Kendi kendini sürebilen gidonsuz motosiklet tanıtıldı

Motoroid 2, denge ve navigasyon için yapay zeka sistemlerini kullanan birkaç sürücüsüz motosikletten biri

Gidon ihtiyacını ortadan kaldıran Yamaha Motoroid 2, kendi kendine sürüş ve kendi kendini dengeleme özelliğine sahip olacak şekilde tasarlandı (Yamaha)
Gidon ihtiyacını ortadan kaldıran Yamaha Motoroid 2, kendi kendine sürüş ve kendi kendini dengeleme özelliğine sahip olacak şekilde tasarlandı (Yamaha)
TT

Kendi kendini sürebilen gidonsuz motosiklet tanıtıldı

Gidon ihtiyacını ortadan kaldıran Yamaha Motoroid 2, kendi kendine sürüş ve kendi kendini dengeleme özelliğine sahip olacak şekilde tasarlandı (Yamaha)
Gidon ihtiyacını ortadan kaldıran Yamaha Motoroid 2, kendi kendine sürüş ve kendi kendini dengeleme özelliğine sahip olacak şekilde tasarlandı (Yamaha)

Yamaha, gidonu veya diğer standart kontrolleri olmayan, kendi kendine giden bir elektrikli motosikleti tanıttı.

Yamaha Motoroid 2, firmanın ilk kez 2017'de tanıttığı Motoroid konsept motosikletinin yeni nesli fakat Yamaha, selefinden farklı olarak bu son aracın çalışan bir prototipini üretti.

Kendi kendini dengeleyen motosiklet, dik durmak ve yollarda gezinmek için jiroskoplara ve görüntü tanıyan yapay zeka sistemlerine sahip ve aynı zamanda üzerinde kimse olmadan kendi kendini sürebiliyor.

Şirketten yapılan açıklamada, "Motoroid 2, sahibini tanıyabilen, destek ayağından kalkabilen ve sürücüsünün yanında gidebilen bir kişisel hareket aracı" dendi.

Motoroid 2, üstüne biri bindiğinde belirgin bir şekilde gerçekçi bir his veriyor ve daha çok ömürlük bir yol arkadaşına benziyor.

Yamaha, Motoroid 2'nin prototipini gelecek ay Tokyo'da düzenlenecek Events Japan Mobility Show 2023'te sergilemeyi planlıyor.

Yamaha'nın motosikletin bir üretim modelini piyasaya sürmeyi planlayıp planlamadığı bilinmiyor fakat geliştirilmeye devam edilmesi, motorlu taşıt devinin en azından bazı özelliklerini gelecekteki motosikletlere entegre etmek için çalıştığını gösteriyor.

Kendi kendine sürüş teknolojisi üretim araçlarında giderek yaygınlaşıyor fakat şu anda 4 tekerli otomobil ve kamyonlarla sınırlı.

Hatta bazıları direksiyondan vazgeçmeyi bile düşündü. Tesla'nın CEO'su Elon Musk başlangıçta görünür kullanıcı kontrolleri olmayan sürücüsüz elektrikli taksilerden oluşan bir filo kurmayı planlıyordu.

Yamaha, Motoroid 2'yi bir motosikletten ziyade "ömürlük yol arkadaşı benzeri bir varlığa" sahip diye tanımlıyor (Yamaha)
Yamaha, Motoroid 2'yi bir motosikletten ziyade "ömürlük yol arkadaşı benzeri bir varlığa" sahip diye tanımlıyor (Yamaha)

Şirket yöneticilerinin, çoğu büyük pazardaki düzenleyicilerin araçlarda direksiyon ve pedalları zorunlu kıldığını belirtmesinin ardından planın rafa kaldırıldığı bildirildi.

Birkaç motosiklet üreticisi, çalışması için sürücüye ihtiyaç duymayan konsept motosikletleri tanıttı.

BMW'nin R 1200 GS Adventure modelini otonom teknolojiyle donattığı ConnectedRide, şirketin üretim modellerinde kullanmayı umduğu "gelişmiş motosiklet güvenliği için bir test ortamı" görevi görüyor.

BMW'den Markus Schramm, 2020'de yaptığı açıklamada, "Gelecekte otonom sürüşe sahip otomobillerin olduğu bir dünyada, bağlantılı kalmak tüm motosiklet segmentleri için acil bir gereklilik olacak" demişti.

Bu, güvenliği artıracak ve motosikletin geleceğe hazır olmasını sağlayacak.

Independent Türkçe



Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
TT

Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)

Bilim insanları, kuşların kutup bölgelerine en azından 73 milyon yıldır yuva yaptığını keşfetti. 

Günümüzde Arktika'da yuva yapan 200'den fazla kuş türü var. Bilim insanları bu hayvanların ekosistemin önemli üyeleri olduğunu, polenleşme ve tohum dağılımı gibi temel görevlere katkı sağladığını söylüyor.

Daha önce yapılan araştırmalarda bu davranışın yeni olmadığı görülmüştü. Princeton Üniversitesi'nden Lauren Wilson "Kutup bölgelerinde yuva yapmaya dair en eski kanıt, Antarktika'nın Eosen dönemine ait yaklaşık 46,5 milyon yıl önce yaşamış bir penguen kolonisiydi" diyor.

Wilson liderliğindeki ekibin yeni araştırmasıysa bu tarihi yaklaşık 25 milyon yıl daha geriye çekti. 

Bilim insanları Alaska'nın kuzeyindeki Prince Creek formasyonunda yaptıkları kazılarda aralarında embriyo ve yavru kalıntıları da olan 50'den fazla kuş fosili ortaya çıkardı. Çoğunun boyu 2 milimetreden daha kısa olan bu fosiller, kuşların kutup bölgelerinde yuva yaptığına dair en eski kanıtı sunuyor. 

Bulguları hakemli dergi Science'ta yayımlanan çalışmanın ortak yazarı Patrick Druckenmiller, "Bu yeni fosiller, kuşların evrimi hakkındaki bilgilerimizde önemli bir boşluğu dolduruyor" diyerek ekliyor:

Bu çalışmadan önce, birkaç ayak izi dışında Alaska'da kuş fosilleri bulunmamıştı.

Araştırmacılar yaklaşık 73 milyon yıl önce Arktika'da yuva yapan bu kuşların en azından üç ayrı gruptan geldiğini saptadı. Fosillerin bir kısmı martıya benzeyen Ichthyornithes ve dalgıç kuşuna benzeyen Hesperornithes gruplarına aitti. Artık soyu tükenen bu gruplar dişli kuşları içeriyordu.

Ancak kalıntıların çoğu ördeklere benzeyen dişsiz kuşlara aitti. Araştırmacılar dişsizliğin, bugün yaşayan bütün kuşları içeren grubun belirleyici özelliği olduğunu ifade ediyor. Bu nedenle bulgular, milyonlarca yıl önce Arktika'da yuva yapan kuşların, modern kuşların yakın akrabaları olduğuna işaret ediyor.

Ekip, bölgenin o dönemde bugüne kıyasla daha sıcak olduğunu ve muhtemelen 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığı aldığını söylüyor. Ancak bu durum kuşların dondurucu soğuklara maruz kalmadıkları anlamına gelmiyor.

Druckenmiller "Kışlar bugünkü kadar sert olmasa da yıl boyunca burada yaşayan hayvanlar dondurucu soğuklara, ara sıra yağan kara ve yaklaşık 4 ay süren kış karanlığına katlanmak zorundaydı" diye açıklıyor.

Ancak bölgede o zaman yuva yapan kuşların tek sorunu sıcaklıklar değildi. Araştırmacılar bazılarının uzunluğu 5 metreye ve ağırlığı 2 tona çıkan yaklaşık 12-13 dinozor türüyle beraber yaşadıklarını söylüyor. 

Druckenmiller, Troodon gibi etçil dinozorların, "bu sevimli küçük kuşları akşam yemeğinde seve seve yiyeceğini" söylüyor. 

Edinburgh Üniversitesi'nden paleontolog Steve Brusatte, yer almadığı çalışmanın bulgularını şöyle değerlendiriyor:

Bu fosiller, kuşların onlarca milyon yıl önce bu yüksek enlemlerdeki toplulukların ayrılmaz bir parçası olduğunu ve bu toplulukların modern zamanlardaki ekolojik bir yenilik değil, Dünya tarihinin uzun vadeli bir normu olduğunu gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, Live Science, Science