Elektrikli araba örtüsü Mars'ta yaşam alanı kurmak için kullanılabilir

Janus termal örtüsünde iki yüzlü Roma tanrısından esinlenildi

Sıcaklıkları pasif olarak düzenleyebilen fononik metakumaşın yakın çekimi (Huaxu Qiao)
Sıcaklıkları pasif olarak düzenleyebilen fononik metakumaşın yakın çekimi (Huaxu Qiao)
TT

Elektrikli araba örtüsü Mars'ta yaşam alanı kurmak için kullanılabilir

Sıcaklıkları pasif olarak düzenleyebilen fononik metakumaşın yakın çekimi (Huaxu Qiao)
Sıcaklıkları pasif olarak düzenleyebilen fononik metakumaşın yakın çekimi (Huaxu Qiao)

Bilim insanları, Roma mitolojisinden esinlenerek gün boyunca örttüğü her şeyi soğutabilen ve geceleri ısıtabilen bir örtü icat etti.

İki yüzlü Roma tanrısı Janus'un adını taşıyan Janus termal örtü, elektrikli arabalardan uzay araçlarına kadar her şeyde kullanılabilir. Araştırmacılar, bunun Ay ve Mars'ta gezegen dışı koloniler inşa etmek için bile kullanılabileceğini öne sürüyor.

Araştırmaya katılan, Şanghay Jiao Tong Üniversitesi'nden malzeme bilimci Kehang Cui, "Termal örtü yazın serin kışın sıcak tutan, araçlar, binalar, uzay araçları ve hatta dünya dışı yaşam alanları için giysiler gibidir" diyor.

Örtü temelde Dünya'nın göreceli soğutma yoluyla soğumasıyla aynı şekilde çalışıyor. Dünya atmosferle kaplıdır ve atmosfer yaydığımız belirli bir aralıktaki elektromanyetik enerjiye karşı geçirgendir.

Silika ve alüminyumdan üretilen fütüristik malzeme, herhangi bir dış enerjiye ihtiyaç duymadan ısıtma ve soğutma etkisini pasif olarak elde edebiliyor.

Elektrikli araçların örtüyle örtülmesi, sıcak bir günde 8 santigrat derece soğutulmasını ve soğuk bir gecede 6,8 santigrat derece ısıtılmasını sağlayarak bataryanın bozulmasını önler.

Ölçeklenebilir üretilen Janus termal örtü ve elektrikli arabaların gündüz çekilen örtülü ve örtüsüz fotoğrafı (Huaxu Qiao)
Ölçeklenebilir üretilen Janus termal örtü ve elektrikli arabaların gündüz çekilen örtülü ve örtüsüz fotoğrafı (Huaxu Qiao)

Profesör Cui, "İlk kez kış gecelerinde ortam sıcaklığının neredeyse 7 santigrat derece üzerinde ısınmaya ulaşabiliyoruz" diyor.

Bu bizim için de şaşırtıcı sayılır, enerji girişi veya güneş ışığı yok ve hâlâ ısı elde edebiliyoruz.

Araştırmayı detaylandıran "Scalable and durable Janus thermal cloak for all-season passive thermal regulation" (Dört mevsim pasif termal düzenleme için ölçeklenebilir ve dayanıklı Janus termal örtü) başlıklı çalışma salı günü Device adlı bilimsel dergide yayımlandı.

Independent Türkçe



Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
TT

Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

İspanya'da Bakır Çağı'na ait bir "mega köy"de ortaya çıkarılan nadir bir balina dişi, 4 bin yıl önce Akdeniz bölgesinde yaşayan İber halkının sanatsal yeteneklerine ışık tuttu.

2018'de İspanya'nın güneybatısındaki Valencina arkeolojik kazı alanında bulunan diş, kendi türü içinde geçmişi o döneme dayanıp İberya'da rastlanan ilk fosil oldu.

PLOS One'da yayımlanan araştırmaya göre diş muhtemelen antik bir kıyı şeridinden toplanarak Bakır Çağı zanaatkarları tarafından özenle işlendi.

4 bin 150 ila 5 bin 300 yıl önce bir sahil köyünde yaşayan zanaatkarlar, dişi muhtemelen kişisel süs eşyaları veya sembolik anlam taşıyan eserler yaparken kullanmıştı.

Çalışmanın belirttiğine göre fosil işlendikten sonra, üzerindeki aşınma ve yıpranma izleri ve yüzeyini kaplayan sert kabuktan anlaşıldığı üzere kasten gömüldü.

Bulgular, yaklaşık 40 bin yıl önce başlayan Eski Taş Çağı'ndan beri fildişinin süs eşyaları, müzik aletleri ve heykellerin yapımında kullanımı hakkındaki anlayışımızı derinleştiriyor.

Fildişi çarpıcı görünümü, dayanıklılığı ve sağlamlığıyla antik toplumların ticaret ve sosyokültürel faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.

Ancak tarih öncesi çağlarda fildişinin kullanımı hakkında bildiklerimizin çoğu, fil, suaygırı, geyik ve ayılar gibi kara hayvanlarından elde edilen fildişinin incelenmesiyle elde edildi.

Daha önceki araştırmalar, İspanya'nın güneyindeki Eski Taş Çağı ve Bakır Çağı toplumlarında fillerden gelen fildişinin kullanıldığını vurgulasa da deniz memelilerinden elde edilen bu malzemenin önemi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Valencina'da bulunan 17 santimetre uzunluğuna, 7 santimetre genişliğine ve 0,5 kilogram ağırlığa sahip balina dişi, geçmişe eşsiz bir bakış sunuyor.

Fosilin analizi, yetişkin bir ispermeçet balinasından geldiğini ortaya çıkarırken, solucanlar ve sülükayaklılardan kaynaklanan aşınma belirtilerinin yanı sıra köpekbalığı ısırığı şüphesi doğuran izler bulundu. Bu izler, fosilin deniz tabanında bir süre kaldığını gösteriyor.

Araştırmacılar ayrıca dişte doğal yollarla oluşamayacak delikler ve belirgin kesik izleri gibi insan faaliyetine dair belirtiler tespit etti.

Araştırmacılar bu gözlemlere dayanarak balinanın muhtemelen doğal nedenlerle öldüğü, ardından cesedinin deniz tabanına battığı ve dişlerinden birinin kıyıya vurmasıyla antik İberler tarafından bulunup kullanıldığı sonucuna vardı.

Makalede şu ifadelere yer veriliyor:

Henüz bir ispermeçet balinası dişinden geldiği tespit edilen fildişi eser bulunmamasına rağmen son zamanlarda Avrupa'daki arkeolojik bağlamlarda deniz kaynaklı fildişi bulgularının ortaya çıkması, tarih öncesi toplumların deniz kaynaklarını kullanımına yönelik araştırmalara yeni bir odak noktası kazandırıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/news