Muhabbet kuşlarının beyninde, insanlardaki gibi bir ses haritası bulundu

Bilim insanları bu yapıyı orga benzetiyor

Muhabbet kuşları eşsiz bir taklit yeteneğine sahip (Unsplash)
Muhabbet kuşları eşsiz bir taklit yeteneğine sahip (Unsplash)
TT

Muhabbet kuşlarının beyninde, insanlardaki gibi bir ses haritası bulundu

Muhabbet kuşları eşsiz bir taklit yeteneğine sahip (Unsplash)
Muhabbet kuşları eşsiz bir taklit yeteneğine sahip (Unsplash)

Muhabbet kuşlarının, beyinlerinde insanlara benzer bir yapı bulunması sayesinde çeşitli sesleri çıkarabildiği tespit edildi. 

Konuşkanlıklarıyla bilinen küçük bir papağan türü olan muhabbet kuşları (Melopsittacus undulatus), insanlarınki de dahil pek çok sesi taklit edebiliyor. 

Guinness Dünya Rekorları'na göre türün Puck isimli bir üyesi, 1728 sözcükle en büyük kelime dağarcığına sahip kuş unvanını almıştı.

New York Üniversitesi'nden Michael Long "Bir şeyi vokal olarak taklit edebilme yeteneği, hayvanlar aleminde son derece nadir görülen bir şey" diyor.

Long ve yine New York Üniversitesi'nden Zetian Yang, bulguları hakemli dergi Nature'da dün (19 Mart) yayımlanan çalışmada muhabbet kuşlarının bunu nasıl yaptığını araştırdı. 

Bilim insanları, 4 muhabbet kuşu cıvıldadığı sırada beyinlerindeki sinir hücrelerinin aktivitesini izledi. Ön beyinde yer alan ve ses çıkarmanın motor kontrolünde rol oynadığı bilinen anterior arcopallium adlı bölgeye odaklandılar.

Araştırmacılar, anterior arcopalliumun merkezi çekirdeğinde, yalnızca muhabbet kuşları belirli sesler çıkardığında aktive olan nöronlar saptadı. Bu hücrelerin bazıları sesli, diğerleri sessiz harfler; bir kısmı tiz ve ötekiler de pes sesler için aktive oluyordu.

Bu yapıyı orga benzeten Long "Bu vokal ses çıktılarının her birini temsil edebilen ve daha sonra istediğini çalabilen bir tuş kümesi veya bu durumda beyin hücreleri kümesi sözkonusu" diye açıklıyor.

Araştırmacılar insan beyninde de benzer bir ses haritası olduğunu ifade ediyor. Long şöyle diyor:

Beynin, insan beynindeki önemli bir konuşma bölgesine benzeyen bir bölümünde vokal seslerin temsil edildiğini gördük. 

Ekip daha sonra vokal sesleri taklit etmeyen Taeniopygia guttata türündeki kuşları inceledi. Bu kuşlar genellikle en fazla bir saniye uzunluğunda tek bir şarkı öğreniyor ve aylarca buna çalışıyor.

Bu kuşların beyninde, muhabbet kuşlarındaki gibi bir yapı saptanmadı. Hayvanların beyninin, şarkıları karmaşık ve deşifre edilmesi zor bir şekilde kodladığı görüldü.

Long, muhabbet kuşlarının basit ve sezgisel bir sistemle karmaşık sesler ürettiğini, Taeniopygia guttata'nın ise basit bir şey yapmak için karmaşık bir sistem kullandığını söylüyor.

Rockefeller Üniversitesi'nden Erich Jarvis, yer almadığı çalışma hakkında şöyle diyor:

Sinirsel aktivitenin ve buna bağlı vokal davranışların papağanlarla insanlar arasında, öz ötücü kuşlarla papağanlar arasında olduğundan daha benzer olduğunu gösteriyor.

Bilim insanları muhabbet kuşlarının beyninde konuşmanın nasıl üretildiğini öğrenmenin, insanlardaki konuşma bozukluklarının tedavisine fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Independen Türkçe, New Scientist, Interesting Engineering, Nature, Guinness Dünya Rekorları



Tek şarjla yaşam boyu enerji sağlayabilen nükleer pil geliştirildi

Radyokarbonla çalışan betavoltaik pil (Su-Il In)
Radyokarbonla çalışan betavoltaik pil (Su-Il In)
TT

Tek şarjla yaşam boyu enerji sağlayabilen nükleer pil geliştirildi

Radyokarbonla çalışan betavoltaik pil (Su-Il In)
Radyokarbonla çalışan betavoltaik pil (Su-Il In)

Bilim insanları karbonun radyoaktif bir formuyla çalışan küçük bir prototip nükleer pilin, tek bir şarjla cihazlara onlarca yıl ve hatta muhtemelen bir kullanıcının tüm ömrü boyunca güvenli bir şekilde enerji sağlayabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar, örneğin böyle bir batarya takılı bir kalp pilinin, bir kişinin tüm yaşamı boyunca dayanabileceğini ve ameliyatla değiştirme ihtiyacını ortadan kaldırabileceğini söylüyor.

Ancak bilim insanları, bataryanın enerji dönüşüm verimliliğinin daha iyi hale getirilmesi için daha fazla optimizasyona ihtiyaç duyduğunu belirtiyor.

Modern çağda cep telefonları ve diğer birçok mobil cihaz, şarjları genellikle birkaç saat ila birkaç gün dayanan lityum iyon bataryalar kullanıyor.

Ancak bu bataryalar kullandıkça bozuluyor ve daha sık şarj edilmeleri gerekiyor.

Lityum madenciliği de enerji ve yüksek miktarlarda su gerektirdiği için çevreye zarar veriyor.

Bu nedenle araştırmacılar, lityuma alternatif olarak sık şarj gerektirmeyen güvenli nükleer piller geliştirmeyi düşünüyor.

Güney Kore'deki Daegu Gyeongbuk Bilim ve Teknoloji Enstitüsü'nden çalışmanın baş araştırmacısı Su-Il In, "Li-ion bataryaların performansı neredeyse doymuş durumda" diyor.

Bu bataryalar, belirli malzemeler tarafından engellenebilen radyasyon yayan güvenli radyoaktif malzemelerin yaydığı yüksek enerjili parçacıklardan yararlanarak enerji üretiyor.

Örneğin beta ışınlarının (ya da yüksek hızlı elektronlar) ince bir alüminyum levha tarafından korunabilmesi, betavoltaikleri nükleer pillerde güvenli bir seçim haline getiriyor.

Amerikan Kimya Topluluğu'nun son toplantısında sunulan yeni çalışmada araştırmacılar, karbonun kararsız ve radyoaktif bir formu olan karbon-14'le çalışan bir betavoltaik batarya prototipini sergiledi.

Bilim insanları, karbonun bu formunun sadece metal bir levha kullanılarak engellenebilen beta ışınları ürettiğini ve ayrıca nükleer enerji santrallerinden çıkan bir yan ürün olduğu için "kolayca erişilebildiğini" söylüyor.

Dr. In şu ifadeleri kullanıyor:

Karbonun radyoaktif bir izotopunu kullanmaya karar verdim çünkü sadece beta ışınları üretiyor.

Bataryada elektronlar titanyum dioksit bazlı bir yarı iletkene çarparak bir "elektron transferi şelalesine" yol açıyor.

Araştırmacılar uygulamalar sırasında, her iki elektrottaki radyokarbondan salınan beta ışınlarının harici bir devreden geçen ve kullanılabilir elektrik üreten bir elektron şelalesi oluşturduğunu keşfetti.

Radyokarbon çok yavaş bozunduğundan, bataryanın teoride bütün bir ömür boyunca dayanabileceğini söylüyorlar.

"Güvenli nükleer enerjiyi parmak büyüklüğündeki cihazlara yerleştirebiliriz" diyen Dr. In, bataryaların özellikle tıbbi cihazlarda kullanım alanı bulabileceğini ekliyor.

Independent Türkçe