Bill Gates’e göre herkesin yapay zekaya dayalı kişisel asistanı olduğunda dünya nasıl görünecek?

Kimi yapay zekayı görkemli bir gelecekle ilişkilendirirken kimi ise insanlığın bekasına yönelik tehdit olduğu görüşünde.

Bill Gates, herkesin yapay zekaya dayalı kişisel bir asistana sahip olması durumunda dünyamızın nasıl görüneceğine dair detaylı bir tablo çizdi.
Bill Gates, herkesin yapay zekaya dayalı kişisel bir asistana sahip olması durumunda dünyamızın nasıl görüneceğine dair detaylı bir tablo çizdi.
TT

Bill Gates’e göre herkesin yapay zekaya dayalı kişisel asistanı olduğunda dünya nasıl görünecek?

Bill Gates, herkesin yapay zekaya dayalı kişisel bir asistana sahip olması durumunda dünyamızın nasıl görüneceğine dair detaylı bir tablo çizdi.
Bill Gates, herkesin yapay zekaya dayalı kişisel bir asistana sahip olması durumunda dünyamızın nasıl görüneceğine dair detaylı bir tablo çizdi.

Yapay zekanın uluslararası alandaki yankısı

Şu an yapay zekayla ilgili coşku o kadar büyük ki Collins Dictionary internet sitesi yapay zekayı (AI) yılın kelimesi olarak seçti ve onu taçlandırdı. Bu coşku öyle büyük ki konuyla ilgili haberleri yapay zekanın görkemli bir gelecek vaat ettiğine ya da insanlığın bekasını tehdit ettiğine kafa yoran teknoloji ve dünya liderlerinin açıklamalarına maruz kalmadan okuyup geçmek mümkün değil. Ancak teknoloji sektörü coşkusuyla olduğu kadar balonlarıyla da ünlüdür.

O halde, yapay zekayla ilgili bitmek bilmeyen konuşmalar NFT'lerin ya da WeWork'ün biraz daha somut bir versiyonu mu? Bazı ciddi ve bilgili insanlara göre hayır, değil.

devrm

‘Elektrik devrimine’ benzetiliyor

ABD merkezli teknoloji ve medya haberleri ağı The Verge geçtiğimiz günlerde eski ABD Başkan Obama ile yapay zeka üzerine bir sohbet gerçekleştirdi. Yapay zeka devrimi elektriğin tüm dünyada kullanılmaya başlanmasına benzeten Obama, “Bir yöneticiyle konuştum ve ona, ‘Peki, bu teknolojinin dönüştürücü olacağını düşündüğünüzü söylediğinizde, bana bir benzetme yapabilir misiniz?’ diye sordum. Bana bana ‘Bu konuyu ekibimle oturup konuştuk. Beyin fırtınası yaptıktan sonra belki de en iyi elektriğe benzetebileceğimize karar verdik’ dedi. Ben de ‘Evet, elektrik' diye düşündüm. Bu oldukça büyük bir olaydı.”

Yapay zekayla ilgili coşku şu an zirvesine ulaşmışken, akıllı insanlar yapay zekanın yalnızca bilgisayarlarımızı kullanma şeklimizi değiştirmeyeceğini, aynı zamanda yaşama şeklimiz de değiştireceğini düşünüyorlar.

Bill Gates: Yapay zeka çağında hayat

Bir uygulamayı açıp komut yazmak, kıyafetlerinizi bir varil suda sabunla yıkamak kadar eski bir yöntem haline geldiğinde gelecek nasıl görünecek? Yapay zeka çağında bilişim neye benzeyecek?

Başka bir akıllı adam konuyu açıklıyor. Bu durumda Bill Gates, yapay zeka çağında bilişimin (ve hayatın) nasıl görüneceğine dair görüşünü bu hafta blogunda paylaştı. Eğer konu gerçekten ilginizi çekiyorsa tamamı okunası, detaylı ve uzun bir makale kaleme aldı.

Mevcut bilgisayar programlarının sınırları

Makalesinde özetle gelecekte herkesin yapay zeka tabanlı kişisel asistana sahip olacağında ısrar eden Gates, şunları söylüyor:

“Günümüzde bilgisayarda herhangi bir görevi gerçekleştirmek için cihazınıza hangi uygulamayı kullanmak istediğinizi söylemeniz gerekiyor. Yani, örneğin bir iş teklifi taslağı hazırlamak için Microsoft Word ya da Google Dokümanlar gibi programları kullanabilirsiniz. Ancak bu iki program e-posta göndermenize, selfie paylaşmanıza, verileri analiz etmenize, parti planlamanıza ya da sinema bileti satın almanıza yardımcı olamaz. En iyi internet siteleri bile işinizi, özel hayatınızı, ilgi alanlarınızı ve ilişkilerinizi tam olarak algılayamaz. Bu bilgileri sizin adınıza bir şeyler yapmak için kullanma yeteneği oldukça sınırlıdır. Bunu bugün ancak başka bir insanla, örneğin yakın bir arkadaşınızla ya da kişisel asistanınızla başarabilirsiniz.”

Kişiselleştirilmiş yanıtlar için geliştirilen akıllı cihazlar

Gates, makalesinde şöyle devam ediyor:

“Ancak önümüzdeki beş yıl içinde bu durum tamamen değişecek ve farklı görevler için farklı uygulamalar kullanmanıza gerek kalmayacak. Tek yapmanız gereken, cihazınıza günlük dilde ne yapmak istediğinizi söylemek olacak. Program, paylaşmayı seçtiğiniz bilgi miktarına bağlı olarak kişisel yanıtlar verebilecek. Çünkü hayatınızla ilgili gelişmiş ve zengin bir anlayışa sahip olacak. Yakın gelecekte internet bağlantısı olan herkes, günümüz teknolojisinin çok ötesinde yapay zekayla desteklenen bir kişisel asistana erişebilecek.”

Bunlar, teknoloji şirketlerinin onlarca yıldır hayalini kurduğu, ‘ajan’ olarak bilinen yapay zeka sistemlerinden başka bir şey değil. Microsoft'un animasyonlu ataç asistanı Clippy bunun ilk örneklerden biri.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Gates, yapay zekanın gelecekte hisse senedi satın alma tavsiyesi vermenin ötesine geçerek gerçek anlamda bireysel bir yardımcı olma yönünde gelişeceğine kesin gözüyle bakıyor.

Bu akıllı ajanlar, etkinliklerinizi hatırlayıp davranışlarınızdaki niyetleri ve kalıpları tanımlayabilir.

AA

Ajanlar artık daha akıllı

Gates, makalesinde şu ifadelere yer verdi:

“Ajanlar artık daha akıllı. Proaktiftirler ve siz istemeden önce önerilerde bulunabilirler. Uygulamalar arasında görevleri yerine getirirler. Etkinliklerinizi hatırladıkları ve davranışlarınızdaki niyetleri ve kalıpları tanıdıkları için zaman içinde gelişirler. Bu bilgilere dayanarak, ihtiyaç duyduğunuzu düşündükleri şeylerle ilgili önerilerde bulunurlar. Ancak elbette son kararları her zaman siz vereceksiniz.”

Zorluklar ve engeller

Ancak halen birçok zorluk söz konusu. Örneğin, herkesin her yerde hazır bir kişisel asistana sahip olması sağlık hizmetlerinden kişisel üretkenliğe kadar belirli alanları nasıl etkileyecek? Bu soru, Gates'in büyüleyici makalesinin geri kalanının büyük bir bölümünü kapsıyor. Bu yüzden açıkladığı vizyonun gerçekleşmesinin önünde teknik ve düzenleyici zorluklara derinlemesine bir dalış yapıyor.

Ancak tüm bu zorluklara rağmen Gates de yapay zekadan yana olan Obama ve danışmanlarıyla aynı fikirde gibi görünüyor. Yapay zeka gerçekten de hayatımızı elektriğin kullanılmaya başlanması kadar köklü bir şekilde değiştirecek. Bu yüzden kemerlerinizi bağlayın ve bunun işinizi nasıl etkileyebileceğini düşünmeye başlayın.

*Tribune Media, Mansueto Ventures



"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
TT

"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)

Son derece nadir rastlanan "Asya tek boynuzlu atı" saolanın ilk defa genom haritası çıkarıldı. Yeni çalışma nesli kritik tehlike altındaki türün yaşamasını sağlayabilir. 

İlk kez 1992'de tanımlanan saola (Pseudoryx nghetinhensis), en yakın zamanda keşfedilen büyük memeli türü. Vietnam ve Laos'un dağlık ormanlarında yaşayan bu sığır türü, boynuzlarının yanı sıra çok nadir görülmesi nedeniyle "Asya tek boynuzlu atı" diye biliniyor.

Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'ne (IUCN) göre nesli kritik tehlike altındaki bu türün 100'den daha az üyesi kaldığı tahmin ediliyor. Üstelik en son 2013'te görülmesi, soyunun çoktan tükenmiş olabileceği ihtimalini de gündeme getiriyor. 

Uluslararası bir araştırma ekibi, avcıların evlerinden toplanan saola kalıntılarından alınan parçaları analiz ederek 26 saolanın tam genomunu çıkardı. Türünün ilk örneği olan bu çalışma, saolanın geçmişini anlama ve geleceğini güvence altına alma yolunda kritik bilgiler sundu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de 5 Mayıs Pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre saolalar 5 bin ila 20 bin yıl önce iki ayrı popülasyona ayrılmış. 

Makalenin başyazarı Genís Garcia Erill "Saolanın önemli genetik farklılıklara sahip iki popülasyona ayrıldığını görmek bizi epey şaşırttı" diyerek ekliyor: 

Bu daha önce hiç bilinmiyordu ve genetik veriler olmadan bilmemizin yolu yoktu. Bu önemli bir sonuç çünkü türün genetik varyasyonunun nasıl dağıldığını etkiliyor.

Bilim insanları ayrıca iki popülasyonun da Son Buzul Çağı'ndan itibaren azaldığını saptadı. Ekip, toplam saola nüfusunun 10 bin yıldır hiçbir zaman 5 binin üstüne çıkmadığını tahmin ediyor.

Bu durum, iki grubun da genetik çeşitliliğini kaybettiği anlamına geliyor. Ancak her biri genetik kodlarının farklı kısımlarını kaybetmiş. Araştırmacılara göre bu, nesillerinin tükenmesini önlemede kritik bir rol oynayabilir. 

Garcia Erill "Bir popülasyonda kaybolan genetik varyasyon diğerini tamamlıyor. Yani eğer bunları karıştırırsak, diğerindeki eksiklik giderilebilir" diye açıklıyor.

Bilim insanları saolaların hayatta kalması için esaret altında çiftleşmelerini sağlayacak bir program geliştirmeye çalışıyor. Yeni çalışmayı yürüten ekibin hesaplamalarına göre böyle bir program, tükenme riski karşısında en etkili çözümü sunuyor. 

Çalışmanın bir diğer yazarı Rasmus Heller şöyle diyor:

Gelecekteki bir popülasyonun temelini oluşturmak için en az bir düzine saolayı (ideal olarak her iki popülasyonun karışımı) bir araya getirebilirsek, modellerimiz türlerin uzun vadede hayatta kalma şansının yüksek olacağını gösteriyor.

En son 2013'te görülen bir türün 12 üyesini bulmak zorlu bir iş. Ancak araştırmacılar, yeni çalışmanın bu sorunu çözebileceğine inanıyor. Saolanın genetik haritasının çıkarılması, daha kapsamlı arama çalışmalarının önünü açabilir. 

Makalenin yazarlarından Minh Duc Le, "Birçok araştırmacı, suda ve hatta aynı habitatta yaşayan kan emiciler olan sülüklerde, saola DNA'sının izlerini bulmayı deneyip başaramadı" diyerek ekliyor:

Bu tekniklerin hepsi küçük DNA parçalarını tespit etmeye dayanıyor ama artık saola genomunun tamamını bildiğimize göre, bu parçaları bulmak için çok daha geniş bir el kitabımız var.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, Cell