Doktorlar, hep aynı günü yaşadığını söyleyen hastayı inceledi

"Her gün bir öncekinin tekrarı. Her televizyon programı aynı. Yolun kenarında aynı insanlar duruyor"

1993 yapımı Bugün Aslında Dündü filminde hava durumu sunucusu Phil Connors'ın bir büyü sonucu hep aynı günü yaşaması konu ediliyor (Columbia Pictures)
1993 yapımı Bugün Aslında Dündü filminde hava durumu sunucusu Phil Connors'ın bir büyü sonucu hep aynı günü yaşaması konu ediliyor (Columbia Pictures)
TT

Doktorlar, hep aynı günü yaşadığını söyleyen hastayı inceledi

1993 yapımı Bugün Aslında Dündü filminde hava durumu sunucusu Phil Connors'ın bir büyü sonucu hep aynı günü yaşaması konu ediliyor (Columbia Pictures)
1993 yapımı Bugün Aslında Dündü filminde hava durumu sunucusu Phil Connors'ın bir büyü sonucu hep aynı günü yaşaması konu ediliyor (Columbia Pictures)

Doktorlar, hayatındaki yeni gelişmelerin aslında önceki deneyimlerin tekrarı olduğu hissine kapılan ve şiddetli deja vu'dan mustarip bir vakayı kayda geçirdi.

Yeni bir olayı daha önceden yaşamış veya yeni bir yeri daha önceden görmüş gibi hissetmeye deja vu adı veriliyor. Bu terim, Fransızca deja (daha önceden) ve voir (görmek) kelimelerinden oluşuyor. Herkesin arada sırada deneyimlediği bu his, bazı kişilerde anormal seviyelere ulaşabiliyor.

Bu vakada 80'li yaşlarındaki erkek hasta, alışılmadık davranışlar sergilemeye başladıktan sonra hastaneye müracaat etti. Örneğin e-kitap cihazının arızalı olduğuna ve ona aynı metinleri defalarca okuttuğuna inanıyordu.

Ayrıca televizyonunun aynı haberleri tekrar tekrar gösterdiğini düşünüyordu. Yaşlı adam bu nedenle cihazları için teknisyenleri de aradığını ve cihazların düzgün çalıştığı cevabını aldığını bildirdi.

IFL Science'ın aktardığına göre ailesi, tüm bunların bir hayal ürünü olduğuna hastayı ikna edemedi.

Vaka, Bugün Aslında Dündü (Groundhog Day), Küçük Ama Mükemmel Şeylerin Haritası (The Map of Tiny Perfect Things) ve Palm Springs gibi popüler filmleri akla getiriyor. Bu filmlerin baş karakterleri de aynı günü veya aynı olayı tekrar tekrar yaşıyordu.

Hakemli bilimsel dergi BMJ Case Report'ta yayımlanan vaka raporunda hastanın doktorlara söylediği sözler yer alıyor:

Her gün bir önceki günün tekrarı. Her televizyon programı aynı. Nereye gidersem gideyim, yolun kenarında aynı insanlar duruyor. Arkamda aynı insanlar var. Arabalardan aynı kişiler iniyor, aynı kıyafetleri giyiyor, aynı çantaları taşıyor, aynı şeyleri söylüyor.

Hastayı değerlendiren ekip, yaşlı adamın sözel hafızayla ilgili güçlükler yaşadığını tespit etti. Bilişsel testler ve beyin taramalarının ardından hastaya Alzheimer teşhisi kondu.

Durum, nadir görülse de tıp literatüründe daha önce de kayda geçmişti.

"Deja vu'nun patolojik formu" diye nitelendiren bu vakalardan ilki 1896'da yayımlanan bir raporda kayda geçmişti.

Bu durum her zaman Alzheimer veya diğer bunama biçimlerinin belirtisi olmuyor. Ancak genellikle hastaların hayatını zorlaştırıyor.

Örneğin benzer semptomlara sahip bir hastayla ilgili başka bir raporda, "Bugün Aslında Dündü'nün aksine, deja vu'nun sonu mutlu bitmeyebilir" ifadeleri yer alıyor:

Kişinin kendi hayatını daha önce gerçekten yaşadığına dair sanrılı inancı, mantıklı açıklamalar bulmak için hikayeler uydurma eğilimiyle daha da karmaşık hale gelir. Depresif bozukluk veya psikoz gibi ikincil patolojilere yol açabilir.

 

Independent Türkçe, IFL Science, BMJ Case Report



Yapay zeka Microsoft'a büyük kâr getirdi

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Yapay zeka Microsoft'a büyük kâr getirdi

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Büyük teknoloji firmalarının üç aylık döneme ilişkin perşembe günü yaptığı mali açıklamalar karışık bir tablo çizdi: Microsoft, yapay zeka yeteneklerine yaptığı güçlü yatırımların ardından analist tahminlerini aşan büyük bir gelir artışı bildirirken, Meta'nın hisseleri bu hafta kendi yapay zeka yatırımlarını duyurmasının ardından darbe aldı.

ChatGPT'nin yaratıcısı OpenAI'la ortaklık kurduktan sonra yapay zeka alanında lider haline gelen Microsoft, imzası niteliğindeki ofis hizmetlerine oyunun kurallarını değiştiren yapay zekayı ekleyerek Copilot'u oluşturdu. Copilot, toplantıları yazıya dökebilen, e-posta gönderebilen ve elektronik çizelge hazırlayabilen bir yapay zeka asistan.

Washington merkezli teknoloji firması, bu çeyrekte gelirlerinin bir önceki yıla göre yüzde 17 artarak 61,9 milyar dolara yükseldiğini, net gelirinin yüzde 20 arttığını ve yapay zekanın Azure bulut hizmetlerine yönelik talebin bu çeyrekte yüzde 31 artmasına katkı sunduğunu bildirdi.

D.A. Davidson'dan yazılım analisti Gil Luria, The Wall Street Journal'a, "Yapay zekada lider oldular" diye konuştu. 

Yapay zekadan gerçekten gelir elde edebilen tek şirket onlar.

Diğer teknoloji firmaları da benzer şekilde cesaret verici raporlar yayımladı.

Snapchat'in arkasındaki şirket olan Snap'in hisseleri, firmanın bir önceki yıla göre yüzde 21'lik bir gelir artışı açıklayarak piyasa beklentilerini aşmasının ardından perşembe günü genişletilmiş işlemlerde yüzde 27 kadar fırladı.

2021'de Apple cihazlarında reklamları hedefleme kabiliyetini sınırlayan büyük bir değişiklikle mücadele eden şirket, son üç çeyrektir gelirlerini artırıyor.

Google'ın ana şirketi Alphabet'te de durum benzer şekilde iyimserdi ve bu çeyrekte gelirlerin geçen yılın bu dönemine kıyasla yüzde 15 artarak 80,5 milyar dolara ulaştığını bildirdi. Şirket ayrıca ilk üç aylık nakit temettüsünü ve 70 milyar dolarlık hisse geri alımını açıkladı.

CEO Sundar Pichai kazanç duyurusunun yanı sıra yaptığı açıklamada, "Yapay zeka araştırma ve altyapısındaki liderliğimiz ve küresel ürün ayak izimiz, bizi bir sonraki yapay zeka inovasyonu dalgası için iyi bir konuma getiriyor" dedi.

Facebook ve Instagram'ın ana şirketi Meta'daysa işler daha karmaşıktı.

Çarşamba günü ilk çeyrek kazançlarını açıklayan şirket, ilk çeyrek kârının bir önceki yıla göre iki kattan fazla arttığını ve gelirin yüzde 27 yükseldiğini açıkladı.

Ancak, yapay zeka yatırımlarını 5 milyar dolar kadar artırma planları piyasayı ürkütmüş gibi görünüyor ve Meta'nın hisse fiyatı çarşamba ve perşembe günleri boyunca düşerek teknoloji hisselerinde daha büyük bir satışa yol açtı.

Independent Türkçe


Bilim insanları 80 yıllık gizemi çözen "devrim niteliğinde" bir olay keşfetti

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'ndeki araştırmacılar fotomoleküler etki adı verilen bir olay keşfetti (Unsplash)
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'ndeki araştırmacılar fotomoleküler etki adı verilen bir olay keşfetti (Unsplash)
TT

Bilim insanları 80 yıllık gizemi çözen "devrim niteliğinde" bir olay keşfetti

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'ndeki araştırmacılar fotomoleküler etki adı verilen bir olay keşfetti (Unsplash)
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'ndeki araştırmacılar fotomoleküler etki adı verilen bir olay keşfetti (Unsplash)

Bilim insanları, dünyanın nasıl işlediğine dair anlayışımızı temelden değiştiren ve yepyeni teknolojilere önayak olabilecek bir su olayı keşfetti.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) bir ekip "fotomoleküler etki" adı verilen ve suyun ısı kaynağı olmadan sadece ışık kullanılarak buharlaşabileceğini ilk kez gösteren bir süreci ortaya çıkardı.

Araştırma aynı zamanda bulutların Güneş ışığını neden fizik kurallarına meydan okuyan bir şekilde emdiğine dair 80 yıllık bir gizemi de çözebilir. Bilim insanları ve iklimbilimciler, bulutların teorinin mümkün gördüğünden daha fazla ışığı nasıl emdiğine dair tutarsızlığı onlarca yıldır anlamaya çalışıyor.

Purdue Üniversitesi'nde makine mühendisliği profesörü olan ve araştırmada yer almayan Xiulin Ruan, "Isı yerine ışığın neden olduğu buharlaşma bulgusu, ışık-su etkileşimi hakkında yeni yıkıcı bilgiler sağlıyor" dedi.

Güneş ışığının bulut, sis, okyanuslar ve diğer doğal su kütleleriyle nasıl etkileşime girerek hava durumunu ve iklimi etkilediği üzerine yeni bir anlayış kazanmamızı sağlayabilir... Bu araştırma, camiada hemen genel kabul görmeyen ancak doğrulanması zaman alan, bazen uzun zaman alan, gerçekten devrim niteliğindeki nadir keşifler arasında yer alıyor.

Bu keşif, iklim değişikliği hesaplamalarından hava tahminlerine kadar her şeyi etkileyebilirken, enerji ve temiz su üretimi gibi alanlarda da yeni pratik uygulamaların önünü açabilir.

Araştırmacılara göre, ilk uygulamalar muhtemelen güneş enerjisiyle tuzdan arındırma sistemlerinde görülecek ve mevcut tekniklerden daha verimli bir şekilde tatlı su üretilmesine olanak sağlayacak.

Araştırmada yer alan MIT profesörü Gang Chen, "Bunun pek çok uygulaması olduğunu düşünüyorum" dedi.

Tüm bu farklı yönleri keşfediyoruz. Ve elbette, bulutların iklim üzerindeki etkileri gibi temel bilimi de etkiliyor, çünkü bulutlar iklim modellerinin en belirsiz yönü.

Bulgular Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) akademik dergisinde "Photomolecular effect: Visible light interaction with air-water interface" (Fotomoleküler etki: Görünür ışığın hava-su ara yüzeyiyle etkileşimi) başlıklı bir çalışmada yayımlandı.

Çalışmada bilim insanlarının, görünür ışık spektrumundan gelen fotonların havaya maruz kalan su kümelerini “parçalayabildiğini” kanıtlamak için titizlikle yürüttükleri 14 deney anlatılıyor.

Çalışmada ayrıca fotomoleküler etkinin laboratuvarla sınırlı olmadığı ve doğada yaygın görüldüğü ileri sürüldü.

Georgia Tech'te makine mühendisliği doçenti olan ve araştırmada yer almayan Shannon Yee, "Makaledeki gözlemler, buharlaşmanın kinetiği hakkındaki düşüncelerimizi temelden değiştiren yeni bir fiziksel mekanizmaya işaret ediyor" dedi.

Suyun buharlaşması kadar sıradan bir şey hakkında hâlâ bir şeyler öğrenmekte olduğumuzu kim düşünebilirdi ki?

Independent Türkçe


Esaretin Bedeli'nin yıldızı, filmin mantık hatasına 30 yıl sonra açıklık getirdi

IMDb'nin En İyi 250 Film listesinin zirvesindeki Esaretin Bedeli, Stephen King uyarlamaları arasında en başarılılardan biri kabul ediliyor (Castle Rock Entertainment)
IMDb'nin En İyi 250 Film listesinin zirvesindeki Esaretin Bedeli, Stephen King uyarlamaları arasında en başarılılardan biri kabul ediliyor (Castle Rock Entertainment)
TT

Esaretin Bedeli'nin yıldızı, filmin mantık hatasına 30 yıl sonra açıklık getirdi

IMDb'nin En İyi 250 Film listesinin zirvesindeki Esaretin Bedeli, Stephen King uyarlamaları arasında en başarılılardan biri kabul ediliyor (Castle Rock Entertainment)
IMDb'nin En İyi 250 Film listesinin zirvesindeki Esaretin Bedeli, Stephen King uyarlamaları arasında en başarılılardan biri kabul ediliyor (Castle Rock Entertainment)

Tüm zamanların en sevilen filmleri arasında başı çeken Esaretin Bedeli'nin (The Shawshank Redemption) yıldızı Tim Robbins, 30 yıl sonra filmin kötü şöhretli mantık hatasına değindi.

İkonik karakter Andy Dufresne'i canlandırdı

Stephen King'in 1982 tarihli öyküsünden uyarlanan ve Frank Darabont'un yönettiği Esaretin Bedeli'nde Robbins, eşiyle yasak aşkını öldürmekle haksız yere suçlandıktan sonra Shawshank Hapishanesi'nde müebbet hapis cezasına çarptırılan Andy Dufresne'i canlandırıyordu.

Mahkum Ellis "Red" Redding rolünde Morgan Freeman'ın da yer aldığı film, güçlü performansları ve mesajlarıyla büyük beğeni toplamıştı. Ancak filmin Raquel Welch posterini de içeren meşhur finali, uzun zamandır bir "mantık hatası" olarak görülüyordu.

Filmin 30. yıldönümünü kutlamak üzere Turner Klasik Filmler Festivali'nde yapılan son röportajda Freeman, Robbins'e Esaretin Bedeli'nin ikonik finaline yaklaşırken ortaya çıkan "mantık hatasını" sordu.

Sözkonusu mantık hatası, filmde destansı bir kaçışa imza atan Andy'nin, kazdığı tünelden sürünerek geçtikten sonra posteri duvardaki eski yerine sabitleyemeyeceği fikrine dayanıyor. 

"Bu çok kolay"

Ancak Robbins'e göre bunun çok net bir çözümü var. Sözlerine "Bu çok kolay" diye başlayan oyuncu, elleriyle posterin üst köşelerini işaret ederek şöyle dedi:

Buraya sabitle. Alt kısmını kaldır. Posterin altına gir ve ardından delikten içeri gir.

Andy'nin posterin sadece üst yarısını sabitlediğini ve ardından altından sürünerek geçtiğini anlatan Robbins'in cevabı, salondan büyük bir alkış aldı.

65 yaşındaki aktör, filmdeki performansıyla 1995'te En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ına aday gösterilmişti.

İlk gösterime girdiğinde gişede çakıldı

Esaretin Bedeli, gösterime girdiğinde hikayesi, Robbins ve Freeman'ın performansları, Darabont'un yönetmenliği ve Roger Deakins'in görüntü yönetmenliğiyle eleştirmenlerin beğenisini kazanırken, 25 milyon dolar bütçeli film ilk gösterime girdiğinde sadece 16 milyon dolar kazanarak gişede hayal kırıklığı yaratmıştı.

O dönemdeki başarısızlık için Ucuz Roman (Pulp Fiction) ve Forrest Gump'la rekabeti, hapishane filmlerinin genel olarak popüler olmaması ve kadın karakterlerin eksikliği gibi nedenler gösterilmişti. 

Toplam 7 Akademi Ödülü adaylığı da dahil olmak üzere çok sayıda adaylık elde eden filmin yeniden gösterime girmesi, gişe hasılatını 73,3 milyon dolara yükseltmişti.

Independent Türkçe, ScreenRant, CBR.com


Zombi serisinin merakla beklenen yeni filmine üç ünlü isim birden

Sadece 8 milyon dolar bütçeyle çekilen 28 Gün Sonra'da Cillian Murphy, komadan uyandığında insanları kana susamış saldırganlara dönüştüren bir virüsün kasıp kavurduğu Britanya'da yaşayan bir bisikletli kuryeyi canlandırmıştı (20th Century Studios)
Sadece 8 milyon dolar bütçeyle çekilen 28 Gün Sonra'da Cillian Murphy, komadan uyandığında insanları kana susamış saldırganlara dönüştüren bir virüsün kasıp kavurduğu Britanya'da yaşayan bir bisikletli kuryeyi canlandırmıştı (20th Century Studios)
TT

Zombi serisinin merakla beklenen yeni filmine üç ünlü isim birden

Sadece 8 milyon dolar bütçeyle çekilen 28 Gün Sonra'da Cillian Murphy, komadan uyandığında insanları kana susamış saldırganlara dönüştüren bir virüsün kasıp kavurduğu Britanya'da yaşayan bir bisikletli kuryeyi canlandırmıştı (20th Century Studios)
Sadece 8 milyon dolar bütçeyle çekilen 28 Gün Sonra'da Cillian Murphy, komadan uyandığında insanları kana susamış saldırganlara dönüştüren bir virüsün kasıp kavurduğu Britanya'da yaşayan bir bisikletli kuryeyi canlandırmıştı (20th Century Studios)

Danny Boyle'un heyecanla beklenen devam filmi 28 Yıl Sonra (28 Years Later), oyuncu kadrosuna üç ünlü ismi ekledi. 

Deadline'ın aktardığına göre 28 Gün Sonra (28 Days Later) serisinin devamı olan filmin oyuncu kadrosuna Jodie Comer, Aaron Taylor-Johnson ve Ralph Fiennes katıldı.

28 Gün Sonra, 2002'de gösterime girmiş ve o zamanlar pek tanınmayan Cillian Murphy'yi başrole taşımıştı. 

Filmin yönetmenliğini Boyle üstlenmiş, senaryosunuysa Alex Garland kaleme almıştı. Devam filmi 28 Hafta Sonra (28 Weeks Later) ise 2007'de gösterime girmişti.

Garland tarafından yazılan yeni senaryonun olay örgüsüne ilişkin ayrıntılar hâlâ gizli tutuluyor. Bu film, ikinci filmi yönetmek üzere Nia DaCosta'nın adının geçtiği üçlemenin parçası olacak.

Boyle ve Garland'ın yanı sıra ilk filmin prodüktörleri Andrew Macdonald ve Peter Rice da yapımcılığı üstleniyor. 

Cillian Murphy yapımcılar arasında

Oppenheimer'ın yıldızı Cillian Murphy de seriye yönetici yapımcı olarak geri dönüyor. Oscarlı aktörün filmde rol alıp almayacağı henüz açıklanmadı.

31 yaşındaki Jodie Comer sevilen dizi Killing Eve'deki Villanelle rolüyle Emmy kazanmıştı.

Gece Hayvanları'nın (Nocturnal Animals) yıldızı Aaron Taylor-Johnson'ın adıysa James Bond'la birlikte anılıyor. Aktörün bu yıl vizyona girecek üç filmi var: Dublör (The Fall Guy), Avcı Kraven (Kraven The Hunter) ve Nosferatu.

Fiennes ise en son Wes Anderson'ın Şeker Henry'nin İnanılmaz Öyküsü ve Diğerleri'nde (The Wonderful Story of Henry Sugar and Three More) rol almıştı.

Independent Türkçe, Variety, Deadline, Guardian


İki ünlü yıldız 14 yıl sonra Netflix dizisinde bir arada

Shawn Levy'nin yönettiği Çılgın Bir Gece, dünya çapında 153 milyon dolar hasılat yapmayı başarmıştı (20th Century Fox)
Shawn Levy'nin yönettiği Çılgın Bir Gece, dünya çapında 153 milyon dolar hasılat yapmayı başarmıştı (20th Century Fox)
TT

İki ünlü yıldız 14 yıl sonra Netflix dizisinde bir arada

Shawn Levy'nin yönettiği Çılgın Bir Gece, dünya çapında 153 milyon dolar hasılat yapmayı başarmıştı (20th Century Fox)
Shawn Levy'nin yönettiği Çılgın Bir Gece, dünya çapında 153 milyon dolar hasılat yapmayı başarmıştı (20th Century Fox)

Ünlü oyuncu Steve Carell, Netflix'in yeni komedi dizisi The Four Seasons'ta Tina Fey'le birlikte rol alacak.

Dizi, Alan Alda'nın yönettiği ve Carol Burnett, Rita Moreno, Sandy Dennis'le Len Cariou'nun oyuncu kadrosunda yer aldığı 1981 yapımı Dört Mevsim (The Four Seasons) filminden uyarlanıyor.

Prodüksiyon yıl sonunda başlıyor

Komedinin 8 bölümlük bir diziye uyarlanacağı ocakta duyurulmuştu. Netflix uyarlamasının prodüksiyona yılın sonlarında başlaması planlanıyor.

Filmde, üç evli çift her sezon birlikte tatile çıkıyor ancak erkeklerden biri eşini terk edip yanında daha genç bir kadın getirmeye başlayınca işler karışıyor. 

Film, daha önce CBS için 1984 yapımı bir televizyon dizisine uyarlanmıştı.

Carell ve Fey ekranda ilk kez birlikte çalışmıyor. İkili daha önce 2010 yapımı hit komedi filmi Çılgın Bir Gece'de (Date Night) evli bir çifti canlandırmıştı. 

Bu Carell'in ilk Netflix dizisi de değil. 61 yaşındaki aktör, daha önce yayın devinin Space Force adlı komedi dizisinde başrol oynamıştı. Carell'e John Malkovich ve Ben Schwartz gibi isimler eşlik etmişti.

Üst üste 6 Emmy adaylığı

Carell en çok NBC'nin hit komedisi The Office'le tanınıyor. Ünlü aktör bu diziyle En İyi Erkek oyuncu dalında üst üste 6 Emmy adaylığı elde etmişti. Amerikalı aktör dizideki başarılı performansıyla 2006'da bir de Altın Küre kazanmıştı.

Carell aynı zamanda 2014 yapımı Foxcatcher Takımı'ndaki (Foxcatcher) rolüyle En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar'a da aday gösterilmişti.

40 Yıllık Bekar (The 40 Year Old Virgin) ve Büyük Açık'la (The Big Short) da tanınan oyuncu, son dönemde FX'in mini dizisi The Patient'ta ve Apple TV+'ta ekranlara gelen The Morning Show'da rol alıyor.

Fey Netflix'in yeni dizisinde başrol oynamanın yanı sıra Lang Fisher ve Tracey Wigfield'la birlikte dizinin yaratıcılığını da üstlendi. Üçü daha önce NBC'nin sevilen sitcom'u 30 Rock'ta da birlikte çalışmıştı. 

Independent Türkçe, Variety, Deadline


Hit dizinin yıldızından Netflix izleyicilerine çağrı

Senarist Richard Gadd, başrolleri Jessica Gunning ve Nava Mau'yla paylaşıyor (Netflix)
Senarist Richard Gadd, başrolleri Jessica Gunning ve Nava Mau'yla paylaşıyor (Netflix)
TT

Hit dizinin yıldızından Netflix izleyicilerine çağrı

Senarist Richard Gadd, başrolleri Jessica Gunning ve Nava Mau'yla paylaşıyor (Netflix)
Senarist Richard Gadd, başrolleri Jessica Gunning ve Nava Mau'yla paylaşıyor (Netflix)

Baby Reindeer'ın yıldızı Jessica Gunning, bazı izleyicilerin dizideki karakterlerin kimliklerini çözmeye çalışmasının "üzücü" olduğunu söyledi.

Dizinin yazarı ve yaratıcısı Richard Gadd da hayranlarından Netflix'in hit dizisindeki karakterlere ilham veren gerçek hayattaki insanlarla ilgili spekülasyon yapmayı bırakmalarını istedi.

Polise haber verdiler

Baby Reindeer, 38 yaşındaki Gunning tarafından canlandırılan ve İskoç komedyeni birkaç yıl boyunca taciz eden ısrarlı takipçinin gerçek hikayesini anlatıyor.

Daha önce Onur (Pride) filminde ve BBC dizisi The Outlaws'da rol alan Gunning, bazı hayranların "diziyi anlayamadığını" söyledi.

Bazıları ısrarlı takipçi Martha'nın gerçek kimliğinin yanı sıra dizide Gadd'ın canlandırdığı Donny'ye tecavüz edilen senaristin kimliği hakkında da spekülasyonlarda bulundu.

Kimlik tespitini önlemek için, karakterlerin isimleri için takma adlar kullanmak da dahil olmak üzere farklı adımlar atılmıştı.

Ancak bazı kişiler, izleyicilerin kendilerini programla ilişkilendirmesi üzerine polise haber verdi. 

"Dizinin amacı bu değil"

Gunning, BBC'ye yaptığı açıklamada dizide "kurban ve kötü adam" olmadığını, Martha'yla Gadd'ın "ortak noktasının yalnızlık olduğunu" söyledi.

Eğer diziyi seviyorsanız ve hayranıysanız, sizi birbirinize bağlayan Martha ve Donny'nin hikayesine sadık kalmalı, herhangi bir dedektiflik çalışması yapmaya ve gerçek kimlikleri bulmaya çalışmamalısınız. Bunun son derece üzücü olduğunu düşünüyorum ve onlara diziyi tekrar izlemelerini, dizinin amacının bu olmadığını görmelerini tavsiye ediyorum.

Gunning, Netflix'in ilgili kişilerin kimliklerini korumak için "büyük çaba" harcadığını da sözlerine ekledi:

Richard hikayeyi siyah-beyaz yapmama konusunda harika bir iş çıkardı, yani iyi ya da kötü, kötü ya da kurban diye bir şey yok. Onlar da tüm insanlar gibi karmaşık kişiler.

34 yaşındaki Gadd, daha önce sosyal medya üzerinden paylaştığı bir mesajla hayranlarına uyarıda bulunmuştu.

"Spekülasyon yapmayın"

Gadd, Instagram'daki paylaşımında şöyle demişti:

Lütfen gerçek hayattaki insanların kim olabileceği konusunda spekülasyon yapmayın. Dizimizin amacı bu değil. Sevgilerimle, Richard.

Gunning, "hayatımın rolü" diye tanımladığı Martha karakteriyle ilgili şöyle dedi:

Bunu asla bir sapık/kurban hikayesi olarak düşünmedim. Senaryoyu okuduğum andan itibaren ona bağlandım, onunla bağlantı kurdum ve bence bu Richard'ın onun ve Donny'nin karakterlerini ne kadar iyi yazdığına bağlı.

Independent Türkçe, BBC, Deadline, Daily Mail


Disney+'ın epik tarihi draması sona erdi: Peki devamı gelecek mi?

Shogun'ın başrollerinde Hiroyuki Sanada, Cosmo Jarvis, Anna Sawai ve Takehiro Hira uer alıyor (AP)
Shogun'ın başrollerinde Hiroyuki Sanada, Cosmo Jarvis, Anna Sawai ve Takehiro Hira uer alıyor (AP)
TT

Disney+'ın epik tarihi draması sona erdi: Peki devamı gelecek mi?

Shogun'ın başrollerinde Hiroyuki Sanada, Cosmo Jarvis, Anna Sawai ve Takehiro Hira uer alıyor (AP)
Shogun'ın başrollerinde Hiroyuki Sanada, Cosmo Jarvis, Anna Sawai ve Takehiro Hira uer alıyor (AP)

Disney+'ta gösterime giren ve izleyicilerin "yeni Game of Thrones" diye nitelendirdiği drama dizisi Shōgun'ın ardındaki beyinler Justin Marks ve Rachel Kondo, James Clavell'in 1300 sayfalık romanını baştan sona okudu. Ancak sosyal medyada diziyle ilgili yazılanları okumamayı tercih ediyorlar.

Hollywood Reporter'a konuşan Marks, şöyle diyor:

Hawaii'de Maui adasında 70 tavuk ve horozla birlikte yaşıyoruz. Ve bildiğimiz kadarıyla arazimizdeki tavukların hiçbiri Shōgun'ı izlemedi. Yani ortalık epey sessizdi.

Kondo "O kadar da sessiz değil" diye Marks'ı düzeltip ekliyor:

Ama Shōgun hakkında konuşmuyorlar.

17. yüzyıl feodal Japonya'sının vahşetini gözler önüne seren FX dizisi, 10. bölümünün de gösterime girmesinin ardından sona erdi. 

İzleyiciler tarafından "inanılmaz" diye nitelenen dizi tüm sezon boyunca, internetin de sevgilisi oldu. Sosyal medya kullanıcıları, dizi için internet mimleri hazırladı, övgü dolu yorumlar yağdırdı.

Mini dizi olarak gösterime sokulan Shōgun, en azından Clavell'in romanı söz konusu olduğunda tamamlandı ancak izleyiciler dizinin devam etmesini istiyor. İkinci sezonun gelip gelmeyeceği sorusuna Marks şu yanıtı veriyor:

Bence bir hikayemiz olsaydı, bir hikaye bulabilseydik, buna açık olurduk. Ama kimsenin bir yol haritası olmadan hareket etmek isteyeceğini sanmıyorum. Ayrıca mesele şu ki, insanlar daha fazlasını istiyor mu?

Marks, dizinin bu kadar sevilmesinin ardında kitabın olduğunu düşünüyor. "Benim için önemli olan kitap" diyen senarist sözlerini şöyle sürdürdü: 

Büyük hikayelerin zamansız olduğundan bahsederiz ve bence Shōgun bir kitap olarak bunun mükemmel bir örneği. Beni daha önce hiç gitmediğim bir yere götüren, gerçekten var olduklarını hissettiren ve şaşırtacak karakterler gösteren bir şey olduğunu hissetmek istiyorsunuz. James Clavell'in Shōgun'da yaptığı her şey bu. Biz de bu bayrağı düşürmemeye çalışıyorduk.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Daily Mail


Taylor Swift rekora doymuyor: Sadece 5 günde tarih yazdı

34 yaşındaki şarkıcı, Time dergisi tarafından 2023'te Yılın Kişisi seçilmişti (AP)
34 yaşındaki şarkıcı, Time dergisi tarafından 2023'te Yılın Kişisi seçilmişti (AP)
TT

Taylor Swift rekora doymuyor: Sadece 5 günde tarih yazdı

34 yaşındaki şarkıcı, Time dergisi tarafından 2023'te Yılın Kişisi seçilmişti (AP)
34 yaşındaki şarkıcı, Time dergisi tarafından 2023'te Yılın Kişisi seçilmişti (AP)

Taylor Swift yeni albümüyle bir rekora daha imza attı.

Şarkıcının 11. stüdyo albümü The Tortured Poets Department, yayımlanmasından sadece 5 gün sonra Spotify'ın tek bir haftada en çok dinlenen albümü oldu.

19 Nisan'da piyasaya sürülen albüm, çarşamba gününe kadar 1 milyardan fazla kez dinlendi.

"Tarih yazıldı"

Bu, Swift'in yeni albümünün kırdığı ilk rekor değil.

Albüm yayımlanır yayımlanmaz, Spotify tarihinde tek bir günde 300 milyondan fazla dinlenen ilk albüm olma rekorunu da kırdı. 

Spotify, "Tarih yazıldı!" diye tweet atarak albümün dinlenme sayısının 300 milyonu aştığını bildirdi.

Swift, The Tortured Poets Department'ın ardından Midnights ve 1989 (Taylor's Version) kayıtlarıyla Spotify'da bir günde en çok dinlenen üç albüme sahip.

Bununla birlikte yeni albümde Post Malone'un yer aldığı ilk tekli Fortnight, tek bir günde en çok dinlenen şarkı oldu. 

Albümün ilk single'ı olan Fortnigh da Adele'in 2021 tarihli Easy on Me'sini geçti ve platformun bir günde en çok dinlenen parçası olarak rekor kırdı.

Geri sayımı bile rekor kırdı

Yayımlanmasından bir gün önceyse The Tortured Poets Department, Spotify tarihinde en çok önceden kaydedilen albüm geri sayım sayfası oldu.

Albümün geçtiğimiz hafta yayımlanmasının ardından Swift, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda The Tortured Poets Department'ı "zamanın hem sansasyonel hem de kederli olan kısa ve kaderci bir anındaki olayları, fikirleri ve duyguları yansıtan yeni eserlerden oluşan bir antoloji" diye tanımlamıştı.

1,8 milyon sattı

31 şarkıdan oluşan albüm, veri takip firması Luminate'in 19-23 Nisan faaliyetlerini yansıtan ilk raporlarına göre, ABD'de 1,8 milyon adet sattı. 

14 Grammy ödüllü Swift, 2023'te Spotify'ın en çok dinlenen sanatçısı unvanını elde etmişti.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Billboard


Büyük beyaz köpekbalığının devasa atasının fosili bulundu

(Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences)
(Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences)
TT

Büyük beyaz köpekbalığının devasa atasının fosili bulundu

(Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences)
(Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences)

Büyük beyaz köpekbalıklarının atasına ait olağanüstü derecede iyi korunmuş dev bir fosil bulan bilim insanları dinozorlarla birlikte yaşamış bu tarih öncesi yırtıcıların soyunun nasıl tükendiğini ortaya çıkardı.

İlk kez 18. yüzyılda keşfedilen Ptychodus cinsi köpekbalıkları, çoğunlukla fosil diş örneklerine dayanılarak tanımlandı fakat vücutlarının gerçek şekli ve boyutu belirsizliğini korudu.

Keşifte yer alan bilim insanları şöyle diyor:

Örnekler çoğunlukla tek başına dişlerden ya da az çok tam haldeki dentisyonlardan oluşurken, kafatası ve kafatası dışındaki iskeletin parçaları çok nadir bulunuyor.

Öte yandan yeni ortaya çıkarılan fosiller arasında tüm vücudun hatlarını gösteren bir örnek de var. Fosil yaklaşık 100 milyon yıl önce başlayan, Meksika'daki Geç Kretase döneminin erken zamanlarına ait.

Bilim insanları "iyi korunmuş" fosilin Ptychodus'un anatomisi ve sistematik konumu hakkında kritik bilgileri açığa çıkardığını söylüyor.

Yaklaşık 10 metre uzunluğundaki fosil örneğini inceleyen araştırmacılar köpekbalığının atası ve onun şekli, nasıl hareket ettiği ve sudaki avlanma teknikleri hakkında bilgi edindi.

Bilim insanları bu büyük yırtıcının, büyük beyaz köpekbalıkları ve somon köpekbalıklarını içeren dik burunlular veya Lamniformes grubuna ait olduğunu ve günümüz köpekbalıklarında görülenlerden farklı olarak öğütücü dişlere sahip olduğunu buldu.

Araştırmacılar, bu köpekbalıklarının muhtemelen derin denizlerdeki omurgasızlardan ziyade büyük ölçüde ammonitler ve deniz kaplumbağaları gibi sert kabuklu avlarla beslendiğini söylüyor.

Araştırmacılar yüksek hızlarda seyahat ettiklerine işaret eden aerodinamik bir vücut şekline sahip, tarih öncesine ait bu köpekbalıklarının çok çeşitli olduğundan şüpheleniyor.

Bu köpekbalıkları Kretase deniz ekosistemlerinde "baskın bir gruba" işaret eden, "yırtıcılar arasında özel bir alanı" işgal etti.  

Dinozorları yok eden asteroit çarpmasından önce yok olmaları, bu tarih öncesi köpekbalıklarının yeni ortaya çıkan ve aynı avı hedefleyen dev deniz sürüngenleriyle rekabet nedeniyle yok olmuş olabileceğini gösteriyor.

Bilim insanları şöyle diyor:

Kampaniyen döneminde, Kretase sonundaki krizden çok önce yok olmaları, yeni ortaya çıkan küt dişli globidensini ve prognathodontin mosazorlarıyla rekabetle ilgili olabilir.

Independent Türkçe


Emma Stone Oscar töreninde Jimmy Kimmel'a hakaret ettiği iddialarını yanıtladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Emma Stone Oscar töreninde Jimmy Kimmel'a hakaret ettiği iddialarını yanıtladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Emma Stone, filmi Zavallılar (Poor Things) hakkında şaka yapmasının ardından Oscar sunucusu Jimmy Kimmel'a "hıyar" dediğini reddetti.

35 yaşındaki oyuncu, yönetmen Yorgos Lanthimos'un gerçeküstü komedi filmindeki Bella Baxter rolüyle bu yılki Akademi Ödülleri'nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanmıştı.

Gecenin başında Kimmel filmden kısa bir video derlemesi gösterdikten sonra filmde sıkça yer alan cinsel tasvirlere atıfta bulunarak şu espriyi yapmıştı: 

Bunlar Zavallılar'ın televizyonda göstermemize izin verilen kısımlarının hepsiydi.

Görüntülerde Stone'un kocası Dave McCary'ye bir şeyler söylemek için döndüğü görülürken, hayranları daha sonra Stone'un "hıyar" kelimesini mırıldandığını tahmin etmişti.

The Hollywood Reporter'ın o anla ilgili sorusu üzerine Stone şunları söyledi:

Hayır! Ona hıyar demedim. Ne demişim? Ona hıyar demedim. Ona hiç kızgın değildim. Buna bakmam gerekecek.

Stone'un kara komedi dizisi The Curse'teki rol arkadaşı Nathan Fielder, Stone'un Kimmel'ın sözlerine olumsuz tepki vermesinin pek mümkün olmadığını çünkü onun "her zaman şakaya açık" olduğunu ekledi.

Stone kendisini "neredeyse rahatsız edilemez" diye tanımladı.

Fielder, Stone'un durumundaki çoğu oyuncunun kendilerine şu soruyu soracağını belirtti: 

Kendimi bu duruma sokmak istiyor muyum? Bunu yapmak istiyor muyum?

Fielder, aksine Stone'un içgüdülerini takip edip onlara güvendiğini söyledi.

Aktör, "Komik bir şey duyduğunda hemen 'Evet' diyor" dedi. 

Danışmıyor. Analiz yapmıyor. Kendisine neyin mantıklı geldiğini bilir. Ben bazı şeyleri kafama takıyorum, aşırı analiz ediyorum. Oysa kendinden çok emin bir şekilde 'Evet, kulağa komik geliyor. Hadi yapalım' diyor.

Şubatta Stone, Zavallılar'ın "cinsiyetçi" ve "sömürücü" olduğu ve seks sahnelerinin "rahatsız edici" rıza sorunları içerdiği yönündeki suçlamalara yanıt vermişti.

Filmde, kafasının içine doğmamış bir bebeğin beyni yerleştirilen Bella, çıktığı cinsel keşif yolculuğunda yetişkin bedeninden zevk alıyor ve ilk orgazmını yaşıyor.

Filmin temaları sert tepkilere yol açmış, bazıları erkek bir yönetmene ve dolayısıyla erkek bakışına sahip olmasının filmi cinsiyetçi yaptığını iddia etmişti. Ayrıca çıplaklığın sömürücü olduğu ve Bella'nın bir çocuğun beynine sahip olması nedeniyle rıza sorunları olduğu yönünde suçlamalar da vardı.

Bu eleştiriler üzerine The Times'a konuşan Stone, "Eğer yardımı olacaksa, filmi oynayan ve yapımcılığını üstlenen kişi olarak, o sahnelerin hiçbirinde onu çocuk olarak görmedim" demişti.

Stone daha sonra Zavallılar'ın eleştirilmesinin insanların bugünlerde filmleri tüketme ve sosyal medyada yargılama biçimlerinin bir sonucu olduğunu savunmuştu. 

Annemin bir sözü vardır, bir ilişkinin başlangıcında 'O kadar aşığız ki birbirimizin cümlelerini bitiriyoruz' dersiniz. Sonra zaman geçtikçe, 'Sen hep benim sözümü kesiyorsun'a dönüşür. Filmle olan bir ilişkide de bu olabilir, özellikle de cevap vermekten çok soru soran böyle bir filmde.

 

Independent Türkçe