"Prens Harry nihayet Meghan hakkındaki gerçeği gördü"

Prenses Diana'nın eski uşağı, Sussex Dükü'yle ilgili şaşırtıcı iddialarda bulundu

Eski uşak, daha önce Mirror'a konuşmuş ve Harry ve William'a anlatmak istediği şeyler olduğunu ifade ederek "Diana çocuklarının barışmasını isterdi" demişti (Reuters)
Eski uşak, daha önce Mirror'a konuşmuş ve Harry ve William'a anlatmak istediği şeyler olduğunu ifade ederek "Diana çocuklarının barışmasını isterdi" demişti (Reuters)
TT

"Prens Harry nihayet Meghan hakkındaki gerçeği gördü"

Eski uşak, daha önce Mirror'a konuşmuş ve Harry ve William'a anlatmak istediği şeyler olduğunu ifade ederek "Diana çocuklarının barışmasını isterdi" demişti (Reuters)
Eski uşak, daha önce Mirror'a konuşmuş ve Harry ve William'a anlatmak istediği şeyler olduğunu ifade ederek "Diana çocuklarının barışmasını isterdi" demişti (Reuters)

1997'deki ani ölümüne kadar 10 yıldan uzun süre Prenses Diana için çalışan Paul Burrell, sansasyon yaratacak iddialarda bulundu. Prenses Diana'nın eski uşağına göre Prens Harry, eşi Meghan Markle hakkındaki gerçekleri nihayet gördü. 

Burrell, Sussex Dükü'nün sadece iki çocuğu Archie ve Lilibet'in büyüdüğünü görebilmek için evliliğini sürdürdüğünü iddia etti. 

Birleşik Krallık'ta 'Harry sonunda gerçekleri gördü mü' diye düşünen tek kişi ben miyim? Sonunda eşinin ne yaptığını ve onun güzelliği tarafından beyninin yıkandığını ya da büyülendiğini gördü mü? Çünkü hepimiz bunu biliyoruz ama o bunu görmüyor gibi görünüyor.

GB News'a konuşan 64 yaşındaki Burrell, Kral Charles'ın eski uşağı Grant Harrold'ın açıklamalarını onaylar şekilde Prens Harry'nin yakında anavatanına temelli döneceğine inandığını söyledi.

Bununla da kalmayan Burrell, Britanya halkının Prens Harry'yi "kollarını açarak" karşılayacağını ileri sürdü. 

Eski kraliyet çalışanı, "Bu gerçekleştiğinde, çünkü hepimiz gerçekleşeceğini biliyoruz, Birleşik Krallık'a döneceğinden hiç şüphem yok ve bence babası Kral Charles ve kardeşi Galler Prensi William da onu kollarını açarak karşılayacak" dedi ve ekledi:

Harry'de hepimizin sevdiği bir parça var, sadece şu anda yaptığı şeyi neden yaptığını anlamıyoruz.

2018'de evlenen Sussex Dükü ve Düşesi, 2020'de kraliyet hayatının kapılarını kapatarak Kaliforniya'ya doğru yola çıkmıştı. Çift, o zamandan beri Britanya'ya yalnızca birkaç kez döndü. 

Burrell, Prens Harry'nin parçalanmış bir aileden geldiğini hatırlatarak boşanmadan kaçınmanın onun için önemli olduğunu ileri sürdü.

Harry'yi şahsen tanıyorum ve bence her zaman baba olmak istedi, her zaman çocuk istedi, bence şu anda ailesinden ayrılması için biraz erken.

Harry'nin çocuklarının büyüdüğünü görmek için ilişkisini bitirmeyeceğini iddia eden Burrell, sözlerini şöyle sürdürdü:

Ben şahsen Harry'yi tekrar mutsuz görmek istemiyorum, çok fazla gözyaşı gördüm, onu çok mutlu görmek istiyorum, onun ve ailesinin büyüdüğünü görmek istiyorum ama bilirsiniz, aklımda bir şüphe var.

Independent Türkçe, New York Post, NZ Herald



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature