83 yaşında baba olmaya hazırlanan Al Pacino, 29 yaşındaki sevgilisinden DNA testi istedi

Usta oyuncunun "birini hamile bırakabileceğine inanmadığı" ortaya çıktı

Usta oyuncunun biri 33 diğer ikisi 22 yaşında olmak üzere üç çocuğu var (AP/Instagram)
Usta oyuncunun biri 33 diğer ikisi 22 yaşında olmak üzere üç çocuğu var (AP/Instagram)
TT

83 yaşında baba olmaya hazırlanan Al Pacino, 29 yaşındaki sevgilisinden DNA testi istedi

Usta oyuncunun biri 33 diğer ikisi 22 yaşında olmak üzere üç çocuğu var (AP/Instagram)
Usta oyuncunun biri 33 diğer ikisi 22 yaşında olmak üzere üç çocuğu var (AP/Instagram)

83 yaşındaki Al Pacino, bu hafta 29 yaşındaki kız arkadaşı Noor Alfallah'ın 8 aylık hamile olduğunu ve bebek beklediklerini açıklayarak dünyayı şoke etmişti. Ancak Pacino ve Alfallah'ın ilişkilerine ve hamileliğe dair yeni iddilar ortaya atıldı.

Pacino'nun "birini hamile bırakabileceğine inanmayı reddettiği" ileri sürülürken, Alfallah'ın hamileliğini sadece iki ay önce öğrenerek doğum öncesi DNA testi talep ettiği belirtildi. Usta oyuncunun ayrıca Noor Alfallah'la ilişkisinin çoktan bittiğine inandığına dair yeni iddialar ortaya atıldı.

Hamileliği 6. ayda öğrenmiş

Pacino ve Alfallah'a yakın bir kaynak, önceki gün Daily Mail'e açıklama yaparak, "birbirlerine çok aşık" çiftin hamilelikten dolayı çok mutlu olduklarını öne sürmüştü. Çifte yakın kaynak ayrıca Alfallah'ın "servet avcısı" olduğu ve yıllardır bebek istediğini söylediği iddialarına da karşı çıkmıştı.

Ancak TMZ, Kadın Kokusu'nun (The Scent Of A Woman) yıldızının, "bir erkeğin bir kadını hamile bırakmasını engelleyen tıbbi sorunlar nedeniyle" çocuğun kendisinden olduğuna inanmadığını yazdı.

Pacino'nun bebeği ancak Alfallah 6 aylık hamileyken öğrendiği ve bu durum karşısında "şoke olduğu" da iddia ediliyor. Ayrıca 29 yaşındaki prodüktörün, bebeğin babasının gerçekten Pacino olduğunu doğrulayan DNA testini yapmayı kabul ettiği de ileri sürülüyor.

Alfallah'a yakın bir kaynak, Hollywood yapımcısının Pacino'yla pandemiden beri görüştüğünü söylemişti (Instagram)
Alfallah'a yakın bir kaynak, Hollywood yapımcısının Pacino'yla pandemiden beri görüştüğünü söylemişti (Instagram)

Çiftin birlikteliği, aktörün "ilişkinin uzun zaman önce bittiğini düşündüğü" haberlerinin yayılmasıyla bir kez daha manşetlere taşınmış oldu.

"Al Pacino kandırıldı"

Showbiz411'e konuşan kaynaklar Pacino'nun Alfallah tarafından "kandırıldığını" iddia etti ve ekledi: 

Al Pacino'nun daha fazla çocuk sahibi olmak istemediğini biliyordu, ilişkileri yok, bu bir karmaşa.

Kaynaklar, sevgilisinin ilk 11 hafta boyunca Pacino'ya hamilelikten bahsetmediğini de iddia etti.

Alfallah'ın, ünlü oyuncunun Beverly D'Angelo'dan olan 22 yaşındaki kızı Olivia'yla iyi arkadaş olduktan sonra Pacino ile yakınlaştığı söyleniyor.

Alfallah, daha önce efsane rock grubu Rolling Stones'un 79 yaşındaki solisti Mick Jagger ve milyarder Nicolas Berggruen'le de aşk yaşamıştı.

Independent Türkçe, Daily Mail, TMZ



Uranüs ve Neptün'ün manyetik alanlarındaki bozulmaya devasa okyanuslar yol açmış olabilir

Neptün'ün (sağda) boyutu Uranüs'ten daha küçük ama kütlesi ondan daha fazla (NASA)
Neptün'ün (sağda) boyutu Uranüs'ten daha küçük ama kütlesi ondan daha fazla (NASA)
TT

Uranüs ve Neptün'ün manyetik alanlarındaki bozulmaya devasa okyanuslar yol açmış olabilir

Neptün'ün (sağda) boyutu Uranüs'ten daha küçük ama kütlesi ondan daha fazla (NASA)
Neptün'ün (sağda) boyutu Uranüs'ten daha küçük ama kütlesi ondan daha fazla (NASA)

Bilim insanları, Uranüs ve Neptün'ün devasa su okyanusları barındırabileceğini öne sürdü. 

NASA'nın uzay aracı Voyager 2, 1986'da Uranüs'ün yakınından geçtiğinde manyetik alanının gezegenin merkezinden uzak bir şekilde, büyük ölçüde çarpık olduğunu bulmuştu. 

Bundan üç yıl sonra Neptün'ün manyetik alanında da benzer bir tuhaflık kaydedilmişti. 

Dünya'nın dış çekirdeğinde üretilen manyetik alanı, gezegenin ekseniyle neredeyse aynı hizada kutuplar yaratıyor. 

Gökbilimci Heidi Hammel, "Gezegenin içinde büyük, dev bir çubuk mıknatıs var gibi" diye açıklıyor:

Dünya, Satürn, Jüpiter ve Jüpiter'in bazı uyduları için bu durum geçerli.

Bu nedenle bilim insanları, Güneş Sistemi'nin buz devleri Uranüs ve Neptün'ün manyetik alanının neden eğik olduğunu yıllardır anlamaya çalışıyor. 

Bu ay yayımlanan bir çalışmada Voyager 2, gezegeni ziyaret ettiğinde güneş fırtınası yaşandığı için Uranüs'ün manyetik alanında bozulma yaşandığı öne sürülmüştü.

Bilim insanları bu ihtimale dayanarak gezegende okyanus olabileceğini de iddia etmişti. 

PNAS adlı hakemli dergide 25 Kasım Pazartesi günü yayımlanan yeni bir çalışmadaysa iki gezegendeki farazi okyanusların, manyetik alandaki alışmadık duruma yol açmış olabileceği savunuluyor. 

ABD'deki Kaliforniya Üniversitesi Berkeley kampüsünden gezegen bilimci Dr. Burkhard Militzer, bu tuhaflığı anlamak için bir bilgisayar modeli oluşturdu. 

Modele göre gezegenlerin atmosferinin altında yaklaşık 8 bin kilometre kalınlığında su kütlesi var. Bunun altında da hidrokarbon açısından zengin bir katman, su kütlesiyle gezegenlerin çekirdeğini ayırıyor olabilir. 

Dr. Militzer, basıncın Dünya yüzeyinin 60 bin katı kadar olduğu için iki katmanın birbirine karışmadığını düşünüyor. 

Araştırmaya göre Uranüs'ün Merkür büyüklüğünde, Neptün'ün de bundan biraz daha büyük, Mars kadar bir çekirdeği var. 

Yeni çalışma, hidrokarbon tabakası konveksiyona izin vermediği için manyetik alanda bozulma yaşandığını öne sürüyor. 

Bilim insanları daha önce iki gezegenin daha homojen yapıda olduğunu düşünüyordu. Dr. Militzer, normalde hidrojen yığını altındaki su tabakasının dağılacağını söylüyor. Ancak Güneş'ten daha uzak olan buz devleri, daha az hidrojenle oluşmuş olabilir.

Bu da Jüpiter ve Satürn'le iki buz devi arasındaki farklılığa bir açıklama getiriyor. Dr. Militzer "Artık Uranüs ve Neptün'ün neden gerçekten farklı alanlara sahip olduğuna ve bunun Dünya, Jüpiter ve Satürn'den çok farklı olduğuna dair iyi bir teorimiz olduğunu söyleyebilirim" diyerek ekliyor: 

Bunu daha önce bilmiyorduk. Yağ ve suya benziyor; tek fark hidrojen kaybolduğu için yağ aşağıya iniyor.

Independent Türkçe, IFL Science, New York Times, PNAS