Brendan Fraser, Oscar aldıktan sonra çalışmadığını söyledi

Aktör, marttaki törende En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanmıştı

AP
AP
TT

Brendan Fraser, Oscar aldıktan sonra çalışmadığını söyledi

AP
AP

Brendan Fraser, kariyerinde rönesans yaşamasına rağmen halihazırda elinde bir iş olmadığını itiraf etti.

54 yaşındaki aktör martta, Darren Aronofsky'nin draması Balina'daki (The Whale) başrolüyle En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar kazanarak Hollywood'a inanılmaz bir dönüş yapmıştı.

Fraser'ın büyük zaferi, boşanma, annesinin ölümü, sağlık sorunları ve Hollywood Yabancı Basın Birliği'nin o dönemki başkanı tarafından saldırıya uğradığı iddiası da dahil bir dizi kişisel sorunla başa çıkmak için birkaç yıl spot ışıklarından uzak kalmasının ardından geldi.

The Independent'ın haberine göre, Fraser, 4 Mayıs Perşembe günü Greenwich Uluslararası Film Festivali'nin açılışında düzenlenen İlham Konuşması ve ödül töreninde gazeteci Hannah Storm'a konuştu.

People'a göre Fraser, sırada bekleyen herhangi bir rolü olup olmadığı sorulduğunda şunları söyledi:

An itibarıyla elimde bir şey yok; şu anda gerçekten seçici davranıyorum.

Fraser daha sonra "geçen gün iş dergilerini okuduğunu" söyledi ve "Galiba bir pankart taşımam gerekecek" diye espri yaptı.

Amerikan Yazarlar Birliği'nin grevine atıfta bulunarak espri yapan Fraser, "Bu yaz uzun olabilir" dedi.

Ancak Fraser, Martin Scorsese'nin birkaç hafta içinde Cannes Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapacak, bu yıl vizyona girecek suç draması Killers of the Flower Moon'daki rolüne değindi.

"Filmi bizzat göreceğim için heyecanlı olduğumu söyleyeyim."

Fraser şöyle ipucu verdi:

"Oklahoma'da çok sıcak bir havada çalışıyorduk ve bu filmdeki rolümü ne kadar abartsam azdır çünkü destansı bir film. İzlediğinizde göreceğiniz üzere bu filmde çok fazla oyuncu var. Sonunda bir ya da iki sahne için ben de geleceğim."

Fraser ilk olarak 1990'lı yılların başında komedi filmi Encino Man ve drama filmi School Ties'la çıkış yapmış, ardından Orman Kaçkını (George of the Jungle) ve Mumya (The Mummy) üçlemesiyle tanınan bir isim haline gelmişti.

Fraser aynı zamanda Gods and Monsters, Sessiz Amerikalı (The Quiet American) ve 2006'da En İyi Film ödülünü kazanan Çarpışma (Crash) filmlerinde de çarpıcı performanslar sergilemişti.



Vejetaryenler ve et yiyenleri inceleyen araştırmada şaşırtıcı sonuçlar çıktı

Araştırmada vejetaryenlerin güç ve hırsa daha fazla değer verdiği öne sürülüyor (Unsplash)
Araştırmada vejetaryenlerin güç ve hırsa daha fazla değer verdiği öne sürülüyor (Unsplash)
TT

Vejetaryenler ve et yiyenleri inceleyen araştırmada şaşırtıcı sonuçlar çıktı

Araştırmada vejetaryenlerin güç ve hırsa daha fazla değer verdiği öne sürülüyor (Unsplash)
Araştırmada vejetaryenlerin güç ve hırsa daha fazla değer verdiği öne sürülüyor (Unsplash)

Vejetaryenlerin güç arayışında olma ve başarılara değer verme ihtimalinin et yiyenlere kıyasla daha yüksek olduğu yeni bir araştırmada öne sürüldü.

Polonya ve Birleşik Devletler'deki 3 bin 500'den fazla yetişkinin değer yargılarının incelendiği çalışmada, vejetaryen olan 800 katılımcının sosyal statülerini yükselten değerlere yönelme ihtimalinin daha yüksek olduğu tespit edildi.

Bunlar arasında daha yüksek düzeyde kişisel hırs ve "hayatta yenilik ve meydan okuma"ya yönelik daha güçlü bir istek yer alıyor.

Öte yandan et yiyenlerin kendilerini, yerleşik normlara saygı duymak gibi geleneksel değerlere ve başkalarını üzmeme ve sosyal açıdan kabul edilen teamüllere uyma arzusu anlamına gelen uyumluluğa daha yakın bulduğu saptandı.

Ayrıca arkadaşlara ve aileye karşı nezaket gibi yardımseverlik ve güvenlik değerlerine daha fazla ağırlık veriyorlar.

Varşova'daki SWPS Üniversitesi'nden Profesör John Nezlek, yönettiği araştırma hakkında The Times'a yaptığı açıklamada "Et ve erkeklik arasında uzun zamandır bir ilişki var. Kadınlar erkeklerden çok daha yaygın bir şekilde vejetaryenliği benimsiyor ve insanların vejetaryen olmasının üç ana nedeni var: sağlık, çevre ve hayvan refahı etiği" dedi.

Tüm bunları bir araya getirince, vejetaryenlerin daha yardımsever, biraz daha az iddialı, genellikle daha 'kucaklayıcı' insanlar olacağı düşünülebilir ama ben bunun tam tersini buldum.

Hem Polonya hem de ABD'deki katılımcılara kurgusal bireylerin kısa taslakları, "Çok başarılı olmak onun için önemli. Diğer insanları etkilemeyi seviyor" gibi açıklamalarla birlikte verildi. 

Daha sonra bu karaktere ne kadar yakın hissettiklerini birle 6 arası bir ölçekte derecelendirmeleri istendi.

Rapor vejetaryen beslenenlerin, birçok ülkede azınlıkta kaldıkları göz önüne alınırsa, "alışılmışın dışında hareket etmekten" korkmayan bağımsız düşünürler olma ihtimalinin yüksek olduğunu tespit etti.

Raporda "Bu tür inançlar ve bu tür inançların ifade edilmesine eşlik edebilecek reddedilme ve eleştiri deneyimleri karşısında vejetaryenlerin, kararlı durması ve inançlarına güçlü bir şekilde sahip çıkması gerekir" ifadeleri kullanıldı.

Araştırma şu sonuca ulaştı:

Mevcut sonuçlar, vejetaryenlerin hayvanların acı ve ıstıraplarına karşı daha duyarlı ve vejetaryen olmayanlara kıyasla çevreye yönelik tehditlerin daha fazla farkında olabilmesine rağmen bu duyarlılık ve farkındalığın, temel insani değerlerden yardımseverliği yansıtmadığına işaret ediyor. Dahası, mevcut sonuçlar vejetaryenlerin ilkelerinin arkasında durmaya istekli bir sosyal azınlığın üyeleri olmakla tutarlı değerler taşıdığını gösteriyor. Mevcut çalışmalar önemli soruları cevapsız bıraksa da ileriye dönük bir yol öneriyor.

Independent Türkçe