Webb teleskobundan yeni fotoğraflar: "Araştırmacıların aklını başından alacak"

Bilim insanları yeni görüntülerin incelenmesinin galaksilerin yıldız oluşumunu nasıl inşa ettikleri, sürdürdükleri ve sone erdirdiklerine ilişkin önemli bilgiler sağlayabileceğini söylüyor

Webb teleskobunun çektiği, NGC 628 sarmal galaksisinin karşıdan görülen fotoğrafı (Nasa)
Webb teleskobunun çektiği, NGC 628 sarmal galaksisinin karşıdan görülen fotoğrafı (Nasa)
TT

Webb teleskobundan yeni fotoğraflar: "Araştırmacıların aklını başından alacak"

Webb teleskobunun çektiği, NGC 628 sarmal galaksisinin karşıdan görülen fotoğrafı (Nasa)
Webb teleskobunun çektiği, NGC 628 sarmal galaksisinin karşıdan görülen fotoğrafı (Nasa)

NASA, James Webb Uzay Teleskobu'nun çektiği bir düzineden fazla galaksi fotoğrafından oluşan bir hazine yayımladı. Fotoğraflar bu kozmik varlıkların yapısını ve oluşumlarını "akılları baştan alan" yeni ayrıntılarla ortaya koyuyor.

Yeni görüntü dizisi, yakınlardaki 19 galaksiyi oluşturan yıldızları, gazı ve kozmik tozu, araştırmacıların bu karmaşık yapıların kökenlerini ortaya çıkarmalarını sağlayabilecek mükemmel ayrıntılarla ortaya koyuyor.

Daha önce gökbilimciler bu tür sarmal galaksileri, Dünya'dan tam karşıdan görünecek şekilde, uzay ve yer tabanlı teleskoplar kullanarak radyodan morötesi ışığa kadar çeşitli dalga boylarında görüntülemişti.

Şimdiyse bilim insanları Webb teleskobunu kullanarak bu galaksilerin yakın ve orta kızılötesi dalga boylarında bugüne kadar çekilmiş en yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını elde etti.

Baltimore'daki Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü'nden proje bilimcisi Janice Lee, "Webb'in yeni fotoğrafları olağanüstü. Aynı galaksileri onlarca yıldır inceleyen araştırmacılar için bile akılları baştan alacak nitelikte" dedi.

Araştırmacılar, galaksinin bir parçası olan kabarcık benzeri ve filament yapıların yeni fotoğraflarda şimdiye kadar gözlemlenen en küçük ölçeklere kadar çözüldüğünü ve yıldız oluşum döngüsü hakkında bir hikaye anlattığını söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Oxford Üniversitesi'nden doktora sonrası araştırmacı Thomas Williams, "Ekibimizin bu görüntülerdeki ayrıntı miktarı karşısında (olumlu anlamda) sürekli bir şaşkınlık içinde yaşadığını hissediyorum" dedi.

Webb'in Yakın Kızılötesi Kamerası (NIRCam) tarafından çekilen fotoğraflar, galaksilerin spiral kollarının bir parçası olan milyonlarca yıldızı mavi tonlarda parıldayan mükemmel ayrıntılarla yakaladı.

James Webb Uzay Teleskobu'nun çektiği, 19 sarmal galaksinin karşıdan görülen fotoğrafları (NASA)

Yıldızların bazıları spiral kollar boyunca yayılmış olarak görülebilirken, diğerleri yıldız kümelerinde daha sıkı bir şekilde bir araya toplanmış durumda.

Teleskobun Orta Kızılötesi Enstrümanı'ndan (MIRI) elde edilen veriler, yıldızların etrafındaki ve aralarındaki boşlukta parlayan tozu ortaya çıkardı ve ayrıca henüz tam olarak oluşmamış yıldızları gösterdi.

Kanada'daki Alberta Üniversitesi'nden fizik profesörü Erik Rosolowsky, "Bunlar galaksilerdeki en yeni, en büyük yıldızları bulabileceğimiz yerler" dedi.

Bu kozmik yapılar özellikle Eridanus takımyıldızında Dünya'dan yaklaşık 69 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan çubuklu spiral galaksi NGC 1300'ün fotoğrafında görülebiliyor.

Uzaya fırlatılan en güçlü teleskobun çektiği fotoğraflarda araştırmacıların muhtemelen patlayan ve uzayda dev delikler açan yıldızlar tarafından yaratıldığına inandıkları gaz ve toz içindeki büyük, küre şeklinde kabuklar da görülüyor.

Bilim insanları yeni görüntülerin incelenmesinin galaksilerin yıldız oluşumunu nasıl inşa ettikleri, sürdürdükleri ve sone erdirdiklerine ilişkin önemli bilgiler sağlayabileceğini söylüyor

Ohio Eyalet Üniversitesi'nden astronomi profesörü olan Adam Leroy, "Yıldızlar milyarlarca ya da trilyonlarca yıl yaşayabilir. Tüm yıldız türlerini tam olarak kataloglayarak, yaşam döngülerinin daha güvenilir ve bütünsel bir görünümünü oluşturabiliriz" diyor 

Independent Türkçe



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news