Scarlett Johansson, Oscar ödüllü filmdeki rolü alamayınca umutsuzluğa kapılmış

"Yenilmezler" yıldızı, reddedilmenin işini sorgulamasına yol açtığını belirtti

Reuters
Reuters
TT

Scarlett Johansson, Oscar ödüllü filmdeki rolü alamayınca umutsuzluğa kapılmış

Reuters
Reuters

Scarlett Johansson, Oscar ödüllü bir filmdeki başrolü alamadıktan sonra "umutsuzluğa" kapıldığını söyledi.

1990'larda çocuk yıldız olan oyuncu, Bir Konuşabilse (Lost in Translation), Prestij (The Prestige) ve Derinin Altında (Under the Skin) gibi filmlerle tanınıyor ve Marvel Sinematik Evreni'ndeki (MSE) Natasha Romanoff rolü sayesinde Hollywood'un en çok para kazanan yıldızlarından biri.

Bununla birlikte, Yerçekimi'nde (Gravity) rol alma şansını kaybettiğini açıklayan oyuncu için işler her zaman yolunda gitmemiş. Johansson, olayların bu şekilde gelişmesinin film endüstrisindeki yerini sorgulamasına yol açtığını söyledi.

Variety'ye konuşan oyuncu, "İki rol için geri çevrildim, ilki Iron Man 2, diğeriyse Alfonso Cuarón'un Yerçekimi filmiydi" dedi ve "O rolü çok istiyordum" diye ekledi.

The Independent'ın haberine göre, ikinci rolü kaybetmeyi "bardağı taşıran son damla" diye niteleyerek şunları söyledi:

Kendimi gerçekten hüsrana uğramış ve umutsuz hissediyordum. "Acaba doğru işi mi yapıyorum?" diye düşündüm. Bana teklif edilen iş beni hiç tatmin etmiyordu. Sanırım gelmiş geçmiş tüm Marilyn Monroe senaryoları bana teklif edildi. "Yaratıcılık bakımından yolun sonuna mı geldik?" diyordum.

Nihayetinde 2013 yapımı Yerçekimi'nde George Clooney'le birlikte Sandra Bullock rol almıştı. Johansson, Emily Blunt'ın Fox'la olan sözleşmesinin bir yükümlülüğü nedeniyle çekilmesinin ardından kendini Iron Man 2'nin kadrosunda buldu.

Iron Man'in devam filminde tanıtılan Romanoff rolü hakkında konuşan Johansson şunları söyledi:

Bu film, karakterimin yazılış biçimi açısından kayda değer olmayacaktı ama varabileceği yer bakımından potansiyeli vardı, sonraki filmlerde büyüme potansiyeli.

Johansson, Wes Anderson'ın 26 Haziran'da gösterime girecek Asteroit Şehir'inde (Asteroid City) tekrar seyirci karşısına çıkacak.

Başlangıçta "kısa süreli çıplaklık, sigara ve müstehcen içerik" nedeniyle yaş kısıtlaması getirilen film, geçen hafta 18 yaş sınırlamasını geri aldırmayı başardı.

Johansson yeni röportajın başka bir yerinde, Marvel'daki rol arkadaşının ölümden dönmesinin ardından Jeremy Renner'a yaptığı duygusal ziyareti anlattı.



Bilim insanları mesajlara "görüldü atılmasını" yaygın bir alışkanlığa bağladı

Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)
Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)
TT

Bilim insanları mesajlara "görüldü atılmasını" yaygın bir alışkanlığa bağladı

Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)
Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)

Araştırmacılar, mesajlaşırken ifadeleri kısaltan kişilerin "samimiyetsiz" göründüğünü tespit etti. Yeni çalışmaya göre bu kişilerin mesajlarına cevap almama ihtimali de artıyor.  

Pek çok kişi mesajlaşırken kelimeleri veya uzun ifadeleri birkaç harfle yazarak kısaltıyor. İnternetin ilk yıllarından miras kalan bu alışkanlık yazışmayı kolaylaştırırken kendine has bir çevrimiçi dil de ortaya çıkarıyor. 

Fakat ABD'deki Stanford Üniversitesi'nin yeni çalışmasına göre mesajlarda kısaltma kullanmak özellikle yeni bir ilişkinin başlangıcında olumsuz bir etki yaratabilir. 

Araştırmacılar, 37 ülkeden 5 bin 300'den fazla katılımcının mesajlarını inceledi ve onlarla anketler yaptı. Flört uygulamaları ve sohbet odalarını kullanan kişilerin kısaltma içeren ve içermeyen konuşmalardaki davranışları da incelendi.

Katılımcılar kendilerine gösterilen mesajları, samimiyet, çaba ve cevap verme isteği üzerinden değerlendirdi. 

Bilim insanları daha güvenilir bir sonuç almak adına farklı bağlamlardaki sohbetleri çalışmaya dahil etti.

Bulgularını Journal of Experimental Psychology: General adlı hakemli dergide yayımlayan araştırmacılar, kısaltma kullanmanın genellikle karşı tarafa samimiyetsiz geldiğini kaydetti. Ekip, kişilerin yakınlığı veya mesaj uzunluğu değiştiğinde bile kısaltmaların olumsuz etkisinin sürdüğünü gözlemledi.

Ayrıca bu davranışı sergileyen kişilerin yanıt alma olasılığının daha düşük olduğu saptandı. 

Diğer yandan çalışmanın başında yapılan anketlerde katılımcıların yüzde 99'u kısaltma kullandığını ve yüzde 84'ü bu davranışın rahatsızlık vermeyeceğini düşündüğünü bildirdi.

Yüzde 4'lük bir kısım da kısaltmaların karşı tarafın hoşuna gitmesini bekliyodu. 

Makalenin başyazarı David Fang "Mesajlaşan kişilerin kısaltmalardan hoşlanabileceğini düşündük çünkü gayriresmi bir yakınlık hissi uyandırıyordu" diyerek ekliyor: 

Bu nedenle kısaltmaların bunları kullanan kişiler hakkında olumsuz algılara yol açması bizi şaşırttı.

Araştırmacılar, kısaltmaların çaba göstermemek gibi algılandığı için böyle bir etki yarattığını düşünüyor. 

Fang, "Bulgularımız, örneğin bir ilişkinin başlangıcı ya da iyi bir izlenim bırakmamız gerektiği durumlar gibi, özellikle daha samimi görünmek ve sosyal bağları güçlendirmek istediğimizde önem kazanıyor" diye açıklıyor. 

Diğer yandan kısaltmalar her durumda kötü olmak zorunda değil. Fang, "Örneğin kuryeyle hızlıca mesajlaşırken, daha samimiyetsiz görünmeyi kabul etmek mantıklı olabilir" diyor.

Daha önceki bir araştırmada emoji kullanımının yanlış anlaşılmaya yol açabileceği bulunmuştu. Farklı ülkelerden katılımcılarla yürütülen çalışmada, emojilerin anlamının cinsiyet, kültür ve yaşa göre değiştiği görülmüştü.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, Study Finds, Journal of Experimental Psychology: General