Esrarengiz sualtı şehrindeki batık tapınakta "hazine ve sırlar" bulundu

Antik Mısır kenti Thonis-Heracleion'da altın ve gümüş hazinesi keşfedildi

Binlerce yıllık silahlar ve antik Yunanlıların batmadan önce Thonis-Heracleion'da yaşadıklarını gösteren ayin eşyaları (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)
Binlerce yıllık silahlar ve antik Yunanlıların batmadan önce Thonis-Heracleion'da yaşadıklarını gösteren ayin eşyaları (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)
TT

Esrarengiz sualtı şehrindeki batık tapınakta "hazine ve sırlar" bulundu

Binlerce yıllık silahlar ve antik Yunanlıların batmadan önce Thonis-Heracleion'da yaşadıklarını gösteren ayin eşyaları (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)
Binlerce yıllık silahlar ve antik Yunanlıların batmadan önce Thonis-Heracleion'da yaşadıklarını gösteren ayin eşyaları (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)

Okyanus yatağında bin yılı aşkın süre boyunca saklı kalmışlarsa da Mısır kıyılarındaki antik kentin hazineleri ve sırları artık ortaya çıkıyor.

Avrupa Sualtı Arkeolojisi Enstitüsü (IEASM) liderliğindeki bir ekip, sualtındaki liman kenti Thonis-Heracleion'da Yunan tanrıçası Afrodit'e adanmış devasa bir tapınak ve kutsal alan kalıntıları keşfetti.

IEASM'nin bildirdiğine göre ekip, şehrin güney kanalını araştırdı ve burada, Amon tapınağındaki devasa taş blokların "MÖ 2. yüzyılın ortalarına tarihlenen bir felaket sırasında" parçalandığına inanılıyor.

Aramada, firavunları tahta çıkarken kutsamak için kullanılmış eserlerin de aralarında bulunduğu altın ve gümüş hazineler de batık tapınakta bulundu. Antik Yunan silahlarıyla birlikte Afrodit tapınağı da ortaya çıkarıldı.

Keşifler, Yunanlıların bugün İskenderiye yakınlarındaki Ebu Kir Körfezi'nde yer alan antik Mısır kentine yerleşmelerine, burada yaşamalarına ve ibadet etmelerine izin verildiğini gösteriyor.

Altın eşyalar, mücevherler ve lapis lazuli taşından yapılmış bir istikrar sembolü olan Ced sütunu çıkarıldı (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)
Altın eşyalar, mücevherler ve lapis lazuli taşından yapılmış bir istikrar sembolü olan Ced sütunu çıkarıldı (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)

IEASM'den yapılan açıklamada, "Gümüş ayin aletleri, altın takılar ve parfüm ya da merhem saklamaya yönelik kırılgan kaymaktaşı kaplar gibi tapınak hazinesine ait değerli nesneler ortaya çıkarıldı" dendi:

Bu objeler kutsal alanın zenginliğinin ve liman kentinin eski sakinlerinin dindarlığının kanıtı.

Enstitü firavunların, iktidarlarını gösteren kainatın kralı unvanlarını almak için geldiği yerin Amon tapınağı olduğunu belirtti.

Yaklaşık 2 bin 500 yıl önce Nil Nehri'nin ağzının yakınlarında kurulan Thonis-Heracleion, bir zamanlar Akdeniz'in en büyük liman kentiydi.

Amon tapınağının zemin seviyesinin altında, MÖ 5. yüzyıla dayanan ahşap yapılar keşfedildi (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)
Amon tapınağının zemin seviyesinin altında, MÖ 5. yüzyıla dayanan ahşap yapılar keşfedildi (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)

Antik kent, İskenderiye Limanı kurulana kadar, önemli bir siyasi bölge, yönetici sınıf için ayin merkezi ve Yunanistan'dan Mısır'a gelen tüm gemiler için zorunlu bir geçiş noktasıydı.

Birkaç metre kalınlığındaki kil katmanlarının altında gömülü boşlukları ve nesneleri tespit edebilen yeni maden jeofiziği teknolojilerinin kullanılmasıyla bu keşifler yapıldı.

Avrupa Sualtı Arkeolojisi Enstitüsü Başkanı Frank Goddio, "Felaketin şiddetine ve büyüklüğüne rağmen bozulmadan hayatta kalan böylesine hassas nesneleri keşfetmek son derece heyecan verici" dedi.

Antik liman kenti Thonis-Heracleion nerede?

Yükselen suların, bir dizi depremin ve gelgit dalgasının MS 8. yüzyılda Thonis-Heracleion şehrinin batmasına katkıda bulunduğuna inanılıyor. Şehrin adı ve hikayesi yüzyıllar boyunca kaybolmuştu, sadece eski klasik metinlerde ve nadir yazıtlarda geçiyordu.

(OpenStreetMap)​​​​​​
(OpenStreetMap)​​​​​​

Goddio ve ekibi, 2000'de keşfedilen kayıp şehrin sırlarını ortaya çıkarmak için son 20 yıldır çalışıyor.

Independent Türkçe



Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
TT

Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

İspanya'da Bakır Çağı'na ait bir "mega köy"de ortaya çıkarılan nadir bir balina dişi, 4 bin yıl önce Akdeniz bölgesinde yaşayan İber halkının sanatsal yeteneklerine ışık tuttu.

2018'de İspanya'nın güneybatısındaki Valencina arkeolojik kazı alanında bulunan diş, kendi türü içinde geçmişi o döneme dayanıp İberya'da rastlanan ilk fosil oldu.

PLOS One'da yayımlanan araştırmaya göre diş muhtemelen antik bir kıyı şeridinden toplanarak Bakır Çağı zanaatkarları tarafından özenle işlendi.

4 bin 150 ila 5 bin 300 yıl önce bir sahil köyünde yaşayan zanaatkarlar, dişi muhtemelen kişisel süs eşyaları veya sembolik anlam taşıyan eserler yaparken kullanmıştı.

Çalışmanın belirttiğine göre fosil işlendikten sonra, üzerindeki aşınma ve yıpranma izleri ve yüzeyini kaplayan sert kabuktan anlaşıldığı üzere kasten gömüldü.

Bulgular, yaklaşık 40 bin yıl önce başlayan Eski Taş Çağı'ndan beri fildişinin süs eşyaları, müzik aletleri ve heykellerin yapımında kullanımı hakkındaki anlayışımızı derinleştiriyor.

Fildişi çarpıcı görünümü, dayanıklılığı ve sağlamlığıyla antik toplumların ticaret ve sosyokültürel faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.

Ancak tarih öncesi çağlarda fildişinin kullanımı hakkında bildiklerimizin çoğu, fil, suaygırı, geyik ve ayılar gibi kara hayvanlarından elde edilen fildişinin incelenmesiyle elde edildi.

Daha önceki araştırmalar, İspanya'nın güneyindeki Eski Taş Çağı ve Bakır Çağı toplumlarında fillerden gelen fildişinin kullanıldığını vurgulasa da deniz memelilerinden elde edilen bu malzemenin önemi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Valencina'da bulunan 17 santimetre uzunluğuna, 7 santimetre genişliğine ve 0,5 kilogram ağırlığa sahip balina dişi, geçmişe eşsiz bir bakış sunuyor.

Fosilin analizi, yetişkin bir ispermeçet balinasından geldiğini ortaya çıkarırken, solucanlar ve sülükayaklılardan kaynaklanan aşınma belirtilerinin yanı sıra köpekbalığı ısırığı şüphesi doğuran izler bulundu. Bu izler, fosilin deniz tabanında bir süre kaldığını gösteriyor.

Araştırmacılar ayrıca dişte doğal yollarla oluşamayacak delikler ve belirgin kesik izleri gibi insan faaliyetine dair belirtiler tespit etti.

Araştırmacılar bu gözlemlere dayanarak balinanın muhtemelen doğal nedenlerle öldüğü, ardından cesedinin deniz tabanına battığı ve dişlerinden birinin kıyıya vurmasıyla antik İberler tarafından bulunup kullanıldığı sonucuna vardı.

Makalede şu ifadelere yer veriliyor:

Henüz bir ispermeçet balinası dişinden geldiği tespit edilen fildişi eser bulunmamasına rağmen son zamanlarda Avrupa'daki arkeolojik bağlamlarda deniz kaynaklı fildişi bulgularının ortaya çıkması, tarih öncesi toplumların deniz kaynaklarını kullanımına yönelik araştırmalara yeni bir odak noktası kazandırıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/news