İlk sezonuyla 100 tam puan almıştı: İşte The Bear'in yeni sezon skoru

Dizinin ikinci sezonu, 30 dakikalık 10 bölümden oluşuyor (Hulu)
Dizinin ikinci sezonu, 30 dakikalık 10 bölümden oluşuyor (Hulu)
TT

İlk sezonuyla 100 tam puan almıştı: İşte The Bear'in yeni sezon skoru

Dizinin ikinci sezonu, 30 dakikalık 10 bölümden oluşuyor (Hulu)
Dizinin ikinci sezonu, 30 dakikalık 10 bölümden oluşuyor (Hulu)

İlk sezonuyla övgü dolu yorumlar ve pek çok ödül alan The Bear'in 2. sezonu da resmen eleştirmenlerin beğenisini kazandı. Şikago'da tüm zorluklara rağmen sandviç dükkanı işletmeye çalışan bir şefin yaşadığı talihsizlikleri takip eden The Bear, aşçılık dünyasının karanlık unsurlarını da gözler önüne seriyor. 

Mizah yönünü de kaybetmeyen dizinin ikinci sezonu kısa süre önce Hulu'da yayımlandı. Jeremy Allen White'ın canlandırdığı Carmen'in restoranı yenilemeye çalıştığı ikinci sezon, hem eleştirmenler hem de izleyiciler tarafından yine övgüyle karşılandı.

İlk sezon Rotten Tomatoes'ta yüzde 100 gibi erişmesi zor bir puana sahipken, ikinci sezon da mükemmelliğe ulaşmayı başardı. Yüz üzerinden 91 puan alan dizinin başarısının onu üçüncü sezona taşıyıp taşımayacağı henüz belli değil.

Guardian yazarı Joel Golby, The Bear'in ilk sezonundan övgüyle bahsetmiş ve "son yılların en iyisi" ifadesini kullanmıştı.

The Bear'ın Rotten Tomatoes'taki yüksek puanı onun tek başarısı değil. Dizinin ilk sezonda aldığı pozitif yorumlar ödül sezonuna da yansımıştı. 32 yaşındaki Jeremy Allen White, Altın Küre ve Ekran Oyuncuları Derneği Ödülleri de dahil olmak üzere En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde birçok ödül kazandı. Dizi ayrıca en iyi komedi dizisi dalında da adaylıklar almıştı. 

The Bear'in ödül serisini, 12 Temmuz'da adayların açıklanması beklenen 2023 Emmy Ödülleri'yle sürdürmesi bekleniyor.

Dengeli hikayesi ve oyuncuların güçlü performansları sayesinde şu anda yayımlanan en iyi dizilerden biri kabul edilen The Bear, ölüm ve keder gibi karanlık konularla mizahı dengelemeyi başararak öne çıkıyor. 

Independent Türkçe, Screenrant, Guardian



ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
TT

ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)

Amerika'daki kolonilerle bağlantılı ticaret rotalarına daha fazla ışık tutan yeni bir çalışma, ABD'de bilinen en eski mezar taşının İngiliz bir şövalyeye ait olduğunu ve muhtemelen Belçika'dan geldiğini ileri sürdü.

Arkeologlar, mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627'de Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Virginia eyaletinin Jamestown kentine yerleştirildiğini biliyordu. Ancak siyah kireçtaşından yapılan levhanın Avrupa'nın tam olarak neresinden geldiği net değildi.

Yakın zamanda International Journal of Historical Archeology isimli akademik dergide yayımlanan çalışma, mezar taşının oyma ve kakmalarını inceleyerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları, mezar taşında bir zamanlar muhtemelen bir kalkan, açılmış bir parşömen ve zırhlı bir adam tasvirinin pirinç kakmalarını barındıran, oyulmuş bir girinti olduğunu tespit etti.

Tarihi kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown'da, 1618'de Sör Thomas West ve Sör George Yeardley olmak üzere iki şövalyenin hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Sör Yeardley'nin üvey torunu, 1680'lerde kendisi için siyah kireçtaşındakiyle aynı yazıtlara sahip bir mezar taşı sipariş etmişti.

Araştırmacılar bu sebeple, 1627'den kalan mezar taşının Sör George Yeardley'ye ait olduğundan şüphelendi.

1588'de İngiltere, Southwark'ta doğan Sör Yeardley, Bermuda yakınlarında bir gemi kazasından sağ çıkarak 1610'da Jamestown'a gelmişti.

Sör Yeardley 1617'de İngiltere'ye döndüğünde, I. James onu şövalye ilan etmişti. Sör Yeardley, 1621'de Jamestown'a dönmüş ve 1627'de orada hayatını kaybetmişti.

Bilim insanları, mezar taşından parçalar inceledi ve birçoğu Kuzey Amerika'da olmayan küçük fosil mikroplar tespit etti. Araştırmacılar, mikrop fosillerinin günümüzde Belçika ve İrlanda'yı oluşturan bölgelerde birlikte bulunduğunu söyledi.  

Mezar taşının kaynağını daha da daraltarak, o dönemde bu tür kireçtaşlarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika'yla sınırlandırdılar.

Bilim insanları "Bu nedenle, şövalyenin mezar taşı Avrupa'dan ithal edilmiş olmalı. Tarihi kanıt Belçika'ya işaret ediyor, oradan gemiyle Londra'ya ve Jamestown'a taşınmış" diye yazdı.

Mezar taşının Belçika'da taş ocağından çıkarılıp kesildiğini, Maas Nehri'nden Manş Denizi'ni geçerek Londra'ya taşındığını, burada oyulduğunu ve pirinç kakmaların yerleştirildiğini, sonrasında da Jamestown'a gönderildiğini tahmin ediyoruz.

Bulgular, koloni döneminde Avrupa ve Jamestown'ı birbirine bağlayan ticaret ağlarının kapsamını gösteriyor.

öıüaoçzd
Virginia'daki Jamestown kazı alanı (Marcus Key et al International Journal of Historical Archaeology)

Çalışmada, bu simsiyah taşların o dönemde Avrupa'da "en çok rağbet gören ve en pahalı" taşlar olduğu belirtiliyor.  

Araştırmacılar "Londra'da yaşadıktan sonra Virginia'ya gelen başarılı sömürgeciler, son İngiliz modalarından haberdar olur ve bunları kolonilerde taklit etmeye çalışırdı" dedi.

Bulgular, ilk Amerikan kolonilerinin en zorlu dönemlerinde bile bazı sömürgecilerin kendilerini anmak için ne kadar çaba sarf edebildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe