Sesi veya videoyu metne dönüştüren program

Web sitesi arayüzü, teknik deneyimi olmayan kişiler için kullanımı kolay olacak şekilde tasarlandı. (Şarku’l Avsat)
Web sitesi arayüzü, teknik deneyimi olmayan kişiler için kullanımı kolay olacak şekilde tasarlandı. (Şarku’l Avsat)
TT

Sesi veya videoyu metne dönüştüren program

Web sitesi arayüzü, teknik deneyimi olmayan kişiler için kullanımı kolay olacak şekilde tasarlandı. (Şarku’l Avsat)
Web sitesi arayüzü, teknik deneyimi olmayan kişiler için kullanımı kolay olacak şekilde tasarlandı. (Şarku’l Avsat)

Sesi, yazılı metne dönüştüren araçlar, medya, akademi ve ticari faaliyetlerin önemli bir parçası haline geldi. Şu anda editörler ve gazeteciler, haberleri yazarak yahut da video veya sesten yazıya dökerek ve bunu el yordamıyla yaparak uzun saatler harcıyorlar.

‘Sonix.ai’, ses veya video içeriğini kolay ve basit bir şekilde kopyalamaya ve düzenlemeye hazır yazılı metinlere dönüştürebildiği için kullanıcılar için zamandan ve emekten tasarruf sağlayan gelişmiş bir araç olarak öne çıkıyor. Dosya sisteme yüklendikten sonra, araç ister video ister ses dosyası olsun, sesi analiz ediyor ve ardından tüm metni sizin için yazıya döküyor. Sizler de yapay zekanın avantajlarıyla birkaç dakika içinde kopyalama işlemini gerçekleştirebilir veya metni bir Word dosyasına aktarabilirsiniz.

Site ve sunulan hizmet, metinleri sesten yazıya dönüştürmenin doğruluğunu artırmak için derin öğrenme teknikleri kullanan yüksek performans doğruluğu ile karakterize ediliyor. Bu doğruluk, kullanıcıların kapsamlı redaksiyon ve düzeltmeye ihtiyaç duymadan sistem tarafından üretilen metinlere güvenebilecekleri anlamına geliyor.

Gelişmiş algoritmalar sayesinde Sonix.ai, sesi metne dönüştürmede çok hızlı. Ses dosyaları ve videolar dakikalar içinde yüklenebilir, metne dönüştürülebilir ve siz de yazılan metni alabilirsiniz.

Sonix.ai'nin birçok dili desteklemesi, onu uluslararası veya çok dilli ortamlarda çalışan kişiler için ideal bir araç haline getiriyor.

Sonix.ai, kullanıcı gizliliğini korumak için tüm dosyalar ve bilgiler şifrelendiğinden, güvenlik ve gizliliğe büyük önem veriyor.

Sitenin arayüzü, teknik deneyimi olmayan kişiler için sezgisel ve kullanımı kolay olacak şekilde tasarlanmıştır.

Sesi metne dönüştürmesi gereken kişiler için harika bir çözüm sunan Sonix.ai, doğruluk, hız, Arapça dahil birden çok dil desteği, güvenlik ve kullanım kolaylığını tek bir entegre platformda birleştiriyor.



Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
TT

Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)

Bilim insanları, kuşların kutup bölgelerine en azından 73 milyon yıldır yuva yaptığını keşfetti. 

Günümüzde Arktika'da yuva yapan 200'den fazla kuş türü var. Bilim insanları bu hayvanların ekosistemin önemli üyeleri olduğunu, polenleşme ve tohum dağılımı gibi temel görevlere katkı sağladığını söylüyor.

Daha önce yapılan araştırmalarda bu davranışın yeni olmadığı görülmüştü. Princeton Üniversitesi'nden Lauren Wilson "Kutup bölgelerinde yuva yapmaya dair en eski kanıt, Antarktika'nın Eosen dönemine ait yaklaşık 46,5 milyon yıl önce yaşamış bir penguen kolonisiydi" diyor.

Wilson liderliğindeki ekibin yeni araştırmasıysa bu tarihi yaklaşık 25 milyon yıl daha geriye çekti. 

Bilim insanları Alaska'nın kuzeyindeki Prince Creek formasyonunda yaptıkları kazılarda aralarında embriyo ve yavru kalıntıları da olan 50'den fazla kuş fosili ortaya çıkardı. Çoğunun boyu 2 milimetreden daha kısa olan bu fosiller, kuşların kutup bölgelerinde yuva yaptığına dair en eski kanıtı sunuyor. 

Bulguları hakemli dergi Science'ta yayımlanan çalışmanın ortak yazarı Patrick Druckenmiller, "Bu yeni fosiller, kuşların evrimi hakkındaki bilgilerimizde önemli bir boşluğu dolduruyor" diyerek ekliyor:

Bu çalışmadan önce, birkaç ayak izi dışında Alaska'da kuş fosilleri bulunmamıştı.

Araştırmacılar yaklaşık 73 milyon yıl önce Arktika'da yuva yapan bu kuşların en azından üç ayrı gruptan geldiğini saptadı. Fosillerin bir kısmı martıya benzeyen Ichthyornithes ve dalgıç kuşuna benzeyen Hesperornithes gruplarına aitti. Artık soyu tükenen bu gruplar dişli kuşları içeriyordu.

Ancak kalıntıların çoğu ördeklere benzeyen dişsiz kuşlara aitti. Araştırmacılar dişsizliğin, bugün yaşayan bütün kuşları içeren grubun belirleyici özelliği olduğunu ifade ediyor. Bu nedenle bulgular, milyonlarca yıl önce Arktika'da yuva yapan kuşların, modern kuşların yakın akrabaları olduğuna işaret ediyor.

Ekip, bölgenin o dönemde bugüne kıyasla daha sıcak olduğunu ve muhtemelen 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığı aldığını söylüyor. Ancak bu durum kuşların dondurucu soğuklara maruz kalmadıkları anlamına gelmiyor.

Druckenmiller "Kışlar bugünkü kadar sert olmasa da yıl boyunca burada yaşayan hayvanlar dondurucu soğuklara, ara sıra yağan kara ve yaklaşık 4 ay süren kış karanlığına katlanmak zorundaydı" diye açıklıyor.

Ancak bölgede o zaman yuva yapan kuşların tek sorunu sıcaklıklar değildi. Araştırmacılar bazılarının uzunluğu 5 metreye ve ağırlığı 2 tona çıkan yaklaşık 12-13 dinozor türüyle beraber yaşadıklarını söylüyor. 

Druckenmiller, Troodon gibi etçil dinozorların, "bu sevimli küçük kuşları akşam yemeğinde seve seve yiyeceğini" söylüyor. 

Edinburgh Üniversitesi'nden paleontolog Steve Brusatte, yer almadığı çalışmanın bulgularını şöyle değerlendiriyor:

Bu fosiller, kuşların onlarca milyon yıl önce bu yüksek enlemlerdeki toplulukların ayrılmaz bir parçası olduğunu ve bu toplulukların modern zamanlardaki ekolojik bir yenilik değil, Dünya tarihinin uzun vadeli bir normu olduğunu gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, Live Science, Science