Tırtıl mantarı kansere umut oldu

Zararlı hücrelerin büyümesini engelliyor

Cordyceps militaris, tırtıllara bulaşarak vücutlarında büyüyebiliyor (Unsplash)
Cordyceps militaris, tırtıllara bulaşarak vücutlarında büyüyebiliyor (Unsplash)
TT

Tırtıl mantarı kansere umut oldu

Cordyceps militaris, tırtıllara bulaşarak vücutlarında büyüyebiliyor (Unsplash)
Cordyceps militaris, tırtıllara bulaşarak vücutlarında büyüyebiliyor (Unsplash)

Bilim insanları hücrenin büyümesini engelleyerek kanserin yayılmasını önleyebilecek bir mantar tespit etti.

Tırtıl mantarı diye de bilinen Cordyceps militaris, Asya'da geleneksel bir ilaç olarak uzun zamandır kullanılıyor. 

İçindeki kordisepin adlı maddeden dolayı özellikle kanser tedavisindeki potansiyeli nedeniyle de son yıllarda ilgi çekiyor. Ancak tam olarak nasıl bir etki yarattığı bugüne kadar saptanamamıştı.

Birleşik Krallık'taki Nottingham Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nden Dr. Cornelia de Moor liderliğindeki bir araştırma ekibi, birden fazla hücre hattında kordisepinin binlerce gen üzerindeki etkisini inceledi.

Hücre hattı, tek bir bitki veya hayvan hücresinden laboratuvarda yetiştirilen bir dizi hücreyi ifade ediyor.

FEBS Letters adlı hakemli dergide dün (7 Kasım) yayımlanan çalışmada bu maddenin kanserdeki hücre büyüme sinyallerini kestiği kaydedildi.

Araştırmacılar, kordisepinin hücreye girdikten sonra hücrenin asıl enerji taşıyıcısı ATP'ye çok benzeyen bir moleküle dönüştüğünü tespit etti. Bu molekül daha sonra hücrenin büyümesini yavaşlattı.

Laboratuvar ortamında ve hayvan hücrelerinde test edilen bulguların, insanlar için geçerli olup olmadığı henüz bilinmiyor. 

Fakat yine de daha güvenli kanser tedavilerinin geliştirilmesinde önemli bir adıma işaret ediyor. Bilim insanları maddenin diğer hücrelere zarar vermeden sadece kanserli hücreleri hedef alma potansiyelinin yüksek olduğunu söylüyor.

Dr. de Moor bulguları şöyle değerlendiriyor:

Verilerimiz, kordisepinin yeni kanser ilaçları yolunda iyi bir başlangıç noktası olduğunu doğruluyor ve yararlı etkilerini açıklıyor.

Independent Türkçe, Study Finds, Interesting Engineering, FEBS Letters



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news