Usta yönetmen John Wick 4'ü yerden yere vurdu: "İnanılmayacak kadar iğrenç"

Akademi Ödüllü Oliver Stone, John Wick 4'ün gerçeklikle bağını kaybettiğini söyledi

John Wick serisinin yönetmeni Chad Stahelski'ye göre Ballerina ve The Continental, geniş bir John Wick evreninin başlangıcı olabilir (Lionsgate)
John Wick serisinin yönetmeni Chad Stahelski'ye göre Ballerina ve The Continental, geniş bir John Wick evreninin başlangıcı olabilir (Lionsgate)
TT

Usta yönetmen John Wick 4'ü yerden yere vurdu: "İnanılmayacak kadar iğrenç"

John Wick serisinin yönetmeni Chad Stahelski'ye göre Ballerina ve The Continental, geniş bir John Wick evreninin başlangıcı olabilir (Lionsgate)
John Wick serisinin yönetmeni Chad Stahelski'ye göre Ballerina ve The Continental, geniş bir John Wick evreninin başlangıcı olabilir (Lionsgate)

Müfreze (Platoon) ve Katil Doğanlar’ın (Natural Born Killers) yönetmeni Oliver Stone'dan, John Wick serisinin şimdilik son halkası olan 4. filme sert bir eleştiri geldi.

Stone, John Wick 4'te yer alan aksiyon sahnelerini video oylarına benzetti ve aşırı şiddet içerdiği gerekçesiyle eleştirdi.

Yakın zamanda Variety'ye verdiği bir röportajda Stone, sinemanın popüler kültür odaklı serilerinin birçoğundan duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi ve örnek olarak John Wick 4'ü gösterdi.

Filmi "inanılmayacak kadar iğrenç" olarak nitelendiren usta sinemacı, Keanu Reeves'in başrolde olduğu aksiyon filmlerini "gerçeklikten kopuk" olarak değerlendirdi. 

Uçakta John Wick 4'ü izledim. Bence film inanılmayacak kadar iğrenç. İğrenç. İnsanlar ne düşünüyor bilmiyorum. Keanu Reeves filmde 300-400 kişiyi öldürüyor. Ve bir savaş gazisi olarak söylemeliyim ki hiçbiri inandırıcı değil. Bunun bir film olduğunun farkındayım ama filmden çok bir video oyununa dönüşmüş.

John Wick 4'ün gerçeklikle bağını kaybettiğini ifade eden 76 yaşındaki yönetmen, sözlerine şöyle devam etti:

Seyirci belki video oyununu seviyor. Ama ben sıkılıyorum. Kaç araba kaza yapabilir? Kaç tane dublör kullanabilirsin? Her şey birbiri ardına geliyor. Bu inandırıcı değil.

ABD'de bağımsız film yapımcılığının altın çağında öne çıkan Oliver Stone, stüdyo güdümlü mevcut ortamdan ve bu ortamın büyük bütçeli serilere olan bağımlılığından duyduğu hoşnutsuzlukta yalnız değil. 

76 yaşındaki yönetmenin yorumları, Martin Scorsese ve Francis Ford Coppola gibi pek çok çağdaşı tarafından dile getirilen görüşlerle örtüşüyor. Bu da Hollywood'un usta isimleriyle şu anda sektöre hakim olan film türleri arasında giderek artan bir kopukluk olduğunu gösteriyor. 

Hollywood çevrelerinde sıklıkla tartışılan bir figür olan Oscar ödüllü Oliver Stone, sinema kariyerini yönetmen, yapımcı ve senarist olarak çizdi. Usta isim, kariyerinin büyük bölümünü Amerikan siyasetinin tartışmalı meselelerine odaklanarak geçirdi.

Vietnam Savaşı sırasında görev yapmış eski bir piyade askeri olan yönetmenin savaş deneyimleri Müfreze, Doğum Günü 4 Temmuz (Born of the Fourth of July) ve Cennet Ve Yeryüzü (Heaven & Earth) gibi filmlere de ilham kaynağı olmuştu.

Oliver Stone'un senaryosunu kaleme aldığı ve Alan Parker'ın yönettiği Geceyarısı Ekspresi (Midnight Express) Türkiye'de tutuklanıp hapse atılan Billy Hayes'in gerçek öyküsünden yola çıkılarak yazılmıştı. 

Oliver Stone'a En İyi Uyarlama Senaryo Oscar'ını kazandıran 1978 yapımı Geceyarısı Ekspresi, filmin gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle Türkiye tarafından protesto edilmişti.

Independent Türkçe, Screenrant, Variety



Küçük kertenkeleler, doğal "dalış tüpü" sayesinde yem olmaktan kurtuluyor

Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
TT

Küçük kertenkeleler, doğal "dalış tüpü" sayesinde yem olmaktan kurtuluyor

Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)

Su anolü denen bir kertenkele türünün, burun deliklerinde oluşturduğu bir baloncuk sayesinde hayatta kalabildiği ortaya kondu. Su altında en az 20 dakika kalmalarını sağlayan baloncuk sayesinde avcılardan kaçarak yem olmaktan kurtuluyorlar. 

Kalem uzunluğundaki su anolleri akarsu ve şelalelerin yakınlarındaki kaya ve bitkilerin etrafında yaşıyor. Kuşlardan yılanlara kadar çeşitli hayvanlara yem olan bu kertenkeleler, hayatta kalabilmek için kamuflaj gibi beceriler geliştirmiş.

Ayrıca tehlike durumunda suya atlayan bu hayvanlar, burun deliklerinin üstünde bir baloncuk oluşturarak gizleniyor. Bilim insanları bu özelliğin farkında olsa da baloncukların su altında daha uzun süre kalmalarını sağlayıp sağlamadığı net değildi.

New York'taki Binghamton Üniversitesi'nde anoller üzerine çalışan Dr. Lindsey Swierk, "Suyun altında çok uzun süre kalabildiklerini biliyoruz" diyerek ekliyor: 

Bu baloncuğun solunumda gerçekten işlevsel bir rolü olup olmadığını bilmiyorduk.

Bu belirsizliği gidermek isteyen Dr. Swierk, 30 su anolü yakalayarak bir deney yürüttü. 

Su anolleri suya girdikten sonra nefes vererek küçük bir baloncuk üretiyor. Kertenkelenin derisinin hidrofobik olması yani sudan kaçınması sayesinde baloncuk büyüyerek muhtemelen hayvanın nefes almasını sağlıyor. 

Biology Letters adlı hakemli dergide dün (18 Eylül) yayımlanan çalışmayı yürüten Dr. Swierk, yakaladığı su anollerinin yarısının burnuna nemlendirici sürerek baloncuk oluşturmalarını engelledi. 

Daha sonra hayvanları akvaryuma bırakan bilim insanı, baloncuk üretebilenlerin su altında yüzde 32 daha uzun süre kaldığını gözlemledi. 

Bulgular, bu kertenkele türünün baloncukları hayatta kalmak için kullandığına işaret ediyor.

Dr. Swierk makalede, "Yarı suda yaşayan anollerin içinde ve hidrofobik vücut yüzeyinde taşınan fazla hava, insanların dalış tüpü gibi çalışıp ekstradan hava sağlayarak dalış süresini uzatıyor" diye yazıyor.

Çalışmadaki anoller suda birkaç dakika kaldı ancak doğadakilerin en az 20 dakika kalabildiği biliniyor. 

Avcılarla karşılaşan su anolleri ilk başta olduğu yerde kalarak kamuflajının kendisini gizlemesini umuyor. Eğer bunda başarılı olmazsa kayalardaki çatlaklara saklanmayı deniyor.

Dr. Swierk suya dalmanın son seçenek olduğunu ama diğerlerinden çok daha etkili bir strateji olduğunu belirtiyor:

Suyun altına girmelerinden sonra, akıntının hareketli yüzeyinde tespit edilmeleri çok zor oluyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Guardian, Biology Letters