Yapay zeka Arap dünyasında umut verici fırsatlar sunuyor

Yapay zekanın 2030 yılına kadar Arap dünyasında GSYİH'ya 320 milyar dolar katkıda bulunması bekleniyor.

Riyad geçtiğimiz yıl Küresel Yapay Zeka Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. (Şarku’l Avsat)
Riyad geçtiğimiz yıl Küresel Yapay Zeka Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. (Şarku’l Avsat)
TT

Yapay zeka Arap dünyasında umut verici fırsatlar sunuyor

Riyad geçtiğimiz yıl Küresel Yapay Zeka Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. (Şarku’l Avsat)
Riyad geçtiğimiz yıl Küresel Yapay Zeka Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. (Şarku’l Avsat)

Uluslararası arenada yapay zeka alanında yarış hızını artırarak devam ederken Arap ülkelerinden çeşitli girişimler, Arap dünyasının bu yarışta ilk sıralarda yer alma arzusunu ortaya koyuyor. Bu hareketlilik aynı zamanda bazı kurumların, yapay zekanın 2030 yılına kadar Ortadoğu ülkelerinin gayri safi yurt içi hasılasına (GSYİH) yaklaşık 320 milyar dolar katkıda bulunacağına dair beklentileriyle uyumlu seyrediyor. Diğer yandan uzmanlar, Ortadoğu’nun genç nüfusunun demografik yapısı çerçevesinde umut verici fırsatlar olduğuna işaret ediyorlar ki bu da, yapay zekanın daha geniş bir kullanıcı kitlesi ve yararlanıcıları için daha fazla fırsat sunduğu anlamına geliyor. Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Fas, yapay zeka alanında gelecek vadeden bölge ülkeleri olarak öne çıkıyor.

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından geçtiğimiz nisan ayında yayınlanan bir rapor, ‘yapay zekanın Ortadoğu’ya 2030 yılına kadar 320 milyar dolarlık ekonomik kazanç getireceğini’ öngörüyordu. Aynı rakamlar, 2018 yılında Londra merkezli çok uluslu bir profesyonel hizmetler ağı olan PricewaterhouseCoopers (PwC) tarafından yayınlanan bir raporda da yer almıştı.

PwC raporuna göre bu rakam, yapay zekanın 2030 yılında tüm dünyadaki toplam faydalarının yüzde 2'sini oluşturuyor. Yapay zekanın aynı yıl dünya ekonomisine yaklaşık 15,7 trilyon dolar katkıda bulunması bekleniyor.

Ulusal stratejiler

WEF raporuna göre ‘Ortadoğu’daki birçok ülke yapay zekanın faydalarından yararlanma yolunda çeşitli adımlar attı. Suudi Arabistan, 2030 yılına kadar 20 bin kadar uzmanın yetiştirilmesi için iddialı bir planı da kapsayan ‘Ulusal Veri ve Yapay Zeka Stratejisi’ projesini başlattı. BAE Dubai Emirliği, yapay zeka, dijital ekonomi ve metaverse gibi alanlara yatırım yapmak için 2022 yılının temmuz ayında geçici bir komite oluştururken Bahreyn, palmiye ağaçlarını hesaplamak ve tarımsal üretimi daha verimli belirlemek için yapay zekadan yararlanıyor.

Bu gelişmelerle birlikte raporda, yapay zekanın on yılın sonunda Bahreyn, Kuveyt, Umman ve Katar ekonomilerinin GSYİH’sına yüzde 8,2, yani yaklaşık 46 milyar dolar katkıda bulunacağı tahmin ediliyor.

Arap ülkeleri, yapay zeka alanında, ulusal stratejilerin belirlenmesi ve uzman bakanlıkların kurulması gibi adımlar attı. Mısır'daki Nil Üniversitesi'nde çalışmalarını yapay zeka alanında yürüten Mustafa el-Attar’a göre bu adımlar, Arap ülkelerinin ekonomiyi çeşitlendirme ihtiyacının farkında olduğun bir göstergesi.

Şarku’l Avsat’a değerlendirmede bulunan Attar, petrol üreticisi olan Arap ülkeleri, petrol sonrası döneme hazırlık yapmak amacıyla bir süredir ekonomilerini çeşitlendirmeye yönelik adımlar atarken yapay zekaya ağırlık verdiler.

Attar, Arap ülkelerinin yapay zeka alanına yönelmesiyle ilgili üç neden sıraladı. Attar’a göre bunların başında veri geliyor. Her alanda değerli olan veri, adeta yirmi birinci yüzyılın petrolü olarak görülüyor ve Arap ülkeleri gibi nüfusu fazla olan ülkelerde veri daha da değerli hale geliyor. Örneğin tıp alanında, bir ilacın neden bazı insanlar üzerinde etkili, bazıları üzerinde ise etkisiz olduğunun bilinmesi gerekebilir. Bu bilgiye çok sayıda veri elde edilmeden erişilemez.

Attar'ın sıraladığı ikinci sebep, endüstrilerin önümüzdeki yıllarda iklim dostu olmak için yenilenebilir enerji arayışına girecek olmaları. Endüstrilerin bu doğrultuda yeşil enerjiye dönüşüm için uygun başka yatırım alanları aramaları gerekiyor. Attar'a göre Arap ülkelerinin yapay zekaya yönelmesinin üçüncü nedeni ise çocukların ve gençlerin nüfusun yaklaşık yarısını oluşturduğu Ortadoğu ülkelerinin demografik yapısı. Bu da genç demografik yapının, cep telefonlarını yoğun olarak kullandıkları anlamına geliyor. Gençlerin, hem bu son teknolojiler konusunda eğitilmeleri kolay hem de yapay zekanın dayandığı temel veri toplama kaynağını da oluşturuyorlar.

Yapay zeka alanında Arap dünyasının sahip olduğu olanaklara ilişkin başka bir noktaya daha dikkati çeken Attar, petrol üreticisi olmayan diğer Arap ülkelerinin bazılarının özellikle de yapay zekanın büyük sermayelere değil, beyne ihtiyacı olduğundan genç nüfusu ekonomik büyümeyi yönlendirmek için yatırım fırsatı olduğunun farkına vardığını ve bu yüzden yapay zeka alanında eğitimlerin verileceği fakülteler kurmak gibi bazı adımlar atarak harekete geçtiğini söyledi.

PwC tarafından yapılan araştırmalarına göre yapay zekanın 2030 yılına kadar Suudi Arabistan'ın GSYİH'sına 135 milyar dolardan fazla katkıda bulunmasıyla Suudi Arabistan’ın Ortadoğu'da yapay zeka alanında en büyük kazanımları elde etmesi bekleniyor.

Suudi Arabistan ve Vizyon 2030

Suudi Arabistan, küresel bir yatırım merkezine dönüşmek ve ekonomisinin başlıca gelir kaynağı olan petrole bağımlılığını azaltmak için kapsamlı bir plan sunan Vizyon 2030’u hayata geçirdiğini duyurmasının ardından yapay zeka ve veri analizi teknolojilerini tüm ekonomik sektörlere entegre etmeyi amaçlayan ‘Ulusal Veri ve Yapay Zeka Stratejisi’ adlı stratejiyi geliştirdi.

Stratejinin ve ilgili girişimlerin uygulanmasının takibi için Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zeka Kurumu (SADAIA) kuruldu.

SADAIA ayrıca, kamu ve özel sektör çalışanlarına iş hayatların yapay zekayı kullanma konusunda gerekli becerileri kazandırmayı amaçlayan SADAIA Akademi'yi hayata geçirdi.

SADAIA, tüm kamu ve idari kurumların verilerini birbirine bağlamak, bu verilere erişimi kolaylaştırmak ve iyileştirmek, yapay zeka teknolojilerini ‘hükümet’ dahil olmak üzere kilit alanlara entegre etmek, resmi işlemlerin yapay zeka teknolojileri temelinde otomatikleştirilmesi amacıyla akıllı bir devlet sektörü oluşturmak, maksimum üretkenlik ve etkinlik elde etmek için ‘özel sektörle iş birliği içinde büyük veri platformları ve analiz araçları geliştirmeye’ odaklandı.

Suudi Arabistan’ın yapay zekanın kullanımını artırmak için önem verdiği bir diğer alan ise eğitim. Bu amaçla akademik müfredat, yapay zeka teknolojileri ve bunların tüm sektörlerdeki rolünü içerecek şekilde güncellendi. Suudi Arabistan, yapay zekayı, tıbbi araştırmalar ve ilaç endüstrisi gibi alanlara entegre ederek sağlık hizmetleri alanında da yoğun kullanmaya başladı. Enerji alanında ise sektörün verimliliğini, üretimini ve emilimini artırmak amacıyla enerji tedarik zincirlerinin yönetiminde programlar ve algoritmalar kullanılıyor.

Suudi Arabistan tarafından hayata geçirilen uygulamalı modeller arasında, Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (KAUST) araştırmacılarının tarım, sağlık, mühendislik ve hayvansal üretim alanlarında yapay zeka kullanan katkıları dikkat çekiyor. KAUST, Kovid-19 salgını sırasında resmi internet sayfasında BT taramaları yapılarak enfekte olmuş kişilerin teşhisi için gerekli test kitleri geliştirmek amacıyla yapay zekanın kullanıldığını duyurdu. Araştırmanın başında KAUST'taki Hesaplamalı Biyobilimler Araştırma Merkezi Vekil Müdür Yardımcısı ve bilgisayar bilimi doçenti Zhen Gao yer aldı.

KAUST Biyoloji ve Çevre Bilimi ve Mühendisliği Bölümü’nden Heribert Hirt, 9 Mart'ta duyurulan ve ‘belirli bir toprakta hangi mikropların eksik olduğunu tahmin etmeye ve böylece bitkinin büyümesine yardımcı olan’ bir yapay zeka algoritması oluşturdu.

KAUST ayrıca ‘Vizyon 2030'un gereksinimlerini karşılamak için hızla gelişen teknolojiye odaklanan bir dünyada vasıflı bir iş gücü oluşturmayı ve iş piyasasında gerekli teknik becerileri kazandırmayı’ amaçlayan ‘KAUST Akademi’ girişimini başlattı.

PwC’nin araştırmalarına göre yapay zekanın, 2030 yılına kadar GSYİH'ya 135,2 milyar dolardan fazla katkıda bulunması beklenen Suudi Arabistan’ın Ortadoğu ülkeleri arasında bu alandaki en büyük kazanımları elde edeceği öngörülüyor.

Mısır’ın yapay zeka alanında attığı adımlar

Mısır'ın yapay zekaya ve uygulamalarına olan ilgisi, uluslararası raporlarda sınıflandırılmasını sağladı. Oxford Insights ve Uluslararası Kalkınma ve Araştırma Merkezi (IDRC) tarafından 2022’de yayınlanan, hükümetin yapay zeka teknolojilerine hazır olup olmadığına ilişkin raporda, Mısır’ın Afrika'da Mauritius'tan sonra ikinci ve dünya çapında 56. sırada yer alması, Mısır'ın Afrika'da sekizinci ve dünya genelinde 194 ülke arasında 111’inci sırada yer aldığı 2019 raporuna kıyasla önemli bir ilerleme kaydettiğini gösterdi. 2021/2022 İnsani Gelişme Raporu da Mısır'ın Devletin Yapay Zekaya Hazırlık Durumu Endeksi’nde 55 sıra ilerlediğini ortaya koydu. Mısır, Küresel Bilgi Endeksi'ne göre ise 2020 yılında 138 ülke arasında 72’inci sıradan 2021 yılında 154 ülke arasında 53’üncü sıraya yükseldi.

Mısır, ‘eğitim, öğretim ve uygulama hacmindeki verilerden faydalanmak ve daha sonra her sektör için önemine göre özel sektörün yararlanabilmesi için kullanılabilir hale getirmek’ olmak üzere üç ana başlıktan oluşan ‘Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’ni resmi düzeyde 2021 yılının temmuz ayında başlattı.

Mısır, bu strateji çerçevesinde, temeli insan aklı olan yapay zeka alanında ilerleme kaydetmek için kaynak sağlamak amacıyla son zamanlarda birçok adım attı. Mısır üniversitelerinde yapay zeka alanında eğitim veren fakültelerin sayısı 9'a ulaştı.

Mısır'daki ya da Mısırlılara ait yapay zeka şirketleri dünyanın en gelişmiş şirketleri arasında yer aldı. Bunlardan biri, 2018’de Las Vegas'ta düzenlenen Tüketici Elektroniği Fuarı’nda (CES) yapay zeka alanında ‘dünyanın en iyi gelişen şirketi’ ödülünü kazanan video analiz şirketi AvidBeam Technologies şirketi de bulunuyor. AvidBeam Technologies, bu ödülden tam bir yıl önce ABD merkezli teknoloji dergisi CIO Review'in yapay zeka alanında dünyanın en iyi 20 gelişmekte olan şirketleri arasında sıralanmıştı.

PwC araştırmaları, yapay zekanın 2030 yılında Mısır ekonomisine 42,7 milyar dolardan fazla katkıda bulunacağını tahmin ediyor.

2021/2022 İnsani Gelişme Raporu, Mısır’ın ‘Devletin Yapay Zekaya Hazırlık Durumu Endeksi’nde 55 sıra ilerlediğini ortaya koydu.

BAE’nin yapay zeka stratejisi

BAE'nin yapay zeka için 2017 yılının eylül ayında imzalanan ulusal bir stratejisi var. Bu strateji, hükümeti 2031 yılına kadar tamamlanmayı planladığı çeşitli girişimleri barındırıyor. Bu stratejinin başlatılması çerçevesinde stratejinin hedeflerini diğer hükümet planlarıyla uyumlu hale getirmek amacıyla bir Yapay Zeka Devlet Bakanı atandı.

Söz konusu strateji, ‘su kaynaklarının kullanımını iyileştirmenin ve atıkları azaltmanın yollarını araştırmak için büyük verileri kullanarak su şebekelerini yönetmek için yapay zekadan yararlanmanın ve tüm bölgelerdeki günlük istatistiklere dayalı olarak olası kazaları ve trafik sıkışıklığını tahmin etmeye yönelik önleyici mekanizmalar geliştirerek trafik sektörünü yönetmek için bu teknolojileri kullanmanın yanı sıra birçok hedefi barındırıyor. Ayrıca yıl boyunca verimliliklerini inceleyerek ve buna göre yeni projeler düzenleyerek yenilenebilir enerjiye dayalı elektrik şebekeleri geliştirmek için yapay zekaya güveniyor.

BAE, kamu sektöründe özellikle kameralar aracılığıyla kimlik tespiti alanında yapay zekayı güvenlik hizmetleriyle entegre etmek için çalışıyor. Hükümet, akıllı veri yönetimi teknolojileri aracılığıyla idari yükleri azaltırken bölge sakinleri için tüm devlet hizmetlerini otomatikleştirmeyi planlıyor.

PwC araştırmaları, yapay zekanın BAE ekonomisine 2030'da GSYİH'nın yüzde 14'ünü oluşturan 96 milyar dolardan fazla katkıda bulunacağını öngörüyor.

Fas Dijital Geçiş ve Yönetim Reformu Bakanlığı

Fas, iki yıldan kısa bir süre önce ‘Dijital Geçiş ve Yönetim Reformu Bakanlığı’ adında dijital dönüşüm alanında yeni bir bakanlık kurarak yapay zekayla ilgili ciddi çalışmalara başladı. Bakanlığa yapay zeka alanında uzman bir isim olan Ghita Mezzour getirildi. 2021 yılının eylül ayında göreve başlayan Mezzour’a gönderilen görevlendirme mektubunda ‘Fas'ta dijital geçişi hızlandırmak için çalışmak zorunda kalacağı’ bildirildi.

Mektupta bu stratejinin esas olarak ‘kamu hizmetlerini dijitalleştirmeyi, iş fırsatları yaratan dijital bir ekonominin ortaya çıkmasının temellerini atmayı ve Fas'ı bu alanda daha iyi bir konuma taşımayı hedeflediği’ belirtildi.

Fas, söz konusu stratejiyi başlatmadan önce 2019 yılında bu alandaki ilk fakülteyi açtı. Euromed Üniversitesi’nde açılan Dijital Mühendislik ve Yapay Zeka Fakültesi, robotik, insan-makine iş birliği, yapay zeka, siber güvenlik, web teknolojileri, cep telefonu ve büyük veri gibi alanlarda eğitim vermeye başladı.

Fas yapay zeka alanında uzman isimlere sahip ve bunlardan ikisi Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Technology Review Arabia dergisi tarafından yayınlanan 2022 yılının en önde gelen Arap yapay zeka uzmanları listesinde yer aldı. Bu iki isimden biri, sağlık hizmetlerinde makine öğrenimi çözümleriyle ilgilenen bir şirket olan OKRA'nın kurucusu ve CEO'su Loubna Bouarfa. Bouarfa, aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’na bağlı Yapay Zeka Üst Düzey Uzmanlar Grubu’nun da üyesi. Diğer isim ise Fas merkezli Cadi Ayyad Üniversitesi'nde yapay zeka profesörü ve veri bilimi yüksek lisans programının kurucusu Hajar Al-Musannaf.



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news