Kadınların sık sık avlandığını öne süren araştırmanın "yanıltıcı" olduğu ortaya çıktı

Dünya çapında ses getirmişti

Bilim insanları avcı-toplayıcı topluluklardaki kadınların avlanmasının, istisnai bir durum olduğunu söylüyor (Kaliforniya Üniversitesi)
Bilim insanları avcı-toplayıcı topluluklardaki kadınların avlanmasının, istisnai bir durum olduğunu söylüyor (Kaliforniya Üniversitesi)
TT

Kadınların sık sık avlandığını öne süren araştırmanın "yanıltıcı" olduğu ortaya çıktı

Bilim insanları avcı-toplayıcı topluluklardaki kadınların avlanmasının, istisnai bir durum olduğunu söylüyor (Kaliforniya Üniversitesi)
Bilim insanları avcı-toplayıcı topluluklardaki kadınların avlanmasının, istisnai bir durum olduğunu söylüyor (Kaliforniya Üniversitesi)

Bilim insanları avcı-toplayıcı topluluklardaki kadınların sıklıkla avlandığını öne süren son yıllardaki çalışmaların "yanıltıcı" olduğunu söylüyor. 

Geçen yıl yayımlanan bir araştırmada dünyanın çeşitli yerlerindeki 63 toplayıcı toplum hakkında son yüzyıla ait veriler analiz edilmişti. Bu toplulukların yüzde 79'unda kadınların aktif bir şekilde avlandığı sonucuna varılan bu çalışmada kadınların yüzde 70'inin de özellikle ava çıktığı iddia edilmişti. 

Avcı-toplayıcı topluluklardaki kadınların avlanmanın önemli bir parçası olduğunu savunan bu araştırma dünya çapında ses getirmişti. 

Evolution and Human Behavior adlı bilimsel dergide yakın zamanda yayımlanan bir araştırma, 2023'teki çalışmanın elde ettiği sonuçların metodolojik kusurlar içerdiğini ve seçilen bölgelerin yeterli temsili sağlamadığını belirtiyor.

Yeni makalenin başyazarı Vivek Venkataraman, aynı konuda çalışırken bu araştırmaya denk geldiğini ve aynı çalışmayı yürütmek isteyince bambaşka sonuçlara ulaştığını söylüyor. 

Araştırmacılar, 2023'teki çalışmanın avcılıkla ilgili açık bilgilerin yer aldığı etnografik bir veritabanından yararlandığını ve bunun da örneklemi alışılmadık toplumsal cinsiyet rollerine sahip toplumlara doğru kaydırdığını tespit etti. Bunun bir seçim yanlılığına yol açtığını söyleyen bilim insanları kodlama hataları yapıldığını da buldu. 

Son çalışmayı yürüten ekip avcı-toplayıcı topluluklardaki kadınların avlandığını fakat bunun istisnai bir durum olduğunu söylüyor. 

PsyPost'a konuşan Venkataraman "2023 yazında Anderson'ın makalesiyle ilgili koparılan medya fırtınası tamamen temelsiz ve yanıltıcıydı" diyerek şöyle ekliyor: 

Toplayıcı toplumlarda erkekler ve kadınlar genellikle farklı türde faaliyetler gerçekleştirir. Antropologlar, kadınların toplayıcı toplumlarda bazen avlandıklarını uzun zamandır kabul ediyor. 

Araştırmacılar, avcı-toplayıcı toplumlarda kadınların asla avlanmadığı görüşünün geçerli olmadığının altını çiziyor. Ekip, erkeklerin avcılıkta baskın bir rol üstlenmesinin geçmişte muhtemelen abartıldığını düşünüyor.

Bu düşünceyi destekleyen araştırmalardan biri de 2020'de yayımlanmıştı. Peru'da 9 bin yıllık bir gömü alanını kazan arkeologlar kadınların av aletleriyle gömüdüğünü ortaya çıkarmıştı. Bulgular bu kadınların sıklıkla büyük hayvanları avladığına işaret ediyordu. 

Independent Türkçe, IFL Science, PsyPost, Evolution and Human Behavior, PLOS One



DNA analizi, insan yiyen aslanların menüsünü gözler önüne serdi

Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
TT

DNA analizi, insan yiyen aslanların menüsünü gözler önüne serdi

Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)

Genetik analizler, 19. yüzyılda insanları yiyerek nam salan Tsavo aslanlarının menüsünde başka ne olduğunu ortaya koydu.

1898'de Kenya'daki Tsavo Nehri üzerine bir demiryolu köprüsü inşa eden Britanya'nın projesinde çalışan işçiler, aylarca iki aslanın saldırısına uğramıştı. 

"Tsavo insan yiyicileri" diye bilinen yelesiz iki aslanın, 9 aylık bir süre boyunca en az 35 kişiyi yediği tahmin ediliyor. 

9 aylık dönem içinde bir süre ara verilen çalışmalar, demiryolu projesini yürüten Britanya Ordusu yarbayı John Henry Patterson'ın iki aslanı öldürmesiyle kaldığı yerden devam etmişti. 

Aslanların cesedinden kilim yapılmış ve nihayetinde bunlar ABD'deki Field Doğa Tarihi Müzesi tarafından alınmıştı. Kilimlerin yanı sıra iki kafatası da müzenin koleksiyonuna katılmıştı. 

Daha önce iki hayvan üzerinde yapılan çalışmalarda, dişlerinde sıkıntı yaşayan aslanların diğer avlara göre daha rahat çiğnendiği için insanlara saldırdığı öne sürülmüştü. 

Current Biology adlı hakemli dergide dün (11 Ekim) yayımlanan araştırmada, Tsavo aslanlarının başka neler yediği tespit edildi.

Hayvanların kırık dişlerinde kalan kıl örnekleri üzerinde genetik analizler yürüten ekibe liderlik eden Dr. Alida de Flamingh "Dişteki oyukları, jeologların toprağı incelemesi gibi inceledik" diyerek ekliyor:

Farklı katmanlardaki kılları analiz ederek bu aslanların yaşamları boyunca nasıl beslendiği hakkında fikir ediniyoruz.

Araştırmacılar kıllardaki mitokondriyal DNA'yı analiz ederek iki aslanın, insanların yanı sıra zürafa, oriks, zebra, Afrika antilobu ve Kobus ellipsiprymnus adlı bir antilop türünü yediğini kaydetti. 

Bilim insanları aslanların dişinde özellikle Afrika antilobunun kalıntılarına rastlayınca şoke oldu. O zamanlar Tsavo bölgesinde bu hayvanın pek görülmediğini söyleyen araştırmacılar, aslanların 90 kilometre kadar yol kat etmiş olması gerektiğini belirtiyor.

Illinois Üniversitesi'nden Dr. Alida de Flamingh ya aslanların sanılandan daha uzağa gittiğini ya da Afrika antilobunun bölgede daha yaygın olduğunu ifade ediyor. 

Araştırmacılar ayrıca aslanların Afrika mandası yediğine dair bir kanıt bulamadı. Bugün bölgede yaşayan aslanlar bu hayvanlarla beslendiği için beklenmedik olan bu durumun bulaşıcı bir hastalıkla açıklanabilir.

Aslanların yaşadığı dönemde bölgede yayılan sığır vebası, Afrika mandası popülasyonunda da ciddi düşüşe yol açmıştı.

İki hayvanın insanları avlamaya başlamasının bu salgından kaynaklandığını düşünen uzmanlar da var. 

Bilim insanları yeni çalışmada iki aslanın kardeş olduğu teorisini de doğruladı. 

Dişlerde bulunan insan örneklerini daha detaylı incelemeyi planlayan ekip, bu sayede aslanların onları ne zaman yemeye başladığını daha net saptamayı umuyor.

Independent Türkçe, New York Times, Live Science, Current Biology