WhatsApp depolama politikasını güncelledi

WhatsApp depolama politikasındaki güncellemeler ve bunların Google Drive kapasitesi üzerindeki etkisi

WhatsApp depolama politikasında yeni güncellemeler ve Google Drive alanı üzerindeki etkileri (DPA)
WhatsApp depolama politikasında yeni güncellemeler ve Google Drive alanı üzerindeki etkileri (DPA)
TT

WhatsApp depolama politikasını güncelledi

WhatsApp depolama politikasında yeni güncellemeler ve Google Drive alanı üzerindeki etkileri (DPA)
WhatsApp depolama politikasında yeni güncellemeler ve Google Drive alanı üzerindeki etkileri (DPA)

Hızlanan teknoloji dünyasında, veri ve bilgiler kullanıcıların en değerli varlıkları arasında yer alıyor, dolayısıyla kayıp veya hasar durumunda veriler için bir can simidi sağlayan yedek kopyaların önemi artıyor. Dünyanın en popüler mesajlaşma uygulamalarından biri olan WhatsApp, konuşmaları ve ekli dosyaları yedekleme seçeneği sunuyor. Ancak şirketin Google ile işbirliği içinde duyurduğu son değişiklikler Android kullanıcıları arasında büyük bir kargaşaya neden oldu.

Önceki yedeklemeler: Önceden, Android sistemindeki WhatsApp yedeklemeleri Google Drive tarafından sağlanan ücretsiz depolama alanı arasında sayılmıyordu, bu da kullanıcıların WhatsApp'taki verilerini sınırsız bir şekilde depolayabildikleri anlamına geliyordu.

Yeni değişiklikler: "WhatsApp" ve "Google", yedek kopyaların kullanıcıya verilen 15 GB ücretsiz depolama alanı içinde sayılmasını gerektiren değişiklikleri uygulamaya başladı. Bu da fotoğraf, video ve sohbet kayıtlarının bu alanın bir kısmını kaplamaya başlayacağı anlamına geliyor.

Değişikliklerin kullanıcılar üzerindeki etkisi

1. Önceden bildirimler: "WhatsApp", kullanıcılara verilerini yönetme ve önceden planlama fırsatı vermek için değişikliklerin uygulanmasından 30 gün önce bildirim gönderdiğini duyurdu.

2. Azaltma için seçenekler: Verilerinin çok fazla yer kapladığını fark eden kullanıcılar, fotoğraf ve video içermeyen yedekler yüklemeyi seçebilir veya hatta sohbetleri başka bir telefona taşıyabilir.

3. Yükseltme planları: Daha fazla alana ihtiyaç duyanlar, daha fazla depolama alanı elde etmek için ücretli "Google One" planlarına abone olabilirler.

Diğer platformlarla karşılaştırıldığında

-"Apple" ve "iCloud": "Apple’ın iPhone'daki "WhatsApp" yedeklemeleriyle benzer bir yaklaşım izlediğini ve bunların "iCloud" depolama alanı içinde sayıldığını belirtmek gerekir.

Kullanıcılar için ipuçları

1. Verileri gözden geçirin: Depolanan verileri gözden geçirmek ve yerden tasarruf etmek için gerekli olmayanları silmek gerekir, örneğin arkadaş gruplarından gereksiz bölümleri silmek gibi, bu da çok fazla yer tasarrufu sağlar.

2. Diğer depolama hizmetlerini kullanın: Google Drive'da yer kaplamadan fotoğraf ve videoları korumak için diğer bulut depolama hizmetleri kullanılabilir.

3. Gelecek için plan yapın: Depolama politikalarındaki sürekli değişiklikler nedeniyle, kullanıcıların verilerinin geleceğini planlamaları ve ihtiyaçlarına uygun planları seçmeleri önemlidir.

Sonuç

WhatsApp yedeklerinin Google Drive'da depolanması politikasındaki değişiklikler, kullanıcılar için depolama alanlarını yönetmede yeni bir zorluk teşkil ediyor. Ancak, iyi bir planlama ve mevcut araçların akıllıca kullanılmasıyla bu zorlukların üstesinden gelinebilir ve değerli verilerin güvenli ve kolay bir şekilde saklanması sağlanabilir.



Patlayarak gezegeni soğutan yanardağ 200 yıl sonra bulundu

 200 yıl önceki patlamanın Simuşir Adası'nda yaşandığı saptandı (Oleg Dirksen)
200 yıl önceki patlamanın Simuşir Adası'nda yaşandığı saptandı (Oleg Dirksen)
TT

Patlayarak gezegeni soğutan yanardağ 200 yıl sonra bulundu

 200 yıl önceki patlamanın Simuşir Adası'nda yaşandığı saptandı (Oleg Dirksen)
200 yıl önceki patlamanın Simuşir Adası'nda yaşandığı saptandı (Oleg Dirksen)

1831'de patlayarak gezegenin soğumasına yol açan yanardağ nihayet bulundu. 

19. yüzyılın en büyük volkanik patlamaları arasında sayılan bu olay, Kuzey Yarımküre'deki sıcaklıkların 1 derece düşmesine neden olmuştu. İklimin soğuması sonucu ekinler ölmüş ve çeşitli yerlerde kıtlıklar patlak vermişti. 

Ancak patlamanın hangi yanardağda gerçekleştiği bugüne kadar bilinmiyordu. 

Birleşik Krallık'taki Saint Andrews Üniversitesi'nden Dr. William Hutchison liderliğindeki araştırmacılar, Grönland buz örtüsüne hapsolan külleri analiz ederek yanardağı saptadı.

Bulguları hakemli dergi PNAS'te yayımlanan çalışmada yıkıcı olay, Rusya ve Japonya arasındaki Kuril Adaları'nda yer alan Zavaritski Yanardağı'yla ilişkilendirildi. 

Sismik faaliyetleri takip eden cihazlar ve alçak yörüngedeki uydular sayesinde bugün Dünya'nın herhangi bir yerinde yaşanan bir volkanik patlamayı tespit etmemek neredeyse imkansız.

Ancak yaklaşık 200 yıl önce, yerleşimin olmadığı uzak bir adadaki bu tür bir olayı saptamak epey zorlu bir iş olurdu. 

1831'deki patlama daha önce Filipinler'deki Babuyan Claro veya Akdeniz'deki Ferdinandea'yla ilişkilendirilmiş ancak bu teoriler, çalışmalarla desteklenememişti. 

Yeni araştırmayı yürüten ekip Grönland'daki buz çekirdeklerini inceleyerek sülfür miktarının, 1831'de Kuzey Yarımküre'de bir patlama yaşandığına işaret ettiğini buldu.
 

Görsel kaldırıldı.Zavaritski Kalderası muhtemelen 1831'deki patlamadan sonra oluştu (NASA)


Bilim insanları ayrıca kül ve 0,02 milimetreyi aşmayan uzunluktaki volkanik cam parçalarını analiz etti. 

Rusya ve Japonya'daki meslektaşlarıyla işbirliği yapan ekip, örneklerin Simuşir Adası'ndaki Zavaritski Kalderası'ndan alınanlarla eşleştiğini ortaya koydu. 

Dr. Hutchison "Laboratuvarda biri volkandan diğeri buz çekirdeğinden gelen iki kül örneğini analiz ettiğimiz an, gerçek bir eureka anıydı" diyerek ekliyor: 

Rakamların birebir eşleştiğine inanamadım. Daha sonra eşleşmenin gerçek olduğuna kendimi ikna etmek için uzun bir süre Kuril kayıtlarındaki patlamanın tarihini ve boyutunu araştırdım.

Adadaki kalderanın 1700'le 1900 arasında oluştuğu tespit edildi. Bilim insanları bu volkanik çöküntüye 1831'deki olayın yol açtığını düşünüyor. 

Yeni bulgularından önce Zavaritski'de bilinen son patlama MÖ 800'de gerçekleşmişti.

Çalışma, ücra bölgelerdeki yanardağların yakından takip edilmesi gerektiğine de dikkat çekiyor.

Dr. Hutchison, "Bunun gibi çok sayıda yanardağ var ve bu da bir sonraki büyük patlamanın ne zaman veya nerede meydana gelebileceğini tahmin etmenin ne kadar zor olacağını vurguluyor" diyerek ekliyor:

Bilim insanları ve toplum olarak 1831'deki gibi büyük bir patlama gerçekleştiğinde uluslararası yanıtı nasıl koordine edeceğimizi düşünmemiz gerekiyor.

Independent Türkçe, Science Alert, CNN, PNAS