Google ile İsrail arasındaki "Nimbus Projesi"ni protesto eden 9 Google çalışanı gözaltında

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Google ile İsrail arasındaki "Nimbus Projesi"ni protesto eden 9 Google çalışanı gözaltında

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Google'ın, New York ve California'daki ofislerinde firma ile İsrail arasında imzalanan 1,2 milyar dolar değerindeki "Nimbus Projesi" anlaşmasını protesto eden Google çalışanlarından 9'u gözaltına alındı.

The Washington Post'un haberine göre Google çalışanları, New York ve California'nın Sunnyvale kentlerindeki ofise giderek firmanın İsrail'e gelişmiş yapay zeka teknolojisi verilmesini kapsayan "Nimbus Projesi" anlaşmasını protesto etti.

Ofiste saatlerce oturma eylemi yapan çalışanlar, "Google saklanamazsın", "Seni soykırımla suçluyoruz", "Soykırıma fon sağlıyorsun" sloganları atarak Google 1,2 milyar dolar değerindeki anlaşmadan çekilmedikçe eylemlerine devam edeceklerini belirtti.

İhbar üzerine ofislere gelen polisin, "ofisten çıkmazlarsa gözaltına alınacaklarını" söylemesinin üzerine eylemlerine devam eden 9 çalışan, gözaltına alındı.

Google sözcülerinden Bailey Tomson, eylemin "politikalarının ihlali" olduğunu savunarak gözaltına alınan çalışanların Google sistemlerine erişimlerinin kesildiğini ve bu kişilere idari izin verildiğini aktardı.

- Ofis dışında da "Nimbus Projesi" protesto edildi

Ofisteki oturma eyleminin yanı sıra New York ile California eyaletinin Sunnyvale ve Seattle kentlerindeki ofislerin önünde anlaşma protesto edildi.

Oturma eylemi ve çalışanların gözaltına alındığı anlara ait görüntüler, sosyal medyada yayıldı.

New York ofisi önünde düzenlenen gösteride, Yahudi olduğunu ifade eden konuşmacı, Nimbus Projesi'nin sona ermesi çağrısında bulunmak için oturma eylemi yaptıklarını belirterek "Holokost mağdurları soyundan biri olarak" eyleme katıldığını söyledi.

Bu protestolara Amazon çalışanlarının da katıldığı ifade ediliyor.

- Nimbus Projesi

Nimbus Projesi veri depolaması, toplaması, analizi, veri üzerinden motif ve özellik tanımlaması ve bu toplanan bilgilerle olası veri ve motif tahmini yapılmasını sağlayan bir bulut (Cloud) ve makine öğrenimi sisteminden oluşuyor.

Nimbus Projesi adı verilen 1,2 milyar dolarlık projenin sözleşmesi, Nisan 2021'de İsrail ile Google ve Amazon şirketleri arasında imzalandı.

İsrail Maliye Bakanlığı, 21 Nisan 2021'de bu anlaşmaya ilişkin açıklamasında, İsrail'in yaklaşık 1,2 milyar dolar bir yatırımla kendi yerel bulut depolama sunucu merkezlerini kurmasını sağlayacak devasa bir devlet ihalesi olan Nimbus Projesi'ni, Google ve Amazon'un kazandığını duyurdu.

Söz konusu sistem, İsrail ve ordusunun sağladığı tüm veri tabanları, kaynakları hatta sokak ve dron kameraları gibi canlı gözlem kaynaklarındaki tüm verileri kendinde toplayabilme özelliğine sahip.

- Google çalışanları, "Nimbus Projesi"ne dahil olduklarını bilmiyor

YouTube'da çalışan yazılım mühendisi Zelda Montes, söz konusu projeye ilişkin Google'ın çalışanlarına danışmadığını belirterek "Pek çok çalışan bu sözleşmenin içinde olduğunu bile bilmiyor. Google'da yaklaşık 180 bin çalışan var ancak bu kişilerin çok küçük bir kısmı İsrail hükümeti ile böyle bir sözleşme olduğunu biliyor." ifadelerini kullanmıştı.

Projenin "gizliliği" nedeniyle bilgilerinin kısıtlı olduğuna işaret eden Montes, "Emeğimizin bilmediğimiz şekillerde kullanılmaması gerektiğini düşünüyoruz." demişti.

Montes, İsrail'le yapılan anlaşmaya dahil olmalarından duyduğu rahatsızlığa dair şöyle konuşmuştu:

Doğası gereği siyasi olan bir sözleşmeyi tarafsızmış gibi göstermeye çalışmanın çok sorumsuzca olduğunu düşünüyorum çünkü bir hükümetle sözleşme yapıyorsunuz ve bu da siyasi bir şey. Şu anda dünyadaki en yüksek mahkeme tarafından soruşturulan İsrail hükümeti ile neden bir sözleşme yapıyoruz?



Muzun nesli tükenmesin diye uğraşan bilim insanlarından müjde

Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
TT

Muzun nesli tükenmesin diye uğraşan bilim insanlarından müjde

Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)

Dünya genelindeki muzlar halihazırda iki hastalıktan dolayı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. 

Fakat sevilen meyvenin soyunun tükenmesini önlemeye çalışan bilim insanları son dönemde önemli adımlar atıyor. Uzmanlar başarıya ulaşmaları halinde halkın hiçbir şeyi fark etmeyeceğini söylüyor. 

1950'lerde üretilen Gros Michels muzları, bir mantar türünün yol açtığı Panama hastalığı yüzünden yok olmuştu.

Bu yüzden şirketler, hastalığa dirençli Cavendish muzlarını yetiştirmeye başlamış ve krizin üstesinden gelinmişti. Bu muz çeşidi halihazırda küresel muz ihracat pazarının yüzde 99'unu oluşturuyor.

Ancak aynı hastalığın farklı bir versiyonu 1990'lardan beri Cavendish cinsini de tehdit ediyor. Marketlerde satılan muzlar birbirinin kopyası olduğu için bir bitkinin hastalığa yakalanması diğerlerini de tehlikeye atıyor. 

Başka bir mantar türünün yol açtığı siyah sigatoka hastalığı da muzları tükenme riskiyle karşı karşıya bırakıyor. 

Bu hastalık halihazırda fungisitler sayesinde tedavi edilse de bazı bölgelerdeki mantarlar kimyasallara direnç göstermeye başladı. 

Bilim dünyası bir yandan hastalıkların çözümünü ararken diğer yandan da yeni muz türleri yetiştirmeye çalışıyor. 

Ağustosta yapılan bir çalışmada bugünkü Panama hastalığına yol açan varyantın, 20. yüzyıldakinden evrimleşmediği bulunmuştu. 

Bilim insanları, hastalığın arkasındaki mekanizmayı artık daha iyi anladıkları için tedavi umudu doğduğunu düşünüyor.

ABD merkezli muz üreticisi Chiquita Brands International ise araştırma şirketi KeyGene, Musaradix adlı girişim ve Hollanda'daki Wageningen Üniversitesi'yle işbirliği içinde yürütülen projede, Yelloway 1 adlı yeni bir muz türü geliştirdiğini geçen ay duyurmuştu. 

İki hastalığa da dirençli bu bitkinin serada yetiştirildiği ancak henüz mevye vermediği aktarılmıştı. 

Bu yılın sonunda Filipinler'e ekilmesi planlanan Yelloway 1 bitkileri, daha sonra Cavendish muzlarıyla çiftleştirilecek. Bu sayede hem tadı ve görüntüsü halihazırda satılan muzlara benzeyen hem de hastalığa dirençli meyveler üretilmesi amaçlanıyor. 

Chiquita Sürdürülebilirlik Direktörü Peter Stedman şöye diyor:

Birkaç yıl içinde muzunuzda herhangi bir değişiklik görmezseniz, harika bir iş çıkardık demektir. 

Avustralya'daki Queensland Üniversitesi'nden araştırmacılar ise yabani bir muz bitkisinden bir geni Cavendish'e yerleştirerek Panama hastalığına dirençli, genetiği değiştirilmiş bir muz geliştirdi.

Meyvenin tadı ve görüntüsünün aynı kalması beklense de genetiğinin değiştirilmiş olması endişe yaratıyor. 

Halk, genetiği değiştirilmiş gıdalara karşı temkinli davranırken, Avrupa gibi bölgelerde bu ürünlerle ilgili katı düzenlemeler olması engel teşkil ediyor.

Queensland Üniversitesi'nden Andre Drenth "Orada öylece duruyor. Belki yurtdışından birileri almak isteyebilir" diyerek ekliyor:

Bir pazarlama sorunu var, yasal bir sorun var ama teknik bir sorun yok.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Popular Science, Nature Microbiology