Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zeka Kurumu’ndan yeni adım

Kurum, Veri ve Yapay Zeka Radarı’nı hayata geçirerek uluslararası alandaki en güncel teknolojileri inceleyecek.

Veri ve Yapay Zeka Radarı, teknolojiyi güvenilir bilgi kaynaklarına dayalı sistematik bir çerçevede sunuyor. (SDAIA)
Veri ve Yapay Zeka Radarı, teknolojiyi güvenilir bilgi kaynaklarına dayalı sistematik bir çerçevede sunuyor. (SDAIA)
TT

Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zeka Kurumu’ndan yeni adım

Veri ve Yapay Zeka Radarı, teknolojiyi güvenilir bilgi kaynaklarına dayalı sistematik bir çerçevede sunuyor. (SDAIA)
Veri ve Yapay Zeka Radarı, teknolojiyi güvenilir bilgi kaynaklarına dayalı sistematik bir çerçevede sunuyor. (SDAIA)

Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zeka Kurumu (SDAIA), ileri teknolojilerin önemi, gelişmişlik düzeyleri ve kullanım durumları hakkında farkındalık yaratmak amacıyla, bir dizi eğitim girişimi kapsamında interaktif Veri ve Yapay Zeka Radarı’nı dün başlattı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Veri ve Yapay Zeka Radarı, SDAIA’nın Suudi Arabistan'daki organizasyon, geliştirme ve kullanımlarıyla ilgili her konuda veri ve yapay zeka için ulusal bir referans olma amacıyla hayata geçirildi. Bunun yanı sıra en son teknolojileri gelişmişlik ve istenen faydaya göre sınıflandırılmış bir şekilde kapsaması açısından bu alanda dünyadaki nitelikli girişimlerden biri olarak kabul ediliyor.

Bu adım, özellikle ekonomik büyüme için büyük fırsatlar yaratan ve insanlığın yenilikçi ve yaratıcı görevlerde rekabet edebilmesi için yeni ufuklar açan üretken yapay zeka devriminden sonra, içinde bulunduğumuz çağda hayatın çeşitli yönlerine giren bu teknolojilerin hızlı gelişmeleri ve yaygınlaşması ile kullanımlarının çeşitliliği ışığında atıldı.

Radar, en son teknolojileri takip etmeyi ve bunları güvenilir bilgi kaynaklarına dayanan sistematik bir çerçevede sunmayı, yeterlilik düzeylerini ve yaygın kullanımlarını dört gösterge düzeyinde gösterecek şekilde sınırlandırmayı, kullanım, deneme, değerlendirme ve izlemeyi amaçlıyor.  Bu teknoloji üç ana kritere göre sınıflandırıldı: Gelişmişlik, benimseme ve kullanışlılık. Sınıflandırmada gelişmişlik kriterine daha fazla ağırlık verilecek.

Radar, her bir teknolojinin kısa bir tanımını, en önemli kullanım örneklerinin bir açıklamasını ve teknik çözüm sağlayıcıların örneklerini de içeriyor. Bir teknolojiyi benimserken stratejik kararları desteklemek ve değerlendirmek için de kullanılabiliyor. Arapça dilinde teknik kavramların zenginleştirilmesinde aktif bir rol oynayacağı düşünülüyor.

Radar iki bölümden ve dört seviyeden oluşuyor. İki bölüm, veri ve yapay zeka olarak sıralanıyor. Dört seviyenin birincisi kullanım. İlk seviye, gelişmiş olan ve yakın ve orta vadede yaygın olarak kullanılması beklenen teknolojilerle ilgili. İkincisi deneme, orta ve uzun vadede yaygın olarak kullanılması beklenen teknolojileri konu alıyor. Üçüncüsü, değer, olgunlaşmamış teknolojilerle ilgili ve orta ve uzun vadede yaygın olarak kullanılması bekleniyor. Dördüncü seviye ise halen araştırma ve geliştirme aşamasında olan ve zun vadede büyük ölçekte kullanılması beklenen teknolojilerle ilgili olarak ön plana çıkıyor.

Halihazırda dünyanın dört bir yanından 50'den fazla ileri teknoloji şirketi tarafından geliştirilen 61 teknoloji ve 200'den fazla kullanım senaryosunu içeren radarın dijital hizmetlerine ‘SDAIA’ internet tesi üzerinden ulaşılabilecek. Böylece erişim ve faydalanma büyük ölçüde kolaylaşacak ve periyodik olarak güncellenmeye devam edecek.



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy