'Şeytan kuyrukluyıldızı' Dünya'nın yanından geçerken çıplak gözle görülebilecek

Kuyrukluyıldızın yüzeyinde meydana gelen buz püskürmeleri, bu geçişinde onu daha parlak hale getirebilir

4 Aralık 2023'te periyodik kuyruklu yıldız 12P/Pons-Brooks, bu teleskopik görüş alanını kuzey takımyıldızı Lyra'nın alfa yıldızı Vega'yla paylaştı (NASA/Dan Bartlett)
4 Aralık 2023'te periyodik kuyruklu yıldız 12P/Pons-Brooks, bu teleskopik görüş alanını kuzey takımyıldızı Lyra'nın alfa yıldızı Vega'yla paylaştı (NASA/Dan Bartlett)
TT

'Şeytan kuyrukluyıldızı' Dünya'nın yanından geçerken çıplak gözle görülebilecek

4 Aralık 2023'te periyodik kuyruklu yıldız 12P/Pons-Brooks, bu teleskopik görüş alanını kuzey takımyıldızı Lyra'nın alfa yıldızı Vega'yla paylaştı (NASA/Dan Bartlett)
4 Aralık 2023'te periyodik kuyruklu yıldız 12P/Pons-Brooks, bu teleskopik görüş alanını kuzey takımyıldızı Lyra'nın alfa yıldızı Vega'yla paylaştı (NASA/Dan Bartlett)

Everest Dağı'ndan daha büyük ve Halley tipi bir "şeytan kuyrukluyıldızı" önümüzdeki haftalarda Dünya'nın yanından geçerken yıldız gözlemcileri tarafından çıplak gözle görülebilir.

Yaklaşık 30 kilometre çapındaki 12P/Pons-Brooks kuyrukluyıldızı her 71,3 yılda bir yörüngesini tamamlıyor. Kuyrukluyıldız, 21 Nisan'da Güneş'e en yakın konuma ulaşacak. 

Adını 1812'de cismi ilk kez gören Fransız gökbilimci Jean-Louis Pons'tan ve 1883'te bir sonraki geçişinde onu gözlemleyen Britanyalı-Amerikan gökbilimci William Robert Brooks'tan alan kuyrukluyıldıza pek çok lakap takıldı.

Yakın zamanda yapılan bir gözlem sırasında Yıldız Savaşları'ndaki (Star Wars) kurgusal yıldız gemisine benzerliği nedeniyle "Millennium Falcon" kuyrukluyıldızı diye adlandırıldı. Geçen yıl yüzeyinde tespit edilen bir patlamanın ona boynuzlu bir şekil verdiği keşfedildikten sonra "şeytan kuyrukluyıldızı" diye isimlendirilmişti. 

Bu patlamalar muhtemelen Güneş'in radyasyonunun kuyrukluyıldızın kabuğunu zayıflatıp çatlatmasının ardından çekirdeğindeki karbonmonoksit ve karbondioksit gazlarını dışarı salmasından kaynaklanıyor. 

ABD'nin Alabama eyaletinde bulunan NASA Marshall Uzay Uçuş Merkezi'ndeki Meteoroid Çevre Ofisi'nin Başkanı Bill Cooke ocakta yaptığı açıklamada, "Güneş ışığından kaynaklanan basınç (radyasyon basıncı) kuyrukluyıldızın etrafındaki gaz ve tozun at nalı şeklini almasına neden oldu ve bazı gözlemciler bunun boynuzlu bir şeytanı hatırlattığını söylüyor" demişti.

Kuyrukluyıldız halihazırda Güneş'e yaklaşırken yıldız gözlemcileri tarafından tespit edildi ve önümüzdeki haftalarda ışık kirliliğinin gökyüzünü etkilemediği Birleşik Krallık bölgelerinde çok daha parlak ve çıplak gözle görülebilir hale gelebilir.

21 Nisan'da yörüngesindeki Güneş'e en yakın noktaya ulaşacak. Ancak yüzeyindeki buz püskürmeleri nedeniyle ani parlamalar yaşamaya devam ediyor ve bu da onu daha görünür hale getirebilir. 

Önümüzdeki ay (8 Nisan'daki tam Güneş tutulmasından birkaç gün önce) maksimum parlaklığına ulaşması ve haziranda Dünya'ya en yakın konuma gelmesi bekleniyor.

Kuzey yarımküredeki yıldız gözlemcileri alacakaranlıkta, batı-kuzeybatı ufkunun yaklaşık 20 derece üzerinde, açık ve karanlık bir gökyüzünde dürbün kullanarak kuyrukluyıldızı görebilir.

Kuyrukluyıldız martın sonuna kadar daha da parlaklaşabilir ve arka planında kalan Koç takımyıldızıyla birlikte çıplak gözle görülebilir hale gelebilir.

Independent Türkçe



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging