Yapay zeka büyük kurumlara ve şirketlere sızıyor

Yeni tasarımlar, mahremiyet ve veri gizliliğini sağlamak için hassas bir denge gerektiriyor.
Yeni tasarımlar, mahremiyet ve veri gizliliğini sağlamak için hassas bir denge gerektiriyor.
TT

Yapay zeka büyük kurumlara ve şirketlere sızıyor

Yeni tasarımlar, mahremiyet ve veri gizliliğini sağlamak için hassas bir denge gerektiriyor.
Yeni tasarımlar, mahremiyet ve veri gizliliğini sağlamak için hassas bir denge gerektiriyor.

Morgan Stanley'de çalışan binlerce finans danışmanın bu yılın ortasında yapay zeka ile tasarlanmış yeni bir iletişim aracına sahip olması bekleniyor.

600'e yakın çalışanın kullandığı araç, "Apple, IBM ve Microsoft'un yatırım senaryolarını karşılaştırabilir misiniz?" ve “Bu vakaların her biri için riskler nelerdir?” gibi sorulara yanıt veriyor. Danışman, örneğin müşterinin değerli bir tablosu varsa ne yapılabileceğini de sorabiliyor ve böylece bilgi aracı kendisine izleyebileceği adımların bir listesinin yanı sıra şirket içinden yardımcı olacak bir uzmanın adını veriyor.

Analiz ve yenilik

Morgan Stanley'nin Servet Yönetimi bölümünün analitik, veri ve inovasyon başkanı Jeff McMillan açıklamasında "Yapmaya çalıştığımız şey, her müşteriyi veya finansal danışmanı herhangi bir konuda gerçek zamanlı olarak daha akıllı, daha bilgili bir uzman haline getirmek" dedi.

Uzmanlar, yapay zekanın zaman içinde yaratacağından daha fazla işi yok edip etmeyeceği konusunda farklı görüşlerde olabilir. Ancak kesin olan, yapay zekanın, çoğu çalışanın bilgi alanlarında çalışma şeklini değiştirecek olması. Zira yapay zeka, ihtiyaç duydukları becerilere ve çoğu şirketteki iş ihtiyacına göre ayarlamalar yapacak. Günümüzde girişimciler, çalışanları yeni yapay zeka araçlarının orta vadede yaratabileceği engellere hazırlarken teknolojiden nasıl faydalanacaklarını da bilmek durumundalar.

Yavaş hareket etmek, geçmişte internetten tam olarak veya doğru hızda yararlanmayan şirketlerde olduğu gibi, verimlilik, müşteri hizmetleri ve son olarak rekabet gücü açısından kazanç kaybına neden olabilir.

Ancak aynı zamanda girişimciler, yapay zekanın kötü şöhretli hataları ve önyargılarına karşı dikkatli olmalı ve çalışanlar için nelere yol açabileceğini dikkatlice düşünmeli. Finans şirketlerinde yapay zekanın yeteneklerini analiz etmede uzmanlaşmış, gelişmekte olan Evident şirketinin kurucusu ve CEO’su olan Alexandra Mousavizadeh, konuyla ilgili olarak “Çalışma alanınız ne olursa olsun, şirketinizin ağırlıklı olarak yapay zekaya güvenen şirketlerden biri olduğunu düşünmelisiniz” dedi.

Morgan Stanley'nin danışmanlar aracına güç veren yapay zeka türü ‘üretken yapay zeka’ olarak biliniyor ve analiz ettiği bilgileri kullanarak metin, resim, ses ve video gibi içerikler oluşturabiliyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre söz konusu yapay zeka, soruları yanıtlamanın yanı sıra e-postalar yazmak, slayt gösterileri yapmak ve uzun belgeleri özetlemek gibi sayısız başka şekilde kullanılabiliyor. Ön araştırmalar, üretken yapay zeka kullanılarak geliştirilen araçların birçok görevi hızlandırabileceğini ve çalışan üretkenliğini artırabileceğini gösteriyor.

Çalışanların performansının yükseltilmesi

Örneğin MIT ve Stanford Üniversitesi'nden araştırmacılar, kendilerine yanıt sağlayan bir yapay zeka aracıyla donatılmış müşteri destek personelinin her saat yüzde 14 daha fazla müşteri sorunu çözdüğünü ortaya koydu.

Ancak bu aracın kazanımları eşit olarak dağıtılmadı. Araç, yetenekli meslektaşlarının uygulamalarını etkili bir şekilde algıladığı ve yaydığı için deneyimsiz çalışanlar üretkenliklerinde önemli sıçramalar yaptı. Massachusetts Institute of Technology'nin yakın tarihli bir araştırması, yapay zekanın, başlangıçta işlerinde vasıfsız olan işçilerin kendileriyle daha vasıflı işçiler arasındaki farkı azalttığını ve yapay zekayı kullandıklarında daha kısa sürede daha iyi performans gösterdiğini buldu.

Exponential View araştırma grubunun başkanı Azim Azhar bu çalışmaların sonuçlarının şu tek bir noktada birleştiğini söyledi:

"Bugün artık bir kişinin pozisyonunda performansı sayesinde elde ettiği kazanımlar azaldı çünkü (ChatGPT) kullanan genç çalışanlar ve yılların tecrübesine sahip olanlar kadar iyi performans gösteriyor."

Araştırma sahadaki uygulamaları içerecek şekilde genişlerse, bazı şirketleri daha genç çalışanlara yatırım yapmaya ve yıllardır çalışan daha pahalı çalışanları işten çıkarmaya teşvik edebilir.

Hatta bazı şirketler, yapay zeka araçlarının beklenen etkisine göre işe alım kararları vermeye bile başladı. IBM kısa süre önce, insan kaynakları gibi önümüzdeki birkaç yıl içinde yapay zekanın yerini alabilecek bazı pozisyonlarda işe alımı yavaşlattığını veya durdurduğunu açıkladı. PwC Global Tax & Legal Service CTO'su (Baş Teknoloji Sorumlusu) Pevek Sharma, yapay zekanın sağladığı hız ve kazanımların müşteri beklentilerini yükselttiğine belirtti. Sharma, ‘çalışanların iş gücü becerilerini yenilemeye ve yapay zekaya yönelik açık talebi karşılayacak kadar hızlı bir şekilde anlamalarını sağlamaya özen gösterilmesi gerektiğine’ dikkat çekti.

PwC, önümüzdeki birkaç ay içinde tüm hukuk danışmanlarına yapay zeka destekli bir konuşma aracı sunmak için avukatlar için çeşitli araçlar geliştiren bir AI girişimi olan Harvey ile birlikte çalışıyor. Şirket ayrıca teknolojisini vergi ve insan kaynakları uzmanlarını da içerecek şekilde genişletmeyi planlıyor.

Sharma, PwC'nin hedefinin, çalışanlarına şirketin deneyimlerinden elde edilen yanıtları sağlamanın ötesinde, nihayetinde müşteri verilerinin de analiz edilmesine bağlı olacak yeni içgörüler üretmeye geçtiğini açıkladı. Yapay zeka nihayet örneğin birleşme fikrini düşünen iki şirket arasındaki tüm sözleşmeleri kaydedebilir, örneğin PwC uzmanlarının belirli türdeki yetkileri ve riskleri araştırmasına olanak tanır.

Genel olarak büyük şirketlerin, teknolojiyi işlerine uyarlayabilen yapay zeka konusunda bilgili teknik personele yatırım yapması gerekiyor. Mousavizadeh, birçok şirketin ChatGBT'yi kullanamayacağını çünkü onu çalıştırmak için temel yapı taşlarına, yani içerik ve veri yönetimine sahip olmadıklarını vurguladı.

Söz konusu şirketlerin ayrıca teknik uzmanlık gerektirmeyen rollerde profesyonelleri işe alması veya eğitmesi gerekiyor. McMillan ve diğer yöneticiler, yapay zeka platformlarının, kullanıcıların en iyi sonuçları almasını sağlamak için bilgi ve bilgi kaynaklarının ince ayarını yapmaktan sorumlu insanların yardımıyla sürekli ‘ayarlanması’ gerektiğini söylüyor. Bu ayarlama, yeni bir mühendis grubuna olan ihtiyaca işaret ediyor.

Özellik ve gizlilik

Morgan Stanley ve PwC, içeriden öğrenilen materyallerden yararlanan yapay zeka destekli konuşma araçlarının kendi sürümlerini geliştiren şirketler arasında yer alıyor. Mahremiyet, gizlilik, doğruluk ve fikri mülkiyet haklarıyla ilgili endişeler, birçok şirketin çalışanlarının ChatGPT ve diğer yapay zeka araçlarına erişimini engelleyerek Samsung'a olanlardan kaçınmak istiyor. Çünkü raporlar, yarı iletken bölümündeki çalışanların GPT Sohbeti kullanarak bir toplantıdan hassas kod ve notlar paylaştığını gösterdi. Şirket yöneticileri, bazı yapay zeka araçlarında yerleşik olarak bulunan sık sık yapılan hatalar ve önyargılar konusunda da endişeleniyor.

Ancak, kullanıcıların soruları veya komutları sade bir dille yazmasına izin veren üretici yapay zeka araçlarından yararlanma fırsatı kısmen görevi bu araçların şirketin çalışma şeklini nasıl değiştirebileceğini göstermek olan daha geniş bir teknik olmayan çalışan grubunu bir araya getirmeyi gerektiriyor. Azhar açıklamasını "Çalışanlarınızın, kendi becerilerini ve şirketinizin dahili becerilerini geliştirmeye başlayabilmeleri için bu araçları gerçekten düzenli bir şekilde kullanmaları gerekiyor" diyerek sonlandırdı.



Yeni korsanların çağı: Gizli dünyayı kim kontrol ediyor?

2024 yılında 8 bin 350'den fazla başarılı siber saldırı kaydedildi (Getty)
2024 yılında 8 bin 350'den fazla başarılı siber saldırı kaydedildi (Getty)
TT

Yeni korsanların çağı: Gizli dünyayı kim kontrol ediyor?

2024 yılında 8 bin 350'den fazla başarılı siber saldırı kaydedildi (Getty)
2024 yılında 8 bin 350'den fazla başarılı siber saldırı kaydedildi (Getty)

Muhammed el-Cedi

Dijital teknolojilere olan küresel bağımlılık arttıkça siber tehditler daha tehlikeli ve karmaşık bir hal alıyor. Dijital güvenlik artık bir lüks veya ek bir seçenek değil, aksine modern ekonomiler, altyapılar ve toplumlar için ilk savunma hattına dönüştü. Dijital dönüşüme doğru hızla ilerleyen ve teknolojiyi soluyan bir dünyada, “dijital belirsizlik” (digital uncertainty) çağına girmeye başladık ve bu, tüm dünyanın siyasal, ekonomik ve toplumsal güvenliğinin kalbini vurmaya başladı.

Hackmanac Merkezi, dördüncü olan 2025 Küresel Siber Saldırılar Raporu’nda, dünyanın benzeri görülmemiş dijital gerginliğin yeni bir safhasına girdiğini doğrulayan rahatsız edici gerçekleri ortaya koydu. Raporda, sadece bir yıl içinde gerçekleşen binlerce başarılı siber saldırı incelenerek, ağların ön cepheye dönüştüğü ve yazılım saldırılarının sessiz imha silahları haline geldiği bir dönemin kasvetli tablosu çizildi. Hükümet altyapılarının hack'lenmediği, sağlık sisteminin şantajla tehdit edilmediği veya büyük bir şirketin siber saldırıya uğramadığı gün geçmiyor.

8 binden fazla başarılı saldırı

Rapora göre, 2024 yılında 8 bin 350'den fazla başarılı siber saldırı gerçekleşti ve bu bir önceki yıla göre yüzde 18’lik bir yükseliş anlamına geliyor. Saldırıların şiddetinde önemli bir artış yaşanırken, ortalama zarar endeksi (ESIX©) yüzde 3,8 arttı. Saldırıların hedefinde artık ikincil önemde veya çevresel sistemler değil, üretim, bilim ve teknoloji, sağlık gibi hayati sektörler var. Saldırılardan en fazla payı yüzde 15 ile imalat sektörü aldı. Onu yüzde 10 ile teknoloji ve bilimsel araştırma sektörü, ardından yüzde 33'lük şoke edici artışın görüldüğü sağlık sektörü takip etti. Bu dağılım, saldırganların davranışlarında stratejik bir değişimi ortaya koyuyor; zira artık amaçları sadece anlık finansal kazanç elde etmek değil, derin ekonomik ve toplumsal zararlar vermek.

Dark Web

Hackmanac'ın raporu sahnenin karanlık tarafını, yani Dark Web'i de atlamıyor. Saldırıların yüzde 55'ten fazlası geleneksel medya takibinin dışındaki Dark Web kaynakları üzerinden tespit edildi. Burası, çalınan verilerle, karmaşık saldırı araçlarıyla ve organize bilgisayar korsanlığı anlaşmalarıyla dolu paralel bir dünya ve kamuoyunun haberi olmadan, koruyanlar ile saldıranlar arasında sessiz savaşlar yaşanıyor.

Saldırı araçları düzeyinde ise kötü amaçlı yazılımlar (Malware; işlev bozan, bilgi toplayan ve cihazlara erişim sağlayan yazılımlar) hâlâ mevcut. Sosyal mühendislik (social engineering; bilgilerinizi siz fark etmeden çalmaya yönelik akıllıca hileler) tüm saldırıların yüzde 66'sını oluşturuyor, ancak artık tek silah değil. DDoS saldırıları (sunuculara işleme kapasitesini aşan sahte oturum açma isteği göndererek çökmesine yol açan bir saldırı türü) yüzde 83 gibi şaşırtıcı bir oranda arttı. Dijital kimlik hırsızlığı ve sosyal mühendislik saldırıları ise yüzde 39 arttı. En tehlikelisi ise saldırıların artık çok teknikli hale gelmesi, gasp, bilgisayar korsanlığı ve veri bozmayı bir arada yapabilmesi, bunlar saldırılara karşı koymayı daha da zorlaştırıyor. Raporda, saldırıların daha profesyonel hale geldiği, kötü amaçlı yazılımların kullanımında önemli artış olduğu ve fidye yazılımı çetelerinin faaliyetlerinin devam ettiği belirtiliyor. Hatta fidye yazılımı saldırıları (verilerinizi şifreleyen veya saklayan ve bunların karşılığında fidye talep eden dijital virüsler) hâlâ öncü konumda ve bu saldırılara RansomHub ve LockBit 3.0 gibi gruplar öncülük ediyor. Öyle ki kaydedilen tüm saldırıların yüzde 20'sinden fazlasını tek başlarına gerçekleştirdiler.

Rusya ve Çin yok

Saldırıların jeopolitik haritası incelendiğinde, saldırıların yüzde 42'sinin hedefinin ABD olduğu, ABD'yi İtalya, İngiltere ve Kanada'nın izlediği görülüyor. Rusya ve Çin'in kurban listelerinde göreceli olarak yer almaması, bir cevap sunmaktan ziyade daha fazla soru işareti doğuruyor. Bu iki ülkede bilginin sıkı bir şekilde kontrol edilmesi, kendilerine yönelik saldırıların gerçek boyutunun değerlendirilmesini zorlaştırıyor.

Dijital tehdit giderek artarken, daha tehlikeli özel bir gelişme öne çıktı; devletlerin siber saldırı arenasına giriş yapması. Tehditler artık yalnızca tek başına hareket eden bilgisayar korsanları veya fidye yazılımı çeteleriyle sınırlı değil. Bunun yerine ülkeler, politik, ekonomik ve yıkıcı casusluk amaçlarıyla sistematik bilgisayar korsanlığı eylemlerini doğrudan veya dolaylı olarak destekliyorlar. Nitekim bilgi savaşı yüzde 64 oranında artarken, internet, geleneksel angajman kurallarının dışında, karada değil, kablolar ve uydu ağları üzerinden yürütülen sessiz bir savaş arenasına dönüştü.

Körfez mercek altında

Bölgesel nüfuzu ve Vizyon 2030 projeleriyle dikkat çeken Suudi Arabistan, yaşadığı büyük dijital dönüşüm nedeniyle bu siber savaşın dışında kalmadı ve cazip bir hedef haline geldi. Siber güvenlik altyapısını güçlendirmeye yönelik büyük yatırımlarına rağmen, saldırıların gelişmesi ve özellikle hayati öneme sahip petrol ve finans sektörlerine yönelik saldırıların artması, sürekli bir teyakkuz hali ve proaktif yaklaşımlar gerektiriyor. Bu, sürekli bir zorluk olmaya devam ediyor ve hem hücum hem de savunma stratejilerinin geliştirilmesini gerektiriyor.

Küresel rekabet ve cazibe alanı

BAE ise bölgenin en gelişmiş dijital ekonomilerinden biri olarak öne çıkan bir hedef haline geldi. Teknolojik yeniliklerdeki hızlı ilerlemesine, yapay zekâ ve akıllı şehirler alanındaki projelerine rağmen saldırı dalgasından kurtulamadı. Ülke, Ulusal Siber Güvenlik Merkezi gibi girişimler aracılığıyla katı standartlar uygulamak da dahil olmak üzere dijital alanını korumak için esnek ve gelişmiş bir politika benimsemiş olsa da siber tehditler sürekli güncelleme ve geliştirme gerektiriyor.

Stratejik bir sıçramaya ihtiyaç var

Kuveyt, dijital altyapısını entegre etme ve dijital güvenliğini artırma yönündeki kademeli gelişimine ve yorulmak bilmeyen çabalarına rağmen, hâlâ proaktif siber analiz çözümlerinin benimsenmesini hızlandırmaya, saldırılara gerçekleşmeden önce karşılık verebilecek yerel güçler oluşturmaya ihtiyacı var. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre dijital dünyada yavaş savunma politikalarından akıllı saldırı politikalarına geçmek artık bir lüks değil, varoluşsal bir zorunluluk. Küresel çapta saldırıların artmasıyla birlikte Kuveyt’in yapay zekâ ve derin siber analizlere dayalı önleyici ve proaktif modellere ihtiyacı bulunuyor. Kanunları iyileştirmek yeterli değil, bilakis tehditleri istisnai değil, kaçınılmaz olarak ele alan sürdürülebilir bir savunma ortamı inşa edilmeli.

Bu rapordan sonra nereye yönelmeliyiz?

Hackmanac raporu açık ve net bir uyarıda bulunuyor; Arap ve Körfez bölgelerimiz de dahil olmak üzere dünya giderek artan bir dijital açıklık ile karşı karşıya.

Dijital dönüşümdeki dalgalanmalar ışığında, tehditler oluşmadan önce onları tespit edebilecek dijital istihbarat birimleri kurmak, saldırıları engellemek için uzmanlaşmış araştırma merkezleri, bölgesel iş birlikleri kurarak ulusal siber güvenliği güçlendirmek yoluyla “müdahale” politikasından “öngörme” politikasına geçilmesi gerekiyor.

Tehditler artık sadece teknik raporlardaki rakamlardan ibaret değil, çatışma ve nüfuz araçlarına silah seslerinin değil, çalınan verilerin ve felç olmuş altyapının çığlıklarının duyulduğu savaş alanlarına dönüşmüş durumda.

Sadece yüksek elektronik duvarlar inşa etmek yeterli değil, aynı zamanda saldırıları öngörebilen ve savaş mantığının değiştiğini anlayabilen uyanık zihinler inşa etmek de gerekiyor.

Artık “Saldırıya uğrayacak mıyız?” sorusunu değil, “Ne zaman, nasıl saldırıya uğrayacağız ve buna karşılık vermeye hazır mıyız?” sorusunu sormalıyız.

Hackmanac raporu tek bir cümleyle durumu acı ve vurucu bir şekilde özetliyor:

“Sorunun büyüklüğü başlı başına bir sorun haline geldi.”

* Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.