Netflix'teki yeni korku filmi izleyicilerin uykularını kaçırdı

"Rahatsız edici" yapımı seyredenler, "Tin ve Tina'nın korku filminde gördükleri en korkunç çocuklar" olduğunu yazdı

Tin ve Tina, bu yıl İspanya'da gösterime girdikten bir süre sonra Netflix'te yayımlanmaya başladı ve izleyicileri huzursuz etti (Netflix)
Tin ve Tina, bu yıl İspanya'da gösterime girdikten bir süre sonra Netflix'te yayımlanmaya başladı ve izleyicileri huzursuz etti (Netflix)
TT

Netflix'teki yeni korku filmi izleyicilerin uykularını kaçırdı

Tin ve Tina, bu yıl İspanya'da gösterime girdikten bir süre sonra Netflix'te yayımlanmaya başladı ve izleyicileri huzursuz etti (Netflix)
Tin ve Tina, bu yıl İspanya'da gösterime girdikten bir süre sonra Netflix'te yayımlanmaya başladı ve izleyicileri huzursuz etti (Netflix)

Netflix'te gösterime giren yeni korku filmi Tin ve Tina, yayımlandığı günden beri sosyal medyada gündem oluyor. Korku hayranları Tin ve Tina'yı izledikten sonra rahatsız olduklarını söylerken, bir kişi filmin "günlerce kabus görmelesine" neden olduğunu iddia etti.

Platformda gösterime giren Tin ve Tina, yönetmenliğini Rubin Stein'ın yaptığı 2013 yapımı aynı adlı kısa filmin uzun metrajlı uyarlaması. 

Gerilim türündeki film, 1980'lerin başında İspanya'da geçiyor ve düğün gününde düşük yapan bir kadının hikâyesini anlatıyor. Doktoru tarafından çocuk sahibi olamayacağı konusunda uyarılan kadın, depresyona girerek zor günler geçiriyor. 

Yeni evli çift, bir süre sonra katı dini öğretileri takip eden ve bunları yeni ebeveynleriyle paylaşan ikizler Tin ve Tina'yı evlat ediniyor. Çiftin çocukları evlat edindikleri manastırdaki rahibenin sözleriyse, Tin ve Tina'yla ilgili çok şey anlatıyor:

Onlar eşsiz, özel çocuklar.

Çocuklarla birlikte eve ürkütücü bir enerji gelirken, gizemli ve şiddet dolu olaylar yaşanmaya başlıyor. 

Flimde Lola ve Adolfo çiftini, 26 yaşındaki Milena Smit ve 31 yaşındaki Jaime Lorente canlandırıyor. İkizler Tin ve Tina da, 11 yaşındaki Anastasia Russo ve Carlos González Morollón tarafından canlandırılıyor. 

Film, Netflix'te yayımlanmaya başladığı andan itibaren insanları dehşete düşürdü. Tin ve Tina'nın etkisi altında kalan ürkmüş bir izleyici şöyle yazdı:

Netflix'te Tin ve Tina'yı izledim. The Shining'deki ikizlerin ürkütücü olduğunu düşünüyorsanız henüz hiçbir şey görmediniz. Beni çok ürküttüler, günlerce kabus göreceğim.

Bir başka izleyici ise şöyle yazdı: 

Bu gece #TinandTina'nın rüyalarıma girmemesi için dua ediyorum. Ev bu kadar sessizken ikinci yarıyı izlemeye bile dayanamıyorum. Bunu kendime neden yaptım?

Üçüncü bir izleyiciyse, Greta Gerwig'in yakında gösterime girecek filmi Barbie'ye gönderme yaparak şunları yazdı:

Tin ve Tina'yı seyrettikten sonra  Barbie'yi izlemem gerekiyor, bu film çok rahatsız edici.

Bir diğer sosyal medya kullanıcısı da "Uzun zamandır hiçbir film beni Tin ve Tina kadar ürkütmemişti" diye yazdı.

Bir yorumdaysa "Tin ve Tina'nın bir korku filmindeki en korkunç çocuklar olduğu" ifade edildi. Bir Twitter kullanıcısı da, "Aman Tanrım, bu çocuklar tüylerimi diken diken etti" diye yazdı.

Tin ve Tina, halen Netflix'te yayında.

Independent Türkçe, Daily Mail, Lad Bible



İkonik yönetmenden şaşırtan itiraf: O kadar da özel bulmuyorum

David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
TT

İkonik yönetmenden şaşırtan itiraf: O kadar da özel bulmuyorum

David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)

Beden korkusu (body horror) türünün öncüsü kabul edilen usta yönetmen David Cronenberg, sinema salonlarına dair nostaljik duygular taşımadığını ve dijitalleşen film yapım süreçlerini daha verimli bulduğunu söyledi.

Interview Magazine için meslektaşı Jim Jarmusch'a konuşan Cronenberg, filmlerinin toplu bir izleyiciyle sinema salonunda izlenmesinin kendisi için özel bir anlam taşımadığını belirtti.

"O hissi yaşamıyorum"

"Filmleri gerçek sinema salonlarında sadece arada sırada, genellikle film festivallerinde izliyorum ve projeksiyon kalitesi her zaman iyi olmuyor" diyen Cronenberg, sözlerine şöyle devam etti: 

Venedik'te Spike Lee'yle sahnedeydim. Sinemanın bir katedral gibi olduğunu, neredeyse dini bir yönü bulunduğunu söylüyordu. Ona, 'Ben Arabistanlı Lawrence'ı (Lawrence of Arabia) akıllı saatimden izliyorum ve orada bin deve var, hepsini görebiliyorum' dedim. Şaka yapıyordum ama anlatmak istediğim şey, sinema deneyimini o kadar da etkileyici bulmadığımdı. Belki yaşlandığım içindir. O toplu izleme hissini yaşamıyorum.

Teknolojiye karşı açık yaklaşımı filmlerine de yansıyan Cronenberg, dijital kameralarla çalışmanın kolaylıklarının, film şeridinin sunduğu görsel avantajların önüne geçtiğini düşünüyor. Kurgu süreçlerinde film şeridiyle çalışmanın epey kısıtlayıcı olduğunu belirten usta yönetmen, dijital araçların sağladığı kontrol imkanlarını öne çıkardı.

"İnsanların dijital platformlarda bir filmi izledikten sonra duyduğu tutkuyu, eskiden sinema salonundan çıktıktan sonra hissettiğimiz heyecana benzetiyorum" diyen Cronenberg, "Farklı olabilir ama daha kötü değil. Ayrıca filmle çalışmayı da özlemiyorum. Kurgu ve montaj benim için tam bir kabustu. Artık çok daha fazla kontrol sahibiyiz ve bir film yapıyorsanız, bir dereceye kadar kontrol manyağısınız demektir" ifadelerini kullandı.

Cronenberg'in son filmi Kefenler (The Shrouds) şu sıralar ABD sinemalarında gösterimde. Yönetmenin 2024 Cannes Film Festivali'nde prömiyer yapan filminde, eşini kaybeden bir adamın yas sürecini, karısının cesedini canlı yayın yapan bir tabut içinde saklayarak yaşaması konu ediliyor.

"Böyle bir filmi sadece Cronenberg çekebilir"

Filmin başrollerinde Fransız aktör Vincent Cassel, Guy Pearce ve Diane Kruger yer alıyor. Yardımcı rollerdeyse Sandrine Holt, Elizabeth Saunders ve Al Sapienza var.

IndieWire'ın incelemesinde filmle ilgili şu yorum yer alıyor:

Yönetmenin eşinin kaybından ilham alan Kefenler, sadece David Cronenberg'in çekebileceği türden bir yas hikayesi. Alaycı, duygusuz ve zaman zaman öylesine cansız ki, sanki film kendisi de katılaşmış gibi. Görüntüler, projeksiyondan perdeye ulaşmadan çok önce ölmüş gibi duruyor. Ama başka ne beklenirdi ki?

Kefenler, Türkiye'de 23 Mayıs'ta sinemaseverlerle buluşacak.

82 yaşındaki Kanadalı sinemacı, Sinek (The Fly), Çarpışma (Crash) ve Müstakbel Suçlar (Crimes of the Future) gibi filmleriyle de tanınıyor. 

Independent Türkçe, IndieWire, Interview Magazine