Stephen King "Daha iyisi yok" dediği diziyi açıkladı

Yayımlandığı dönemde düşük izlenme oranlarına sahip olan dizi, tüm zamanların en iyilerinden biri kabul ediliyor

Stephen King'in eserleri 1976 tarihli Carrie'den bu yana beyazperdeye uyarlanıyor (AP)
Stephen King'in eserleri 1976 tarihli Carrie'den bu yana beyazperdeye uyarlanıyor (AP)
TT

Stephen King "Daha iyisi yok" dediği diziyi açıkladı

Stephen King'in eserleri 1976 tarihli Carrie'den bu yana beyazperdeye uyarlanıyor (AP)
Stephen King'in eserleri 1976 tarihli Carrie'den bu yana beyazperdeye uyarlanıyor (AP)

Tüm zamanların en üretken yazarlarından biri olan Stephen King, favori dizisini Twitter'da açıkladı. Sosyal medyada sık sık film, dizi ve kitaplar üzerine tavsiyeler veren King, "Daha iyisi yok" dediği diziyi paylaştı.

Korku ustası King, bu kez kendi türünün dışına çıktı ve tüm zamanların en iyi dizilerinden biri olarak kabul edilen yapımdan övgüyle bahsetti. Son bölümünün yayımlanmasının üzerinden 15 yıl geçen The Wire, Stephen King'in karşısında şapka çıkardığı dizi oldu.

75 yaşındaki ABD'li yazar, 7 milyon takipçili resmi Twitter hesabından şöyle yazdı:

THE WIRE, dostum. Daha iyisi yok.

David Simon tarafından yaratılan The Wire, ABD'nin Baltimore kentinde geçiyor ve her sezon yasadışı uyuşturucu ticareti, liman sistemi, siyaset, eğitim ve medya da dahil olmak üzere şehirdeki kurumların iç işleyişini ve bunların emniyet güçleriyle ilişkisini inceliyor.

Geçmişte Baltimore'da polis muhabirliği yapan Simon, diziyi şehirdeki eski bir cinayet masası dedektifiyle devlet okulu öğretmeni olan yazar ortağı Ed Burns'ün deneyimlerine dayanarak standart bir polis draması olarak yarattı. Ancak The Wire yoksulluk, eşitsizlik, ırk ve yolsuzluk gibi sosyal konuların daha geniş bir araştırmasına dönüştü.

Burns ve Simon'ın deneyimleri sayesinde The Wire, o dönemde Amerikan televizyonlarına eşi benzeri görülmemiş bir özgünlük ve gerçekçilik getirdi.

The Wire, televizyonda yayımlandığı dönemde düşük izlenme oranlarına sahip olsa da tüm zamanların en iyi dizilerinden biri olarak kabul ediliyor.  

The Wire'ın bir başka özelliği daha usta yazarın dikkatini çekmişti. Şu sıralar diziyi baştan sona tekrar izleyen King, daha önce attığı bir tweet'te de, dizide "kendisine nasıl hissetmesi gerektiğini söyleyen bir müziğin olmadığına" dikkat çekmişti. Ünlü yazar, "Buna bayıldım" demişti.

Independent Türkçe, ScreenRant, WGTC



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature