Çin'de doğuştan sağır bazı çocuklar gen terapisiyle duymaya başladı

"İlk gen terapisi tedavisini doğru yapmamız gerçekten çok önemli"

(Unsplash)
(Unsplash)
TT

Çin'de doğuştan sağır bazı çocuklar gen terapisiyle duymaya başladı

(Unsplash)
(Unsplash)

Çinli bilim insanları, ülkede tamamen sağır doğan bazı çocukların, çığır açan bir gen terapisi denemesi uygulandıktan sonra artık duyabildiklerini iddia ediyor.

Science akademik dergisinde, sağır çocukların iç kulaklarına yeni bir genetik kod taşıyan zararsız bir virüs implantı yerleştirildiği aktarıldı.

Çin'deki Fudan Üniversitesi'nden araştırmacılar, deneysel tedavinin 5 çocuktan 4'ünün duyabilmesini sağladığını öne sürdü.

Deney kapsamındaki çocuklar doğuştan sağırdı.

The MIT Technology Review'a göre bu çocuklar, vücüdun iç kulaklardaki tüy hücrelerine sesleri beyne iletme kabiliyeti kazandıran bir protein üretmesini sağlayan bir genin, kalıtsal yolla iki kusurlu kopyasını almışlardı.

Habere eşlik eden video görüntülerinde, denemedeki 6 yaşındaki bir çocuk koklear implantını çıkardıktan sonra annesiyle sohbet ederken görülüyor.

Otoferlin (Otof) adlı bu özel proteinle ilgili sağırlık çok nadirdir ve kalıtsal sağırlık vakalarının yalnızca yüzde 1 ila 3'üne neden olur.

Tahminler, Birleşik Krallık, Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya dahil AB ve ABD genelinde yaklaşık 20 bin kişinin Otof proteininin bozuk halleri nedeniyle işitsel nöropatiye sahip olabileceğini gösteriyor.

Doktorlar ve psikologlar, işitme kaybı olan çocukların iletişim becerilerini geliştirmede engellerle karşılaştıklarına ve başlangıçtan itibaren doğru destek sağlanmadığı takdirde gelişimsel kilometre taşlarını kaçırabileceklerine dikkat çekiyor.

Araştırmacılar bu son denemenin sonuçlarının, doğuştan işitme bozukluğuna sahip kişilere yönelik gelecekteki tedaviler için daha fazla umut sunduğunu söyledi.

Halihazırda kalıtsal sağırlığı gen terapisiyle tedavi etmeye çalışan bir dizi deneme mevcut.

Cambridge'deki Addenbrooke's Hastanesi, gen terapisinin ileri ve çok ileri derecede kalıtsal işitme kaybı olan çocuklara işitme sağlayıp sağlayamayacağını görmek için dünyada bir ilk olan bir denemeye katılıyor.

Cambridge Üniversitesi Hastaneleri'nde kulak cerrahı olan Manohar Bance yaptığı açıklamada, "Otof geninde bir varyasyon olan çocuklar ileri ila çok ileri derecede işitme kaybıyla doğar fakat genellikle yenidoğan işitme taramasını geçerler, bu nedenle herkes duyabildiklerini düşünür" dedi.

Tüy hücreleri çalışıyor ancak sinirle konuşmuyorlar. Otoferlin eksikliği için gen terapisi küçük çocuklarda doğru başlangıç noktasıdır çünkü işitme kaybını tedavi etmek için (en basiti değilse bile) en basit yaklaşımlardan biridir; diğer her şey sağlam olmalı ve normal çalışmalıdır.

Kusurlu Otof genlerine bağlı işitme kaybının tedavisinde büyük ölçüde başarı gösterdiği kanıtlanırsa, gen terapisi tedavileri daha yaygın diğer genetik durumların yol açtığı işitme kaybı için de umut olabilir.

Dr. Bance, "İlk gen terapisi tedavisini doğru yapmamız gerçekten çok önemli çünkü bu sayede diğer genetik rahatsızlıkların tedavisine geçebileceğiz" dedi.

Independent Türkçe 



NASA'dan insanları parçalayabilecek "zombi yıldız"a yakın takip

NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)
NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)
TT

NASA'dan insanları parçalayabilecek "zombi yıldız"a yakın takip

NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)
NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)

Anthony Cuthbertson Teknoloji Editör Yardımcısı @ADCuthbertson 

NASA, saatte 177 bin kilometreden daha hızlı bir şekilde galaksimizde ilerleyen, yıkıcı etkiler yaratma potansiyeline sahip bir "zombi yıldız"ı takip ediyor.

Son derece yoğun cisim, Samanyolu'nda bilinen 30 magnetarda biri. Magnetarlar, tamamen nötronlardan oluşan ölü yıldız kalıntılarını ifade ediyor.

Sadece 20 kilometre çapa sahip Magnetar SGR 0501+4516'nın Güneş'ten daha fazla kütlesi var ve manyetik alanı, Dünya'nın manyetosferinden yaklaşık 1 trilyon kat daha güçlü.

Magnetar, Hubble Uzay Teleskobu'nu kullanan araştırmacılar tarafından keşfedildi ve NASA bu "kaçak" cismi, "çizgi roman kahramanlarının süper güçlerine sahip" diye tanımlıyor.

NASA'nın Hubble Misyonu ekibi keşfi detaylandırdıkları blog yazısında, magnetarın evrenin bilinmeyen bir bölümünden geldiğini ancak evrenin en büyük gizemlerinden bazılarına ışık tutabileceğini belirtiyor.

Ekip, "Bir kişi magnetarın 600 mil (yaklaşık bin kilometre) yakınına gelse gökcismi, vücuttaki her atomu parçalayan, bilimkurgu filmlerinin meşhur ölüm ışınına dönüşür" diye yazıyor.

Bu kaçak magnetar, Samanyolu Galaksisi'ndeki örnekler arasında, başlangıçta tahmin edildiği gibi süpernova patlamasıyla oluşmama ihtimali en yüksek magnetar adayı. O kadar tuhaf ki hızlı radyo patlamaları diye bilinen olayların ardındaki mekanizmaya dair ipuçları bile sunabilir.

Görsel kaldırıldı.Magnetar adı verilen ultra güçlü manyetik alana sahip bir nötron yıldızının radyo dalgaları (kırmızı) yaymasının, bir sanatçı tarafından tasviri. Magnetarlar, hızlı radyo patlamalarını yaratan başlıca adaylar arasında yer alıyor (Bill Saxton/NRAO/AUI/NSF)


Gökbilimciler daha önce Magnetar SGR 0501+4516'nın komşu bir süpernovanın çekirdeğinin çökmesiyle oluştuğunu düşünüyordu ancak yeni gözlemler doğum yeri hakkında şüpheler uyandırdı.

Bu keşif magnetarın ya 20 bin diye bildirilen yaşından çok daha yaşlı olduğu ya da iki nötron yıldızının birleşmesiyle oluştuğu anlamına geliyor.

Keşfi yapan ekibe liderlik eden Ashley Chrimes, "Magnetarlar, tamamen nötronlardan oluşan nötron yıldızlarıdır (yıldızların ölü kalıntıları)" diyor.

Magnetarları benzersiz kılan şey, Dünya'daki en güçlü mıknatıslardan milyarlarca kat daha güçlü olan aşırı kuvvetli manyetik alanları.

İspanya'nın Barselona kentindeki Uzay Bilimleri Enstitüsü'nden Nanda Rea ise şöyle ekliyor:

Magnetarların doğum oranları ve oluşum senaryoları, yüksek enerji astrofiziğinde en acil sorular arasında yer alıyor. Bunların, gama ışını patlamaları, son derece parlak süpernovalar ve hızlı radyo patlamaları gibi evrenin en güçlü geçici olaylarının çoğu üzerinde etkisi var.

Araştırma ekibi, magnetarın Samanyolu'ndaki güzergahını ve kökenini daha iyi anlamak için gözlemlerine devam edecek.


 Independent Türkçe, independent.co.uk/space