Sağlık hizmetlerinde nesnelerin interneti teknolojileri

Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, insan hücrelerine bağlanan bir izleme cihazları ağı üzerinde çalışıyor

AA
AA
TT

Sağlık hizmetlerinde nesnelerin interneti teknolojileri

AA
AA

Nesnelerin interneti (IoT), çalışmaların kolaylaştırılması ve bu alandaki cihazların dünyamız hakkında topladığı verilere eşi görülmemiş bir derinlik kazandırması için çok sayıda cihazın birbirine bağlanmasına izin verir. Örneğin sürücüsüz araçlar ve akıllı evlerin çalışma prensipleri, izleme ve kontrol amaçları için IoT teknolojilerine dayanıyor.

Nesnelerin interneti

Peki ya aynı fikir kendi bedenlerimizi izlemek ve sağlık verilerimizdeki herhangi bir değişiklik konusunda bizi uyarmak için uygulansaydı? IoT’un temelindeki düşünce budur.

Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (KAUST) araştırmacıları, vücut dokularının çoğunlukla iletken özelliklerinden yararlanan İnsan Bedeni İletişim Teknolojileri (HBC) teknolojisinin verileri giyilebilir, implante edilebilir ve yutulabilir tıbbi cihazlar arasında güvenli ve enerji açısından verimli bir şekilde iletebileceğini ortaya koydular.  Bu bulgular, uzun vadeli kablosuz bağlantının (IoT) fikrinin temeli haline gelmesinin önünü açıyor.

KAUST Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği öğretim üyesi ve araştırma ekibinin üyelerinden biri olan Prof. Ahmed et-Tavil, IoT’un, vücudun içindeki, üzerindeki ve dışındaki cihazlar arasında iletişime izin veren giyilebilir, vücuda implant edilebilir, yutulabilir ve enjekte edilebilir akıllı cihazlardan oluşan bir ağ’ olduğunu belirterek, “Örneğin akıllı saatler, yaşamsal belirtilerimizi izlemek için akıllı ayakkabılara, kalp pillerine ve koklear implantlara bağlanabilir” ifadelerini kullandı.

Bu cihazlar, bu tür uygulamalar için yaygın olarak kullanılan teknoloji olan Wi-Fi ağları gibi radyo frekansları kullanılarak da birbirine bağlanabilir, ancak bu da enerji israfının yanı sıra gizli dinleme ya da biyolojik korsanlığa izin verebilecek başıboş dış sinyallerin sızmasına neden olabilir.

Vücut dokuları aracılıyla veri aktarımı

IoT alanında sunulan bağlantı teknolojilerinin kapsamlı bir şekilde incelenmesinin ardından, Prof. Tavil ve ekip arkadaşları Dr. Abdulkadir Çelik, araştırmacı Abir el-Amudi ve Prof. Halid Selame, geleceği diğerlerinden daha umut verici olduğundan dokular aracılığıyla iletişim teknolojisinin en iyisi olduğu sonucuna vardılar.

Dr. Çelik, HBC’nin, vücudun iletken dokuları aracılığıyla veri iletmek için ince, zararsız elektrik sinyalleri kullandığını ve radyo frekanslarına göre bit (bilgi birimi) başına bin kat daha az enerji tüketmek ve çok daha kaliteli iletişim kanallarına sahip olmak gibi avantajları olduğunu açıkladı. Dr. Çelik’e göre bunun yanında HBC’nin potansiyeli, cihazlar arasında iletişim kurmakla da sınırlı değil.

Örneğin, bir nesnenin iletken özellikleri, tıpkı parmak izi gibi kişiden kişiye farklılık gösterdiği için benzersizdir. Bu sebeple söz konusu teknoloji ‘biyometrik kimlik doğrulama’ alanında kullanılabilir. Dr. Çelik, “Bir arabanın ya da dizüstü bilgisayarın gerçek sahibi olduğunuzu sadece arabanın direksiyonuna yahut o bilgisayardaki bir tuşa dokunarak kanıtlayabileceğiniz bir senaryo hayal edin” diyor.

Bu açıdan bakıldığında araştırmacılar, insan vücudunun IoT ağlarının kullanımının kişisel sağlık, uzaktan hasta izleme, akıllı evler, bağımsız bakım evleri, iş sağlığı ve güvenliği, fitness, spor ve eğlence gibi birçok sektörde teknolojik bir atılımı temsil edebileceğini savunuyorlar.

Prof. Tavil,, son olarak şunları söyledi:

“Sensör ve insan vücudu arasında iletişime izin veren sağlam ve kusursuz arayüzlerin geliştirilmesi gibi halen üzerinde çalışmamız gereken birçok teknik zorluk olmasına rağmen HBC teknolojilerinin küçük, ucuz ve az enerji tüketen vücut sensörlerinin üretilmesinin önünü açtığına şüphe yok.”



ChatGPT, Birleşik Krallık'taki giriş seviyesi işlerin üçte birini ortadan kaldırdı

ChatGPT'nin sahibi OpenAI'ın CEO'su Sam Altman (AFP)
ChatGPT'nin sahibi OpenAI'ın CEO'su Sam Altman (AFP)
TT

ChatGPT, Birleşik Krallık'taki giriş seviyesi işlerin üçte birini ortadan kaldırdı

ChatGPT'nin sahibi OpenAI'ın CEO'su Sam Altman (AFP)
ChatGPT'nin sahibi OpenAI'ın CEO'su Sam Altman (AFP)

Araştırmaya göre, kıdem gerektirmeyen pozisyonlar, yeni mezun rolleri ve çıraklıktan oluşan giriş seviyesi işlerin sayısı ChatGPT'nin gelişinden bu yana neredeyse üçte bir oranında (yüzde 31,9) düştü.

İş arama sitesi Adzuna, yeni mezunların arandığı iş ilanlarının Kovid'den bu yana en düşük seviyeye gerilediğini ve giriş seviyesi işlerin 2022'de yüzde 28,9 iken şimdi toplam pazarın yalnızca dörtte birini oluşturduğunu tespit etti.

Giriş seviyesindeki görevlerin yerini yapay zekanın alması bu durumun sebeplerinden biri. Fakat yükselen Ulusal Sigorta primleri dahil olmak üzere artan işgücü maliyetleri de bir etken. Artan maaşlar da yakın zamana kadar enflasyonu geride bıraktı.

ChatGPT Kasım 2022'de piyasaya sürüldü, o zamandan beri birkaç versiyon çıktı ve yeni bir teknolojik dönüşüm çağını başlattı. ChatGPT'nin sahibi olan şirket 300 milyar dolar değerinde ve bu da onu Londra Menkul Kıymetler Borsası'nda halka açık tüm şirketlerden daha büyük yapıyor.

Bir başka yapay zeka firması olan Anthropic'in CEO'su yakın zamanda yapay zekanın 5 yıl gibi kısa bir süre içinde giriş seviyesindeki işlerin yarısını ortadan kaldırabileceğini söyledi. Dario Amodei, bu süre zarfında Birleşik Krallık'ta işsizliğin yüzde 10 ya da 20'ye çıkabileceğini iddia ederek şunları söyledi:

İnsanların bunu düşündüğünü sanmıyorum.

Adzuna'nın veri bilimi başkanı James Neave ise "Giriş seviyesinde işe alımları azaltabilmek, sadece verimliliği ve maliyet tasarruflarını artırır. Ulusal Sigorta primleri doğrudan mali bir yük" derken, yaklaşan İstihdam Hakları Yasa Tasarısı'nın da caydırıcı bir faktör olabileceğini öne sürdü.

Eğer bir işverenseniz, tüm bunlar insanları işe almamanız için nedenler listesini uzatıyor.

Ülke çapında birkaç büyük firma, maliyet düşürme önlemleri kapsamında personel sayısını önemli ölçüde azaltmayı planladığını ve işin çoğunu yapay zekanın üstleneceğini açıkladı.

BT'nin CEO'su Allison Kirkby, 2030'a kadar 40 bin ila 50 bin çalışanı işten çıkarmaya yönelik ilk planların "yapay zekanın tam potansiyelini yansıtmadığını" söyledi, yani daha da fazla kişi işini kaybedebilir.

Amazon da yapay zekanın daha geniş kapsamlı rollerde kullanılması sonucunda iş kayıplarının olacağını söyledi ancak kişi sayısı veya tarih vermedi.

Independent Türkçe