Galaksinin Koruyucuları 3'ü izleyenler, filme konan yaş sınırının yetersiz kaldığını söylüyor

Sinemaseverler küçük çocukları olan hayranları uyardı

TT

Galaksinin Koruyucuları 3'ü izleyenler, filme konan yaş sınırının yetersiz kaldığını söylüyor

Zoe Saldaña, Galaksinin Koruyucuları 3'te (Marvel Studios)
Zoe Saldaña, Galaksinin Koruyucuları 3'te (Marvel Studios)

Marvel hayranları filmdeki bazı "rahatsız edici" içerikler sebebiyle Galaksinin Koruyucuları 3'ün (Guardians of the Galaxy Vol 3) yaş sınırını sorguluyor.

Bu hafta vizyona giren film, James Gunn'ın MSE (Marvel Sinematik Evreni) üçlemesinin son çıkan bölümü. Filmin Birleşik Krallık'ta 12, ABD'de ise 13 yaş ve üstüne uygun olarak gösterime girmesi (Türkiye'de de 13 yaş ve üzeri izleyiciye uygun olarak yayımlandı -ed.n.), çocukların sinemaya gidip filmi izleyebilmesine imkan sağlıyor.

Galaksinin Koruyucuları 3, Bradley Cooper'ın karakteri Roket Rakun'un geçmişine ve onun üzerinde deney yapan kötücül High Evolutionary'e (Chukwudi Iwuji) odaklanıyor.

Bundan sonrası Galaksinin Koruyucuları'ndan küçük spoilerlar içeriyor...

Filmde CGI'la (Bilgisayar Üretimli İmgeleme) işlenmiş hayvanların, şekillerini bozan mutasyonlara maruz bırakılarak bedenlerine grotesk görünümlü mekanik uzantılar takıldığı birkaç doğaüstü hayvan istismarı sahnesi yer alıyor.

Bir başka bölümdeyse Koruyucular, tamamen etimsi organik maddelerden oluşan yıldızlararası bir kütle olan Orgosphere'ı ziyaret ediyor.

Hayranlar sosyal medyada "karanlık" ve "kanlı" içeriğe dikkat çekerken, birçoğu filme daha yüksek bir yaş sınırı getirilmesi gerektiğini belirtiyor.

Bir izleyici "Galaksinin Koruyucuları 3 kesinlikle 13 yaş sınırını hak etmiş ve 13 yaşından küçük çocukları götürmeyi planlıyorsanız dikkatli olmanızı tavsiye ederim" diye yazdı.

"Şiddet dolu, karanlık ve acımasız. Kesinlikle 13 yaş sınırını sonuna kadar zorlamışlar. Rahatsız edici görsel ve tematik öğeler var."

Başka biri de "Galaksinin Koruyucuları 3'ü yeni izledim ve kesinlikle yaş sınırını zorluyor" diye yazdı.

"Spoiler vermeyeceğim ama Disney/Marvel için çok fazla hayvan zulmü, tonlarca şiddet, kan ve bolca küfür var. Çok küçük veya kolay rahatsız olan izleyicilere göre değil. Ben ve 13 yaşındaki çocuğum sevdik."

Bir diğer izleyiciyse "Galaksinin Koruyucuları 3'ü izledim" diye yazdı.

"Nasıl olmuş da 12 yaş sınırıyla paçayı kurtarmışlar lan? Eğer filmi izlediyseniz, hangi sahnenin bana bu soruyu sordurduğunu çok iyi biliyorsunuz."

Başka bir hayran da şu yorum yaptı:

"Belki de James Gunn MSE'den ayrıldığı içindir ama Galaksinin Koruyucuları 3 gerçekten yaş sınırı/kanlılık açısından çok aşırıya kaçmış gibi geldi. Açık ara şimdiye kadarki en küfürlü ve şiddet içerikli MSE projesi."

Derin etki yaratan sahnelerin yanı sıra MSE bu filmde ilk kez "s harfiyle başayan küfürü" de kullanıyor.

The Independent'ın film eleştirmeni Clarisse Loughrey 4 yıldız verdiği Galaksinin Koruyucuları 3'ün, son yılların en iyi MSE filmi olduğunu ifade etti.

Galaksinin Koruyucuları 3 halen sinemalarda.



NASA teleskobu, evreni dönüştürmüş olabilecek minik galaksiler buldu

James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)
James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)
TT

NASA teleskobu, evreni dönüştürmüş olabilecek minik galaksiler buldu

James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)
James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu (James Webb Space Telescope /JWST), milyarlarca yıl önce evrenin aydınlanmasını sağladığı düşünülen minik galaksiler buldu. 

Yaklaşık 13,8 milyar yaşında olduğu tahmin edilen evren ilk 1 milyar yılında nötr hidrojen gazıyla doluydu. Yoğun bir sisin hakim olduğu bu dönemde ışık uzaklara gidemiyordu. 

Ancak daha sonra bu gaz iyonize hale geldi, yani elektronlarından arındırıldı ve Reiyonizasyon Çağı'nın başlamasıyla evrenin ışıkları yandı. 

İlk yıldız ve galaksilerin bu süreci başlattığı düşünülürken, bilim insanları hangi türden gökcisimlerinin sorumlu olduğundan emin değildi. Araştırmacılar hızlı bir şekilde yıldız oluşturan, yani "yıldız patlamaları" yaşayan küçük galaksilerin bu hidrojen sisinin iyonize olmasında rol oynadığından şüpheleniyordu.

Bulguları Amerikan Astronomi Topluluğu'nun 11 Haziran'da Alaska'da düzenlenen 246. toplantısında sunulan çalışmada bu düşünceyi destekleyen güçlü kanıtlar bulundu.

Bilim insanları JWST'yi kullanarak Dünya'dan yaklaşık 4 milyar ışık yılı uzaklıkta, Pandora'nın Kümesi diye bilinen Abell 2744 adlı galaksi kümesine odaklandı. Kütleçekimsel merceklenme denen bir olgu sayesinde küme, etrafındaki ışığı bükerek daha uzaktaki cisimlerin ışığının JWST'ye ulaşmasını sağladı.

Araştırmacılar bu görüntülerde iki elektronunu kaybetmiş oksijen atomlarının yaydığı yeşil ışığı aradı. Bu tür bir ışık, elektronların kopmasını sağlayan güçlü bir ultraviyole ışığın işareti olabilir. Bilim insanları aynı ışık kaynağının evreni kaplayan hidrojen gazı sisini iyonize etmiş olabileceğini söylüyor.

Ekip böylece evrenin yaklaşık 800 milyon yaşında olduğu dönemde yıldız patlaması yaşayan 83 küçük galaksi tespit etti ve 20'sini detaylıca inceledi. 

Çalışmanın bulgularına göre bu eski galaksiler, ultraviyole ışığın yaklaşık yüzde 25'ini uzaya saldıysa, evreni kaplayan sisi temizlemek için gereken tüm enerjiyi sağlamış olmalı. Araştırmacılar bugünkü benzer galaksilerin bu oranda ultraviyole ışık yaydığını söylüyor.

NASA'nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nden ve makalenin yazarlarından Isak Wold, "Ultraviyole ışık üretme konusunda bu küçük galaksiler ağırlıklarının çok üzerinde bir performans sergiliyor" diyor.

Bilim insanları bu galaksilerin 2 bin ila 200 bin tanesinin birleşimiyle Samanyolu'ndaki yıldız kütlesine ulaşılabileceğini belirtiyor. Ancak kütlelerinin düşük olması, evrenin aydınlanmasını sağlayan süreci başlatmalarına engel değil gibi görünüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı James Rhoads, "Düşük kütleli galaksiler etraflarında daha az nötr hidrojen gazı toplar ve böylece iyonlaştırıcı ultraviyole ışığın kaçması kolaylaşır" diyerek ekliyor:

Aynı şekilde yıldız patlamaları sadece bol miktarda ultraviyole ışık üretmekle kalmaz, aynı zamanda galaksinin yıldızlararası maddesinde bu ışığın dışarı çıkmasına yardım eden kanallar açar.

Independent Türkçe, Live Science, Universe Today, NASA