Akıllı sınıflar eğitim seviyesini yükseltiyor

Öğrencilerin derslerle etkileşimini izlemek üzere sensörler bulunuyor

Akıllı sınıflar eğitim seviyesini yükseltiyor
TT

Akıllı sınıflar eğitim seviyesini yükseltiyor

Akıllı sınıflar eğitim seviyesini yükseltiyor

Telefonlar, saatler, hatta bastonlar gibi tüm eşyaların akıllı hale geldiği bir dünyada ‘akıllı sınıfların’ ortaya çıkması an meselesiydi.

Akıllı sınıflar

Geçtiğimiz günlerde, Brooklyn’de bulunan Üniversite Hazırlık ve Kariyer Keşfi Akademisi, 6. ila 12. sınıflardaki öğrenciler için bir ‘Okuma ve Yazma Odası’nın açılışını yaptı.

Salon, bu adı taşıyan bir alandan bekleyebileceğiniz her şeye sahip, içerisinde küçük bir kütüphane, okumak için rahat koltuklar, konsantrasyon gerektiren işler için küçük masaların yanı sıra sınıfın iki duvarında iki sensör ve bir duvarda büyük, düz bir tablet gibi beklemeyeceğiniz şeyler de bulunuyor.

Bu sensörler, öğrencilerin birbirleriyle ne sıklıkla konuştuklarını, ne tür konuşmalar yaptıklarını, hangi kelimeleri kullandıklarını ve derse kaç yeni öğrencinin katıldığını gözlemliyor.

Bununla birlikte, bu cihazlar belirli öğrencileri görsel olarak tanımlayamıyor, yalnızca duydukları seslerden öğrenci sayısını anlıyor ve bu da gizliliğin korunmasına yardımcı oluyor. Salonu tasarlayan Danish Kourani, bunun hakkında “Sınıf, bir fitness kontrolü gibi” dedi.

Akademi, çoğu ikinci dil olarak İngilizce konuşan öğrenciler arasında okuma ve yazma ile ilgili bir sorun tespit ettikten sonra beş yıl önce Kourani ile ortaklık kurdu. Bu, okulun her 6 haftada bir hedeflenen etkinlikler ve değerlendirmeler aracılığıyla öğrencilerin ilerlemesini izlemeye başlamasını sağladı.

Akademi Müdürü Joanne Moseley “Bu, işleri biraz iyileştirmeye yardımcı oldu, öğrencilerin ilerlemesini günlük olarak izleyebileceğimizi ve verileri öğretimi geliştirmek için bilinçli kararlar vermek üzere kullanabileceğimizi hayal edin” ifadelerini kullandı.

Eğitim teknikleri

İlk bakışta, öğrencilerin her sözünün kaydedildiği, izlenen bir sınıf fikri tartışmalı hatta ürkütücü bir şey olarak görünebilir ancak bu, bu türdeki ilk deneyim değil. 2019’da Carnegie Mellon Üniversitesi, öğrencilerin durumunu veya bir profesörün öğrencilerden birinin adını söylemeden önce beklediği süre gibi çeşitli ayrıntıları izleyebilen bir sistem geliştirdi. O zamandan bu yana EduSense adı verilen sistem üç üniversitede 45 derslikte test edildi.

Araştırmacı ve Paris’teki Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nda yetkili olan Andreas Schleicher, teknolojinin doğru kullanılması halinde öğretmenlerin öğrencilerin ihtiyaçlarıyla daha uyumlu olmalarına yardımcı olabileceğini belirtti. Schleicher “Benim için en önemli şey, öğretmenlerin bu algoritmaların kölesi olmaları değil, tasarımcıları olmalarıdır” ifadelerini kullandı.

Kourani, teknolojiyi okulla iş birliği içinde geliştirdi, yani öğretmenler aslında ‘okuma ve yazma odasının’ tasarımcıları olmuştu.

Kourani, sensörleri okula kurmadan önce, Wesleyan Üniversitesi’nden bir bilgisayar programcısı ile birlikte, teknolojinin çeşitli sesleri fotoğraflama, tanımlama ve kaydetme yeteneğini görmek amacıyla, üniversitenin bilgisayar bilimi laboratuvarında deneysel bir modeli bir aydan uzun süre boyunca test etti.

Şarku’l Avsat’ın Tribune Media’dan aktardığına göre Kourani, öğretmenin örneğin öğrencilerinden sadece iki veya üçünün belirli bir süre içinde kendini ifade edebildiğini fark etmesine yardımcı olabileceğinden, sensörleri başka bir eğitim aracı olarak değerlendirdi. Zira bunun, bazılarının herkesin önünde konuşmaktan çekindiklerini veya derse katılmadıklarını gösterdiğine dikkat çekti.

Son olarak, buradaki ana fikir, söz konusu teknolojinin öğretmenlere kendileri ve öğrencileri hakkında daha fazla bilgi verebileceği ve bunun da daha esnek bir öğrenme ortamı sağlamanın yolunu açabileceğine dayanıyor. Schleicher “Mevcut sınıf ortamları, öğrenciyi yalnızca bir tüketiciye, öğretmeni de bir tür hizmet sağlayıcıya indirgediği için verimsizdir. Geleceğin eğitimcisinin sadece harika bir öğretmen, koç ve akıl hocası değil, aynı zamanda iyi bir veri bilimcisi olması gerektiğine yürekten inanıyorum. Etkili olmak için bu bilgi akımlarını anlamalısınız” dedi.



Bataryalar için yeni bir malzeme geliştiren bilim insanlarından dünya rekoru

(Reuters)
(Reuters)
TT

Bataryalar için yeni bir malzeme geliştiren bilim insanlarından dünya rekoru

(Reuters)
(Reuters)

Andrew Griffin 

Bu çığır açıcı gelişme, sonunda katı hal bataryalarının üretimine ve yaygın kullanımına olanak sağlayabilir. Bunlar, alev alabilen mevcut lityum iyon bataryalardan daha fazla kapasiteye sahip olduğundan geleceğin kilit teknolojisi olarak görülüyor ve bir gün elektrikli arabalara ve diğer teknolojilere güç sağlamak için kullanılabilir.

Ancak katı hal bataryaları, imalat ve kullanım aşamasındaki çeşitli zorluklar nedeniyle henüz yaygın bir şekilde benimsenip üretilemiyor.

Araştırmacılar yeni bir malzemenin, artık bu sorunların bazılarını çözmeyi sağlayarak bu bataryaları gerçekten piyasaya sürmeye yönelik bir adım olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar lityumdan, daha önce bilinen tüm maddelerden yüzde 30 daha hızlı yeni bir malzeme üretti. Lityum, antimon ve skandiyumdan oluşan malzeme sadece rekor kırmakla kalmayıp başka pratik uygulamaların geliştirilmesinin de önünü açabilir.

Bulguları açıklayan makalenin yazarlarından Jingwen Jiang, "Keşfimizin geniş bir yelpazedeki diğer malzemelerde iletkenliği artırma yönünde daha geniş etkileri olabileceğine inanıyoruz" diyor. Araştırmacılar, yeni bataryaların geliştirilmesine yol açan aynı ilkelerin başka atılımlara da uygulanabileceğini öne sürüyor.

Münih Teknik Üniversitesi'nden Hubert Gasteiger, "Az miktarda skandiyum ekleyerek diğer element kombinasyonlarına model olabilecek yeni bir ilkeyi ortaya çıkardık" ifadelerini kullanıyor. 

Malzemenin batarya hücrelerinde kullanılabilmesi için hâlâ birçok test yapılması gerekse de iyimseriz.

Çığır açıcı adım, hakemli dergi Advanced Energy Materials'ta yayımlanan "Scandium Induced Structural Disorder and Vacancy Engineering in Li3Sb – Superior Ionic Conductivity in Li3−3xScxSbv" (Li3Sb'de Skandiyum Kaynaklı Yapısal Bozukluk ve Boşluk Tasarımı: Li3-3xScxSbv'de Üstün İyonik İletkenlik) başlıklı yeni bir makalede aktarılıyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/tech