Anna Nicole Smith nasıl öldü? Netflix belgeseli Playboy güzelinin fırtınalı hayatını anlatıyor

"Sarışın bomba" 20 yaşındaki oğlunun ölümünün ardından depresyon ve uyuşturucu bağımlılığı sarmalına girmişti

1967'de Teksas'ta dünyaya gelen Smith, gençliğinde Carol Burnett gibi bir komedi oyuncusu olmak istiyordu (AP)
1967'de Teksas'ta dünyaya gelen Smith, gençliğinde Carol Burnett gibi bir komedi oyuncusu olmak istiyordu (AP)
TT

Anna Nicole Smith nasıl öldü? Netflix belgeseli Playboy güzelinin fırtınalı hayatını anlatıyor

1967'de Teksas'ta dünyaya gelen Smith, gençliğinde Carol Burnett gibi bir komedi oyuncusu olmak istiyordu (AP)
1967'de Teksas'ta dünyaya gelen Smith, gençliğinde Carol Burnett gibi bir komedi oyuncusu olmak istiyordu (AP)

Şubat 2007'de henüz 39 yaşındayken kazara aşırı dozda uyuşturucudan ölen ve geride bebeklik çağındaki kızı Dannielynn'i bırakan Playboy güzeli Anna Nicole Smith'in hayatı, yeni bir Netflix belgeseline konu oldu.

90'ların ikonik isimlerinden biri olan yıldızın hayatını trajik bir şekilde kaybetmesinin nedeni ve inişli çıkışlı yaşamını anlatan belgesel, bugün Netflix'te yayımlandı.

"Mükemmelliğin simgesi"

Belgeselin yönetmeni Ursula Macfarlane, Anna Nicole Smith için "mükemmelliğin simgesi" benzetmesini yaptı. People'a konuşan yönetmen, şöyle dedi:

Hayatı boyunca sadece başkalarının ondan olmasını istediği şey olmaya çalıştı. Anna Nicole'ün kendisinin kim olduğunu gerçekten bilip bilmediğini bilmiyorum.

1992'de Smith'in güzelliği onu küçük bir kasabadaki kızarmış tavuk lokantası çalışanından Playboy'un kapağına ve Guess'in yüzü olmaya taşıdı.

Playboy için çıplak modellik yaparak ün kazanan Smith, filmlerde ufak roller aldı ve Oscar gibi gösterişli etkinliklerin kırmızı halısında defalarca yürüdü. Daha sonra kendi reality dizisi The Anna Nicole Show'da rol aldı.

Asıl adı Vickie Lynn Hogan olan Smith, 1994'te bir striptiz kulübünde sahne alırken tanıştığı 89 yaşındaki petrol kralı J. Howard Marshall'la evlendi.

Oğlu da aşırı dozdan öldü

Smith'in ölümünün ardından Howard, Dannielynn'in babası olduğuna inanarak velayeti için mücadele etti. Daha sonra görülen babalık davası, çocuğun ünlü fotoğrafçı Larry Birkhead'den olduğunu ortaya çıkardı.

4 kez göğüs büyütme operasyonu geçiren Smith'in ağrı kesicilere olan bağımlılığı böyle başladı (AP)
4 kez göğüs büyütme operasyonu geçiren Smith'in ağrı kesicilere olan bağımlılığı böyle başladı (AP)

"Sarışın bomba" olarak da anılan Smith, zamansız ölümüne kadar yıkıcı birkaç ay geçirmişti. 7 Eylül 2006'da özlemle beklediği kızını kucağına almış, üç gün sonra oğlu Daniel 20 yaşında hastane odasında aşırı dozda metadon ve antidepresan nedeniyle trajik bir şekilde ölmüştü.

Oğlunun ölümünün ardından depresyon ve uyuşturucu bağımlılığı sarmalına giren Smith, Hollywood'da bir otel odasında vücudunda uyuşturucu kokteyliyle hayata veda etti.

Eski eşi ve çocuğunun babası Larry Birkhead 2008'deki soruşturmada Anna'nın Daniel'in arkadaşlarıylayken değil kendisinin yanında uyuşturucu almasını tercih ettiğini ve bir keresinde ona uyuşturucu hap verdiğini ifade etmişti.

Kanında 9 reçeteli ilaç bulundu

Anna Nicole Smith'in acılarla dolu kısa yaşamını anlatan belgesel, bugün Netflix'te yayına girdi. Anna Nicole Smith: You Don't Know Me (Anna Nicole Smith: Beni Tanımıyorsun) adlı belgesel, yıldızın şöhrete kavuşup ünlü oluşunu, ailesini ve zamansız ölümünü ona en yakın insanların gözünden anlatıyor.

Smith öldüğünde vücudunda metadon, valium diazepam ve lorazepam ve kloral hidrat da dahil olmak üzere 9 reçeteli ilaç vardı. 

Güvenlik görevlisi Maurice Brighthaupt, Smith'in kısa süreli uykusuzluk tedavisinde kullanılan güçlü bir yatıştırıcı olan kloral hidratı sık sık şişeden içtiğini gördüğünü iddia etmişti.

Smith öldüğü sırada mide gribine yakalanmıştı ve 40,5 derece ateşler içindeydi. Kalçasındaysa farklı ilaçların tekrar tekrar enjekte edilmesinden kaynaklanan irin dolu bir enfeksiyon vardı.

Psikiyatristi hapis cezası aldı 

Bir otel çalışanı Smith'in ölümünden sadece üç gün önce, 5 Şubat 2007'de Seminole Hard Rock Hotel & Casino'da check-in yaparken erkek arkadaşı Howard K. Stern'e yaslandığı ve "kendinden geçmiş" gibi göründüğünü söylemişti. 

Yanında, daha sonra Smith'e sahte bir isimle ilaç reçete ettiği için başı derde girecek olan psikiyatrist Dr. Khristine Eroshevich de vardı. 2015'te bir hapis cezasına çarptırılacaktı.

Anna Nicole Smith son günlerini bir yatakta yorganın altında yarı baygın bir şekilde geçirdi. 8 Şubat'ta bir aile dostu tarafından bilinci kapalı olarak bulundu ve o gün öğleden sonra hastanede öldüğü açıklandı.

Ölümünden önce çoğu güçlü reçeteli ilaçlar olmak üzere 44 farklı ilaç almıştı.

Smith'in ölümünün, sistemindeki diğer reçeteli ilaçlarla, özellikle de dört benzodiazepinle birleştiğinde daha toksik hale gelen yatıştırıcı kloral hidratın kazara aşırı dozda alınmasından kaynaklandığına karar verildi: Klonopin (klonazepam), Ativan (lorazepam), Serax (oxazepam) ve Valium (diazepam).

Smith boncuklarla süslü bir elbise ve kafasına taç takılarak gömüldü. Daniel'in yanında toprağa verildi.

Independent Türkçe, People, Daily Mail



Bilim insanları mesajlara "görüldü atılmasını" yaygın bir alışkanlığa bağladı

Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)
Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)
TT

Bilim insanları mesajlara "görüldü atılmasını" yaygın bir alışkanlığa bağladı

Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)
Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)

Araştırmacılar, mesajlaşırken ifadeleri kısaltan kişilerin "samimiyetsiz" göründüğünü tespit etti. Yeni çalışmaya göre bu kişilerin mesajlarına cevap almama ihtimali de artıyor.  

Pek çok kişi mesajlaşırken kelimeleri veya uzun ifadeleri birkaç harfle yazarak kısaltıyor. İnternetin ilk yıllarından miras kalan bu alışkanlık yazışmayı kolaylaştırırken kendine has bir çevrimiçi dil de ortaya çıkarıyor. 

Fakat ABD'deki Stanford Üniversitesi'nin yeni çalışmasına göre mesajlarda kısaltma kullanmak özellikle yeni bir ilişkinin başlangıcında olumsuz bir etki yaratabilir. 

Araştırmacılar, 37 ülkeden 5 bin 300'den fazla katılımcının mesajlarını inceledi ve onlarla anketler yaptı. Flört uygulamaları ve sohbet odalarını kullanan kişilerin kısaltma içeren ve içermeyen konuşmalardaki davranışları da incelendi.

Katılımcılar kendilerine gösterilen mesajları, samimiyet, çaba ve cevap verme isteği üzerinden değerlendirdi. 

Bilim insanları daha güvenilir bir sonuç almak adına farklı bağlamlardaki sohbetleri çalışmaya dahil etti.

Bulgularını Journal of Experimental Psychology: General adlı hakemli dergide yayımlayan araştırmacılar, kısaltma kullanmanın genellikle karşı tarafa samimiyetsiz geldiğini kaydetti. Ekip, kişilerin yakınlığı veya mesaj uzunluğu değiştiğinde bile kısaltmaların olumsuz etkisinin sürdüğünü gözlemledi.

Ayrıca bu davranışı sergileyen kişilerin yanıt alma olasılığının daha düşük olduğu saptandı. 

Diğer yandan çalışmanın başında yapılan anketlerde katılımcıların yüzde 99'u kısaltma kullandığını ve yüzde 84'ü bu davranışın rahatsızlık vermeyeceğini düşündüğünü bildirdi.

Yüzde 4'lük bir kısım da kısaltmaların karşı tarafın hoşuna gitmesini bekliyodu. 

Makalenin başyazarı David Fang "Mesajlaşan kişilerin kısaltmalardan hoşlanabileceğini düşündük çünkü gayriresmi bir yakınlık hissi uyandırıyordu" diyerek ekliyor: 

Bu nedenle kısaltmaların bunları kullanan kişiler hakkında olumsuz algılara yol açması bizi şaşırttı.

Araştırmacılar, kısaltmaların çaba göstermemek gibi algılandığı için böyle bir etki yarattığını düşünüyor. 

Fang, "Bulgularımız, örneğin bir ilişkinin başlangıcı ya da iyi bir izlenim bırakmamız gerektiği durumlar gibi, özellikle daha samimi görünmek ve sosyal bağları güçlendirmek istediğimizde önem kazanıyor" diye açıklıyor. 

Diğer yandan kısaltmalar her durumda kötü olmak zorunda değil. Fang, "Örneğin kuryeyle hızlıca mesajlaşırken, daha samimiyetsiz görünmeyi kabul etmek mantıklı olabilir" diyor.

Daha önceki bir araştırmada emoji kullanımının yanlış anlaşılmaya yol açabileceği bulunmuştu. Farklı ülkelerden katılımcılarla yürütülen çalışmada, emojilerin anlamının cinsiyet, kültür ve yaşa göre değiştiği görülmüştü.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, Study Finds, Journal of Experimental Psychology: General