Kutup Yıldızı'nın yüzeyinin lekelerle kaplı olduğu tespit edildi

Bu türden bir yıldızın yüzeyi ilk kez gözler önüne serildi

Kutup Yıldızı, yüzlerce yıldır yön bulmak için kullanılıyor (NASA/Preston Dyches)
Kutup Yıldızı, yüzlerce yıldır yön bulmak için kullanılıyor (NASA/Preston Dyches)
TT

Kutup Yıldızı'nın yüzeyinin lekelerle kaplı olduğu tespit edildi

Kutup Yıldızı, yüzlerce yıldır yön bulmak için kullanılıyor (NASA/Preston Dyches)
Kutup Yıldızı, yüzlerce yıldır yön bulmak için kullanılıyor (NASA/Preston Dyches)

Bilim insanları Kutup Yıldızı'nın üstünde lekeler olduğunu saptadı.

Kuzey Kutbu'nun neredeyse tam üstündeki Kutup Yıldızı aslında üç yıldızdan oluşan bir sistem. Bunların en parlağı olan Polaris, Sefe değişeni denen bir sınıfta yer alıyor. 

Bu yıldızların atışları belirli aralıklarda değişiyor ve bu da büyüyüp küçülmelerine yol açıyor. Bunun sonucunda parlaklıkları da değişirken, Polaris'in parlaklığı 4 günlük bir döngüde artıp azalıyor.

Gökbilimciler yıldızın atışlarındaki döngüyü tespit edip o sırada Dünya'dan görünen parlaklığıyla karşılaştırarak uzaklığını hesaplayabiliyor. Parlak yıldızların atışları daha yavaş oluyor. 

Bilim insanları bu verilerden yola çıkarak Sefe yıldızlarının, içinde bulundukları galaksilere uzaklığını da hesaplayabiliyor. Böylece evrenin genişleme hızı hakkında da fikir edinebiliyorlar.

Astrophysical Journal adlı hakemli dergide dün (20 Ağustos) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, üçlü sistemde yer alan ve 30 yılda bir Polaris'in etrafındaki döngüsünü tamamlayan yıldızın yörüngesinin haritasını çıkarmayı amaçlıyordu. 

Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nden Nancy Evans liderliğindeki gökbilimciler, ABD'nin Kaliforniya eyaletindeki Yüksek Açısal Çözünürlüklü Astronomi Merkezi'nin (CHARA) teleskoplarını kullanarak Polaris'i inceledi. 

Ekip, yıldızın etrafında dönen yoldaşının yörüngesini başarıyla takip etti ve Polaris'in atışlarına göre boyutundaki değişimi ölçtü. 

Polaris'in üstündeki lekeler zaman içinde değişiyor (Georgia Eyalet Üniversitesi/CHARA)
Polaris'in üstündeki lekeler zaman içinde değişiyor (Georgia Eyalet Üniversitesi/CHARA)

Ancak Güneş'in yaklaşık 5 katı kütleye ve 46 katı çapa sahip yıldızla ilgili en şaşırtıcı bulgu, yüzeyinde saklıydı. 

MIRC-X kamerasıyla Polaris'i detaylıca inceleme imkanı bulan bilim insanları, ilk kez bir Sefe değişeni yıldızının yüzeyinin nasıl göründüğünü ortaya koydu: Polaris'in yüzeyinde büyük lekeler vardı. 

Makalenin yazarlarından Gail Schaefer şu ifadeleri kullanıyor:

CHARA görüntüleri Polaris'in yüzeyinde zaman içinde değişen, parlak ve karanlık büyük lekeleri ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bu lekelerin, yıldızın dönüşündeki değişimle bağlantılı olabileceğini düşünse de kesin bir şey söylemek için henüz erken.

Gökbilimciler, Polaris'i incelemeye devam ederek bu lekelerin arkasında yatan süreci aydınlatmayı umuyor.

Indepedent Türkçe, Newsweek, Science Daily, Astrophysical Journal



Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
TT

Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

İspanya'da Bakır Çağı'na ait bir "mega köy"de ortaya çıkarılan nadir bir balina dişi, 4 bin yıl önce Akdeniz bölgesinde yaşayan İber halkının sanatsal yeteneklerine ışık tuttu.

2018'de İspanya'nın güneybatısındaki Valencina arkeolojik kazı alanında bulunan diş, kendi türü içinde geçmişi o döneme dayanıp İberya'da rastlanan ilk fosil oldu.

PLOS One'da yayımlanan araştırmaya göre diş muhtemelen antik bir kıyı şeridinden toplanarak Bakır Çağı zanaatkarları tarafından özenle işlendi.

4 bin 150 ila 5 bin 300 yıl önce bir sahil köyünde yaşayan zanaatkarlar, dişi muhtemelen kişisel süs eşyaları veya sembolik anlam taşıyan eserler yaparken kullanmıştı.

Çalışmanın belirttiğine göre fosil işlendikten sonra, üzerindeki aşınma ve yıpranma izleri ve yüzeyini kaplayan sert kabuktan anlaşıldığı üzere kasten gömüldü.

Bulgular, yaklaşık 40 bin yıl önce başlayan Eski Taş Çağı'ndan beri fildişinin süs eşyaları, müzik aletleri ve heykellerin yapımında kullanımı hakkındaki anlayışımızı derinleştiriyor.

Fildişi çarpıcı görünümü, dayanıklılığı ve sağlamlığıyla antik toplumların ticaret ve sosyokültürel faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.

Ancak tarih öncesi çağlarda fildişinin kullanımı hakkında bildiklerimizin çoğu, fil, suaygırı, geyik ve ayılar gibi kara hayvanlarından elde edilen fildişinin incelenmesiyle elde edildi.

Daha önceki araştırmalar, İspanya'nın güneyindeki Eski Taş Çağı ve Bakır Çağı toplumlarında fillerden gelen fildişinin kullanıldığını vurgulasa da deniz memelilerinden elde edilen bu malzemenin önemi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Valencina'da bulunan 17 santimetre uzunluğuna, 7 santimetre genişliğine ve 0,5 kilogram ağırlığa sahip balina dişi, geçmişe eşsiz bir bakış sunuyor.

Fosilin analizi, yetişkin bir ispermeçet balinasından geldiğini ortaya çıkarırken, solucanlar ve sülükayaklılardan kaynaklanan aşınma belirtilerinin yanı sıra köpekbalığı ısırığı şüphesi doğuran izler bulundu. Bu izler, fosilin deniz tabanında bir süre kaldığını gösteriyor.

Araştırmacılar ayrıca dişte doğal yollarla oluşamayacak delikler ve belirgin kesik izleri gibi insan faaliyetine dair belirtiler tespit etti.

Araştırmacılar bu gözlemlere dayanarak balinanın muhtemelen doğal nedenlerle öldüğü, ardından cesedinin deniz tabanına battığı ve dişlerinden birinin kıyıya vurmasıyla antik İberler tarafından bulunup kullanıldığı sonucuna vardı.

Makalede şu ifadelere yer veriliyor:

Henüz bir ispermeçet balinası dişinden geldiği tespit edilen fildişi eser bulunmamasına rağmen son zamanlarda Avrupa'daki arkeolojik bağlamlarda deniz kaynaklı fildişi bulgularının ortaya çıkması, tarih öncesi toplumların deniz kaynaklarını kullanımına yönelik araştırmalara yeni bir odak noktası kazandırıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/news