Yulaf lapası kutusundan çıkan 4 bin yıllık balta başlarının gizemi çözüldü

İrlanda'daki Westmeath Kontluğu'ndan bir çiftçi, müzenin daha fazla bilgi talebiyle yaptığı çağrının ardından ortaya çıktı

İrlanda'da bir müzeye yulaf lapası kutusu içinde 4 bin yıllık balta başları gönderilmişti (İrlanda Ulusal Müzesi)
İrlanda'da bir müzeye yulaf lapası kutusu içinde 4 bin yıllık balta başları gönderilmişti (İrlanda Ulusal Müzesi)
TT

Yulaf lapası kutusundan çıkan 4 bin yıllık balta başlarının gizemi çözüldü

İrlanda'da bir müzeye yulaf lapası kutusu içinde 4 bin yıllık balta başları gönderilmişti (İrlanda Ulusal Müzesi)
İrlanda'da bir müzeye yulaf lapası kutusu içinde 4 bin yıllık balta başları gönderilmişti (İrlanda Ulusal Müzesi)

Alexander Butler Muhabir 

İrlanda'da bir müze, küratörlere yulaf lapası kutusu içinde teslim edilen, Tunç Çağı'na ait iki balta başının tuhaf gizemini çözdü.

Haziranda, kimliği belirsiz bir göndericiden yulaf lapası kutusu içinde köpüğe sarılı 4 bin yıllık iki balta başı alan İrlanda Ulusal Müzesi şaşkına dönmüştü.

Artık göndericinin, arazisinde metal dedektörü kullanırken "tam anlamıyla çılgınca" bir keşif yapan, Westmeath Kontluğu'ndan çiftçi Thomas Dunne olduğu belirlendi.

Ailesi 40 yıldır arazinin sahibi olan Dunne, ilk başta balta başlarını at nalı kalıntısı sandığını ve önemlerini keşfettiğinde "şoke olduğunu" söylüyor.

Irish Times'a konuşan çiftçi "Haberlere çıktıktan sadece bir hafta sonra öğrendim ve en hafif tabiriyle şaşırdım. Düşününce bu tam anlamıyla çılgınca" diyor.

Müzenin "ritüelden doğaüstü olaylara kadar uzanabilecek nedenlerle" balta başlarının "bulunduğu yerin tam olarak bilinmesinin kritik önem taşıdığını" belirterek daha fazla bilgi talebiyle çağrı yapmasının ardından Dunne ortaya çıktı.

Müzenin İrlanda eski eserlerinden sorumlu müdür yardımcısı Matt Seaver şöyle demişti:

Erken Tunç Çağı'na ait bu balta başlarının keşfinden büyük heyecan duyuyoruz ancak bunların önemini gerçekten anlayabilmek için nerede bulunduklarını bilmemiz gerekiyor.

Ulusal müzeden araştırmacılar, 4 bin yıl önce orada yaşamış kişiler hakkında daha fazla bilgi edinme umuduyla kayıt tutmak için halihazırda bölgeyi ziyaret ediyor.

Ayrıca müze, bu tür eserlerde kullanılan metallerin kökeninin izini sürmek için bronz çağı metal işçiliğiyle ilgili uluslararası bir çalışmaya katıldıklarını ve son keşfin buna katkı sağladığını da ifade etmişti.

Müze, arkeolojik nesnelerin bakımından sorumlu otorite olduğunu ve İrlanda devletinin, hem kazılardan hem de diğer kaynaklardan gelen tüm arkeolojik nesnelerin deposu olduğunu belirtmişti. 

İrlanda'da yazılı izin alınmadığı sürece metal dedektörü kullanarak arkeolojik nesneleri aramak yasadışı.

Üç aya kadar hapis ya da 63 bin 486 euroya kadar para cezası verilebiliyor. Öte yandan Dunne'ın herhangi bir yasal suçlamayla karşılaşmayacağı anlaşılıyor.

Müze, "Ayrıca metal dedektörleri kullanarak arkeolojik nesneleri aramayla ilgili düzenlemeleri herkese hatırlatmak isteriz" ifadelerini kullanmıştı.

Sahibi belli olmayan arkeolojik bulgular devletin malıdır ve kolektif mirasımız kapsamında ulusal ve belirlenmiş müzelerde korunur.

Independent Türkçe -independent.co.uk



Türkiye'de bulunan kafatasının Kleopatra'nın kardeşine ait olmadığı ortaya çıktı

1929'da bulunan kafatasının yanındaki kağıtta "Efes'teki kafatası" yazıyor (Gerhard Weber/Viyana Üniversitesi)
1929'da bulunan kafatasının yanındaki kağıtta "Efes'teki kafatası" yazıyor (Gerhard Weber/Viyana Üniversitesi)
TT

Türkiye'de bulunan kafatasının Kleopatra'nın kardeşine ait olmadığı ortaya çıktı

1929'da bulunan kafatasının yanındaki kağıtta "Efes'teki kafatası" yazıyor (Gerhard Weber/Viyana Üniversitesi)
1929'da bulunan kafatasının yanındaki kağıtta "Efes'teki kafatası" yazıyor (Gerhard Weber/Viyana Üniversitesi)

1929'da Türkiye'de keşfedilen kafatasının Kleopatra'nın kız kardeşine ait olmadığı ortaya çıktı. 

İzmir'deki Efes Antik Kenti'nde yer alan Oktagon adlı yapıda yaklaşık 100 yıl önce bir kafatası bulunmuştu. Mezarda herhangi bir eşya yoktu ancak arkeologlar burada önemli bir genç kadının yattığını düşünmüştü.

Daha sonra 1982'de antik kentin başka bir kısmında iskeletin geri kalanı ortaya çıkmıştı. Bilim insanları, kafatası ve iskeletin VII. Kleopatra'nın üvey kız kardeşi IV. Arsinoe'ye ait olduğunu öne sürmüştü. 

Aynı babayı paylaşan kız kardeşlerden küçüğü Arsinoe, MÖ 48-47'de ablası Kleopatra ve Jül Sezar'a karşı İskenderiye Kuşatması'nı yürütmüştü. Muharebeyi kaybeden Arsinoe ve birlikleri Efes'teki Artemis Tapınağı'na sığınmıştı. 

Romalı general Marcus Antonius'un emriyle idam edilen Arsinoe, MÖ 41'de hayatını kaybetmişti. 

Yeni bir çalışmada bir grup bilim insanı, 1929'da keşfedilen kafatasını tekrar incelemeye karar verdi.

Bulguları hakemli dergi Scientific Reports'ta dün (10 Ocak) yayımlanan çalışmada, radyokarbon tarihleme yöntemi kullanılarak kafatasının MÖ 205-36'dan kaldığı saptandı. Ayrıca kafatası ve daha sonra bulunan iskeletin aynı kişiye ait olduğu da belirlendi. 

Bu bulgular mezarda yatan kişinin gerçekten Arsinoe olabileceğine işaret etse de çalışmanın devamında şaşırtıcı bilgiler ortaya çıktı. 

Bilim insanları kafatasının gelişim seviyesine bakararak bunun 11-14 yaşında birine ait olduğu sonucuna vardı.

Viyana Üniversitesi'nden Gerhard Weber, başyazarı olduğu çalışma hakkında "Ama sonra büyük sürpriz geldi" diyerek ekliyor: 

Kafatası ve uyluk kemiği üzerinde tekrar tekrar yapılan testler, Y kromozomunun varlığını açıkça gösterdi; başka bir deyişle bu kişi erkekti.

Araştırmacılar erkek çocuğun kafatasında bazı anomaliler de gözlemledi. Örneğin normalde 65 yaşından önce kaynaşmayan kafatası çizgileri birleşmiş ve çocuğun kafası asimetrik bir hal almıştı.

Ekibe göre en ilginç bulguysa üst çenesinin yeterince gelişmemiş olmasıydı. Çenedeki eklemleri ve geriye kalan iki dişi inceleyen ekip, çocuğun ciddi çiğneme sorunları yaşadığını düşünüyor. Özellikle azı dişlerinden birinde yüklenme sonucu çatlaklar oluşmuştu.

Bu bozukluklara neyin yol açtığı tespit edilemedi. Bilim insanları D vitamini eksikliği veya genetik bir rahatsızlıktan şüphelense de bu teorileri test etmek için ellerinde yeterince DNA kalıntısı yok.

Araştırmacılar, bu çocuğun neden Oktagon kadar önemli bir yere gömüldüğünün gizemini koruduğunu söyleyerek makalede şöyle yazıyor:

Oktagon'a gömülen kişinin IV. Arsinoe olmadığını ve kalıntılarını aramaya devam etmemiz gerektiğini kesin bir şekilde söyleyebiliriz.

Independent Türkçe, Popular Science, Live Science, Scientific Reports