Casus yazılım nedir ve nasıl tespit edilebilir?

Bu tür yazılımlar çoğunlukla çiftler tarafından kullanılır ve bazı siteler, ebeveynlerin çocuklarını takip etmeleri için olduğunu iddia eder

Bir başkasının telefonuna izni olmadan yazılım yüklemek suçtur (Sosyal ağlar)
Bir başkasının telefonuna izni olmadan yazılım yüklemek suçtur (Sosyal ağlar)
TT

Casus yazılım nedir ve nasıl tespit edilebilir?

Bir başkasının telefonuna izni olmadan yazılım yüklemek suçtur (Sosyal ağlar)
Bir başkasının telefonuna izni olmadan yazılım yüklemek suçtur (Sosyal ağlar)

Sami Halife

Son yıllarda, stalker uygulamaları olarak da bilinen ve akıllı telefona bir kez yüklendikten ve gizlendikten sonra birinin konumunu ve internet arama geçmişini izleyebilen, belirli internet arama terimleri için uyarılar alabilen, kamera ve mikrofonu uzaktan kontrol edebilen ve hatta gelen tüm mesajları okuyabilen casus yazılımlar ortaya çıktı.

Antivirüs şirketi Avast, son üç yılda dünya genelinde mobil takip programlarının sayısında yüzde 239'luk şaşırtıcı bir artış olduğunu açıkladı. Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından yapılan bir araştırma, Avrupalı kadınların yüzde 1 ila 3’ünün casus yazılımlar tarafından takip edildiğini ortaya koydu. Avrupalı katılımcıların yüzde 30'u, ihanet edilme şüphesi, güvenlik endişesi ya da suç eylemleri gibi durumlarda partnerlerini rızaları olmadan izlemenin kabul edilebilir olduğuna inanıyor.

Casus yazılım kullanımı nasıl teşvik ediliyor?

Bu tür yazılımların çoğu kötü niyetli kişiler tarafından gizli telefon izleme araçları olarak tanıtılıyor. Genellikle simgelerini gizleyen ya da kendilerini kurbanın cihazındaki diğer uygulamalar gibi gösteren bu uygulamalar çoğunlukla çiftler tarafından kullanılsa da bazı siteler, bunların öncelikle çocuklarının akıllı telefon kullanımını izlemek ya da mevcut konumlarını bulmak isteyen ebeveynler için tasarlandığını iddia ediyor.

Bir başkasının telefonuna onun izni olmadan uygulama yüklemek dünyanın pek çok ülkesinde suç olsa da reşit olmayanlar için farklı kurallar söz konusu. Çünkü cihaz sahibi olarak ebeveynler çocuklarının telefonuna onların izni olmadan uygulama yükleyebilirler. Geliştiriciler, uygulamalarını bu şekilde pazarlayarak ürünlerinin yasa dışı kullanımından kendilerini uzak tutmaya çalışıyorlar.

Casus yazılımların yasalara uymak için kullandıkları bir başka hile de kullanıcıların yasalara uymaları gerektiği iddiası. Hatta kullanıcılardan bir form doldurarak uygulamanın yüklenmesi için izinleri olduğunu onaylamalarını isteyebilir. Ancak, bu durum genellikle uygulamaların tespit edilemez ve tamamen gizli olarak tanıtıldığı pazarlamalarıyla çelişiyor.

Casus yazılımlar nerelerde kullanılır ve nasıl çalışır

Bu uygulamalar çocuklara yönelik cinsel istismar, kimlik dolandırıcılığı, şantaj, eş ve çocuk istismarı dahil olmak üzere aile içi şiddet ve insan kaçakçılığı gibi çok sayıda suçta kullanıldı. Bazı durumlarda cinayet de dahil olmak üzere aşırı şiddet olaylarıyla da ilişkilendirildi.

İnsanlar, özellikle sadakatsizliğe dair kanıt toplamak, partnerlerinin kendilerine ihanet edip etmediği şüphesini gidermek ve davranışlarındaki değişiklikleri anlamaya çalışmak gibi çeşitli nedenlerle partnerlerini izliyor. Bazı kişilerse partnerlerinin faaliyetlerini takip etmenin bir yolu olarak partnerlerinin cihaz ve hesap verilerini izler.

Bu tür yazılımların bilginiz dışında akıllı telefonunuza nasıl yüklendiğine gelince, birisinin telefonunuza erişimi varsa, telefonu başka birinden alırsanız ya da şifrenizi bilmediğini düşünseniz bile telefonunuzu birinin yanında gözetimsiz bırakırsanız, telefonunuzun izlenmesi riskiyle karşı karşıya kalabilirsiniz.

Cihazın normal çalışmasına entegre olacak şekilde tasarlanan bu yazılımlar, yukarıda da belirtildiği üzere genellikle tespit edilemez olarak pazarlanırlar. Uygulama listesinde farklı isimler altında görünebilirler, örneğin bir uygulama iPhone'larda ‘iPhone International Service’ ve Android cihazlarda ‘Update Service’ olarak listelenebilir. Bazı uygulamaların oyun yahut hesap makinesi gibi göründüğünü bilmenizde fayda var.

Telefonunuzda güvenliği sağlayacak adımlar

Akıllı telefonunuzdaki casus yazılım uygulamalarını tespit etmek için sorunlara dikkat edin. Kapanma sorunları, düşük depolama alanı ve hızlı pil tüketimi, aşırı ısınma, artan mobil veri kullanımı veya mesajların bilginiz dışında okunması ve açılması gibi sorunlar yaşayıp yaşamadığınızı yaşayıp yaşamadığınızı takip edin.

Tanıdık olmayan arama terimleri için Google Play veya App Store geçmişinizi kontrol ederek daha fazla araştırma yapabilirsiniz. Ayrıca, özellikle yasal uygulamaların olağandışı izinleri varsa, ayarlarda değişiklik olup olmadığına da bakmalısınız.

Yukarıdakilerin yanı sıra Android cihazınızdaki işlemler arasında bilinmeyen uygulamaları tanımlamanız ve yerleşik güvenlik aracı PlayCorrect'in cihazın kendisinde devre dışı bırakılmadığından emin olmanız gerekir.

Telefonunuzun güvenliğini sağlamak amacıyla kimlerin erişebildiğini izlemek ve yetkisiz erişimi önlemek için yüz ya da parmak izi tanıma özelliğini aktif etmek, casus yazılımları çalışmasını önleyen iOS kilit modunu kullanmak gibi önleyici tedbirler alabilirsiniz.

Telefon güvenliği için atabileceğiniz diğer adımlar arasında hangi uygulamaların kamera ya da GPS izleme erişimine sahip olduğunu takip etmek ve bu izinleri gerekli birkaç uygulamayla sınırlandırmanın yanı sıra casus yazılımları tespit etmek için oluşturulmuş uygulamaları kullanmak yer alıyor. Bir casus yazılım önleme uygulaması yüklemek cihazınızı gözetleyen kişiye uyarı gönderebileceğinden dikkatli olmanız gerekir. Casus yazılımların arkasındaki kişiyi uyarmadan tespit edebilen özel çözümler var.

Polise ihbar edin

Eğer akıllı telefonunuzda bir casus yazılım olduğunu keşfederseniz hemen kaldırmaktan ya da erişimi kısıtlamaktan kaçının. Çünkü böyle bir durumda casus yazılım telefon verilerinizi izleyen kişiye uyarı gönderebilir ve bu da sizi riske atabilir. Polis ise bu tür suçları çözmek için salyangoz postası kullanır ve mağdurlarla buluşur. Görüşmeler sırasında polis kurbanın telefonunu bir ‘faraday’ çantaya koyabilir. Sinyal kesici bu özel çanta, GPS ve Wi-Fi gibi tüm kablosuz sinyalleri engeller ve cihazın casusluk yapmaya çalışan herkese geçici olarak kilitli görünmesini sağlar. Böylece telefonunuz hızlı bir şekilde taranıp casus yazılım uygulamaları olası bir dava için kanıt olarak ortaya çıkarılır.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.



T-Rex döneminden kalma sivrisinek lavrası bulundu

Bilinen en eski sivrisinek larvası kehribarda hapsolmuş (André Amaral, AG Haug)
Bilinen en eski sivrisinek larvası kehribarda hapsolmuş (André Amaral, AG Haug)
TT

T-Rex döneminden kalma sivrisinek lavrası bulundu

Bilinen en eski sivrisinek larvası kehribarda hapsolmuş (André Amaral, AG Haug)
Bilinen en eski sivrisinek larvası kehribarda hapsolmuş (André Amaral, AG Haug)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Kudretli Tyrannosaurus rex'in yeryüzünde dolaştığı dönemden kalma, dünyanın bilinen en eski sivrisinek larvası, bilim insanlarının "nadir bir rastlantı" diye nitelendirdiği bir kehribar parçasında hapsolmuş halde bulundu.

Kretase döneminden kalma, 99 milyon yıl öncesine ait "mükemmel şekilde korunmuş" fosil, Myanmar'ın Kaçin bölgesinden geliyor ve böceğin evrimine daha fazla ışık tutabilir. Yeni bir araştırmaya göre önceden sadece yetişkin sivrisinek fosilleri keşfedildiğinden, sözkonusu örnek bu döneme ait kehribar içinde korunmuş ilk sivrisinek larvası olma özelliğini taşıyor.

Yeni bir cinse ait yeni bir tür olarak tanımlanan fosilleşmiş larvaya Cretosabethes primaevus adı verildi.

Bu döneme ait sivrisinekler bugüne kadar Culicidae sivrisinek grubu içinde nesli tükenmiş bir soy olan Burmaculicinae adlı ayrı bir gruba ait kabul ediliyordu.

Fosilin oluşması için bir damla ağaç reçinesinin küçük bir su birikintisine düşmesi gerektiğini belirten bilim insanları böylece suda yaşayan larva kehribarda korunduğu için fosilin "nadir bir rastlantı" olduğunu söylüyor

Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi'nden zoolog André Amaral, "Bu fosil benzersiz çünkü larva modern türlere çok benziyor" diyor.

Aynı zamanda hakemli dergi Gondwana Research'te yayımlanan çalışmanın başyazarı olan Dr. Amaral "Günümüzdeki türlerde artık bulunmayan son derece sıradışı morfolojik özellikler sergileyen, bu dönemdeki diğer tüm sivrisinek fosili keşiflerinden farklı" diye açıklıyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen Cretosabethes primaevus'un, bazı modern türleri de içeren Sabethini grubundan olduğunu belirtiyor.

Cretosabethes primaevus larvasının tıpkı günümüz sivrisinekleri gibi, ağaç dallarının oyukları veya bitki yapraklarının araları gibi küçük su birikintilerinde yaşadığı düşünülüyor.
 

Görsel kaldırıldı.Yeni türün larvası (Gondwana Research)

Önceki fosil araştırmaları, sivrisineklerin evrimsel kökeninin yaklaşık 201 milyon yıl ila 145 milyon yıl önceyi kapsayan Jura dönemine dayandığının belirlenmesini sağlamıştı.

Ancak DNA analizine dayanan tahminler, sivrisineklerin muhtemelen Triyas ve Jura dönemleri arasında, 200 milyon yıldan daha önce ortaya çıktığına işaret ediyor.

Son bulgular, bu böceğin ilk ortaya çıktığı tam zaman dilimini daraltmaya yarayacak yeni ipuçları sunuyor.

Araştırmacılar, "Bu yeni fosil Kretase döneminde, soyu tükenmiş sivrisinek türlerinin modern sivrisinek türleriyle bir arada yaşadığını gösteriyor" diye yazıyor.

Dr. Amaral şu ifadeleri kullanıyor:

Sonuçlarımız, sivrisineklerin Jura döneminde çoktan çeşitlenmeye başladığına ve larva morfolojisinin neredeyse 100 milyon yıldır dikkate değer derecede benzer kaldığına dair güçlü işaretler sunuyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news


Uzmanlar uyardı: ChatGPT'ye kaba davranmak daha iyi sonuç verse de kibar olun

Uzmanlar yapay zekaya kibar davranmanın, bu araçların nazik davranışlar geliştirmesine katkı sağlayacağını söylüyor (AFP)
Uzmanlar yapay zekaya kibar davranmanın, bu araçların nazik davranışlar geliştirmesine katkı sağlayacağını söylüyor (AFP)
TT

Uzmanlar uyardı: ChatGPT'ye kaba davranmak daha iyi sonuç verse de kibar olun

Uzmanlar yapay zekaya kibar davranmanın, bu araçların nazik davranışlar geliştirmesine katkı sağlayacağını söylüyor (AFP)
Uzmanlar yapay zekaya kibar davranmanın, bu araçların nazik davranışlar geliştirmesine katkı sağlayacağını söylüyor (AFP)

Yapay zekayla kaba konuşmanın daha doğru yanıtlara yol açtığına dair bulgular artarken, bilim insanları bu tür davranışlara karşı uyarıyor.

Yakın zamanda ön baskı sunucusu arXiv'de yayımlanan bir çalışmada OpenAI'ın popüler sohbet botu ChatGPT'ye kaba davranmanın daha iyi sonuçlar verdiği tespit edilmişti.

Henüz hakem değerlendirmesinden geçmeyen çalışmayı yürüten ekip, kullanıcının üslubunun cevapların doğruluğunu nasıl etkilediğini test etmek için çoktan seçmeli 50 soru hazırlamıştı.

Sorular, "çok kibar", "kibar", "nötr", "kaba" ve "çok kaba" olmak üzere 5 farklı tonla hazırlanmıştı.

Araştırmacılar her bir komutu vermeden önce ChatGPT'den önceki konuşmaları tamamen göz ardı etmesini isteyerek önceki üsluplardan etkilenmesini önlemeyi amaçlamıştu. Ayrıca yapay zeka aracından herhangi bir açıklama yapmadan 4 seçenekten birini seçmesi istenmişti.

OpenAI'ın en gelişmiş modellerinden ChatGPT-4o'yu kullanan bilim insanları, kabalık düzeyi arttıkça soruların doğruluk oranının da paralel şekilde arttığını saptamıştı.

Doğruluk oranı çok kibar sorularda yüzde 80,8, çok kaba sorulardaysa yüzde 84,8 olarak kaydedilmişti.

Ekip, önceki bir çalışmada kibarlığın daha doğru yanıtlarla ilişkilendirildiğini ancak o zaman ChatGPT 3.5 gibi daha eski bir model kullanıldığını söylüyor.

Öte yandan uzmanlar, bu durumun daha iyi sonuçlar vermesine rağmen yapay zekaya kaba davranılmaması gerektiği konusunda uyarıyor.

Araştırmacılar makalede "Bu bulgu bilimsel açıdan ilgi çekici olsa da gerçek dünya uygulamalarında düşmanca veya toksik arayüzlerin kullanılmasını savunmuyoruz" diyerek ekliyor:

İnsan-yapay zeka etkileşiminde aşağılayıcı veya küçük düşürücü dil kullanmak, kullanıcı deneyimi, erişilebilirlik ve kapsayıcılık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir ve zararlı iletişim normlarına katkıda bulunabilir. Bunun yerine sonuçlarımızın, büyük dil modellerinin yüzeysel komutlara karşı hassas olduğuna dair kanıt sunduğunu düşünüyoruz. Bu durum, performans ve kullanıcı esenliği arasında istenmeyen bir denge yaratabilir.

Bu çalışmanın yanı sıra ChatGPT gibi araçlara "Teşekkür ederim" ve "Lütfen" gibi sözler söylemenin yüksek miktarda su ve elektrik kullanımına yol açtığı da daha önce gündeme gelmişti. 

OpenAI CEO'su Sam Altman nisanda X'te yaptığı bir paylaşımda bu ifadelerin şirkete "onlarca milyon dolara" mal olduğunu söylemişti. 

Burada, sohbet botlarına girilen her komutun ve gelen yanıtın enerji ve su tükettiğini, fazladan her kelimenin, sunucunun maliyetini artırdığını belirtmekte fayda var. 

Öte yandan pek çok uzman yapay zekaya kibar davranmanın önemini vurguluyor. 

Hakemli dergi Cognition'ın Ocak 2025 sayısında yayımlanan bir makalede, yapay zekaya kötü davranan kişilerin, duygusuzlaşarak başka insanlara da benzer şekilde davranmasına yol açabileceği görülmüştü.

Bu çalışmada yer almayan, insan ve yapay zeka ilişkilerini inceleyen Dr. Jaime Banks, "Davranışlarımız için normlar veya senaryolar oluştururuz ve bu tür bir etkileşim kurarak biraz daha iyi veya daha alışkanlık haline gelmiş bir şekilde kibar davranışlara yönelebiliriz" diye açıklıyor.

Aynı alanda çalışan Dr. Sherry Turkle da şu ifadeleri kullanıyor:

Bir nesne bizimle samimi sohbetler etmeye, dostça konuşmalar yapmaya başlayacak kadar canlıysa ve öyle olmasa bile onu hayatımızda gerçekten önemli bir kişiymiş gibi görüyorsak, nezaketi hak edecek kadar da canlıdır.

 Independent Türkçe, Live Science, arXiv, ACL Anthology, Cognition, New York Times


Asya misk kedisinin dışkıladığı kahve çekirdekleri neden daha lezzetli?

Hindistan'dan Endonezya'ya kadar çeşitli yerlerde yaşayan küçük, meyve seven, gececil Asya misk kedisi, dışkılarıyla tohum dağıtarak ormanların yenilenmesine katkı sağlıyor
Hindistan'dan Endonezya'ya kadar çeşitli yerlerde yaşayan küçük, meyve seven, gececil Asya misk kedisi, dışkılarıyla tohum dağıtarak ormanların yenilenmesine katkı sağlıyor
TT

Asya misk kedisinin dışkıladığı kahve çekirdekleri neden daha lezzetli?

Hindistan'dan Endonezya'ya kadar çeşitli yerlerde yaşayan küçük, meyve seven, gececil Asya misk kedisi, dışkılarıyla tohum dağıtarak ormanların yenilenmesine katkı sağlıyor
Hindistan'dan Endonezya'ya kadar çeşitli yerlerde yaşayan küçük, meyve seven, gececil Asya misk kedisi, dışkılarıyla tohum dağıtarak ormanların yenilenmesine katkı sağlıyor

Erin Keller Son dakika haberleri ve gündem muhabiri 

Misk kedisi kahvesinin benzersiz aroması, Asya misk kedilerinin sindirimi sırasında çekirdeklerde meydana gelen kimyasal değişikliklerden kaynaklanıyor (Wikimedia Commons)

Sözkonusu kahve olduğunda, bazı çekirdekler fincanınıza ulaşana kadar gerçekten de uzun bir yol kat ediyor.

Dünyanın en pahalı demleme kahvesi olan "misk kedisi kahvesi", benzersiz lezzetini beklenmedik bir baristaya borçlu: Asya misk kedisi.

Bulguları perşembe günü Scientific Reports'ta yayımlanan çalışmada bu gececil, kedi benzeri memelinin, sindirim sırasında çekirdeklerin kimyasını değiştirerek belirgin ve daha zengin bir lezzet yarattığı bulundu.

Fermantasyon diye bilinen bu süreç çekirdeklerin yağ, protein ve yağ asidi içeriğini değiştiriyor ve dışkılamadan sonra toplanan çekirdeklerin benzersiz tadına katkı sunuyor.

Ancak bu çekirdekler, hızla yükselen Starbucks fiyatlarından bile yüzlerce dolar daha pahalıya mal oluyor. Fiyatı yaklaşık yarım kilo başına 600'le 1300 dolar arasında değişen bu çekirdekler, kahve üretiminde misk kedilerinin karşılaştığı muameleyle ilgili etik kaygılara yol açıyor.

Bu küçük, gececil, meyve yiyen, kedi benzeri memeliler Güneydoğu Asya, Çin'in güneyi ve Hindistan alt kıtasında yaşıyor. Dışkılarıyla tohumları etrafa dağıtarak önemli bir ekolojik rol oynayan bu hayvanlar, ormanın yenilenmesine ve sağlığının korunmasına yardımcı oluyor.

Zoolog Ramit Mitra ve meslektaşları araştırmaları kapsamında Hindistan'ın güneyinde yer alan Kodagu'daki çiftliklerden, yabani misk kedilerine ait 68 dışkı örneği ve yenmemiş Robusta kahve çekirdeği topladı.

Misk kedilerinin tükettiği çekirdeklerin yağ içeriği ve belirli yağ asidi metil esteri seviyelerinin daha yüksek olduğunu buldular. Kremamsı, süt benzeri bir tatla ilişkilendirilen bu bileşikler, kahvenin aromasını ve tadını güçlendiriyor.

Çalışmada, misk kedilerinin işleminden geçen çekirdeklerin, yenmemiş çekirdeklere kıyasla daha düşük protein ve kafein seviyeleri içerdiği ve bunun daha yumuşak, daha az acı bir tat profiline katkıda bulunabileceği saptandı.

Ancak çalışmanın yazarları bu bulguların kavrulmamış çekirdeklerden elde edildiği ve kavurmanın, kahvenin nihai aromasını daha da değiştirebileceği uyarısında bulunuyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news