30 yıldır bekleyen Japon bilim insanları: "Uzaylılardan mesaj gelmesi an meselesi"

Stanford Üniversitesi'nden evrene gönderilen mesajın üzerinden 40 yıl geçti

Gökbilimciler uzun süredir evrenin derinliklerinde yaşam izleri arıyor (NASA)
Gökbilimciler uzun süredir evrenin derinliklerinde yaşam izleri arıyor (NASA)
TT

30 yıldır bekleyen Japon bilim insanları: "Uzaylılardan mesaj gelmesi an meselesi"

Gökbilimciler uzun süredir evrenin derinliklerinde yaşam izleri arıyor (NASA)
Gökbilimciler uzun süredir evrenin derinliklerinde yaşam izleri arıyor (NASA)

30 yıllık bekleyişin ardından bilim insanları çok yakın zamanda uzaylılardan mesaj almayı umuyor.

Ancak ihtimal zayıf: Mesaj, gezegeni yokmuş gibi görünen bir yıldıza gönderilmişti ve sadece bir saatliğine duyulabilecekti.

Japon gökbilimciler Masaki Morimoto ve Hisaşi Hirabayaşi'nin, insanların neye benzediğini ve Dünya'da yaşamın nasıl işlediğini göstermeyi amaçlayan bir mesaj oluşturup evrene göndermesinin üzerinden 40 yıl geçti. Stanford Üniversitesi'ndeki bir teleskobu kullanan Japon bilim insanları, 16,7 ışık yılı uzaklıkta yer alan ve etrafında potansiyel olarak yaşam barındırabilecek bir yıldız olan Altair'e mesaj göndermişti.

Mesajın gönderilmesinden onlarca yıl sonra, Hyogo Üniversitesi'nden Şinya Narusava liderliğindeki bir ekip, büyük bir Japon teleskobu kullanarak mesajımıza yanıt gönderen bir şey olup olmadığını görmeye çalışacak. Gökbilimciler, yıldıza uzaklık ve aradan geçen zaman göz önüne alındığında, şu sıralar bir cevap gelmesinin olası olduğuna inanıyor.

Bilim insanları yıldızdan gelecek mesajları bugün (22 Ağustos) dinleyecek. Bu tarih, Orihime ve Altair'in temsil ettiği Hikoboşi adlı iki tanrının buluşmasının sembolik olarak kutlandığı Japonya'nın Tanabata yıldız festivalindeki önemi nedeniyle seçildi.

Narusava, uzaylıların orada bir yerlerde olduğu ve mesajın gerçekten de uzak yıldızın etrafındaki uzaylı yaşama doğru gönderilmiş olabileceği konusunda umutlu.

Gökbilimci, Japon gazetesi Asahi Shimbun'a verdiği röportajda "1990'lardan bu yana çok sayıda ötegezegen tespit edildi" dedi.

Altair'de yaşamı sürdürebilecek çevreye sahip bir gezegen olabilir.

İlk mesaj 15 Ağustos 1983'te bir Japon haftalık çizgi roman antolojisiyle yapılan işbirliği kapsamında gönderilmişti.

Ancak uzaylılarla temas kurma girişimi hiçbir zaman tamamen ciddi görünmemişti. Dolayısıyla bu işe dahil olan bilim insanlarının hayal kırıklığına uğraması da pek olası değil. Gizmodo'nun 2008'de yaptığı bir habere göre, o yıl bir e-postası gün yüzüne çıkan Hirabayaşi, mesaj gönderme fikrini bulduklarında ikilinin sarhoş olduğunu kabul ediyor.

Japon bilim insanı o dönem, "Uzaylılara inanıyorum ama bulunmaları çok zor" demişti. Hirabayaşi ayrıca okul çağındaki çocuklardan mesajla ilgili bir dizi ileti aldığını ve bunun da mesajı yollamaya değer kıldığını belirtmişti.

Independent Türkçe



NASA, "tuhaf yörüngeli" bir ötegezegen keşfetti

TOI-1408 c, kendisinden daha büyük komşusunun yörüngesini etkiliyor (NASA)
TOI-1408 c, kendisinden daha büyük komşusunun yörüngesini etkiliyor (NASA)
TT

NASA, "tuhaf yörüngeli" bir ötegezegen keşfetti

TOI-1408 c, kendisinden daha büyük komşusunun yörüngesini etkiliyor (NASA)
TOI-1408 c, kendisinden daha büyük komşusunun yörüngesini etkiliyor (NASA)

Bilim insanları, beklenmedik hareketler sergileyen bir ötegezegenin, gezegen sistemlerine dair bilinenlere meydan okuduğunu söylüyor. 

Dünya'dan yaklaşık 455 ışık yılı uzaktaki bir yıldızın etrafında dönen TOI-1408 b adlı bir sıcak Jüpiter geçen yıl keşfedilmişti. 

Sıcak Jüpiter, Güneş Sistemi'ndeki Jüpiter'e benzese de yıldızına çok yakın yörüngelerle dönen gaz devlerini ifade ediyor.

NASA'nın Geçiş Halindeki Ötegezegen Araştırma Uydusu'nun (Transiting Exoplanet Survey Satellite / TESS) saptadığı gezegen, Jüpiter'in iki katı genişliğe ve kütleye sahipti. 

Gezegenin, TOI-1408 adlı yıldızına çok yakın dönmesi bilim insanlarını hayrete düşürmüştü. Ancak bu yıl yapılan başka bir keşif, şaşkınlıklarını daha da artırdı.

Lund Üniversitesi'nden araştırmacılar yine TESS'in yardımıyla, sistemde yıldıza daha yakın ve daha küçük başka bir gezegen tespit etti. 

Bulgularını The Astrophysical Journal Letters adlı hakemli dergide aktaran ekip, TOI-1408 c adlı küçük gezegenin aynı zamanda tuhaf bir yörüngeye de sahip olduğunu gözlemledi. 

Dünya'nın iki katı genişliğe ve 8 katı kütleye sahip ötegezegenin, gaz ve kaya karışımından oluştuğu tahmin ediliyor. Ötegezegen, Güneş Sistemi dışındaki gezegen anlamına geliyor. 

Araştırmacılar, TOI-1408 c'nin yıldızı etrafında dönme hızının beklenmedik şekilde değiştiğini gördü. 

Makalenin başyazarı Dr. Judith Korth, 5 Eylül Perşembe günü yaptığı açıklamada "Küçük gezegen çok sıradışı bir yörünge davranışı sergiliyor ve yıldızının önünden geçtiği zamanla ilgili ciddi farklılıklar sergiliyor; bu da genellikle görmediğimiz bir şey" diyerek ekliyor:

Küçük gezegenin varlığı, gezegen sistemlerinin oluşumu ve istikrarı hakkındaki mevcut teorilere meydan okuyor.

Bilim insanları alışılmadık bu yörünge hareketinden ve yıldızlarına yakınlıklarından dolayı sistemdeki iki gezegenin yörünge hareketlerini inceledi. 

Analizlerin ardından büyük gezegenin yıldız etrafında attığı her tura karşılık, küçük yoldaşının iki tur attığı sonucuna varıldı. 

Araştırmacılar, yıldızın etrafında "ritmik bir dans" içinde döndüğünü söyledikleri gezegenlerin bu sayede yakın yörüngelerde varlıklarını sürdürebildiğini buldu. 

Dr. Korth, Space.com'a yaptığı açıklamada "Hem TOI-1408 b hem de TOI-1408 c, Güneş Sistemi'ndeki gezegenlere kıyasla yıldızlarına inanılmaz derecede yakın. Jüpiter'in neredeyse her 4 günde bir (Merkür'ün periyodunun 20'de biri) Güneş'e çok yakın bir yörüngede döndüğünü düşünün" diyerek ekliyor:

Bu zaten yıldıza çok yakın bir yörünge ve yıldıza daha da yakın başka bir gezegen tespit ettik. Bu gezegen, büyük komşusuyla güçlü bir etkileşime girerek yörüngelerinin daha önce hiç görmediğimiz şekillerde sallanmasına neden oluyor.

Araştırmacılar ayrıca sistemde henüz keşfedilmemiş üçüncü bir gezegen de olabileceğini düşünüyor. Gözlemlenen tuhaf yörünge hareketlerinin bir açıklaması da bu gökcismi olabilir. 

Ekip, keşfettikleri nadir sistemin, gezegen sistemine dair çalışmalara katkı sunacağını umuyor. 

Dr. Korth "Elde ettiğimiz sonuçlar, gezegenlerin nasıl oluştuğu ve özellikle dev gezegenlerin bulunduğu sistemlerde birbirlerine çok yakın olduklarında nasıl davrandıkları hakkında daha fazla bilgi edinilmesine fayda sağlayabilir" diyor. 

Independent Türkçe, Space.com, Debrief, Lund Üniversitesi, The Astrophysical Journal Letters