Conor McGregor, NBA Finalleri'nde cinsel saldırıda bulunmakla suçlanıyor

UFC yıldızının avukatı suçlamayı reddederek, McGregor'ın "sindirilemeyeceğini" söyledi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Conor McGregor, NBA Finalleri'nde cinsel saldırıda bulunmakla suçlanıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

UFC yıldızı Conor McGregor, Miami Heat'in NBA Finalleri'nde çıktığı maçta tuvalette bir kadına cinsel saldırıda bulunmakla suçlanıyor.

Miami Polis Teşkilatı, İrlandalı dövüşçüye yönelik iddialar üzerine teşkilatın Özel Mağdurlar Birimi'nin soruşturma başlattığını doğruladı.

Mağdur olduğu ileri sürülen kadının avukatı Ariel Mitchell, müvekkilinin iddiaya konu olay esnasında giydiği kıyafetleri adli tıp testlerinin yapılması için dedektiflere teslim ettiğini The Independent'a söyledi.

Mitchell açıklamasında, "Müvekkilim pazar günü polise gitmiş ancak geri çevrilmiş ve meseleyi sürdürmeden önce hukuki danışmanlık alması teşvik edilmiş. Daha sonra benimle görüştü ve çarşamba günü ihbarda bulunduk" dedi.

Müvekkilim sadece tek bir şey istiyor, o da adalet. Adaletin yerini bulması için yola çıktı ve ben de buna ulaşmasını sağlayacağım.

McGregor'ın avukatı Barbara Llanes, The Independent'a yaptığı açıklamada şunları söyledi:

İddialar gerçek dışı. Bay McGregor sindirilemeyecek.

Mitchell, mağdur olduğu iddia edilen kadının NBA ve Heat güvenlik görevlilerince arkadaşından ayrıldığını ve kendini salonun erkekler tuvaletinde bulduğunu söylüyor. Avukat, McGregor'ın kadını öptüğünü ve cinsel ilişkiye girmeye zorladığını öne sürüyor.

Mitchell, McGregor'ın daha sonra kadını duvara yaslanmaya zorlayarak cinsel ilişki kurmaya çalıştığını iddia ediyor. Avukat, müvekkilinin nihayetinde McGregor'a dirsek attığını ve tuvaletten kaçtığını söylüyor.

Miami Heat'ten yapılan açıklamada, "İddiaların farkındayız ve kapsamlı bir soruşturma yürütüyoruz. Soruşturmanın sonucunu beklerken daha fazla yorum yapmayacağız" dendi.

İddiaya konu hadise, McGregor'ın Miami Heat maskotuyla birlikte gerçekleştirdiği ve profesyonel dövüşçünün yüzüne yumruk attığı kostümlü kişinin hastaneye kaldırıldığı gösteriyle aynı gece meydana geldi.



Oxford Üniversitesi'nde kafatasından şarap içildiği ortaya çıktı

Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
TT

Oxford Üniversitesi'nde kafatasından şarap içildiği ortaya çıktı

Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)

Dünyanın çeşitli yerlerindeki toplumların büyük acılar çekmesine neden olan sömürgeciliğin izleri, beklenmedik yerlerden çıkmayı sürdürüyor. 

Dan Hicks yeni yazdığı Every Monument Will Fall (Her Bir Anıt Devrilecek) adlı kitapta dünyanın en prestijli üniversitelerinden Oxford'daki bir örneğe işaret etti. 

Birleşik Krallık'taki okulda görev yapan akademisyenlerin, onlarca yıl boyunca insan kafatasından yapılmış bir bardak kullandığını ortaya çıkardı. 

Aynı okulda arkeoloji dersleri veren Hicks, 2015'e kadar resmi yemeklerde düzenli kullanılan kadehin, gümüşlerle bezenmiş bir kafatası olduğunu söylüyor. 

İçine konan şarapların sızması üzerine bardak, çikolata servisinde kullanılmaya başlanmış.

Akademisyenler ve misafirler bu durumdan giderek daha fazla rahatsızlık duyunca, kadehin kullanımına son verilmiş.

Dan Hicks, okulun kafatasınının kökenlerini incelemek üzere 2019'da kendisini davet ettiğini Guardian'a anlattı. 

Karbon testiyle kafatasının 225 yaşında olduğunu bulan Hicks, onun büyük ihtimalle Karayipler'den getirildiğini ve köleleştirilmiş bir kadına ait olduğunu belirtiyor. 

Okulun eski öğrencilerinden George Pitt-Rivers, 1946'da bu kupayı Oxford'a armağan etmiş. Bu kadeh, ona da Pitt Rivers Müzesi'ni kuran arkeolog dedesi Augustus Henry Lane Fox Pitt Rivers'tan miras kalmış. 

Kafatasının sahibinin kimliğini tespit edememesini sorunsallaştıran arkeolog, Birleşik Krallık sömürgeciliğinin Cecil Rhodes ve Edward Colston gibi simgelerinin adlarının heykeller ve kurumlarla yaşatıldığını ancak kolonyalizm kurbanlarının tarihten ve hafızalardan silindiğini vurguluyor:

İnsanlıktan çıkarma ve kimliklerin yıkımı da şiddetin bir parçasıydı.

Independent Türkçe, Guardian, Daily Mail