"Başsız" olduğu sanılan denizyıldızları aslında kafadan ibaretmiş

"Bilim insanlarının denizyıldızları hakkında varsaydığı şey kesinlikle bu değildi"

Denizyıldızı türlerinin çoğu kırmızı ya da turuncu gibi parlak renklerde olsa da bazı türler mavi, gri ya da kahverengi olabilir (Wikimedia Commons)
Denizyıldızı türlerinin çoğu kırmızı ya da turuncu gibi parlak renklerde olsa da bazı türler mavi, gri ya da kahverengi olabilir (Wikimedia Commons)
TT

"Başsız" olduğu sanılan denizyıldızları aslında kafadan ibaretmiş

Denizyıldızı türlerinin çoğu kırmızı ya da turuncu gibi parlak renklerde olsa da bazı türler mavi, gri ya da kahverengi olabilir (Wikimedia Commons)
Denizyıldızı türlerinin çoğu kırmızı ya da turuncu gibi parlak renklerde olsa da bazı türler mavi, gri ya da kahverengi olabilir (Wikimedia Commons)

Yüzyıllar boyunca doğa bilimciler, denizyıldızlarının başının nerede olduğuna dair kafa yordu.

Zira denizyıldızları, 5 özdeş koldan oluşuyor ve hareket esnasında bu kollardan herhangi biri liderliği ele geçirebiliyor.

Olağandışı vücutları pek çok uzmanın denizyıldızlarının bir kafaya sahip olmadığı, diğer bir deyişle bu deniz canlılarının sadece vücuttan oluştuğunu öne sürmesine neden oldu.

Ancak saygın bilimsel dergi Nature'da yayımlanan yeni bir araştırma, denizyıldızlarının aslında sadece kafadan oluştuğunu öne sürüyor.

Kaliforniya ve Stanford üniversitelerinden araştırmacıların da aralarında yer aldığı ABD'li bilim insanları, yüksek teknolojili moleküler ve genomik yöntemler kullanarak denizyıldızlarını inceledi.

Ekip, yavru denizyıldızlarının hemen her yerinde kafa gelişimiyle ilişkili gen imzaları tespit ederken, bir hayvanın gövde ve kuyruk bölümlerini kodlayan gen ifadelerinin büyük ölçüde eksik olduğunu gördü.

Bulgular, denizyıldızlarının evrimsel süreç içerisinde vücutlarını kaybedip yalnızca kafa haline geldiklerini düşündürüyor.

Çalışmanın başyazarı Laurent Formery, "Denizyıldızının gövdesi tamamen eksikmiş gibi. Bunlar en iyi şekilde deniz tabanında sürünen kafalar diye tanımlanabilir" dedi:

Bilim insanlarının denizyıldızları hakkında varsaydığı şey kesinlikle bu değildi.

Makalenin ortak yazarı Christopher Lowe, araştırmada uyguladıkları yöntemi açıklarken, "Bir hayvanın derisini soyarsanız ve kafayla kuyruğun tanımlanmasında rol oynayan genlere bakarsanız, tüm hayvan gruplarında bu vücut bölgelerini aynı genlerin kodladığını görürsünüz" ifadelerini kullandı:

Dolayısıyla biz de anatomiyi göz ardı ettik ve şunları sorduk: Bütün bu tuhaf anatominin altında gizli bir moleküler eksen var mı? Varsa denizyıldızının beşli vücut yapısını oluşturmasındaki rolü nedir?

Araştırma ekibi, denizyıldızlarının gelişip büyürken genlerin nerede ifade edildiğini belirlemek için bir üç boyutlu harita oluşturdu. Sonunda, denizyıldızının derisini ve sinir sistemini içeren ektoderminin gelişimini kontrol eden genleri belirlemeyi başardı.

Daha önceki araştırmalarda bir tür gövdeye sahip gibi görünen denizyıldızı atalarına ait tuhaf fosiller bulunmuştu. Yeni araştırma bu fosillerin de aslında evrimsel açıdan çok daha anlamlı olduğunu gösterebilir.

Denizyıldızları; deniz kestanelerini, kum dolarlarını ve deniz hıyarlarını içeren "derisi dikenliler" adlı bir canlı grubuna ait.

Bu sıradışı hayvanlar, tipik olarak, sol ve sağ tarafları simetrik olan, 5 eşit bölüm halinde düzenlenmiş benzersiz bir vücut yapısına sahip.

Dünya üzerinde tropikal bölgelerden soğuk kutup sularına kadar 1500 denizyıldızı türü olduğu düşünülüyor. Bunlar genelde 6 bin metre derinliğe kadar inebiliyor.

 

Independent Türkçe, Phys.org, CNN International



Konakçılarını "dehşet verici" bir şekilde öldüren arı türü keşfedildi

Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)
Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)
TT

Konakçılarını "dehşet verici" bir şekilde öldüren arı türü keşfedildi

Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)
Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)

Kurbanlarını "dehşet verici" bir yolla öldüren bir yaban arısı türü keşfedildi. Meyve sineklerinin içine bıraktıkları larvalar büyüyerek sineğin karnını patlatıyor. 

Parazitoid yaban arıları, genellikle yumurtalarını henüz gelişim aşamasındaki sineklere bırakıyor. Bu dönemde konakçıların daha savunmasız olması arıların işini kolaylaştırıyor. 

Yumurtadan çıkan arılar, gelişimi devam eden sineklerin içinde büyüyerek onları içeriden yiyor. Sinekler genellikle yetişkinliğe varmadan ölüyor.

Fakat araştırmacılar ilk defa yetişkin sinekleri hedef alan bir parazitoid yaban arısı türü tespit etti. 

Mississippi Eyalet Üniversitesi'nden doktora öğrencisi Logan Moore, bahçesinden topladığı meyve sineklerinin karnında, bilinmeyen bir türde yaban arısı larvası olduğunu gördü. 

Moore ve ekip arkadaşları, Syntretus perlmani adı verdikleri türün gelişim süreçlerini laboratuvar ortamında inceledi. 

Bulgularını önde gelen hakemli dergi Nature'da 11 Eylül'de yayımlayan ekip, arının iğnesiyle yetişkin meyve sineklerinin karnına yumurtasını bıraktığını kaydetti. 

Daha sonra yumurtanın larvaya dönüşerek sineğin karnında 18 gün kaldığı ve konakçısının karnını patlatarak onu terk ettiği gözlemlendi.

Ardından birkaç saat ortalıkta gezinen arı, koza evresine geçerek 23 günün ardından yetişkin olarak kozadan çıktı.

Moore, "Sineğin yan tarafından dışarı çıkıyor" diyerek ekliyor: 

Ve durumu daha dehşet verici kılan şey de sineğin genellikle bundan sonraki birkaç saat boyunca canlı kalması.

Yeni bulunan yaban arısının, dünyanın en yaygın sinek türlerinden meyve sineğini (Drosophila melanogaster) hedef alması bilim insanlarını şaşkına çevirdi. Araştırmacılar, böyle bir keşfin nasıl şimdiye kadar yapılmadığını anlamaya çalışıyor. 

Moore, "Belki de bu kadar uzun süre keşfedilmemesinin nedeni, kimsenin bunu beklememesiydi" ifadelerini kullanıyor.

Sinekler, larva vücuttan ayrıldıktan sonra genelde bir süre daha yaşıyor (Matthew Ballinger)
Sinekler, larva vücuttan ayrıldıktan sonra genelde bir süre daha yaşıyor (Matthew Ballinger)

Bilim insanları laboratuvar testlerinde Syntretus perlmani'nin, Drosophila cinsindeki başka sinekleri de konakçı olarak seçtiğini gözlemledi.

Makalenin ortak yazarı Matthew Ballinger "Sinekleri hedef alan bilinen tüm parazitoid yaban arıları olgunlaşmamış yaşam evrelerindeki sineklere saldırır ve onun içinde gelişir" diyor: 

Drosophila ve diğer sinekleri hedef alan parazitoid yaban arıları hakkında 200 yıldır araştırmalar yürütülmesine rağmen, bugüne kadar yetişkinlere saldıran bir türe hiç rastlamamıştık.

Araştırmacılar Syntretus perlmani'nin, yetişkin sinekleri konakçı haline getirecek şekilde nasıl evrimleştiğini bulmayı amaçlıyor. 

Ekip, Syntretus perlmani'nin ABD'nin doğu kısmında geniş bir yaşam alanına yayıldığını söylüyor (Matthew Ballinger)
Ekip, Syntretus perlmani'nin ABD'nin doğu kısmında geniş bir yaşam alanına yayıldığını söylüyor (Matthew Ballinger)

Ballinger "Yeni tür hakkında daha fazla bilgi edinmek için sabırsızlanıyoruz" diyerek ekliyor: 

Umarız diğer araştırmacılar da önümüzdeki yıllarda kendi projelerine başlayarak bu türün enfeksiyon biyolojisini, ekolojisini ve evrimini daha iyi anlamaya çalışır.

Independent Türkçe, Popular Science, Live Science, Nature