Martin Scorsese'nin yeni filminin konusu belli oldu

80 yaşındaki Scorsese'nin 206 dakikalık son filmi, Cannes'da dakikalarca ayakta alkışlanmıştı

Scorsese, 1988 yapımı Günaha Son Çağrı'yla dünyanın dört bir yanındaki Katolikleri kızdırmıştı (Reuters)
Scorsese, 1988 yapımı Günaha Son Çağrı'yla dünyanın dört bir yanındaki Katolikleri kızdırmıştı (Reuters)
TT

Martin Scorsese'nin yeni filminin konusu belli oldu

Scorsese, 1988 yapımı Günaha Son Çağrı'yla dünyanın dört bir yanındaki Katolikleri kızdırmıştı (Reuters)
Scorsese, 1988 yapımı Günaha Son Çağrı'yla dünyanın dört bir yanındaki Katolikleri kızdırmıştı (Reuters)

Martin Scorsese, 1920'lerde geçen ve ABD'de petrol zengini Amerikan yerlilerinin öldürülmesini konu alan suç destanının ardından yeni filminin konusunu duyurdu. 

Cannes Film Festivali'nde son filmi Killers of the Flower Moon'la büyük beğeni toplayan ve dakikalarca ayakta alkışlanan Scorsese, şu sıralar İtalya'da dini ve sinemayla ilgili etkinliklere katılıyor. 

Scorsese ve eşi Helen Morris, Roma'da Katolik Hayal Gücünün Küresel Estetiği başlıklı konferansa katıldı ve kısa bir süre Papa Francis'le görüştü.

Hafta sonu Vatikan'da düzenlenen konferansta konuşan 80 yaşındaki Scorsese şunları söyledi: 

Papa'nın sanatçılara yaptığı çağrıya bildiğim tek yolla yanıt verdim: İsa hakkında bir film hayal edip senaryosunu yazarak.

Efsane yönetmen sözlerini şöyle sürdürdü: 

Ve bunu yapmaya başlamak üzereyim.

Scorsese'nin temsilcileri, Guardian'a proje hakkında yönetmenin açıklamaları dışında farklı bir bilgiye sahip olmadıklarını söyledi. 

Scorsese'nin 1988'de çektiği Günaha Son Çağrı (The Last Temptation of Christ), Willem Dafoe tarafından canlandırılan İsa'yı, Tanrı'yla dünyevi zevkler arasında kalmış bir adam olarak tasvir ettiği için pek çok muhafazakar Katoliği kızdırmıştı. Filmde İsa'nın Mecdelli Meryem'le seks yaptığı bir rüya sekansı da yer alıyordu.

Bazı sinemalar filmi göstermeyi reddetti ve Papa Francis'in anavatanı Arjantin de dahil olmak üzere pek çok ülke filmi yıllarca yasakladı.

Scorsese, İtalya turu kapsamında Roma'da kendi filmlerinin ve ilham aldığı eserlerin gösterimini gerçekleştirdi. Ünlü yönetmen bugün Roma'daki Centro Sperimentale adlı film okulu öğrencileri için bir ustalık sınıfı eğitimi verecek. Scorsese ayrıca Bologna'da gerçekleşecek bir festivale konuşmacı olarak katılacak ve söyleşi gerçekleştirecek.

Independent Türkçe, Guardian, Variety



Kate Winslet, vücudu hakkında yapılan yorumları anlatırken gözyaşlarına boğuldu

Kate Winslet, vücuduyla ilgili aldığı eleştirilerin "kesinlikle dehşet verici" olduğunu söyledi (Reuters)
Kate Winslet, vücuduyla ilgili aldığı eleştirilerin "kesinlikle dehşet verici" olduğunu söyledi (Reuters)
TT

Kate Winslet, vücudu hakkında yapılan yorumları anlatırken gözyaşlarına boğuldu

Kate Winslet, vücuduyla ilgili aldığı eleştirilerin "kesinlikle dehşet verici" olduğunu söyledi (Reuters)
Kate Winslet, vücuduyla ilgili aldığı eleştirilerin "kesinlikle dehşet verici" olduğunu söyledi (Reuters)

Kate Winslet yakın zamanda, 1997 yapımı klasik film Titanik' (Titanic) kusur bulanlar tarafından "şişman olduğu için utandırıldığını" anımsayarak gözyaşlarına boğuldu.

Filmde Rose DeWitt Bukater karakterini canlandıran 49 yaşındaki oyuncu, CBS'in 60 Minutes adlı programının 1 Aralık'taki bölümünde kaba eleştirilerin hedefi olmak üzerine konuştu.

Winslet "Bu kesinlikle dehşet verici" dedi.

Nasıl biri sadece yolunu bulmaya çalışan genç bir aktrise böyle bir şey yapar ki?

CBS'in yayında paylaştığı bir kesitte Winslet, 1998 Altın Küre Ödülleri'nin kırmızı halısında, siyah beyaz dantelli bir elbiseyle Titanik'teki rol arkadaşı Leonardo DiCaprio'nun yanında görülüyor.

Videoda daha sonra, bir muhabir Winslet'e elbisenin içine "biraz eritilip dökülerek" girmiş gibi göründüğünü söylüyor. Sunucu, Winslet'in "iki beden daha büyük" bir elbise giymesi gerektiğini de belirtiyor.

Winslet'e göre bunlar, Titanik vizyona girdikten sonra aldığı birçok yorumdan yalnızca ikisiydi. Hollywood ikonu, vücudunu eleştirenleri hiç açıkça azarlamasa da bazılarını saygılı bir şekilde utandırdığını söyledi.

Winslet "Onlara ağzının payını verdim. 'Umarım bu hayatın boyunca senin peşini bırakmaz' dedim. Harika bir andı. Harika bir andı çünkü yalnızca benim için değildi" diye açıkladı.

O boyutta bir tacize maruz kalan herkes içindi. Korkunçtu, gerçekten çok kötüydü.

Winslet, kariyerinin başlarındayken vücudundan utandırılmaya başlamıştı. Uyumsuz'un (Divergent) yıldızı oyunculuk öğretmeninin kendisine "şişman" olmakla barışması gerektiğini söylediğini anımsadı.

Winslet, öğretmenin "Şimdi, beni dinle Kate. Sana söylüyorum canım, eğer böyle görüneceksen şişman kız rolleriyle yetinmen gerekecek" dediğini anlattı.

Aktris "Hiçbir zaman şişman bile değildim" diyerek devam etti.

'Gösteririm size' diye düşündüm, sessizce.

Winslet'in yalnızca vücudu alay konusu olmamıştı; görünüşü de tamamen eleştirilmişti. Tatil'in (The Holiday) yıldızı 60 Minutes'a birçok kişinin kendisine Titanik'te nasıl göründüğü konusunda küçümseyici yorumlar yaptığını söyledi.

Winslet "İnsanlar 'Ah bu rolü canlandırdığın için çok cesurdun' diyor. 'Makyaj yapmadın. Kırışıklıkların vardı'" dedikten sonra eğlence sektörünün kadınlar için gerçekçi olmayan beklentilerine dikkat çekti.

Erkeklere 'Ah, bu rolü canlandırdığın için çok cesurdun. Sakal bıraktın' diyor muyuz? Hayır. Demiyoruz. Bu cesaret değil. Bu rolünü oynamak.

Kariyerinde 33 yılı geride bırakan Oscar ödüllü oyuncu, artık kamuoyunun kendisi hakkındaki düşüncelerini dinlemekten bıktığını çünkü bunun çok "yorucu" olduğunu söyledi.
Independent Türkçe