Apple'dan hükümetlere uyarı: 2,6 milyar kişisel kayıt çalındı

Şifreleme, mesajların ve diğer önemli bilgilerin internette dolaşırken güvende kalmasını sağlasa da bazı hükümetler açısından tartışmalara yol açıyor

(Gonzalo Fuentes/Reuters)
(Gonzalo Fuentes/Reuters)
TT

Apple'dan hükümetlere uyarı: 2,6 milyar kişisel kayıt çalındı

(Gonzalo Fuentes/Reuters)
(Gonzalo Fuentes/Reuters)

Apple, son yıllarda yaşanan veri ihlallerinin muazzam boyutunu açıklayarak hükümetleri ve diğerlerini şifreleme yoluyla interneti güvende tutmaya çağırıyor.

Şirket, toplam veri ihlali sayısının son 10 yılda üç kattan fazla artarken son iki yılda 2,6 milyar kişisel kaydın çalındığını belirtti.

Apple'ın yaptırdığı ve tanıttığı "The Continued Threat to Personal Data: Key Factors Behind the 2023 Increase" (Kişisel Verilere Yönelik Devam Eden Tehdit: 2023'teki Artışın Arkasındaki Temel Faktörler) başlıklı yeni bir araştırmaya göre durum böyle.

Raporda pek çok şirketin bu artan veri ihlallerine, mesajları karıştırarak internette dolaşırken okunamamalarını sağlayan şifreleme kullanımını artırarak yanıt verdiği belirtiliyor. Apple, kullanıcıların kişisel bilgilerini yedeklerken şifreleyen iCloud için İleri Düzey Veri Koruma'yla yeni şifreleme araçlarını geçen yıl tanıtmıştı.

Fakat şifrelemenin son yıllarda tartışmalara yol açtığı da görülüyor. Bu ekstra güvenlik, istihbarat kurumlarıyla kolluk kuvvetlerinin suçların ayrıntılarını içerebilecek mesajları okumasını da zorlaştırdığından bazı hükümetlerin eleştirilerine neden oluyor.

Öte yandan Apple, yeni raporun bu teknolojinin öneminin altını çizdiğini belirterek tehditler artmaya devam ettikçe "daha da güçlü korumalar" getirme sözü veriyor.

Apple'ın yazılım başkanı Craig Federighi, "Kötü niyetli kişiler tüketici verilerini çalmak için daha yaratıcı ve etkili yollar bulmaya muazzam miktarda zaman ve kaynak harcamaya devam ediyor ve biz de onları durdurma çabalarımıza ara vermeyeceğiz" diyor.

Tüketici verilerine yönelik tehditler arttıkça daha da güçlü korumalar ekleyerek kullanıcılarımız için mücadele etmenin yollarını bulmayı sürdüreceğiz.

Apple'ın yaptırdığı raporda bu artışın büyük bir kısmının, fidye yazılımı çetelerinin ve eşgüdümlü kampanyaların kullanıcıların verilerini daha fazla hedef almasından kaynaklandığı belirtiliyor. Fidye yazılımı saldırılarında hackerlar kişisel verileri ya da cihazlara erişim yetkisini çalarak bunları geri almak isteyen mağdurları ödeme yapmaya zorluyor.

Rapor bu yılın ilk 9 ayında, geçen yılın tamamından neredeyse yüzde 70 daha fazla saldırı gerçekleştiğini ortaya koyuyor.

Independent Türkçe 



Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
TT

Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)

Cilalı Taş Devri topluluklarının düşünüldüğü kadar cinsiyetçi olmadığı ortaya çıktı. Genetik analizler, bu toplumdaki bireylerin geniş alanlara yayıldığını da gösterdi.

MÖ 10 bin civarında başlayıp MÖ 2 bin 200'lerde biten Cilalı Taş Devri'nden kalma erkek mezarlarının, ok gibi aletler içermesi ve erkeklerin avlandığını gösteren mağara çizimleri, cinsiyetler arasında bir eşitsizlik olduğu düşüncesine yol açıyordu. 

Bilim insanları, ilk tarım toplumlarının ortaya çıkmasıyla kadın ve erkekler arasında hiyerarşik bir düzen oluşmaya başladığını tahmin ediyordu. 

Ancak Viyana, York ve Harvard üniversitelerinden araştırmacıların yeni çalışması, bu kanıyla çelişen güçlü kanıtlar buldu. 

Bilim insanları, Avrupa'daki Lineer Çömlek Kültürü'nün görüldüğü bölgelerden en az 250 kişinin DNA'sını analiz etti. Spiral şeklinde düzenlenmiş paralel çizgilerle süslenen çömlekleriyle bilinen Lineer Çömlek Kültürü, MÖ 5500-5000 civarında Avrupa'da geniş bir alana yayılmıştı. 

Araştırmacılar bu topluluklara ait farklı kişilerin mezarlarını ve beslenme biçimlerini inceledi.

Bulgularını hakemli dergi Nature Human Behaviour'da dün (29 Kasım) yayımlayan ekip, kadın ve erkek mezarları arasında kayda değer bir fark saptayamadı.

Ayrıca genetik veriler, toplulukların sadece birkaç nesil içinde kilometrelerce uzağa gittiğini gösterdi. Çalışmada, doğduğu yerden uzak yere gömülen kadın sayısının da erkeklerden fazla olduğu kaydedildi. 

Makalenin yazarlarından Dr. Ron Pinhasi "Slovakya'daki Nitra ve Macaristan'daki Polgár-Ferenci-hát kazı alanlarındaki ailelerin tükettikleri gıdalar, birlikte gömüldükleri mezar eşyaları veya kökenleri açısından farklılık göstermediğini ilk kez bildiriyoruz" diyor:

Bu da sözkonusu Cilalı Taş Devri bölgelerinde yaşayanların aile ya da biyolojik cinsiyet temelinde tabakalaşmadığını ve kaynaklara veya alanlara farklı seviyede erişim diye bilinen eşitsizlik belirtilerine rastlamadığımızı gösteriyor. 

Ekip bazı kişilerin aile üyelerinden çok uzakta yaşamasının Cilalı Taş Devri'nde "özgür" bir toplumun varlığına işaret ettiğini düşünüyor. 

Diğer yandan genetik bulgular, geniş ailenin de önemini ortaya koyuyor. Üç kişiyi içeren bir mezarda daha önce anne ve iki çocuğunun yattığı sanılırken, yeni çalışma kadının çocukların halası olduğunu saptadı. 

Makalenin bir diğer yazarı Dr. Penny Bickle "Üçü birbirine yakın gömülmüş ve kadının çocukları kucaklaması, bariz bir şefkat eylemini gösteriyor" diye açıklıyor. 

Arkeolog "Ayrıca mezarlara bırakılan taş aletler ve çanak çömlek gibi eşyalardan, kadınların tarım işlerinde daha önce düşünülenden çok daha aktif bir rol oynadığını ve bazı kadınların erkeklerden daha fazla seyahat ederken, diğer bölgelerdeki kadınların evden pek uzaklaşmadığını biliyoruz" ifadelerini kullanıyor: 

Bu da belki de düşündüğümüzden çok daha dinamik bir topluluk olduğunu gösteriyor.

"Gizem devam ediyor"

Yeni çalışma, nasıl sona erdiği bilinmeyen Lineer Çömlek Kültürü'ne dair soru işaretlerine yenilerini ekliyor.  

Daha önce Avusturya'da bu kültürden en az 100 kişiyi içeren bir mezar bulunması topluluğun katliamla silindiği düşüncesine yol açmıştı.

Fakat son çalışmada mezardaki çoğu kişi arasında genetik bağ olmadığının tespiti, şiddetin tek bir gruba yöneldiği fikrine meydan okuyor. 

Mezarda çocuklar da bulunurken, genç kadın sayısı azdı. Dr. Bickle "Daha büyük bir topluluktan seçilip taşınmış olabilirler mi? Genç kadınlar vardı ama öldürülmediler mi ya da başka bir yerde esir mi tutuldular? Neden yetişkinlerin yanı sıra çocuklar da vardı?" diye sorarak ekliyor:

Gizem devam ediyor.

Arkeolog daha fazla çalışmayla bu soruların yanıtlanacağını umuyor.

Independent Türkçe, Telegraph, New York Post, York Üniversitesi, Nature Human Behaviour