Gizliliği kaldırılan casus uydu görüntüleri, Suriye ve Irak'taki yüzlerce kaleyi ortaya çıkardı

Görüntüler Soğuk Savaş dönemine ait

Kalelerin ortaya çıkarılması süreci 1934'ten beri havadan kaydedilen fotoğraflarla ilerliyor (Antiquity)
Kalelerin ortaya çıkarılması süreci 1934'ten beri havadan kaydedilen fotoğraflarla ilerliyor (Antiquity)
TT

Gizliliği kaldırılan casus uydu görüntüleri, Suriye ve Irak'taki yüzlerce kaleyi ortaya çıkardı

Kalelerin ortaya çıkarılması süreci 1934'ten beri havadan kaydedilen fotoğraflarla ilerliyor (Antiquity)
Kalelerin ortaya çıkarılması süreci 1934'ten beri havadan kaydedilen fotoğraflarla ilerliyor (Antiquity)

Gizliliği kaldırılan Soğuk Savaş casus uydu görüntüleri, daha önce keşfedilmemiş yüzlerce kaleyi ortaya çıkararak Roma İmparatorluğu'nun işleyişine dair önemli ipuçları sundu.

1960'lı ve 1970'li yıllarda çekilen görüntüleri inceleyen arkeologlar, Suriye ve Irak'ta önceden bilinmeyen 396 Roma kalesinin bulunduğunu ortaya çıkardı.

Ortadoğu'da çift kanatlı uçağıyla araştırma yaparak hava arkeolojisine öncülük eden Fransız Cizvit kaşif Antoine Poidebard'ın 1934'te bölgede yaptığı gezide 116 kalelik bir hat kaydedilmişti.

Şimdiye kadar tarihçiler, bu kalelerin, Roma İmparatorluğu'nun doğu eyaletini Arap ve Pers akınlarından ve köle arayan göçebe yağmacı kabilelerden korumak için inşa edilen bir savunma hattının parçası olduğunu varsayıyordu.

Ancak hakemli bilimsel dergi Antiquity'de yayımlanan yeni araştırma bu çok sayıda kalenin bölgeler arası ticareti, iletişimi ve askeri ulaşım sistemini desteklemek için kullanıldığını gösterdi.

Araştırmanın baş yazarı Prof. Jesse Casana, "1930'lardan beri tarihçiler ve arkeologlar bu tahkimat sisteminin stratejik veya politik amacını tartışıyor" dedi.

ABD'nin New Hampshire kentindeki Dartmouth Üniversitesi'nde görev alan bilim insanı, "Fakat Poidebard'ın Doğu Roma sınırını belirleyen bir dizi kalenin varlığına dair temel gözlemini çok az bilim insanı sorguladı" diye de ekledi.

Buna göre Poidebard'ın gözden kaçırdığı ve uydu fotoğraflarının ortaya çıkardığı şey, 116 kaleden oluşan kuzey-güney hattının aslında doğudan batıya yayılan ve 396 müstahkem yapı içeren bir kümenin yalnızca dar bir parçası olduğuydu.

Yeni keşfedilen 396 yapı, doğudan batıya doğru bölgeye geniş bir şekilde dağılmış durumda. Bu da kalelerin kuzey-güney sınır duvarı oluşturduğu iddiasını desteklemiyor.

Araştırmacılar artık kalelerin sınır ötesi ticareti kolaylaştırmak, doğu eyaletleri ve Roma dışı bölgeler arasında seyahat eden kervanları korumak ve doğuyla batı arasındaki iletişimi sağlamak için inşa edildiğine inanıyor.

Araştırmanın yazarları, bu keşfin, Roma dünyasının sınırlarının önceden inanıldığından daha az katı ve dışlayıcı olduğunu gösterdiğini savunuyor.

Yazarlara göre "Romalılar askeri bir toplumdu ama doğrudan kontrolleri altında olmayan bölgelerle ticarete ve iletişime değer veriyorlardı".

Çalışmada incelenen görüntüler, ABD, Sovyetler Birliği ve onların müttefikleri olan Batı ve Doğu bloğu arasındaki jeopolitik gerilimin yaşandığı Soğuk Savaş'ta yürütülen dünyanın ilk casus uydu programı kapsamında kaydedilmişti.

Yüksek çözünürlüklü görüntüler, iki ABD askeri programına ait birden fazla uydunun uçuşları sırasında çekilmişti: Corona Projesi (1960 - 1972) ve Hexagon (1971 - 1986). Corona'nın görsellerinin gizliliği 1995'te kaldırılmış, Hexagon'un fotoğrafları da 2011'de kamuoyuna açıklanmıştı.

Söz konusu kayıtlar, arkeolojik özelliklerin kaybolmadan önce belgelenmesi açısından uydu görüntülerinin ne denli değerli olabileceğini gözler önüne seriyor.

Casana "Poidebard'ın 116 kalesinden yalnızca 38'inin mevcut arkeolojik kalıntılarını güvenle tespit edebildik" diyor:

Ek olarak, bu çalışmada belgelediğimiz muhtemel Roma kalelerinin çoğu, yakın zamandaki kentsel veya tarımsal gelişmeler nedeniyle zaten yok edilmiş durumda.

Independent Türkçe



Microsoft'tan kuantum bilgisayarda devrim: Maddenin yeni bir hali kullanıldı

Majorana 1 çipi, kuantum bilgisayarların temel sorunlarını çözebilir (Microsoft)
Majorana 1 çipi, kuantum bilgisayarların temel sorunlarını çözebilir (Microsoft)
TT

Microsoft'tan kuantum bilgisayarda devrim: Maddenin yeni bir hali kullanıldı

Majorana 1 çipi, kuantum bilgisayarların temel sorunlarını çözebilir (Microsoft)
Majorana 1 çipi, kuantum bilgisayarların temel sorunlarını çözebilir (Microsoft)

Microsoft, maddenin yeni bir haline geçebilen bir malzeme kullanarak kuantum çipi ürettiğini açıkladı. Şirket, kuantum bilgisayar devriminin çok yaklaştığını öne sürüyor.

Kuantum bilgisayarlar, temel bilgi birimi olarak klasik versiyonlarındaki bitler yerine kuantum biti (kübit) kullanıyor. Bitler aynı anda sadece 0 veya 1 durumunda olabilirken, kuantum fiziğinin hakim olduğu kübitler, aynı anda birden fazla durumda bulunarak işlem hızının katlanarak artmasını sağlıyor. 

Dünya genelinde çeşitli şirketler bu teknolojiyi geliştirmek için yarışıyor ve kuantum bilgisayarların, tıptan yapay zekaya pek çok alanda muazzam sıçramalar yaratması bekleniyor.

Ancak kübitlerin çevresel koşullara karşı hassas olması ve kontrol edilmesindeki zorluk, beklenen kuantum atılımının önünde engel teşkil ediyor. 

Bilim insanları bu sorunları çözme yollarını ararken Microsoft, "topolojik kübit" adı verilen yeni bir kübit geliştirerek önemli bir başarıya imza attı. 

Yeni teknoloji, Majorana fermiyonu denen bir atom altı bir parçacığa dayanıyor. Kübitlerin karşılaştığı sorunlara daha dayanıklı olan bu parçacıklar ilk kez 1930'larda ortaya atılmış ancak fizikçiler bunu bulup kontrol etmeyi başaramamıştı.

17 yıldır bu konu üzerine çalışan Microsoft, "dünyanın ilk topoiletkenini" geliştirerek kuantum bilgisayarları mümkün kılacağını söylediği topolojik kübitleri üretmeyi başardı.

Bulgularını önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (19 Şubat) yayımlayan araştırmacılar, indiyum arsenit (yarı iletken) ve alüminyumu (süperiletken) birleştirerek topoiletkeni üretti.

Klasik bilgisayarlardaki çipler yarı iletken maddelerden yapılırken, kuantum bilgisayarlarda genellikle süperiletken tercih ediliyor. Microsoft ikisini birleştirdiği yeni cihazın, neredeyse mutlak sıfıra kadar soğutulmasıyla Majorana fermiyonunun ortaya çıktığını söylüyor.

Bilim insanları, maddeyi topolojik duruma getirmenin sürecin en zor kısmı olduğunu ifade ediyor. Microsoft ekibinden Jason Zander, "En zor kısmı işin fiziğini çözmekti" diyerek ekliyor:

Bunun için bir ders kitabı yok ve biz bunu icat etmek zorundaydık.

Topoiletkenle geliştirilen Majorana 1 adlı çip halihazırda sadece 8 kübit içeriyor. Ancak şirket, 1 milyon kübit içeren çiplerin geliştirilmesinde kritik bir adıma işaret ettiğini savunuyor.

Teknolojiyi üreten ekibin lideri Chetan Nayak, kuantum bilgisayarlar için "Biz bunu onlarca yıl değil, yıllarca uzakta olan bir şey olarak görüyoruz" diyor.

NVIDIA CEO'su Jensen Huang kısa süre önce teknolojinin pratik kullanımının 20 yıl ileride olduğunu söylerken, Google 5 yıl sonrayı işaret etmişti.

Google, Aralık 2024'te tanıttığı Willow çipiyle kübit sayısı arttıkça bilgisayarın hata yapma oranının azaldığını duyurmuştu. Normalde kübit sayısıyla birlikte sorunlar da arttığı için bu gelişme kuantum teknolojisinde kritik bir dönüm noktasına işaret ediyor.

Majorana 1 de sektörde benzer bir heyecana yol açtı. Harvard Üniversitesi Fizik Bölümü'nden Philip Kim, topolojik kübitlerin kuantum bilgisayarların gelişimini hızlandırabileceğini belirtiyor:

Eğer her şey yolunda giderse Microsoft'un araştırması devrim niteliğinde olabilir.

Diğer yandan Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nden (Caltech) teorik fizikçi Jason Alicea, şirketin gerçekten bir topolojik kübit inşa ettiğine şüpheyle yaklaşıyor. Kuantum sistemlerinin davranışını kanıtlamanın genellikle zor olduğunu söylüyor.

Microsoft'un yeni çipi halihazırda çok fazla hata yapıyor ancak çoğu bilim insanı, topolojik kübitler kusursuz hale getirilirse hata düzeltme işlemlerinin daha kolay ve verimli olacağını düşünüyor.

Nayak, "1 milyon kübit içeren kuantum bilgisayar sadece bir kilometre taşı değil, dünyanın en zor sorunlarından bazılarını çözmeye açılan bir kapı" diyerek ekliyor: 

Faydalı kuantum hesaplamaya giden yolumuz net. Temel teknoloji kanıtlanmış durumda ve yapımızın ölçeklenebilir olduğuna inanıyoruz. 

Independent Türkçe, New York Times, Live Science, Reuters, Verge, Microsoft, Nature