Indiana Jones'un yönetmeni, Shia LaBeouf'ın neden son filmde yer almadığını açıkladı

Yönetmen James Mangold, "Bir filme sığdırabileceğiniz kişi sayısı kısıtlı" dedi

Harrison Ford (solda) ve Shia LaBeouf, Indiana Jones ve Kristal Kafatası Krallığı'nda (Lucasfilm)
Harrison Ford (solda) ve Shia LaBeouf, Indiana Jones ve Kristal Kafatası Krallığı'nda (Lucasfilm)
TT

Indiana Jones'un yönetmeni, Shia LaBeouf'ın neden son filmde yer almadığını açıkladı

Harrison Ford (solda) ve Shia LaBeouf, Indiana Jones ve Kristal Kafatası Krallığı'nda (Lucasfilm)
Harrison Ford (solda) ve Shia LaBeouf, Indiana Jones ve Kristal Kafatası Krallığı'nda (Lucasfilm)

Indiana Jones ve Kader Kadranı'nın (Indiana Jones and the Dial of Destiny) yönetmeni James Mangold, filme adını veren arkeoloğun oğlu Mutt rolüne Shia LaBeouf'ın neden geri dönmediğini açıkladı.

37 yaşındaki LaBeouf bu rolü ilk kez, Steven Spielberg'in yönettiği 2008 yapımı Indiana Jones ve Kristal Kafatası Krallığı'nda (Indiana Jones and the Kingdom of the Crystal Skull) canlandırmıştı.

Kader Kadranı'nın bu haftaki galasında LaBeouf'ın yokluğu hakkında soru yöneltilen Mangold, Variety'ye şöyle dedi:

Sanırım filme başladığımda üzerinde durduğum nokta, Indy'yle gözü pek kadın karakter arasındaki o harika enerjiyi yakalama isteğimdi.

Fleabag'in 37 yaşındaki yıldızı Phoebe Waller-Bridge serinin 5. filminde, Indiana'nın yeni macerasında ona yardım eden vaftiz kızı Helena'yı canlandırıyor. Mangold, "Yani ilk hedefim buydu ve bir filme sığdırabileceğiniz kişi sayısı kısıtlı" dedi.

Başrolünde LaBeouf'ın oynadığı, Indiana Jones serisinin kötülenen 4. filmini eleştirmenler geniş çapta yermişti.

Filmin sonunda maceraperestin ikonik şapkasının rüzgarda uçup Mutt'ın ayaklarının dibine indiğinin görülmesiyle, Mutt'ın Indiana'nın halefi olacağı güçlü bir şekilde ima edilmişti.

Öte yandan 2017'de senarist David Koepp, LaBeouf'ın rolünü yeniden canlandırmayacağını açıklamıştı.

LaBeouf, 2010'da Los Angeles Times'a verdiği bir röportajda yapımı eleştirmişti. Aktör, "Halkın sevdiği ve değer verdiği bir mirası eline yüzüne bulaştırdığını" ve Harrison Ford'un da filmden memnun kalmadığını söylemişti.

Daha sonra bu yorumlara yanıt veren 80 yaşındaki Ford, rol arkadaşı için "kahrolasıca aptal" demişti.

Even Stevens'ın yıldızı, son yıllarda defalarca tartışmalara konu oldu.

Halihazırda oyuncu, eski partneri olan ve FKA Twigs diye bilinen müzisyenin kendisine yönelttiği taciz iddiaları sebebiyle yasal mücadele veriyor.

İddiaların hepsini reddetmesine rağmen saldırgan olduğunu kabullenen LaBeouf, alkol bağımlılığından bahsederek şöyle demişti:

Kimseye, davranışlarımın onları nasıl hissettirdiğini söyleyebileceğim bir konumda değilim. Alkolikliğim veya saldırganlığım için hiçbir bahanem yok, sadece mantık zeminine oturtuyorum.

LaBeouf'ın kariyerinin ve dahil olduğu tartışmaların tamamının yer aldığı, The Independent'ın hazırladığı derlemeyi buradan okuyabilirsiniz.

Indiana Jones ve Kader Kadranı, 30 Haziran'da sinemalarda gösterime girecek.

 



ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
TT

ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)

Amerika'daki kolonilerle bağlantılı ticaret rotalarına daha fazla ışık tutan yeni bir çalışma, ABD'de bilinen en eski mezar taşının İngiliz bir şövalyeye ait olduğunu ve muhtemelen Belçika'dan geldiğini ileri sürdü.

Arkeologlar, mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627'de Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Virginia eyaletinin Jamestown kentine yerleştirildiğini biliyordu. Ancak siyah kireçtaşından yapılan levhanın Avrupa'nın tam olarak neresinden geldiği net değildi.

Yakın zamanda International Journal of Historical Archeology isimli akademik dergide yayımlanan çalışma, mezar taşının oyma ve kakmalarını inceleyerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları, mezar taşında bir zamanlar muhtemelen bir kalkan, açılmış bir parşömen ve zırhlı bir adam tasvirinin pirinç kakmalarını barındıran, oyulmuş bir girinti olduğunu tespit etti.

Tarihi kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown'da, 1618'de Sör Thomas West ve Sör George Yeardley olmak üzere iki şövalyenin hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Sör Yeardley'nin üvey torunu, 1680'lerde kendisi için siyah kireçtaşındakiyle aynı yazıtlara sahip bir mezar taşı sipariş etmişti.

Araştırmacılar bu sebeple, 1627'den kalan mezar taşının Sör George Yeardley'ye ait olduğundan şüphelendi.

1588'de İngiltere, Southwark'ta doğan Sör Yeardley, Bermuda yakınlarında bir gemi kazasından sağ çıkarak 1610'da Jamestown'a gelmişti.

Sör Yeardley 1617'de İngiltere'ye döndüğünde, I. James onu şövalye ilan etmişti. Sör Yeardley, 1621'de Jamestown'a dönmüş ve 1627'de orada hayatını kaybetmişti.

Bilim insanları, mezar taşından parçalar inceledi ve birçoğu Kuzey Amerika'da olmayan küçük fosil mikroplar tespit etti. Araştırmacılar, mikrop fosillerinin günümüzde Belçika ve İrlanda'yı oluşturan bölgelerde birlikte bulunduğunu söyledi.  

Mezar taşının kaynağını daha da daraltarak, o dönemde bu tür kireçtaşlarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika'yla sınırlandırdılar.

Bilim insanları "Bu nedenle, şövalyenin mezar taşı Avrupa'dan ithal edilmiş olmalı. Tarihi kanıt Belçika'ya işaret ediyor, oradan gemiyle Londra'ya ve Jamestown'a taşınmış" diye yazdı.

Mezar taşının Belçika'da taş ocağından çıkarılıp kesildiğini, Maas Nehri'nden Manş Denizi'ni geçerek Londra'ya taşındığını, burada oyulduğunu ve pirinç kakmaların yerleştirildiğini, sonrasında da Jamestown'a gönderildiğini tahmin ediyoruz.

Bulgular, koloni döneminde Avrupa ve Jamestown'ı birbirine bağlayan ticaret ağlarının kapsamını gösteriyor.

öıüaoçzd
Virginia'daki Jamestown kazı alanı (Marcus Key et al International Journal of Historical Archaeology)

Çalışmada, bu simsiyah taşların o dönemde Avrupa'da "en çok rağbet gören ve en pahalı" taşlar olduğu belirtiliyor.  

Araştırmacılar "Londra'da yaşadıktan sonra Virginia'ya gelen başarılı sömürgeciler, son İngiliz modalarından haberdar olur ve bunları kolonilerde taklit etmeye çalışırdı" dedi.

Bulgular, ilk Amerikan kolonilerinin en zorlu dönemlerinde bile bazı sömürgecilerin kendilerini anmak için ne kadar çaba sarf edebildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe