Breaking Bad'in yıldızı oyunculuğu bırakacağı tarihi açıkladı

"Eşimle aramızda bir eşitlik yok. Bunu dengelemek istiyorum. O bunu hak ediyor"

Bryan Cranston'ın 2008 ile 2013 arasında 5 sezon boyunca rol aldığı Breaking Bad, tüm zamanların en iyi dizilerinden biri olarak gösteriliyor (AMC)
Bryan Cranston'ın 2008 ile 2013 arasında 5 sezon boyunca rol aldığı Breaking Bad, tüm zamanların en iyi dizilerinden biri olarak gösteriliyor (AMC)
TT

Breaking Bad'in yıldızı oyunculuğu bırakacağı tarihi açıkladı

Bryan Cranston'ın 2008 ile 2013 arasında 5 sezon boyunca rol aldığı Breaking Bad, tüm zamanların en iyi dizilerinden biri olarak gösteriliyor (AMC)
Bryan Cranston'ın 2008 ile 2013 arasında 5 sezon boyunca rol aldığı Breaking Bad, tüm zamanların en iyi dizilerinden biri olarak gösteriliyor (AMC)

Bryan Cranston, lisede kimya öğretmeniyken uyuşturucu baronuna dönüşen Walter White'ı canlandırdığı Breaking Bad sayesinde bir neslin en ikonik oyuncularından biri haline geldi.

Vince Gilligan tarafından yaratılan dizinin 2013'te sona ermesinden bu yana Cranston, Godzilla, Düzenbaz Pete (Sneaky Pete), Sayın Yargıç (Your Honor) ve Trumbo da dahil olmak üzere birçok yapımdaki önemli rolün daha altından başarıyla kalktı. 

Ancak 67 yaşındaki yıldız artık emekli olmak istediğini söyledi ve oyunculuğu bırakmak istediği tarihi açıkladı. Ünlü oyuncu, 2026'da oyunculuktan emekli olmaya hazır olduğunu söyledi. 

Cranston, kariyerinin başladığı 1980'den bu yana 167 yapımda rol aldı.

Cranston, GQ'ya verdiği ve dün yayımlanan röportajda, yıllardır hayatını kariyeri etrafında döndürmek zorunda kalan eşi Robin Dearden'la daha fazla zaman geçirmek istediğini söyledi.

"Paradigmayı bir kez daha değiştirmek istiyorum. Son 24 yıldır Robin hayatını benim peşimde sürdürdü" diyen Cranston, sözlerini şöyle sürdürdü:

Artı bir oldu, bir ünlünün eşi oldu. Hayatını benimkine göre düzenlemek zorunda kaldı. Bundan muazzam bir fayda sağladı ama aramızda bir eşitlik yok. Bunu dengelemek istiyorum. O bunu hak ediyor.

Emmy ödüllü yıldız eşiyle birlikte Fransa'ya taşınmayı planladığını söylerken, Breaking Bad'deki rol arkadaşı ve yakın dostu Aaron Paul'le birlikte sahibi olduğu içki şirketi Dos Hombres'in yarısını satmayı ve yapım şirketi Moonshot Entertainment'ı kapatmayı planladığını da anlattı. 

Yıldız oyuncu, tüm bunların eşiyle birlikte ateş başında rahatlayabilmeleri, şarap içebilmeleri ve senaryo okumak zorunda kalmamaları için olduğunu söyledi.

Bu deneyimi yaşamak istiyorum. Günübirlik gezilere çıkmak, şöminede ateş yakmak, yeni arkadaşlarla şarap içmek ve senaryo okumamak istiyorum.

Cranston sözlerine şunları da ekledi: 

Bu risk almakla ilgili. Ben bu duyguya alışkınım: Bilmeme duygusuna.

Independent Türkçe, Insider, GQ



Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
TT

Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre depresyon, ağızda bulunan bakterilerin çeşitliliğinin azlığıyla bağlantılı olabilir.

Siz bu haberi okurken ağzınızda 500 milyar ila 1 trilyon bakteri bulunuyor. Bağırsak mikrobiyomundan sonra ağız, insan vücudundaki en büyük ikinci mikroorganizma topluluğunu barındırıyor.

New York Üniversitesi'ndeki (NYU) araştırmacılar, bu mikropların yapısının depresyonun teşhis ve tedavisinde işe yarayabileceğini söylüyor. Yeni çalışmada, ağızda mikropların çeşitliliğinin azalmasının ruh sağlığıyla ilişkili olduğunu buldular.

NYU Rory Meyers Hemşirelik Okulu'nda araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı Dr. Bei Wu, "Ağız mikrobiyomunun, iltihaplanma veya bağışıklık sistemindeki değişiklikler yoluyla depresif semptomları etkilemesi mümkün. Tersine, depresyon beslenme alışkanlıkları, kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımının artması veya ilaç kullanımı gibi değişikliklere yol açabilir ve bunların tümü ağız mikrobiyomunu değiştirebilir" dedi.

Bu ilişkinin hangi yönde işlediğini ve altında yatan mekanizmaları anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Wu, bu hafta BMC Oral Health adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı.

Bu sonuçlara ulaşmak için yazarlar, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nden elde edilen verileri inceledi. 2009'la 2012 arasında 15 binden fazla yetişkinden toplanan anket verilerini kullanarak depresyon belirtilerini tükürük örnekleriyle karşılaştırdılar.

Ayrıca, tükürükteki mikropları tanımlamak ve ağız mikrobiyomunun çeşitliliğini ölçmek için gen dizileme kullandılar. Böylece, mikrobiyal çeşitliliği daha az olan kişilerin depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfettiler.

Ek analizler, sigara içme, alkol tüketimi ve diş bakımı gibi alışkanlıkların ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkiyi etkilediğini ortaya koydu. Bunların tümü ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor.

Antidepresanlar ve diğer psikotropik ilaçların, tükürük miktarını azaltan ve ağız mikro ortamını değiştiren yan etkileri olduğunu belirttiler.

"Dolayısıyla ilaçlar sadece depresif semptomları hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda ağız sağlığı üzerinde düzenleyici bir etkiye de sahip" dediler.

cdsfvgh
Önceki araştırmalar, ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu göstermişti. İçki içme ve diş bakımı gibi alışkanlıklar ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor (AFP)

Yine de ağızdaki mikropların çeşitliliğinin depresyonu etkileyip etkilemediği, depresyonun ağız mikrobiyomunda değişikliklere yol açıp açmadığı veya simbiyotik bir ilişki olup olmadığı hâlâ belirsiz.

Araştırmacılar, yakın zamanda yapılan bir çalışmanın depresyonla bağırsaktaki bakteri çeşitliliği arasında olası bir bağlantı bulduğunu belirtti. Ayrıca giderek artan sayıda araştırmanın ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu gösterdiğini eklediler. Bunun nedeninin iltihaplanma ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, bu bulguların konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyorlar. 2021'de, tahmini 21 milyon yetişkinin geçen yıl en az bir kez majör depresif nöbet yaşadığı tahmin ediliyor.

Wu, "Ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, sadece depresyonun altında yatan mekanizmaları öğrenmemize yardımcı olmakla kalmayıp, duygudurum bozuklukları için yeni biyolojik işaretler veya tedaviler geliştirilmesine de katkıda bulunabilir" dedi.

Independent Türkçe