Kızıldeniz Film Festivali, ‘Cannes Makers’ lansmanına katılıyor

Suudi Arabistan, yeteneklerini yetiştirmeye devam ediyor.

‘Cannes Makers’ programı, film endüstrisinin yeni nesil liderlerini oluşturmayı hedefliyor.
‘Cannes Makers’ programı, film endüstrisinin yeni nesil liderlerini oluşturmayı hedefliyor.
TT

Kızıldeniz Film Festivali, ‘Cannes Makers’ lansmanına katılıyor

‘Cannes Makers’ programı, film endüstrisinin yeni nesil liderlerini oluşturmayı hedefliyor.
‘Cannes Makers’ programı, film endüstrisinin yeni nesil liderlerini oluşturmayı hedefliyor.

Sinema sektörüne girecek nesil için parlak ve profesyonel bir rota çizmek amacıyla; dünyanın en büyük ve önde gelen sinema pazarlarından ve platformlarından biri olan, Kızıldeniz Film Festivali Vakfı, Cannes Festivali ile iş birliği yapıyor. İş birliğinin bir göstergesi olarak Kızıldeniz Stüdyoları, Cannes Makers programının açılış oturumuna katılacak. Bu sayede Suudi Arabistan sinema sektörü, 16-27 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek festivalin sunacağı fırsatlardan yararlanmak istiyor.

 Kızıldeniz Film Festivali Vakfı CEO'su Muhammed el-Turki, ikili ortaklığın bir nesli desteklemeye devam etme, sanat sektöründe Suudi yetenekleri eğitme ve dünya çapında uzmanlar ve yetkin isimlerle güçlü bir ilişki için köprüler kurma çerçevesinde yapıldığını, bu ortaklığın en büyük ve önde gelen küresel sinema pazarlarından biri Cannes Festivali film pazarı ile açılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Turki, Cannes Makers programının Kızıldeniz Uluslararası Film Festivali’nin hedeflerine ulaşmasına ve yeni nesil Suudi yeteneklerin desteklenmesine yardımcı olduğunu ifade etti. Buna ilaveten, sektördeki yetenekli kişilerin ödüllendirilmesi, yurt dışında pazarlanması, Suudi film sektörünün varlığının güçlendirilmesi, ülkedeki film yapımcıları tarafından üstlenilen gelişim sürecini hızlandırma ve olgunlaştırma çabalarına katkıda bulunulacağını da vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Turki açıklamasının sonunda şunları söyledi:

“Dünyanın dört bir yanından film yapımcıları ve sektör uzmanlarıyla iş birliği yapmaları için ideal bir fırsatı temsil eden bu programın seçim listesinde üç Suudi film yapımcısının bulunmasından gurur duyuyorum.”

Film Market bünyesinde üç gün boyunca gerçekleşecek programda, 65 ülkeden 250'den fazla başvuru arasından dünyadan sekiz katılımcı seçilirken, Suudi Arabistan’daki sinemacılardan üç katılımcı da festivale katılma fırsatı buldu. Katılımcılar, 30 yaşın altındaki öğrenci veya stajyerlerin yanı sıra film endüstrisindeki genç yetenekler arasından seçildi.

Kızıldeniz Stüdyoları, film yapımcılarının vizyonlarını gerçekleştirmelerine ve projelerini ilk aşamadan prodüksiyona kadar tamamlamalarına destek olmayı amaçlayan bir platform olarak ön plana çıktı.

Ali Bacaba, Şahd Ebu Nami ve Mervan eş-Şafiî, Suudi Arabistan’da yaşayan sinema sektöründe tecrübeli isimlerden sadece birkaçı. Bu isimler, genç yetenekleri erkenden eğiterek kariyerlerine planlamalarına yardımcı olacaklar. Bunun yanında, genç yetenekleri, sinemayla uluslararası düzeyde iletişim kurmalarını sağlama, profesyonel becerilerini güçlendirme ve gelecek fırsatlardan yararlanma gibi konularda da eğitecekler.

Cannes Makers programı, uluslararası iş birliğini güçlendirerek, yeni nesil katılımcıları deneyimli sektör uzmanlarıyla bir araya getirmeyi ve onları sinema sektörüne katmayı amaçlıyor. Katılımcılar, film endüstrisinin yazım ve geliştirmeden yapım ve halka nihai sunuma kadar tüm aşamalarını içerdiğini bilerek, filmlerin satışından lansmanına ve dağıtımına kadar farklı uzmanlıklara sahip kişilerle canlı etkileşim kurma fırsatına sahip olacaklar. Program, çeşitlilik, kamuoyu oluşturma, reklamcılık ve sürdürülebilirlik gibi çeşitli konuları da içeriyor.

Cannes Festivali ile eşzamanlı şekilde Cidde'de 30 Kasım-9 Aralık tarihleri arasında Kızıldeniz Uluslararası Film Festivali’nin üçüncü oturumu düzenlenecek. Kızıldeniz Stüdyoları da Cannes Makers’ın ikinci oturumunda programın bir parçası olacak. Söz konusu oturumda Orta Doğu bölgesine özel bir önem verilerek, bölgedeki uluslararası satış durumuna odaklanılacak.



ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
TT

ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)

Amerika'daki kolonilerle bağlantılı ticaret rotalarına daha fazla ışık tutan yeni bir çalışma, ABD'de bilinen en eski mezar taşının İngiliz bir şövalyeye ait olduğunu ve muhtemelen Belçika'dan geldiğini ileri sürdü.

Arkeologlar, mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627'de Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Virginia eyaletinin Jamestown kentine yerleştirildiğini biliyordu. Ancak siyah kireçtaşından yapılan levhanın Avrupa'nın tam olarak neresinden geldiği net değildi.

Yakın zamanda International Journal of Historical Archeology isimli akademik dergide yayımlanan çalışma, mezar taşının oyma ve kakmalarını inceleyerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları, mezar taşında bir zamanlar muhtemelen bir kalkan, açılmış bir parşömen ve zırhlı bir adam tasvirinin pirinç kakmalarını barındıran, oyulmuş bir girinti olduğunu tespit etti.

Tarihi kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown'da, 1618'de Sör Thomas West ve Sör George Yeardley olmak üzere iki şövalyenin hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Sör Yeardley'nin üvey torunu, 1680'lerde kendisi için siyah kireçtaşındakiyle aynı yazıtlara sahip bir mezar taşı sipariş etmişti.

Araştırmacılar bu sebeple, 1627'den kalan mezar taşının Sör George Yeardley'ye ait olduğundan şüphelendi.

1588'de İngiltere, Southwark'ta doğan Sör Yeardley, Bermuda yakınlarında bir gemi kazasından sağ çıkarak 1610'da Jamestown'a gelmişti.

Sör Yeardley 1617'de İngiltere'ye döndüğünde, I. James onu şövalye ilan etmişti. Sör Yeardley, 1621'de Jamestown'a dönmüş ve 1627'de orada hayatını kaybetmişti.

Bilim insanları, mezar taşından parçalar inceledi ve birçoğu Kuzey Amerika'da olmayan küçük fosil mikroplar tespit etti. Araştırmacılar, mikrop fosillerinin günümüzde Belçika ve İrlanda'yı oluşturan bölgelerde birlikte bulunduğunu söyledi.  

Mezar taşının kaynağını daha da daraltarak, o dönemde bu tür kireçtaşlarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika'yla sınırlandırdılar.

Bilim insanları "Bu nedenle, şövalyenin mezar taşı Avrupa'dan ithal edilmiş olmalı. Tarihi kanıt Belçika'ya işaret ediyor, oradan gemiyle Londra'ya ve Jamestown'a taşınmış" diye yazdı.

Mezar taşının Belçika'da taş ocağından çıkarılıp kesildiğini, Maas Nehri'nden Manş Denizi'ni geçerek Londra'ya taşındığını, burada oyulduğunu ve pirinç kakmaların yerleştirildiğini, sonrasında da Jamestown'a gönderildiğini tahmin ediyoruz.

Bulgular, koloni döneminde Avrupa ve Jamestown'ı birbirine bağlayan ticaret ağlarının kapsamını gösteriyor.

öıüaoçzd
Virginia'daki Jamestown kazı alanı (Marcus Key et al International Journal of Historical Archaeology)

Çalışmada, bu simsiyah taşların o dönemde Avrupa'da "en çok rağbet gören ve en pahalı" taşlar olduğu belirtiliyor.  

Araştırmacılar "Londra'da yaşadıktan sonra Virginia'ya gelen başarılı sömürgeciler, son İngiliz modalarından haberdar olur ve bunları kolonilerde taklit etmeye çalışırdı" dedi.

Bulgular, ilk Amerikan kolonilerinin en zorlu dönemlerinde bile bazı sömürgecilerin kendilerini anmak için ne kadar çaba sarf edebildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe