SFC'de 16 elit balıkçılık kulübü, profesyonel açık deniz tuzlu su balıkçılığı yapıyor.

Üç kez NBA All-Star'a (2019–2021) seçilen Simmons, ligdeki son maçını 13 Nisan'da LA Clippers formasıyla Golden State Warriors'a karşı oynamış ve Kaliforniya'daki kısa süreli macerasını yılda 1,1 milyon dolarlık minimum sözleşmeyle tamamlamıştı.

NBA'de 9 yıl geçiren Simmons, bu sürede 203 milyon dolar kazandı. 2016'da draft edilen oyuncu, yıldızını Sixers'ta parlatmıştı.

2022'de Nets'e geçtikten sonra, 2024'te yıl Clippers'a katılmıştı.

Simmons, bu sezon geri dönüşüyle ​​ilgili sorulan soruya "Sadece orada bulunmak için yer doldurmanın anlamı olduğunu düşünmüyorum" dedi.

Bunun biraz bencilce olduğunu düşünüyorum... Ama rekabet edebilmek için en yetenekli halime ve fiziksel zirveme ulaşmak istiyorum. Aksi takdirde bana hiçbir faydası olmaz. Belki bu yılın ortasını, hatta belki de gelecek sezonu düşünüyorum.

Balıkçılık sporuna yönelik tutkusunu sosyal medyada sergileyen Simmons, bunun "sıkıcı ve zorlu" olabileceğini kabul etse de sonuçta "çok eğlenceli" olduğunu vurguladı.

Simmons, Andscape'e, "Çok niş bir spor" diye konuştu.

Ve bilmeyince bilinmiyor. Ama bir kez deneyimlenince ve oraya gidip neyle ilgili olduğu görülünce, sporun doğasına hayran kalınıyor. Ve bu, balıkçılık sporunda her zaman ilgimi çeken bir şey. Teknik. Ve bunun içinde insanların anlamadığı çok şey var. Milyon dolarlık gemilerde balık tutan bu adamlar günlerce denizde kalıyor. Yani yorucu ve zorlu ama çok eğlenceli. Bu, deneyimlenmesi, içine girilmesi ve neyle ilgili olduğunun görülmesi gereken dünyalardan biri.

Independent Türkçe


Afrika Kupası’nda Regragui’yi düşündüren kriz: Fas’ta savunma hattı sakatlıklarla sarsıldı

Fas Milli Takımı kaptanı Romain Saiss (AFP)
Fas Milli Takımı kaptanı Romain Saiss (AFP)
TT

Afrika Kupası’nda Regragui’yi düşündüren kriz: Fas’ta savunma hattı sakatlıklarla sarsıldı

Fas Milli Takımı kaptanı Romain Saiss (AFP)
Fas Milli Takımı kaptanı Romain Saiss (AFP)

2025 Afrika Uluslar Kupası’na galibiyetle başlayan Fas Milli Takımı’nda skor ve genel hava güven verse de, savunma hattındaki sakatlıklar teknik direktör Walid Regragui’nin ilk haftadan itibaren hesaplarını zorlaştırdı.

Komorlar maçında Romain Saiss’in karşılaşmanın ilk dakikalarında sakatlanarak oyundan çıkması dikkat çekti. Tecrübeli savunmacının yerine Jawad El Yamiq dahil olurken, Katar’ın Al Sadd kulübünde forma giyen Saiss’in kapsamlı sağlık kontrollerinden geçeceği ve turnuvanın geri kalanında oynayıp oynayamayacağının bu tetkiklerin ardından netleşeceği belirtildi.

Savunmadaki sıkıntılar bununla da sınırlı kalmadı. Nayef Aguerd’in durumu da belirsizliğini koruyor. Bazı kaynaklar oyuncunun grup maçlarının kalanında forma giyemeyebileceğini öne sürerken, diğer kaynaklar yapılan kontrollerin uyluk bölgesindeki ağrılar nedeniyle tamamen önlem amaçlı olduğunu ve henüz resmî bir sakatlık tespiti bulunmadığını ifade ediyor.

Adam Masina’nın da sağlık kontrolünden geçirilmesi bekleniyor. Tecrübeli oyuncu açılış maçında yedek kulübesinde kalırken, fiziksel durumu hakkında henüz resmî bir açıklama yapılmadı.

Teknik ve sağlık ekibi, Saiss, Aguerd ve Masina’nın durumuna ilişkin sessizliğini koruyor. Çarşamba sabahı itibarıyla üç oyuncunun da sağlık durumunu ve grup maçlarındaki olası durumlarını netleştiren resmî bir bilgilendirme yayımlanmadı.

Saiss ve Aguerd’in yokluğunun kesinleşmesi hâlinde Regragui’nin savunmada Jawad El Yamiq ile Abdelhamid Ait Boudlal’dan oluşan tamamen yeni bir ikiliye yönelmesi gerekecek. Bu durum, turnuvanın erken aşamasında uyum ve savunma istikrarı açısından ciddi bir sınav anlamına geliyor.

Fas Millî Takımı, gruptaki bir sonraki maçında cuma günü Mali ile karşılaşacak, grup etabını ise pazartesi günü Zambiya maçıyla tamamlayacak.