Black Mirror'ın 6. sezonunda beklenmedik değişiklik

Black Mirror'ın yeni sezonu, distopik gelecekten uzaklaşıp çarpık bir geçmişe bakmayı tercih ediyor

Dizinin ilk bölümünde Salma Hayek rol almış, "iğrenç sahne yüzünden dizideki rolünü sorguladığını" söylemişti (Netflix)
Dizinin ilk bölümünde Salma Hayek rol almış, "iğrenç sahne yüzünden dizideki rolünü sorguladığını" söylemişti (Netflix)
TT

Black Mirror'ın 6. sezonunda beklenmedik değişiklik

Dizinin ilk bölümünde Salma Hayek rol almış, "iğrenç sahne yüzünden dizideki rolünü sorguladığını" söylemişti (Netflix)
Dizinin ilk bölümünde Salma Hayek rol almış, "iğrenç sahne yüzünden dizideki rolünü sorguladığını" söylemişti (Netflix)

Black Mirror'ın yeni sezonu 15 Haziran'da Netflix'te yayımlandı. Dizinin 6. sezonunda, tamamen yeni bir yöne doğru ilerlemesi dikkat çekti. Bu sezon, teknolojik ve distopik geleceğe uzanmasa da temel korku duygusunu ve zihin bükücü sekanslarını koruyor. 

Antolojinin ilk bölümü, önceki sezonlardaki hikayelere en çok benzeyen bölüm olarak öne çıkıyor. Ancak geleceğin radikal teknolojik sonuçlarını ele almak yerine günümüz teknolojileri ve sorunlarıyla önemli bir bağlantı kuruyor. 

Fantastik ve doğaüstü öğeler eklenmiş

Bölümlerin geri kalanı ya geçmişte geçiyor ya da geçmişle büyük bir bağlantıya sahip. Gelecekten geçmişe ve günümüze yapılan bu geçiş, sezonun "ötekilik" hissini sağlamayı başarıyor. Bu da dizinin fantastik, korku ve doğaüstü gibi diğer türleri keşfetmesini kolaylaştırıyor.

Sezonun ilerleyen bölümlerinde zamanda daha da geriye gidilirken, ilk bölüm günümüzde başlayarak yapay zeka, dijital yayıncılık platformları ve gelişmiş sahtecilik gibi güncel teknolojileri içeriyor. 

2019'dan bu yana yayımlanan ilk Black Mirror sezonu, karışık eleştiriler aldı. Collider, "dizinin kendi ufkunu genişlettiğini" söylerken Atlantis "yeni kurguların bayat hikaye anlatımı ürettiğini" ileri sürüyor. Esquire, "dizinin geleceğimize dair söyleyeceği pek bir şeyin kalmadığını" ifade ederken, Guardian "bunun dizinin en iyi sezonu olmasa bile distopik dramanın varoluşsal kaygılarımızı tetikleyeceğini" söylüyor.

Birincil söylem "keder ve kimlik"

Yeni sezondaki Beyond the Sea ve Demon 79 gibi bölümler açıkça geçmişte geçiyor ve teknolojinin kendisinden ziyade insanlık halleri ve ruhun inceliklerine odaklanıyor. 

Beyond the Sea, teknolojinin karanlık yönlerini, özellikle de uzaydaki bir insanın bilincini Dünya'daki bir android kopyasına gönderebilen bir cihazı ele alıyor, ancak birincil söylemi keder ve kimlik üzerine. 

Buna karşılık Loch Henry ve Mazey Day gibi diğer bölümler, geçmişte geçmekten ziyade geçmişe gönderme yapıyor. Bu iki bölümle ilgili en beklenmedik şey, fütüristik ve akıllara durgunluk veren teknolojinin belirgin bir şekilde yokluğu. 

Aynayı insanlığa ve etiğin kendisine çevirdi

Deneysel olarak adlandırılan Black Mirror sezonu, eski teknolojiyi tercih ederek insan davranışlarına, röntgenci hayranlıklara ve bunların sonuçlarına ışık tutuyor. Geçmişe yapılan bu gönderme aynı zamanda izleyiciyi bir adım geriye çekilip günümüze, özellikle de mevcut medya dünyasını saran insanlık ve empati eksikliğine bakmaya davet ediyor.

Gözlerini geçmişe ve günümüze diken Black Mirror'sa, aynayı teknolojinin kötüye kullanımından insanlığa ve etiğin kendisine çeviriyor.

Independent Türkçe, Collider, Guardian



Marvel'ın yeni filminden bomba gibi başlangıç

Sinema yazarı Emily Murray, Thunderbolts* için "Son yıllarda yapılmış en iyi Marvel Sinematik Evreni filmlerinden biri" diyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
Sinema yazarı Emily Murray, Thunderbolts* için "Son yıllarda yapılmış en iyi Marvel Sinematik Evreni filmlerinden biri" diyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
TT

Marvel'ın yeni filminden bomba gibi başlangıç

Sinema yazarı Emily Murray, Thunderbolts* için "Son yıllarda yapılmış en iyi Marvel Sinematik Evreni filmlerinden biri" diyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
Sinema yazarı Emily Murray, Thunderbolts* için "Son yıllarda yapılmış en iyi Marvel Sinematik Evreni filmlerinden biri" diyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)

Marvel Studios ve Disney imzalı Thunderbolts*, cuma itibarıyla 52 ülkede toplam 47,2 milyon dolarlık hasılat elde etti. Filmin hasılatının, hafta sonu itibarıyla dünya genelinde 165 milyon doların üzerine çıkması bekleniyor. Bu rakam, hafta sonu öncesi yapılan tahminlerle paralel ilerliyor.

Filmin Kuzey Amerika açılışının ise 73 ila 77 milyon dolar aralığında olması bekleniyor.

Anti-kahramanlardan oluşan ekibin macerası, özellikle Latin Amerika'da büyük ilgi görürken Britanya ve Asya pazarlarında da güçlü açılışlara imza attı. Filmin Kore ve Çin dışındaki hemen her pazarda gişe listelerinde bir numaraya yerleşmesi öngörülüyor. 

Florence Pugh'nun başrolünde yer aldığı ve eleştirmenlerden olumlu yorumlar alan film, sadece cuma günü ABD'de yaklaşık 32 milyon dolar kazandı.

Cuma günü itibarıyla Thunderbolts*'un en yüksek hasılat elde ettiği ilk 5 pazar şöyle sıralandı: Çin (7,1 milyon dolar), Meksika (4,2 milyon dolar), Britanya (3,1 milyon dolar), Brezilya (2,2 milyon dolar) ve Fransa (2,1 milyon dolar).

Thunderbolts*, Sebastian Stan'in canlandırdığı Bucky Barnes, Florence Pugh'nun Yelena Belova'sı, Wyatt Russell'ın oynadığı John Walker ve David Harbour'ın hayat verdiği Red Guardian gibi anti-kahramanlardan oluşan bir ekibin tehlikeli bir görevde bir araya gelmesini konu alıyor. 

Marvel, martta yaptığı açıklamayla filmin oyuncu kadrosunun büyük bölümünün 2026'da vizyona girecek Avengers: Doomsday'de de yer alacağını duyurmuştu. Bu gelişmenin, Thunderbolts*'a olan ilgiyi artırması bekleniyordu.

Independent Türkçe, Variety, Deadline